Veteriner Sağlık Rehberi

Pati kurtaran pratik bilgiler


13/Ara/2022

Evcil hayvanlarımızın zaman zaman aşırı tüy dökme döneminde olduklarını görüyor ve ister istemez hem onlar için hem de bizim konfor alanımızda oluşan rahatsızlık için üzülüyoruz. Bu durumda tek isteğimiz, hem onların sağlıklarına kavuşmaları hem de bizlerin konforlu yaşamlarımıza kavuşmamız oluyor.

Evcil hayvanlar, sevgilerini ve mutluluğu evinize benzersiz duygularla getirir. Oyun zamanları, eğlenceler, sürekli sevgi dolu halleri ve arkadaşlıkları ama elbette evin her yerinde karşımıza çıkan tüyleri… Evcil hayvan ve ebeveyni arasında koşulsiz bir sevgi bağıdır. Yaşanılan hiçbir olumsuz koşul ebeveynleri onların sevgisinden uzaklaştıramaz ve hepsi aşılır. Onların olmadığı evler eksik kalır ve tamamlanmış sayılmaz.

 

Köpekler ve Kediler Neden Tüy Döker?

Köpekler ve kediler birbirlerinden farklı türler olsalar da, tüy dökme sebepleri birbirleri ile benzerlik gösterebilir. Az ya da çok tüy dökmeleri, cinsleri, mevsimsel değişiklikler, hastalıkları, stresler, yaşadıkları hormonal değişiklikler vb. pek çok durum yaşanılan olumsuz duruma gerekçe gösterilebilir.

Kedilerin tüy yapıları köpeklerinkine göre daha hassastır ve havada daha uzun süre süzülebilir ancak gözlemlendiğinde köpek tüyüne göre daha belirgindir. Tıpkı köpeklerdeki gibi, kedinin cinsine bağlı olarak, daha uzun tüy yapısına sahip olanlarda tüy dökülmesi daha az olma eğilimindedir. Köpeklerden farklı olarak kediler, ara sıra bize tüy yumakları sunabilir. tüy yumakları, kötü haber değildir. Tüy yumakları gözlemlediğinizde kendinizin sağlıklı bakım alışkanlıklarını yerine getirdiğini anlayabilirsiniz. Kediler, dilleri ile tüylerini temizlerler. Onların dil yapısında bulunan ufak kanca modeli, ölü tüyleri toplar ancak kediler bu tüyleri yutar. Tüylerin çoğu sindirim sistemlerinden sorunsuz şekilde geçer, ancak bir kısmı midede kalır ve bir araya toplanarak bir tüy yumağı haline gelir. Bu durumda da kediniz bu tüy yumağını kusarak vücudundan atar.

 

Kedi ve Köpeklerde Aşırı Tüy Dökme Problemi ile Nasıl Baş Edilir?

Tüyler ve Tüy yumakları evcil hayvan sahipleri ve eve gelen misafirler açısından rahatsız edici olabilir. Ancak bununla savaşmak için basit yollar vardır. Elbette hepimizin bildiği sıradan çözüm yollarından biri, pet sahipleri için özel üretilmiş elektrikli süpürgeler ya da kıyafetlerimizdeki tüyleri toplamak için olan silindir bantlardır. Farklı ipuçlarını değerlendirirsek;

En ideal, tüy dökme sorununuzun çözüme ulaşacağı nokta, evcil hayvanınızın kendisidir. Düzenli olarak taramak, eve saçılan tüyleri ciddi miktarda azaltacaktır. Evcil hayvanınızın da hoşuna gidecek olan tarama işlemi yalnızca onun sevmesiyle ilgili kalmayacak aynı zamanda kıyafetlerinizin üzerine yapışan tüylerden de sizi kurtaracaktır. Tarama işlemi, evcil hayvanınıza ayıracağınız kaliteli zamanın da göstergesi olacaktır.

Muhteşem bir öneri olarak, Bir lastik eldiveni ıslatarak, elinizle mobilyaların üzerinde gezdirin. Oluşan statikle tüyler mobilyadan eldivene yapışacaktır. Mobilyalarınıza yapışan tüyleri kolayca toplamak için su ve kumaş kremini karıştırıp, döşemelerin üzerine püskürttükten sonra silebilirsiniz. Bu da tüy temizliğinde size oldukça destek sağlayacaktır.

Evinizde bolca halı kullanıyorsanız, süpürme işleminden önce, halıların üzerine kabartma tozu serpin, bu toz sayesinde halıdaki tüyler, halıdan ayrılacak ve süpürme işleminde size daha güzel sonuç verecektir. Ayrıca halınızdaki kokuyu da gidermenize yardımcı olur.

Çamaşır makinasında yıkama için, makinenin gözüne beyaz sirke koyabilirsiniz. Bu işlemde otomatik yıkamaya destekçi olarak, tüylerin gevşemesini ve daha fazla tyden kurtulmanızı sağlar.

Evcil hayvanınıza ait olan yatağı sık sık çamaşır makinesinde yıkayın ve yıkama işlemi tamamlandıktan sonra mutlaka makinanın içinde kalmış olabilecek tüyleri kontrol edin ve hatta gerekirse boş bir durulama işlemi yapın.

Evcil hayvanınızın tüy dökme sıklığı ve tüy sağlığının beslenme ile ilgili de olduğunu unutmayın. Mutlaka tüy sağlığını güçlendirecek ona iyi gelen marka mamaları ve takviyeleri tercih edin.

 

Kediler ve Köpeklerde Tüy Dökülmesini Önlemek için Nasıl Beslemeliyim?

Kedi ve Köpekler için genel anlamda tüy dökmeleri normaldir. Ancak aşırı hale gelmesi bazı noktaları değerlendirme isteyecektir. Mevsim değişiklikleri, hormonal dengesizlikler, bazı hastalıklar, alerjiler, parazitler tüy dökülmelerinin aşırıya kaçmasında temel sebepler olabilir. Normal süreçte olan tüy dökülmelerini aza indirmek için temel beslenme programına, evcil hayvanınızın tüy sağlığına iyi gelecek mama tercihi yaparak başlayabilirsiniz. İçeriğinde, prebiyotik lifler, yüksek kaliteli protein, bağırsak sağlığı destekleyici içerikler ve cilt besleyici E vitamini ve Omega 3 – 6 barındıran hassas mide ve deri sağlığını destekleyen mamaları tercih etmek, tüy dökme sorunlarında büyük ölçüde yarar sağlayacaktır.

Kediler günlerinin büyük bölümlerinde dilleri yardımı ile kendi tüylerini taramaktan hoşlanırlar. Ve elbette bu durumda evinizde etrafta göreceğiniz tüylere ve tüy yumaklarına sebep olur. Kedinize destek olmak için, Tüy yumağı oluşumunu önleyici ve destekçi mamaları ve takviyeleri beslenme programlarına koyabilirsiniz. Antioksidanlar, yağsız proteinler ve omega 3 içeren besinler kedinizin tüy sağlığını korumada size yardımcı olacaktır. Mamaların içeriğindeki doğal lifler tüy yumağı oluşumunun önüne geçer ve diğer destekçi besinler de kedinizin genel sağlığını destekler.

Mama tercihi sırasında, evcil hayvanınızın neden tüy döktüğü de önemlidir. Alerji, stres ya da hastalıklara bağlı olan dökülmeler için temel beslenmenin dışına çıkarak, veteriner hekiminizin uygulayacağı beslenme programı çok daha destekleyici ve tedavi sonuçlu olacaktır. Parazitler, kedi ve köpeğinizin cilt yapısını bozarak tüy dökülmesini artırabilir ya da bazı hastalık durumlarında, cilt tedavisinin ötesinde, köpeğiniz veya kedinizin farklı klinik tedavilere ihtiyacı olabilir. Yaşadığınız sorunun değerlendirmesine göre mutlaka veteriner hekiminizden destek almayı unutmayın.

Kedi veya köpeğinizin tüy dökülmesinin arkasındaki nedenler önemlidir. Veterinerizin gözlemi ve tedavi planı bazen mama seçimlerinin ötesinde tedavi sonuçlu olacaktır. Veteriner hekim duruma göre aşağıdaki tedavileri uygulayabilir;

 

Mantar önleyici tedavi

Veteriner hekim parazit ya da saçkıran teşhisi yaparsa, tüy dökülmesinin önüne geçmek için parazit aşıları ya da mantar önleyici tedaviler uygulayacaktır.

Alerjiden korunmak için diyet planı

Alerjik bir cilt yapısına sahip evcil hayvanınız olabilir ve bu tip tedaviler normalden daha uzun sürecektir. Ancak veteriner dermatolog hekim yardımı ile, sorun teşhiz edilip, belirlenen gıdalardan uzaklaşması onlar ve size daha rahat bir yaşam verebilir.

 

Stresi azaltma planı

Kedi ve köpeklerde strese bağlı tüy dökme sorunları oldukça yaygındır. Boyle bir durumdan şüpheleniyorsanız, veteriner hekiminiz stres nedenini bulmada ve tedavide size yardımcı olabilecek tavsiyelerde bulunacaktır.

 

Hastalıkların Belirlenmesi

Bazı cilt problemleri ve tüy dökme sorunları, altta yatan başka ciddi rahatsızlıklardan kaynaklanıyor olabilir. Bu durumda en doğru teşhis ve tedaviyi veteriner hekim uygulayacaktır. Daha basit olarak kediler, eklemlerinde ya da mesanelerinde oluşan aşırı ağrı sebebiyle aşırı bakım uygulayabilir, Veteriner hekim bunun tespiti ile, kedinin basitçe ağrısını önleyerek, o bölgelerde tüy dökülmesinin de önüne geçecektir.

Elbette evcil hayvan sahipleri için basit ama temel çözüm olarak; deri ve tüy sağlığını destekleyici, bilimsel olarak formüle edilmiş bir mama tercihi, her iki tarafın da mutlu olmasını sağlayacaktır. Onların tüm sağlık bakımları çok değerlidir.


28/Kas/2022

Herpes virüs enfeksiyonu, Feline Herpes virüs Tip-1’in (FHV-1) sebebiyle ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıktır. Virüs her yaşta kediye bulaşabilir ve hem evcil hem de sokak kedilerinde görülebilirler. Diğer tüm virüsler gibi bu virüs türü de kendine özgüdür. Kedilerde üst solunum yolu rahatsızlığı ve göz çevresindeki dokuların, göz kapaklarının ve göz kapağı iç kısmının iltihaplanması belirti ve neden olarak gözlemlenebilir.

 

Kedilerde herpes virüsü enfektesi Nasıl olur?

Kedilerde de bulaşıcı virüslerin yayılması, biz insanlardaki ile hemen hemen aynıdır. Kedilerde virüs yayılması, virüsle doğrudan temas yoluyla enfekte olur. Enfekte olmuş başka bi kedinin solunum, tükürük veya gözlerinden gelen akıntılarla yayılır. Bir kedi, enfekte olmmuş bir kediden ya da enfekte kedinin temas ettiği cansız nesnelerden (oyuncak, kıyafet vb. diğer eşyalar) temasla, bu bulaşıcı hastalığa yakalanabilir.

 

Kedilerde Herpes virüs ne kadar sürede bulaşıcı hale gelir?

Kediler FVR ile enfekte olduklarında, 2 ile 5 gün arasında virüsün kuluçka dönemi vardır. Bu kuluçka döneminde de herpes virüs bulaşıcı özelliğindedir. Ve kedilerde semptomları gözlemlenmeye başlanır ancak genellikle semptomlar ortaya çıktığında aktif olan enfeksiyon 10-20 gün yaşayabilir.

Bu virüs ile enfekte olmuş tüm kediler, bu virüsün taşıyıcısıdır. Çoğu durumda, virüs gizli olarak kedinin vücudunda saklanmasıdır. Aktif olmadan, hayatta kalarak, kediler bu virüsü saklamaya devam ederler. Stres ya da hastalık gibi durumlarla tekrar etkinleşir ve virüs tekrar bulaşıcı haline geri döner. Herpes virüs tekrar aktif hale geldiğinde, kedide üst solunum yolu belirtileri gözlemlenmeye başlanabilir. Ancak, tekrar aktifleşen herpes virüse sahip olan tüm kedilerde semptomlar gözlemlenmez.  Virüsü aktif olarak saçan tüm kediler, diğer tüm kediler için risk oluşturur.

 

Virüs dış ortamda ne kadar süre hayatta kalır?

Enfekte olmuş bir kediden dış ortama tükürük vb. yolla sıçrayan virüsler, nemli oldukları sürece hayatta kalabilirler. Neyse ki, bu ıslak salgılar oldukça kısa bir sürede kurur ve virüs bu şartlarda yaşamına devam edemez. Ellere ya da diğer cilt yüzeylerine bulaşan salgılar yaklaşık yarım saat gibi bir süre hayatta kalabilirken, cansız nesnelere bulaşan salgılar (battaniye, oyuncaklar, halılar, temizlik bezleri, çöp kutuları, su ya da mama kapları vb.) yaklaşık olarak 18 saate kadar bulaşıcı olmaya devam ederler. Fakat normal durumlar cercevesinde salgılar hızlıca kurur ve enfeksiyon ölür.

 

Herpes Virüs Nasıl Yok Edilir?

Dezenfeksiyon sistemleriyle virüs rahatça ve kolaylıkla yok edilebilir. Virüsün bulaştığı tüm yüzeyler özenle temizlenmelidir. Çamaşır suyu ile dezenfeksiyon oldukça etkili olacaktır. Virüsle temas etmiş tüm nesneler 5 dk süre ile çamaşır suyuna batırılmalıdır. Battaniye ve kıyafet gibi eşyalar, çamaşır makinesinde sıcak su ve çamaşır suyu ile normal yıkamada yıkanarak virüsten kurtulunabilir.  Çamaşır suyu kullanımına uygun olmayan eşya ve nesnelerde, bol sabun ve su ile iyice yıkanarak dekontamine edilebilir. Döşemeli mobilyalar, ilgili temizlik malzemeleri ile temizlenebilir ancak bir kedi tarafından kontamine olmuş bir mobilya bir süre için virüs kaynağı olarak hizmet eder.

Enfekte bir kedi ile haşır neşir olduktan sonra mutlaka eller bol su ve sabun ile yıkanıp (tırnak içlerinin derin temizliği sağlanarak) ardından alkol bazlı el dezenfeksiyonu kullanarak iyice dezenfekte edilmelidir.

 

Herpes Virüs enfeksiyonu için en çok hangi kediler risk altındadır?

Tüm kediler herpes virüs ile enfekte olabilir ancak, enfeksiyon için bebek kediler ve kronik rahatsızlığı olanlar daha büyük risk  altındadırlar. Pasif virüs taşıyıcı olan gebe kedilerin yavruları doğumdan sonra enfekte olabilirler. Bu yavru kedilerde semptomlar genellikle doğumdan birkaç hafta sonra gözlemlenebilir ve enfeksiyon ciddi sonuçlara yol açabilir.

 

Herpes Virüs enfeksiyonunun klinik belirtileri nelerdir?

Herpes Virüs için genel belirtiler; burun, boğaz ve göz akıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı, aşırı göz kırpma, şaşılık ve berrak ya da kalın sulu sarı ve yeşil renkte gözlemlenen iltihaplı göz akıntısı denilebilir. Bu virüs ayrıca kornea ülserine neden olabilir. Kronik ve şiddetli olan enfeksiyon durumlarında kornea yaralarına ve göz kuruluğuna neden olabilir. Diğer spesifik olmayan semptomlar ateş, yorgunluk (uyuşuk ve yavaş hareketlerle gözlemlenebilir.) iştahsızlık gibi durumlardır.

 

Herpes Virüs  nasıl teşhis edilir?

Birkaç farklı enfeksiyon türü, kedilerde üst solunum yolu hastalıklarına neden olabilir. Bu virüsün teşhisinde ilk gözlemlenen durum, kedinin kornea enfeksiyonunun gözlemlenebilmesidir. Öncelikle kedinin tıbbı geçmişi, fizik muayene bulgularıyla veteriner hekim tarafından teşhis edilir. Kedinin gözyaşı durumunu değerlendirebilmek için veteriner hekim Schirmer gözyaşı testi uygulamasıyla, virüsün varlığını teşhiste etkili dayanaklardan destek isteyebilir.

Herpes virüs partiküllerinin tanımlaması için, burun, göz ve boğazdan akıntı örnekleri alınabilir. Ancak virüs pasif halde kedide beklemedeyse, teşhisi fiziki muayene ya da testlerle teşhis etmek oldukça zordur.

Herpes Virüs Enfeksiyonunun Tedavisi Nedir?

FVR’nin neden olduğu komplike olmayan bir enfeksiyon durumunda kediler genellikle semptomatik olarak tedavi edilir. Tedavi, veteriner hekimin teşhisine ve kedinin gösterdiği spesifik belirtilere göre şekillenir.

Gözlerdeki akıntı durumları, göz ilaçları ile tedavi edilir. Gözlerde oluşabilecek kalıcı hasarların önüne geçmek adına agresif olarak uygulanacak bir tedavi yöntemi oldukça önemlidir. Antibiyotikler yavru kedilerde, bakteriyel enfeksiyonların hastalığı komplike hale getirmesini önlemek için sıklıkla veteriner hekimler tarafından reçete edilir. Haplar, yemek borusunda ciddi hasarlara yol açabilecekleri için, ilaçlar sıvı formda uygulama gerektirir. Hap kullanılması gerekiyorsa üzeri kapatılmalı ve sonrasında en az 6 ml su verilmelidir.  Mutlaka ve mutlaka veteriner hekiminizin uygulayacağı tedavilere uymak ve onların bilgisi dışında hareket etmemek, kedinizin sağlığı için çok önemlidir.

 

Evdeki diğer kediler enfeksiyon riski altında mı?

Akut FVR enfeksiyonu olan bir kedi, kuluçka döneminde ve semptomların ortaya çıkmasından sonraki üç haftaya kadar diğer kedilere bulaşabilir. Taşıyıcı olan bir kedi her zaman diğer kedilere bulaştırabilir. Aşılanmamış, genç veya altta yatan kronik sorunları olan kedilerde enfeksiyon riski artar. Yeterince aşılanmış yetişkin kedilerde muhtemelen sadece hafif bir hastalık vakası gelişir ve bu durum tedavi olmaksızın düzelebilir. Etkilenen kediler, hastalığın daha fazla yayılmasını önlemek için diğer kedilerden izole edilmelidir. Herhangi bir bulaşıcı hastalığın bulaşmasını en aza indirmek için yeni bir kediyi evinizdeki diğer kedilerden en az bir ila iki hafta izole etmek her zaman ihtiyatlı bir davranıştır.

 

Ailem risk altında mı?

Kedilerde herpes virüs neden olduğu bulaşıcı hastalıklar yalnızca kedilerde bulaşıcıdır. Ancak bazı durumlarda üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olan bakteriyel enfeksiyonlar olabilir. Bu tip durumlardan kendinizi korumak için bol su ve sabunla ellerin hijyeni önemlidir. Kediniz hastaysa, ailenizden herhangi biri solunum yolu enfeksiyonu belirtileri geliştirirse aile hekiminize danışın.

 

Herpes Virüsün sebep olduğu Hastalıkları Önlemenin Yolları

Kedilerde bu hastalığı önlemenin en önemli yolu aşılamadır ancak VR aşısı, kediniz virüse maruz kalırsa enfeksiyonun oluşmasını tamamen engellemez. Enfeksiyonun şiddetinin önemli ölçüde azaltarak, hastalığın hafif belirtilerle atlatılmasını sağlar. Bu virüslere karşı katı bağışıklık uzun vadeli değildir ve yüksek dozda virüse maruz bırakılarak üstesinden gelinebilir. Bu nedenle, FVR aşısının düzenli olarak desteklenmesi gerekmektedir. Veteriner hekiminiz, kediniz için yaşam tarzına ve hastalık riskine göre önerilen takviye programı hakkında size tavsiyede bulunacaktır.

Kedi aşıları hakkında daha fazla bilgi sahibi olun.

 


23/Kas/2022

Evcil dostunuz eklem ağrısı çekiyorsa, glukozaminin onun tedavisinde büyük destek olacağını duymuş olabilirsiniz. Glukozamin köpekler için en büyük destek takviyelerinden biridir. Size yardımcı olabilmek için, konu ile ilgili tüm bilgileri tek makale içerisinde toplamaya çalıştık.

 

Glukozamin Nedir?

Glukozamin, vücut tarafından doğal olarak üretilen bir şeker türüdür. Eklemlerde kıkırdak oluşumuna ve onarımına yardımcı olur. Kıkırdak, bir eklemdeki kemiklerin uçlarını kaplayan kaygan, şok emici dokudur. Kemiklerin bağlantı noktalarında, birbirleriyle rahat hareket etmesini sağlar.

Yani özetle, glukozamin, sağlıklı kıkırdak ve eklem fonksiyonunu korumak için gerekli olan glukoz (bir şeker) ve glutaminden (bir amino asit) doğal olarak oluşan bir bileşiktir. Kıkırdak matrisinin bir yapı taşıdır, kıkırdak hücrelerinin büyümesini uyarır ve ayrıca eklemleri yağlayan bir sıvıyı normalleştirdiği bilinmektedir.

Glukozamin köpeğinizin vücudu tarafından doğal olarak üretilir, ancak zamanla doğal üretimi eklem hasarını önlemede yetersiz kalır ve takviye edilmesi gerekir. Takviye içerikleri genellikle, karides, istiridye veya yengeç gibi bazı kabuklu deniz hayvanlarından elde edilir. Bu önemli besin maddesinin rezervini artırmaya yardımcı olur. Glukozamin, dejeneratif eklem hastalığı için bir tedavi olmasa da, köpeğinizin daha rahat hissetmesine ve daha uzun süre hareket halinde kalmasına yardımcı olabilir.

 

Kedi ve Köpekler için Glukozaminin Faydaları Nelerdir?

Zaman içinde vucütta azalan glukozamin üretimi, kedi ve köpeklerde ağrılı süreçlerin başlaması anlamına gelecektir. Gukozamin içerikli kedi ve köpek takviyeleri, onlar için mükemmel destekleyici ürünlerdir.

Genel olarak, araştırmalar glukozaminin:

*Kedi ve Köpeklerin daha konforlu hareket etmelerini sağlamak amacı ile, eklem noktalarına sıvı takviyesi sağlar.

*Eklem noktalarında itihap varsa, bu iltihabı azaltır. (Kronik iltihap, eklem düşmanıdır.)

*Artan ve konforlu hareket yetkinliği sağlar.

Tıpkı biz insalardaki gibi, kedi ve köpeklerde de kemik uçları amortisör görevi üstlenen ince ve süngerimsi bir kıkırdak tabakasıyla kaplıdır. Ve kemik ve kıkırdak çevresinde, kemik ve kıkırdak yapısının sağlıklı hareket etmesi için kaygalaştırıcı görevi gören Sinovyal Sıvı adında bir sıvı maddesi ile çevrilidir.

Bu durum devreye girdiğinde, travma ve basınç nedeniyle kıkırdak yapısı ve eklem sıvısı bozulur. Köpeğin hareket konforunu bitirir ve sert yürüyüş modeline ve ağrılı rahatsızlıklara sebep olur. Zaman içinde artarak kemiklerin birbirine sürtmesine ve bu durum da kemik uçlarında büyümeye neden olur. Sonuç olarak, siz köpeğinizin acı çektiğini ve zor hareket ettiğini gözlemlersiniz. Tam olarak bu noktada devreye glukozamin giriyor. Glukozamin takviyeleri sayesinde, kıkırdak büyümesini uyarmaya ve sıvıyı kalınlaştırmaya yardımcı olarak, eklem işlevinin sağlıklı şekilde ilerlemesine yardımcı olur. Bu sebeple, glukozamin takviyeleri kedi ve köpeklerin konforlu hareket kabiliyetlerini devam ettirmeleri için onlara mükemmel derecede destekçidir.

 

Evcil Hayvanımın Glukozamine İhtiyacı Var mı?

Kedi ve Köpeklerde artrit, ağrılı ve hareket güçlüğü etkisi yaratan bir süreçtir. Artritli köpeklerde, eklem içindeki kıkırdak zarar gördüğü için, kemiklerin birbirine sürtmesine neden olur.

Glukozamin desteği, kedi ve köpek artritiyle ilişkili ağrı ve hareket konforunu sağlamak isteyen evcil hayvan sahipleri için önemli bir bileşendir. Artrit, eklem hareketliliğini etkilen, topal harekete neden olan ve eklem iltihabı ile ilişkili bir eklem hastalığıdır. Artrit başlangıcı, enfeksiyona bağlı veya yaralanmalara bağlı gelişebilir. Eklem deformitesi, köpeğinizin aşırı kilolu olması gibi nedenlerle ya da köpeğin aşırı stresli olması gibi alttan yatan sebeplerden kaynaklanabilir. Her ne sebepten olursa olsun, zamanla bu durum kötüye gider ve köpeğiniz yaşlandıkça belirtiler kendini göstermeye başlar.

 

Köpeklerde ve Kedilerde Glukozamin İşe Yarar mı?

Glukozamin hali hazırda yıllardır, insanlar için eklem ağrısı tedavilerinde kullanılmaktadır. Ancak, elbette insan vücudu ve evcil hayvan vücudu birbirinden farklıdır. Çalışmalar sonucunda, glukozaminin kedi ve köpeklerde de işe yaradığının ve tedavi yöntemi olarak kullanabileceğini kanıtlamışlardır. Özellikle 2007 yılında yapılan büyük bir çalışma sonucunda, glukozamin takviyelerinin köpekler üzerinde bir kaç reçeteli ağrı kesici kadar etkili olduğu kanıtlanmak üzere 16 farklı klinik deney ile incelendi. 1960 ve 1999 yılları arasında yürütülmüş klinik deneyleri gözden geçiren başka bir çalışmada ise, gene elde edilen sonuçların kedi ve köpekler için de faydalı olabileceği sonucuna vardı.

 

En İyi Glukozamin Nedir?

Oral yolla verilen takviye modelleri, evcil hayvan sahiplerinin kedi ve köpeklerine glukozamin vermede kullandıkları ve en çok tercih ettikleri modeldir. Diğer bir takviye modeli enjeksiyondur. Enjekte edilebilen glukozamin olsa da, oral yolla olana nazaran bütçe olarak daha yüksek ve ulaşması daha zordur. Elbette, köpeğinizin tercihi de bu nokta da önemlidir. Yutma da güçlük çekildiği veya oral yolla kullandırılamadığı noktalarda, enjeksiyon tercih edilmek zorunda kalınabilir. Yarar ve faydaları sebebiyle, bazı mama markaları, içeriklerine glukozamin ekliyor ancak kullanılan seviye, tedavi veya ağrı kesme noktasında yetersiz kalacaktır. (köpeğin aşır ve aşırı mama tüketmesi gerekir.)

Oral takviye modelleri arasında, çiğnenebilir tabletler, sıvır formlar veya toz formlar mevcuttur. Hepsi eşit derecede etkilidir. Hangisi ile ilerleyeceğinize daha çok köpeğiniz karar verecek. Düzenli kullanıma istekli olması ve tüketebilir olması bu noktada çok önemli.

Burada değerlendirilmesi gereken önemli nokta, oral takviyede glukozamine ek olarak diğer hangi bileşenlerin bulunduğudur. Bu noktada veteriner hekiminizin önerisi ve tedavisi önemlidir.

 

Glukozamin Ne Kadar Kullanılır?

Yalnızca genel bir fikir vermek adına, kedi ve köpeklerin, her gün 25 kilo vücut ağırlığı başına 500 mg glukozamine ihtiyaçları vardır. Eğer glukozamin takviyesine ihtiyaç duyulan bir köpeğiniz varsa, köpeğin yaşı, vücut ağırlığı, cinsiyeti gibi bir çok faktör değerlendirme aşamasında önemlidir. Köpeğiniz için glukozamin dozu ayarlama noktasında, oluşabilecek semptomların değerlendirilmesi vb., kullanım program ve planı için en iyi kararı veteriner hekiminiz verecektir.

 

Glukozamin Güvenli mi?

Yapılan araştırmalar sonucunda, herhangi bir biçimde glukozamin kullanımının kedi ve köpekler için  pek bir yan etkisi gözlemlenmemiştir. Ancak, dikkat edilmesi gereken önemli nokta, uygulanacak takviyeye köpeğinizin göstereceği alerjik reaksiyonlardır. Olumsuz beklenebilecek reaksiyonlar arasında, kusma, ishal, yorgunluk, aşırı uyku hali veya nefes almada güçlük, artan idrara çıkma ve susuzluk izlenebilir. Bu tip durumlarda acilen veteriner hekime başvurmalısınız.

 

Glukozamin Vermeli miyim?

Glukozamin takviyesi, ağrılı eklem rahatsızlıklarında köpeğinizin yaşam kalitesinde ciddi farklar yaratabilir  ve gözlemlenen risk faktörleri oldukça azdır. Unutmayın ki evcil hayvanınızın bir numaralı savunucusu sizsiniz. Daha bilgili tartışma için, eğer köpeğinizde bu tip rahatsızlıklar izliyorsanız veteriner hekiminizden destek alın.

 

Acil bir durumda ne yapmalıyım?

İlacın aşırı dozdan veya olumsuz bir reaksiyondan şüpheleniyorsanız, derhal veteriner hekiminizi arayın. Eğer hekiminiz müsait değilse bile, bir acil durum tesisi ile iletişime geçmek için talimatlarını takip edin.

Bilgi almak için bizi arayabilirsiniz:


02/Kas/2022

*Kediler zaman zaman tüy yumağı ya da mide rahatsızlığı kaynaklı dolayı kusmalar yaşanabilir. Bu genellikle iyi huyludur.

*Unutulmaması gereken konu, kusma diğer ciddi hastalıkların da habercisi olabilir.

*Kedilerde kusma, diğer hastalıklar, gıda alerjileri, parazitler ve daha pek çok rahatsızlık nedeniyle nüksedebilir.

*Kusma tedavisi, rahatsızlığın nedenine bağlı olacaktır.

Kedi sahipleri genellikle, kusmanın o farklı sesine oldukça aşinadır. Ama hepimiz bunu duyduk diye, bunun düzenli bir olay olması gerektiği anlamına gelmez.

Kedilerde kusma erken teşhis için gözlemlenebilen, bir hastalığın habercisi olabilir. Bu sebeple kedinizde sık sık tekrarlayan kusma görüldüğünde, ilgili şekilde müdahale edilmesi önemlidir.

Kediler Ne Sıklıkta Kusar?

Bazı kedilerin sadece “kustuğunu” düşünürdük ama kronik kusmanın altta yatan bir sorunun işareti olduğunu biliyoruz. Kediler titiz ve bakımlı hayvanladır. Bu davranışları sebebiyle kendilerini temizlerken çok fazla tüy yutar ve  ara sıra tüy yumağı kusması normaldir, ancak tüy yumağı kusmuk içinde gözlemlenmiyorsa, ciddi bir hastalığın habercisi olabilir.

Kedinizin kusma sıklığı arttıysa veya kusmuk içinde hoş olmayan kan vb. gözlemlerde bulunduysanız bu durumu bir veteriner hekimle konuşmak en doğru çözüm olacaktır.

Kedi Kusması Türleri

Kediler çok değişik sebeplerle kusabilir ve kusmuk görseli bu nedenlere bağlı olarak farklılık gösterir.

Çoğu kedi sahibi, normal kusma sırasında kedilerinin çok miktarda tüy yutmasından kaynaklı ortaya çıkan tüy yumaklarına aşinadır. Bu tüyler sindirilemez ve sindirim sisteminden geri çıkabilir.

Ciddi sebeplere bağlı oluşan kusmuk içerisinde safra, kan, mukus ya da sindirilmiş yiyecekleri görebilirsiniz. Kusmanın sayısı, zamanı ve görselini gözlemlemek ve not almak, veteriner hekiminize durumla ilgili bilgi aktarırken, kedinizin sağlığı için faydalı olacaktır.

Evcil hayvan ebeveynlerinin normal kusma ve tuhaf görünümlü kusmuk arasındaki farkların, farkında olmaları da yararlı olabilir.

Kedilerde kusma, mide ve üst bağırsak içeriğinin zorla dışarı atılmasıdır, doymuşluk ise içeriğin ağız, boğaz ve yemek borusundan dışarı atılmasıdır. Kedilerde kusma genel anlamda kısa sürer ve kediniz iyi görünmez, salya akıtır, öğürür ve karın bölgesindeki şişlik gözle gözlemlenebilir seviyede olur. Tüm bu süreç sonunda da kusma işlemi gerçekleşir.

Gözlemlenebilirlik açısından, regürjitasyon, uyarı vermeden hızlı ve sıklıkla gerçekleşir. Kediniz bir dakika içerisinde sağlıklı görünümüne kavuşur, ve akabinde öğürmeden ya da kasılmadan tükürerek kusmuğu dışarı atar. Bu iki farklı durumu gözlemlemeniz, veteriner hekiminizle paylaşacağınız bilgi açısından çok önemlidir.

Kedi sahipleri teşhis koyabilmek adına, kusmuğun rengi ya da kıvamına göre gözlem yapmak isterler. Ancak bir hekim tarafından dahi göz yorumu ile oldukça zor konulabilen bu teşhisin, evcil hayvan ebeveyni tarafında konulması çok kolay değildir. Bir kedinin kusmuğunun rengi, kedinin ne yediğine (gıda dışı öğeler dahil!), mamada kullanılan boyalara veya kedinin yediği mamalara ve bir dizi başka faktörlere bağlı olarak değişebilir.

Bu nedenle, renk durumunu inceleme, kedinizin kusmasının nedenini teşhis etmenin güvenilir bir yolu değildir. Aşağıdaki maddeler size yardımcı olacaktır, ancak en iyi ve doğru yanıt için bir veteriner hekimle konuşmalısınız.

*Sarı, turuncu ya da kahverengi: Mide içerisinde tamamen sindirilmemiş gıda ve safra sebebiyle oluşabilir.

*Kırmızı veya pembe: Kan varlığını gösterebilir. Veya mamanın içerisinde kullanılan yabancı maddeler/boyalardan kaynaklanabilir.

*Şeffaf veya beyaz: Yemek borusundan tükürüğün geri gelmesi veya kedinin aç karnına kusması nedeniyle ortaya çıkabilir.

*Yeşil: Safra kaynaklı ya da içerisinde yeşil boya bulunan mama ya da yabancı madde tüketmesi kaynaklı olabilir.

*Siyah veya Kahverengi: Kahve tonlarında gözlemlenen kedi kusmuğu, sindirim sisteminde yaşanan bir iç kanamanın ciddi habercisi olabilir ve bu durumu gözlemlediğinizde en hızlı şekilde veteriner hekiminizle iletişime geçmeniz gereklidir.

Yukarı sıraladığımız maddeler, kusmanın teşhisi için yeterli ya da kapsamlı değildir. Tam ve doğru bir teşhs için veteriner hekiminizden destek almanızı tavsiye ederiz.

Kediler Neden Kusar? Kedi Kusmasının 7 Nedeni

İnsanlarda olduğu gibi kediler de pek çok sebebe bağlı olarak kusabilirler. Bu yaşananlar kötü durumun sebepleri bazen çok masum olabilirken ve iyi huylu olarak gözlemlenirken, diğer sebepleri ise çok ciddi rahatsızlıkların habercisi olabilir.

İşte kedilerin kusmasının en yaygın nedenlerinden birkaçı;

*Tüy topları

*Mide ve bağırsak iltihabı

*Yabancı Cisimler veya Tıkanmalar

*Gıda Alerjileri ve İnflamatuar Bağırsak Hastalığı

*Sistemik Hastalıklar

*Parazitler

*Kanser

Kedimizdeki Kusma Sebebiyle Ne Zaman Endişelenmeliyiz?

Kedilerin belli periyotlarla tüy topu kusması normal kabul edilr ancak kusma sayısındaki sıklık, kusmuğun hacmi ya da kıvamı endişe sebepleri yaratabilir.

Özellikle aşağıdaki sebeplerin kedilerdeki kusma ile olan ilişkisi, size kötü bir durumun haberini vermek adına yardımcı olacaktır;

İştah kaybı

Alerji

Ateş

İshal

Sağlık ve normal davranışlarındaki diğer değişiklikler

Kedinizde yukarıda sıraladığımız belirtileri kusma ile birlikte gözlemlediğinizde, bir veteriner hekimle acilen iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.

Kedi Kusma Tedavisi

Tedavi yönteminin belirlenmesi için öncelikle kusmanın hangi sebepten kaynaklandığını bulmak en doğru yol olacaktır.

Sistemik hastalıklar olan kanser ya da böbrek yetmezliği gibi ciddi rahatsızlıklardan kaynaklanıyorsa, öncelikle hastalığın kendisini tedavi etmek en doğru çözüm olacaktır.

Tüy yumağı veya gastroenterite bağlı hafif kusma vakaları için, veteriner hekiminiz ilgili ilaçları destekleyici olarak bakımı için reçete edebilir.

Kedinizin kusması beslenmesine bağlı olarak gelişiyor olabilir, gıda alerjisi ya da iltihaplı bağırsak hastalığı sebepli olabilir ve bu durumda veteriner hekiminiz direktifiyle beslenmesine diyet uygulanacaktır.

Yabancı bir cisim veya sindirim sistemi yolu tıkanması nedeniyle kusma özellikle ciddidir. Yuttuğu cisimler kendi başlarına çıkamaz ve müdahale edilmezse ciddi sonuçlar yaşatabilir. Bu tür kusmayı tedavi etmek için veterineriniz, yabancı maddeyi ve hasarlı bağırsak bölümlerini tedavi etmek için acil ameliyat önerebilir.

Kedi Kusmasını Evde Nasıl Tedavi Edebiliriz?

Öncelikle ilk atmanız gereken adım, bir veteriner hekimden destek almaktır. Kendi başınıza koyacağınız teşhis yanlış olabilir ve evcil hayvanınızı sizden koparabilir. Yabancı bir cisim yutmasıyla yaşanan tıkanıklık sebepli kusma, doğru şekilde müdahale edilmezse çok ciddi sonuçlara sebep verebilir ve hatta ölümle sonuçlanabilir.

Tüy topları kedinizin sindirim sistemini yoruyorsa ve yaşanan kusmalar tüyler yüzünden yaşanıyorsa, veteriner hekiminiz onun rahatlaması için reçetesiz kullanabileceğiniz ve kedinize yardımcı olacak tedavi yöntemlerini sizinle paylaşacaktır.

Veteriner hekim tarafından size verilmediği sürece asla reçeteli ya da reçetesiz hiçbir ilacı kedinize vermeyin. Ve kedinize asla bizler için olan ilaçları vermeyin.

Tüylü dostlarımızın yaşadığı tüm problemler için her zaman bir veteriner hekimden destek almayı aksatmayın.


06/Ağu/2022

Kedi kısırlaştırma işlemi, günümüzde pek çok kediye uygulanan ve uygulanması da uzman veteriner hekimler tarafından tavsiye edilen işlemlerden bir tanesidir. Kedilerin de diğer tüm canlılar gibi hormon sistemleri mevcuttur ve içgüdüsel olarak yaşamlarında bu hormon sistemlerinden salgılanan hormonlara göre birtakım davranışlar sergilerler.

Çiftleşme isteği de kedilerde bulunan üreme hormonunun var olması ile meydana gelmektedir. Bu sebeple kediler içgüdüsel olarak çiftleşmek isterler. Fakat kediler için çiftleşmek bazen kötü sonuçlar ortaya çıkarabilir. Buna en büyük örnek olarak kediler bazı hastalıkları çiftleştikleri diğer kedilerden kolayca kapabilmektedir. Bir ev kedisi dışarıdaki bir kedi ile çiftleştiği zaman çok ağır bir hastalık kapabilir ve bünyesi bu hastalığı kaldıramayarak hayatını kaybedebilir. Bu nedenle kedilerin kısırlaştırılmasının veteriner hekimler tarafından onaylandığı bilinmektedir.

Kedilerin kısırlaştırılmasının bir diğer önemli sebebi ise bir doğumda çok fazla sayıda yavru dünyaya getirebilmeleridir. Kediler çiftleştikten sonra doğum esnasında 3, 4, 5 ya da 6 yavru dünyaya getirebilmektedir. Bu nedenle tüm bu kedilerin bakımı çok zor olmaktadır. Ve maalesef ki çok sayıda doğum yapan kedilerin yavrularının doğum kilosu daha düşük olur, vücut bağışıklık sistemi de zayıf olur. Bu nedenle kediler kolay bir şekilde hastalıklara yakalanıp çok kısa sürede hayatını kaybedebilmektedir. Bu nedenle kedi kısırlaştırma işlemi günümüzde çokça uygulanan bir işlemdir.

 

Kedi Kısırlaştırmanın Faydaları Nelerdir?

Kedi kısırlaştırmanın hayvanlara çok daha fazla yararı vardır. Bu yararlara kısaca bir göz atalım:

  • Kedi kısırlaştırmak hayvanları pek çok ölümcül hastalıktan korumaktadır. Bu hastalıklara örnek olarak kanser, metritis, yumurtalık kistleri, benign prostat hiperplazisi, perianal adenom ve pirometra gibi pek çok hastalık örnek verilebilir. Kedi kısırlaştırma işlemi sayesinde üreme organlarında yapılan operasyonlar ile birlikte bu hastalıkların olma imkanı ortadan kalkmaktadır.
  • Kediler üreme hormonları nedeni ile bazı üreme dönemlerinde saldırgan ve agresif olabilmektedir. Kısırlaştırma işlemi kedilerdeki üreme hormonu üretimini tamamen kaldırmaz, fakat üreme hormonun ciddi oranda az salgılanmasına sebebiyet vererek saldırganlık gibi davranışların azalmasına yardımcı olmaktadır.
  • Erkek kedilerde bölgesel mücadele ve işaretleme gibi içgüdüsel davranışlar da üreme hormonu ile ilişkilidir. Kedi kısırlaştırma işlemi ile birlikte üreme hormon üretimi azalacağından dolayı bu tarz içgüdüsel davranışlarda da azalma olacak ve kedilerin daha rahat bir yaşam sürmesi sağlanacaktır.
  • Dişi kediler ise erkek kedilere nazaran aşırı sevme davranışı gösterebilir. Bu durum da kısırlaştırma ile birlikte üreme hormonunun azalmasıyla sönümlenecektir.
  • Kediler hormonlarından ve içgüdülerinden dolayı bazı kavgalara girişebilir. Bunlardan ciddi yaralanan kediler çok sık görülmektedir. Kedinin bu bağlamda hayatının tehlikeye girmemesi için kedilerin kısırlaştırılması uygun görülmektedir.
  • Aynı şekilde bir başka kedi ile temasa geçmeleri ile birlikte bulaşıcı hastalık riskinden dolayı da kedi kısırlaştırmanın faydalı olduğu düşünülmektedir.
  • Kedilerin çoklu doğum yapabilme yetenekleri olduğu için kedilerin kısırlaştırılması ile birlikte bulunulan bölgedeki kedi popülasyonu kontrol altına alınabilecektir. Bu sayede o bölgedeki bulaşıcı hastalık riski de büyük bir oranda azalmış olacaktır.
  • Erkek kediler çiftleşme içgüdüsü ile birlikte evden ayrılıp eve gelmediği de olmaktadır. Bu durumdan sakınmak için erkek kedilerin kısırlaştırılmasının onların iyiliği yönünde olduğunu uzman veteriner hekimler söylemektedir.

 

Kedi Kısırlaştırma İşlemi Ne Zaman Yapılmalı?

Kedi kısırlaştırma işlemi için veteriner hekimlerin önerdiği bazı vakitler mevcuttur fakat kedinizin veteriner muayenesi ile birlikte hazır olup olmadığına karar verilmesine göre bu durum değişiklik gösterebilir. Genel olarak kedilerin kısırlaştırılma işlemi kediler cinsel olgunluğa ulaşmadan önce yapılır. Çünkü kediler cinsel olgunluğa ulaştıktan sonra agresiflik, işaretleme gibi bazı içgüdüsel davranışlar daha fazla ortaya çıkmaktadır. Bu davranışlar ortaya çıktıktan sonra sönümlenmesi biraz zaman alacağı için kedilerin kısırlaştırılma işlemi cinsel olgunluğa erişmeden önce yapılması gerekir.

Kedilerin kısırlaştırma işlemi bu nedenle yaklaşık olarak 6 aylıkken yapılabilir. Bu vakitten yaklaşık sekiz hafta ileri ya da geri olacak şekilde ameliyat tarihi belirlenebilir. Bu durum, kedinin cinsel olgunluğa gelme durumuna göre kediden kediye değişiklik gösterebilir. Veteriner hekiminiz en doğru zamanı sizin için belirleyecektir.

 

Kedi Kısırlaştırma İşlemi Nasıl Yapılır?

Kedi kısırlaştırma işlemi anatomik yapıları nedeni ile dişi ve erkek kedilerde farklı şekilde uygulanmaktadır. Erkek kedilerde testislerin çıkarılması gerekir ve bu işleme genel olarak kastrasyon adı verilmektedir. Dişi kedilerde ise rahim ve iki yumurtalık da alınarak hem oluşabilecek ölümcül hastalıkların riski ortadan kaldırılır, hem de kedi kısırlaştırılmış olur. Kedi kısırlaştırma işlemi ameliyat öncesi hazırlıkları saymazsak ortalama bir saat kadar sürmektedir. Ameliyat öncesinde kedinin bazı ön hazırlık işlemleri olmaktadır.

Ameliyat olmadan önce kedinin son 10 – 12 saat boyunca aç kalması gerekir. Bu sayede anestezi çok daha kolay bir şekilde vücuttan atılmaktadır. Ayrıca ameliyattan 6 saat öncesine kadar da artık su tüketiminin de olmaması gerekir. Daha sonra kedi için uygun olan anestezi miktarı doktorlar tarafından belirlenir ve kedi ameliyathane alınarak kısırlaştırma işlemine başlanır.

Kedi kısırlaştırma işlemi bir ameliyat olabilir, fakat bu işlem kedilere çok fazla uygulanan bir işlem olduğu için o kadar da ciddi bir operasyon değildir. Kedi ameliyat sonrası rahatlaması için birtakım ağrı kesiciler ile dinlendirilir ve kendisine geldiğinde veteriner hekimin onayı ile birlikte evine gidebilir. Eğer herhangi bir olumsuzluk ortaya çıkarsa mümkün olan en kısa süre içerisinde veteriner hekimin kedinizi tekrar görmesi gerekir.

Kedinin anestezi aldıktan sonra kendisine dönmesi için biraz beklemeye ihtiyaç vardır. Kedinin aldığı anestezi miktarına göre kendisine gelmesi 12 ya da 24 saati bulabilir. Daha sonra kedi günlük işlerine dönmeye başlayabilir. Fakat her zamanki gibi enerjik olması için birkaç gün geçmesi gerekebilir, bu durum sizi endişelendirmesin. İyileşme süreci 1 haftayı bulabilen kedi kısırlaştırma işlemi 1 hafta sonunda rahatlıkla bitecektir. Önemli olan nokta ameliyat sonrasında kedinin ameliyat yarası ile oynamaması gerektiğidir. Bunun için kediye bir kedi hunisi takılacaktır ve kedinin yarası ile oynama isteği bu şekilde engellenecektir.

Kedilerin ameliyat sonrası duruma göre ameliyat dikişlerini aldırması gerekebilir. Bunun için ameliyat sonrası 10 ya da 14. gün sonunda ameliyat için dikişlerinin alınmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Tabi ameliyat esnasında eriyen dikişler yapıldı ise bu işleme gerek kalmayacaktır.

Kedi kısırlaştırma işleminin kediler için oldukça yararlı olduğunu söyleyen veteriner hekimlerin sayısı çok fazladır. Fakat kedi sahipleri kedi kısırlaştırmanın günah olup olmadığı konusunda yine de bir ikileme düşebilmektedir.

 

Kedi Kısırlaştırma Günah Mı?

Kedi kısırlaştırmanın günah sayılabileceği düşüncesi, her bir canlı gibi kedilerin de özgür irade ve içgüdülerinin olması dolayısı iledir. Bu nedenle kedi sahipleri kısırlaştırma işlemini yaptırırken kendilerini kötü hissetmekte ve kedi kısırlaştırmanın günah olup olmadığını merak etmektedir. Kedi kısırlaştırmanın günah olup olmaması bazı durumlara göre değişiklik göstereceği için bu sorunun tek bir cevabı yoktur. Eğer kedi kısırlaştırması kedinin zararına olacak ise kesinlikle günah olduğu söylenebilir. Çünkü hiçbir sebeple masum bir canlıya zarar vermemek gerekir. Dinimizce bu yasaktır.

 

Erkek Kedi Kısırlaştırma Günah Mı?

Erkek kediler işaretleme ve bölgesel bölgesel mücadele gibi birtakım konular hayatlarını zora sokabilir. Bu içgüdülerini yerine getirirken bazı kediler ile kavga edebilir ve ciddi şekilde yaralanarak hayatını kaybedebilir. Ayrıca bazı hastalık ihtimallerinden dolayı erkek kedilerin kısırlaştırılmasında bazı hocalar bir sorun görmemektedir. Fakat esas olan nokta şudur ki; bu işlem kedinin zararına değil yararına olmasıdır.

 

Evcil Kedi Kısırlaştırma Günah Mı?

Kedi kısırlaştırma sorusu akla gelince evcil kedilerin durumu da merak edilmektedir. Eğer sadece sahibi kolaylık olsun istiyor diye kedi kısırlaştırılacaksa buna caiz değil diyen hocalar vardır. Kedinin çiftleşme hakkını sırf sahibi istemiyor diye elinden almak doğru bir davranış olmayacaktır.

 

Dinimizde Kedi Kısırlaştırma Günah Mı?

Dinimizde kedi kısırlaştırma işlemi kar – zarar durumuna göre düşünüldüğünde bir hastalık ya da ciddi bir yaralanma durumu söz konusu ise kedi için iyi olacağından caiz olarak görülmektedir.

 

Kedi Kısırlaştırma Günah Mı Diyanet

Diyanet Kurulu, kedi kısırlaştırmanın bölgesel popülasyonu ciddi oranda düzelteceği, kediyi hastalıklardan koruyacağı gibi önemli sebeplerle caiz olarak görmektedir. Fakat sebepsiz yere kedinin üreme faaliyetlerini engellemenin caiz olmadığını da fetvalarına eklemişlerdir.

 

Dişi Kedi Kısırlaştırma Günah Mı?

Dişi kedilerde rahim kanseri, polikistik yumurtalıklar gibi birtakım hastalıklar mevcut olabilir. Bu hastalıklar kedinin hayatını çok ciddi boyutlarda etkileyebilir hatta ölüme yol açabilir. Bundan dolayı kedi kısırlaştırmanın günah olmadığı söylenmektedir. Elbette ki sebepsiz yere kedi kısırlaştırmanın doğru olmadığı görüşünün yaygın olduğunu da söylemek gerekir.

 

Kedi Kısırlaştırmak Caiz Mi

Kedi kısırlaştırmanın pek çok hocaya göre caiz olduğu bildirilmiştir. Kedi kısırlaştırılınca kediye zarardan çok yarar sağlayacağı için bunun uygun olduğu ulema tarafından onaylanmıştır.

Genel olarak şunu söyleyebiliriz ki, kedi kısırlaştırma işlemi kedinin yararına olacaksa, ölümcül hastalıkları engelleyecekse ulema kedi kısırlaştırmanın uygun olduğu hakkında fikir birliğine varmıştır. Fakat kedilerin üreme hakkının hiçbir şekilde elinden alınmaması gerektiğini belirten hocaların sayısı da fazladır. Bunun için kısırlaştırma düşünülen kedinin bireysel durumu göz önünde bulundurulur, riskler ve faydalar masaya yatırılır ve ona göre net bir cevap aranır.

Kedi kısırlaştırma işlemi pek çok veteriner hekim tarafından onaylanan bir işlem olduğu için yararının fazla olduğu düşünülmektedir. Bunun için de pek çok hoca bu işleme caiz demektedir. İşlem sonrası kedinin bakımlarını iyi bir şekilde yapmanın kedinin hayatının geri kalanında yaşam kalitesini arttıracağı da bir gerçektir.

Kedi kısırlaştırma ameliyatı hakkında tüm süreci videolu içeriğimizle öğrenmek için ziyaret edin: https://uskudarveteriner.com/uskudar-kedi-kisirlastirma/


02/Haz/2022

İnsanlarda olduğu gibi kedi ve köpeklerde de farklı diş ve diş yapısı bulunmaktadır. Yavru kedi ve köpeklerde süt dişler çıkar ve sonrasında bu dişler dökülerek yerlerini kalıcı dişlere bırakırlar. Küçüklük dönemlerinde, ilk dişlerin çıkacağı zaman insanlarda olduğu şekilde kedi ve köpeklerde de ağrı ve sancıya bağlı olarak huysuzluk görülebilir. Veteriner diş hekimliği için sayfamızı ziyaret edin.

Diş sağlığı kedi ve köpeklerde de önemli olup onların sağlığı için de uygun diş fırçası, diş macunu, özel üretilmiş çiğneme yapraklı dental kemikler gibi ürünler kullanılmalıdır.

Kedilerin Diş Çıkarması

Kedilerin diş oluşumuna bakıldığında geçici ve kalıcı dişlerin olduğu görülmektedir. Geçici dişler çoğunlukla 2 ile 4 hafta sonrasında çıkmaya başlar. Öncelikle en keskin dişlerin oluşumu tamamlanır sonrasında ise köpek dişleri çıkar ve 6-7 ayın sonunda geçici dişlerin tamamı oluşmuş olur.

Geçici dişler tamamlandıktan sonra kediler diş yenileme sürecine girer. Kalıcı dişlerin oluşumu sürecinde kedilerde ağız kokusu, kaşıntı ve kanama olabilir. Bu durumda kedilerin dişleri fırçalanarak onlara yardımcı olunabilir hem de diş fırçalanmasına alışmış olurlar.

 

Köpeklerin Diş Çıkarması

Yeni doğan köpek yavrularının ağızlarında diş bulunmaz ancak 1-2 hafta geçtiğinde dişler çıkmaya başlar. Geçici dişlerin çıkıp tamamlanmasından sonra tıpkı kedilerin olduğu gibi köpekler de diş döker ve kalıcı dişler çıkmaya başlar.

Köpekler yetişkin hale geldiğinde ağızlarında 42 adet diş tamamlanmış olur. Geçici dişlerden bazılarının dökülmemesi halinde kalıcı dişlerin çıkmasında problemler yaşanabilir. Bu sebeple dişlerin dökülme sürecinde daha dikkatli olunması gerekir.

 

Kedi ve Köpeklerde Düşmeyen Süt Dişleri

Geçici dişlerin tamamlanması sonrasında yerlerini kalıcı dişlere bırakmaları için düşmeler başlayacaktır. Bu süreçte diş etlerinde karıncalanmalar olacağından ısırma ihtiyacı doğacaktır. Sert oyuncaklar veya özellikle köpekler için doğal kemikler verilebilir. Ancak kırıldığında mide ve bağırsağa batma riski bulunan tavuk kemiği verilmemelidir.

 

Kedilerde ve Köpeklerde Diş Yapısı

Kedi ve köpeklerin diş yapısı üç ayrı tabakadan oluşmaktadır. Bu tabakalar dentis, mine tabakası ve sement tabakasıdır. İşlevsel açıdan bakıldığında ise dişler kesici dişler, köpek dişleri ve öğütücü dişler olmak üzere üç gruptadır. Kalıcı dişleri tamamlanmış bir köpekte 42 adet diş bulunmaktadır. Bunların 20 âdeti üst, 22 âdeti alt çenede bulunur. Kedilerde ise kalıcı diş 30 tanedir. Bu dişlerin de 16 tanesi damakta 14 tanesi çenede bulunmaktadır.

Dişlerin görevi ağıza alınan gıdaları parçalayıp sindirim sistemine uygun hale getirmektir. Sürelerde farklılık yaşansa da hem kedilerde hem köpeklerde doğumdan bir kaç hafta sonra geçici dişler çıkmaya başlar.

Geçici dişlerden sonra diş dökülmelerinde problem yaşanırsa kalıcı dişlerin çıkması önlenir veya yanlış pozisyonda diş oluşumu gerçekleşebilir. Bu yüzden diş oluşum süreci iyi takip edilmeli ve gerektiğinde veterinerden yardım alınmalıdır.

 

Kedi ve Köpeklerde Neden Diş Dökülmesi Yaşanır

Yavru kedi ve köpeklerde diş dökülmesi büyüme sürecinin bir parçasıdır. Ancak kalıcı dişlerin dökülmesi genellikle diş çürümesi, şiddetli gingivit, periodontitis veya darbe gibi sebeplere bağlıdır. Bu gibi durumlarda problem fark edilemezse ister istemez çözüm diş çekilmesine kadar gidebilir. Bunun yanında, kedi veya köpek sahiplerinin, diş dökülmelerine karşı yanlış beslenme, travmatik olaylar, bakteriyel ve viral enfeksiyonlara dikkat etmesi gerekir.

 

Kedi ve Köpeklerde Görülen Diş Hastalıkları

Kedi ve köpeklerin dişlerinde metabolizmadan veya çevresel etkenlerden kaynaklı çeşitli hastalıklar veya problemler görülebilir. Bu gibi anormal durumlar karşısında kedilerde veya köpeklerde ciddi ağrı halleri görülebilir. Ayrıca yeterli bakım yapılmadığında diş taşı oluşumu, diş yüzeyinde plak birikimi, diş eti iltihabı, diş çürüğü gibi hastalıklar oluşabilir. İlk aşamalarında fark edilmeyen bu tip rahatsızlıkların çözümü için ilerleyen dönemlerde tedavi maliyetleri de artacaktır.

 

Kedi ve Köpeklerde Diş Çekilmesi ve Tedavi İşlemleri

Ev ortamında gerekli bakımın yapılmadığı hallerde oluşan diş hastalıkları için tedavi süreci başlatmak gerekir. Aksi halde diş sağlığı sürekli kötüye gidebilecek ve diş kayıpları görülebilecektir. Bu noktada bakteriyel gıda artıklarının birikmesiyle oluşan tartarlara özellikle dikkat edilmelidir. Temizlenmeyen tartarlar ilerleyen süreçte diş eti çekilmesine ve diş çürümesine neden olabilir.

Düzenli diş bakımı yapıldığında, kuru mama benzeri sert gıdalar ile beslendiğinde kedi ve köpeklerde diş taşı oluşması engellenir. Ayrıca bilinmelidir ki diş taşı ve plakların diş üzerinde uzun süre kalması periyodental hastalıklara sebebiyet verecektir.

Dişlerde görülen ve gingivitis olarak bilinen diş eti iltihabı başlarda hafif atlatılabilecek ancak tedavi edilmediğinde ilerleyici özellik gösteren bir hastalıktır. Gingivitis görülen dişlerde diş eti çekilmesi ve buna bağlı diş kaybı yaşanabilir.

 

Diş Problemlerinde Klinik Hizmetleri

Kedi ve köpeklerin diş dökülmesi ve diğer diş hastalıklarına karşı diş taşı temizliği, periodontal diş hastalıkları, diş röntgeni, diş çekimi işlemleri ve daha fazlası yetkin kliniklerde bulunan uzman sağlık ekipleri tarafından uygulanmaktadır. Kedi ve köpeklerin dişlerinde meydana gelen diş taşlarının diş etine ve diş minesine zarar verilmeden hijyenik ortamlarda temizlenmesi gerekir.

Üsküdar veteriner kliniği web sayfamızın veteriner diş bölümünde sunduğumuz hizmetlere ulaşabilirsiniz.

Diş temizliği yapılan kedi ve köpeklerin isteğe ve ihtiyaca bağlı olarak özel diş cihazlarıyla detaylı diş temizliği ve parlatma işlemi yapılabilir. Dişlerde görülen hastalık kapsamında profesyonel hizmet alınabilmesi için kedi veya köpeğiniz vakit kaybetmeden veterinere gösterilmesinde fayda vardır. Her ne kadar sağlık problemlerini insanlar gibi ifade edemeseler de kedi ve köpeklerinde acı ve ağrı yaşayabildiği unutulmamalıdır.

 

Kedi ve Köpeklerde Diş Dökülmesinin Önlenmesi

Diş dökülmesinin önlenmesi için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Dişlerin düzenli fırçalanması, dişlerde renk değişimi ve kanama olup olmadığının kontrolü bu hususlardan bazılarıdır. Ayrıca hekim muayenesine her götürüldüğünde dişlere de bakılmalıdır. Kaliteli mamalar kullanılmalı ve insanların tükettiği gıdalar kedi ve köpeklere verilmemelidir.


27/Nis/2022

Kedinin kısırlaştırma operasyonu sonrası psikolojisi ve davranışları kedi sahibi tarafından en çok bilgiye ihtiyaç duyulan alanlardan biridir. Dr. Pati ® Üsküdar Veteriner Kliniği olarak, kısırlaştırma ameliyatından sonra kedilerinize sağlıklı bir yaklaşım için rehber niteliğindeki bu yazıyı ele aldık. Kısırlık ameliyatı sonrası kedinizin nasıl bir yaşam süreceği ve onu rahat ettirebilmek için neler yapabileceğiniz hakkında;

  1. Kedilerin Kısırlaştırma operasyonu sonrası psikolojisi etkilenir mi?
  2. Kedinin kısırlaştırma operasyonu sonrası davranışları nasıl etkilenir?
  3. Kısırlaştırma ameliyatı sonrası kedi bakımı
  4. Kedilerde kısırlaştırma operasyonu sonrasında neler yaşanır?
  5. Kedi kısırlaştırma ameliyatı sonrasında alınacak önlemler

uzun süre çalışma ve deneyimlerimizi sizlerle paylaşacağız.

1.Kedilerin Kısırlaştırma Operasyonu Sonrası Psikolojisi Etkilenir Mi?

Kedilerin kısırlaştırma operasyonu sonrası psikolojisi değişir mi üzerine doğrulanmış bir teori mevcut değildir. Fakat kısırlaştırma operasyonu sonrasında kedi sahipleri kedilerini daha fazla gözlemleme imkânı bulduklarından, birçok yeni özellikler keşfedebilir. Ameliyat sonrası gösterilen ilgi ve şefkat, kedilerle aranızda özel bir bağ kurulmasına sebep olur.

Dişi kedilerin kızgınlık dönemine girmesiyle şefkat ve ilgi beklentisi üst düzeye çıkmaktadır. Operasyondan sonra aynı dönemde bu beklentiler devam edebilmektedir. Bu veri, kedi psikolojisi üzerindeki etkiyi saptayabilmek için yeterli değildir.

2.Kedinin Kısırlaştırma Operasyonu Sonrası Davranışları Nasıl Etkilenir?

Kedinin kısırlaştırma operasyonu sonrası davranışları nasıl etkilenir, kısırlık ameliyatının amacı, kızgınlık döneminin istenilmeyen davranışlarını önlemektir.  Kedilerin kısırlaştırılması hakkında merak ettikleriniz için Dr. Pati kedi kısırlaştırma sayfasını ziyaret edebilirsiniz

Her kedi eşsizdir ve farklı çevre unsurlarında yetişir. Yetişkin ya da yavru kediniz hangi dönem içerisinde kısırlaştırıldıysa, davranışlarında ki değişimde bu döneme paralellik gösterecektir. Veteriner hekiminiz, kedinize en uygun operasyon zamanını sizlere önerecektir. Kedinin kısırlaştırma operasyonu sonrası psikolojisi üzerinden dolaylı varsayımlara ulaşabiliyorken, kızgınlık dönemi davranışları hakkındaki etkilerinden kesin olarak bahsedebilmekteyiz. Kedi sahiplerindeki değişimin, kedilere de yansıdığını söylemek mümkündür.

Kedi kısırlaştırma operasyonu sonrası kedilerin davranışlarında ilk sürelerde durgunluk gözlenebilir. Yeni hormanel düzeylerine alışana kadar hasta sahibine karşı hassas davranabilir, içine kapanabilir. Hormonel düzeyler stabilleştiğinde durum hızlıca düzelir. Yani geçici bir durumdur.

Davranış olarak baktığımız zaman karakterize sabit etki bir etki olmamaktadır. Bazı kediler daha enerjik olurken bazı kediler daha da sakinleşmektedir. Fakat mizaç olarak genel anlamda yumuşama görülebilir.

3.Kısırlaştırma Ameliyatı Sonrası Kedi Bakımı

Kedinin kısırlaştırma operasyonu sonrası psikolojisi ve davranışları sağlıklı bir tablo oluşturabilmesi için İlk olarak ortamın düzenlenmesi gerekmektedir. Onlar için mümkün olduğunca sakin ve konforlu bir alan oluşturmalısınız. Evde birden fazla kedi ya da canlı besliyorsanız birbirlerinde uzak durmalarını sağlayınız.

Kedinizin aldığı anestezi ilk 18 – 24 saat sürede etkisini göstermeye devam edecektir. Belirtiler içerisinde huzursuzluk, mide bulantısı, hareketleri kontrol edememe ve durgunluk gözlemlenebilir. Hazırladığınız bu alanı sık sık kontrol edip, sağlık durumunu yakından incelemelisiniz. Alan çevresinde ona zarar verebilecek ürünlerin olup olmadığını analiz etmelisiniz. Atlayıp ulaşabileceği yüksek eşyalardan, mekânı arındırmanız gerekiyor.

Kedinizin rahat edebileceği yatağı yoksa, bir kutunun içine sereceğiniz yumuşak materyallerden oluşan bir yer oluşturun. Her ihtimale karşı yatacağı yerin üzerine bir ped yerleştirebilirsiniz. Bu yatağı zemin bir alana koyunuz. Hem zıplayıp yara bölgelerine zarar vermesini engellemiş olursunuz hem de kediniz zemine uzanarak, ameliyat bölgelerini serinletip yaralarını yatıştırmış olur.

Bunun yanında, ışığı iyi koordine etmelisiniz. Anestezi alan kediler, genel olarak ışıktan hoşlanmazlar. Dinlenme alanının ışığını tamamen kapatın ya da kısık bir şekilde kullanmayı tercih ediniz. Her kedinin farklı bir karakterde olduğunu unutmamak gerekir. Gözlemleyerek uygun olan ışığı bulabilirsiniz.

Dışarı çıkan bir kediniz varsa, yara tamamen iyileşmeden dışarı çıkmasına izin vermeyin. Veteriner hekiminizle konuşup doğru zamanı tespit edebilirsiniz. Kısırlık ameliyatı ciddi bir operasyondur. Cerrahi olarak kesilen bölgeyi, ameliyattan sonra veteriner hekiminizin size de göstermesini isteyin. Dilerseniz bu alanı fotoğraflayın. Böylelikle her geçen gün yaranın iyileşme sürecini gözlemlemiş olursunuz.

Bu adımların dışında kısırlık ameliyatı sonrasında kedinizin dinlenmesine izin verin. Kontrol amaçlı olmadığı süre dışında onları hareket ettirmekten kaçınmalısınız. Hareketli oyunlara bir süre ara vermeniz doğru olacaktır.

Erkek kediler kuyruk altlarından, dişi kediler ise karın bölgesinden ameliyatları gerçekleştirilir. O yüzden bu bölgelere baskı yapmayınız. Eğer kedinizi hareket etmek durumunda kalırsanız, dikiş yerlerine dokunmadan çok sakin bir şekilde bunu yapınız. Çünkü dikiş bölgeleri enfeksiyona ve tahrişe oldukça yatkındır. Bunu önlemek adına, veteriner hekiminizin önerisiyle bölgeyi izotonik serum ile dezenfekte edebilirsiniz.

Başarılı bir ameliyat sonrasında kedinizin 24 saat içerisinde normal davranışlarına dönmesi beklenir. Eğer kedinizde aşağıdaki belirtileri fark ederseniz veteriner hekiminizden bilgi alınız.

  • Operasyon sonrasında 24 saati geçen sürede devam eden uyuşukluk hali
  • Titreme ve ateş
  • İlk geceden sonra kusmanın devam etmesi
  • İshal
  • Yavru kedilerde 12 saat, yetişkin kedilerde ise 24 saat hiçbir şey yememeleri
  • 24 saati geçen sürede, iştah halinin normale göre aşırı azalması
  • Kanlı ve zor tuvalete çıkma
  • 24 saat sonra hala tuvaletini yapmaması

Bu belirtilerin her biri ciddiye alınması gereken semptomlardır. Ameliyat sonrası süreçte de veteriner hekiminizle sürekli iletişim halinde olunuz. İletişim halinde olmanız, birçok hastalığın öncesinde önlem alabilmenizi sağlar. Aşağıda yer alan belirtilerle karşılaştığınızda ise acil bir şekilde veterinerinize gitmelisiniz.

  • Nefes almada zorlanma
  • Cerrahi bölgede kanama
  • Tepki vermeme
  • Aşırı ağrı belirtisi
  • Zihinsel değişkenlik
  • Bilinç kaybı
  • Normalin dışında şişkin bir karın

Bunların yanında, kediniz operasyona girmeden önce ameliyat ve ameliyat sonrası bakım hakkında gerekli bütün bilgileri veteriner hekiminizden öğreniniz. Kediler acı hissetse de bunu sahiplerine belli etmeyebilir.Veteriner hekiminizin önerdiği ilaç ve kullanma dozunu uygun bir şekilde kullanmayı kesinlikle ihmal etmeyiniz. Veterinerinizin dışında duyduğunuz antibiyotik ve krem kullanımlarına itibar etmeyiniz. Sağlıklı bir ameliyat sürecinde can dostlarımızı önemsiyoruz!

4.Kedilerde Kısırlaştırma Operasyonu Sonrasında Neler Yaşanır?

Kısırlaştırma operasyonu için ilk 24 saat çok önemlidir. Ameliyattan kaç saat sonrasında kedinizin kendine geleceği, sağlık durumu ve bünyesine bağlıdır. İlk gün eve geldiğinizde kedi maması yenildiğinde kusma gerçekleşirse, mamayı kaldırın ve bir sonraki sabah az miktar olarak yeniden deneyin. Kediniz yeniden kusarsa ya da ishal olmuşsa, direkt veteriner hekiminize ulaşın.

Operasyondan sonra 7 ile 10 gün arasında her gün en az iki kez olmak üzere cerrahi bölgeyi inceleyiniz. Aşağıda belirtilecek olan sorunları görmeniz halinde zaman kaybetmeden veteriner hekiminize durumu danışınız.

  • Kırmızılık: Kısırlık ameliyatı sonrasında cerrahi bölge çevresinde kırmızılığın olması normal karşılanır. Bu kırmızılığın zamanla yoğunlaşması enfeksiyon işareti olabilir.
  • Şişlik: Ameliyat sonrasındaki şişlik normaldir. Şişliğin artması ve kötüleşmesi durumunda, kedinizi veterinerinizin görmesi şarttır.
  • Morarma: Cerrahi ameliyat kesiğinin iyileşme sürecinde, kırmızılığın morarmaya başlaması iyileşme sürecini gösterir. Fakat morluğun yayılması, yeni morlukların oluşması halinde direkt veterinere gidilmelidir.
  • İrinli Akıntı: Yatağına ped koyma önerimiz, irinli akıntının oluşabilme ihtimaline yöneliktir. Bu alanda ilk etapta akıntının oluşması mümkündür. Akıntı artar ya da renklenerek, kokma eğilimi gösterirse, direkt veterinere gitmelisiniz. İç dikişlerinin kontrolü ve enfeksiyon belirtisi olarak değerlendirilmeye tabii tutulmalıdır.
  • Yara Kenarlarından Ayrılma: Erkek kedileriniz kesikleri küçük ve açık olmalıdır. Dişi kedilerin dikişleri ise bir kısmı görünür ya da gizli olabilir. Bu dikişlerin sağlam ve açıklığın görülmemesi gerekir. Ayrılma veya herhangi bir yaradan farklı akıntı gözlemliyorsanız zaman kaybetmeden derhal veterinerinize gitmelisiniz.

Bu belirtilerin dışında kedilerinizin diş etlerini de kontrol etmelisiniz. Kırmızılık ve soluk pembe diş etleri, kedinizin sağlıklı olduğunu gösterir. Fakat normalden daha soluk ve diş etlerine bastırdığınızda renk dönüşü sağlanmıyorsa kansızlıktan şüphelenebilirsiniz.

Bu yüzden kedinin kısırlaştırma operasyonu sonrası psikolojisi ve davranışlarını gözlemlemek oldukça önemlidir. Aşağıda belirtilen normal dışı belirtileri görürseniz, zaman kaybetmeden veteriner hekiminize gitmeyi ihmal etmeyiniz.

  • İştahsızlık
  • Su içmekten kaçınma
  • Kambur duruş
  • Kaçma girişimleri
  • Ürkeklik ve kaygı hali
  • Hırıltı ya da tıslama
  • Gergin karın kası
  • Depresyon ve uyuşukluk hali

 

5.Kedi Kısırlaştırma Operasyonu Sonrasında Alınacak Önlemler

Kedinizin kısırlık ameliyatı sonrasında, kendine gelebilmesi ve eski haline dönebilmesi için en az 24 saatin geçmesi beklenmelidir. Kedi sahiplerinin bu süre içerisinde mümkün olduğunca sakin kalması gerekir.

Ameliyat dönüşünde hazırlanması gereken ortam hakkında kedinin kısırlaştırma operasyonu sonrası davranışları nasıl etkilenir bölümünde yer vermiştik. Diğer bir yandan, kedinizin tuvaleti, maması ve suyu yakınında bulunmalıdır. Mama ve su kaplarının, tuvaletine yakın bi yerde olmamasına özen gösteriniz.

Operasyon sonrasında ilk hafta tuvaletlerinin durumunu kontrol etmelisiniz. Dikişleriyle kumun teması önlenmelidir. Bu nedenle, bentoit yerine silika kumları kullanmayı tercih edebilirsiniz. Eğer evde başka kedileriniz varsa, gözlem açısından tuvaletlerini muhakkak ayırmanızda fayda var. Ameliyatın sonrasında 24 saat içerisinde kedinizin idrarında kan görülebilmektedir. Bu durumun devam etmesi halinde veteriner hekiminize muhakkak ulaşmalısınız.

Kısırlaştırma operasyonu sonrasında kedinizin çok hareketsiz kalmasına veya çok aktif hareket etmesine müsaade etmeyiniz. Kedinizin yarası bütünüyle iyileşip kapanana kadar koşmasına, merdivenden çıkmasına, zıplamasına engel olmaya çalışınız.

Ameliyatın ilk günlerinde hareketlerini kısıtlamaya özen gösterirken, kedinizin strese girmemesinde de dikkat ediniz. Gün içerisinde kontrollü olarak gözünüzün önünde hareket etmesini sağlayınız.

Kediniz dikişli bir ameliyat geçirdiyse, muhakkak takibini gerçekleştirmelisiniz. Bu yüzden ameliyatın ilk 10 gününde özel üretim ameliyat giysisi ya da yakalık kullanmanız önerilmektedir. Bu giysi ve yakalıklar;

  • Dikişlerin açılmaması,
  • Enfeksiyon kapılmaması,
  • Yaranın ısırılma ve darbe almasını

Önlemek için kullanılmaktadır. Ameliyat öncesinde internetten temin edebilir ya da veterinerinizden temin edebilirsiniz.

Veteriner hekiminizin tavsiyesiyle yapılan pansuman, dikişlerin sağlıklı bir şekilde onarılmasını sağlar. Verilen ilaçları tam zamanlı olarak kullanarak, kontrole gitmeyi ihmal etmeyiniz. Bu sayede, ameliyat sonrası oluşabilecek komplikasyonların erken teşhisi ve tedavisi sağlanabilmektedir.

Kısırlaştırma hakkında daha fazla bilgi için Dr. Pati Veteriner Kliniği hekimlerimizden bilgi alabilirsiniz.


02/Nis/2022

Kedilerin sağlığını etkileyen birçok parazit türü vardır. Türlerine göre dış parazitler ve iç parazitler olmak üzere ikiye ayrılırlar. Kedilerde iç parazit vücut içerisine girerek kalp, bağırsak, mide, akciğer ve karaciğer gibi organlara yerleşerek yaşarlar.

Üsküdar Veteriner Kliniği sizler için;

  1. Kedilerde iç parazit belirtileri
  2. Kedilerde iç parazit nasıl anlaşılır?
  3. Kedilerde Parazit Çeşitleri ve Tedavi Yöntemleri
    • Kancalı Kurt
      • Kancalı Kurtlar Nedir? Kancalı Kurtlar Kediye Nasıl Bulaşır?
      • Kancalı Kurtlar Kedileri Nasıl Etkiler?
      • Kedilerde Kancalı Kurt Teşhisi Nasıl Konur?
      • Kedilerde Kancalı Kurt Paraziti Nasıl Tedavi Edilir?
      • Kancalı Kurtların Kedilere Bulaşması Nasıl Önlenir?
      • Kancalı Kurtlar İnsana Bulaşır mı?
    • Yuvarlak Solucanlar
      • Yuvarlak Solucan Nedir? Yuvarlak Solucanlar Kediye Nasıl Bulaşır?
      • Yuvarlak Solucanlar Kedileri Nasıl Etkiler?
      • Kedilerde Yuvarlak Solucan Teşhisi Nasıl Konur?
      • Kedilerde Yuvarlak Solucan Paraziti Nasıl Tedavi Edilir?
      • Yuvarlak Solucanların Kedilere Bulaşması Nasıl Önlenir?
    • Tenyalar
      • Tenya Nedir? Tenyalar Kedilere Nasıl Bulaşır?
      • Tenyalar Kedileri Nasıl Etkiler?
      • Kedilerde Tenya Teşhisi Nasıl Konur?
      • Kedilerde Tenya Paraziti Nasıl Tedavi Edilir?
      • Tenyaların Kedilere Bulaşması Nasıl Önlenir?
      • Tenyalar İnsana Bulaşır mı?
    • Coccidia
      • Coccidia Nedir? Coccidia Kedilere Nasıl Bulaşır?
      • Coccidia Kedileri Nasıl Etkiler?
      • Kedilerde Coccidia Teşhisi Nasıl Konur?
      • Kedilerde Coccidia Paraziti Nasıl Tedavi Edilir?
      • Coccidiaların Kedilere Bulaşması Nasıl Önlenir?

Konularında kedilerde iç parazit belirtileri hakkında detaylı bilgileri sunacaktır.

1.   Kedilerde İç Parazit Belirtileri

Kedilerde iç parazit belirtileri çeşitli sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Bazı parazit türleri, hem yetişkin kediler hem de yavru kediler için hayatı tehdit edecek unsurları barındırır.


Başlıca iç parazit belirtileri şu şekildedir;

Ø  Kilo kaybı ya da artışı

Ø  Bağışıklık sistemi düşmesiyle birlikte oluşan halsizlik ve çabuk yorulma hali

Ø  Nefes alırken zorlanma ve hırıltı

Ø  Karında şişlik

Ø  Öksürük

Ø  İshal ve kusma

Ø  Dışkıda kan

Ø  Anüs bölgesini aşırı temizleme

Ø  Bulunduğu ortamda pirinç benzeri yapıların bulunması

Ø  Tüylerin matlaşması

Olarak ifade edilebilir. Bu belirtilerden bir veya birkaçı ile karşılaştığınızda veteriner hekiminizle iletişime geçiniz. Ayrıca üsküdar veteriner kliniği Dr. Pati’yi arayarak bilgi alabilirsiniz.

2.     Kedilerde İç Parazit Nasıl Anlaşılır?

Kedilerde iç parazit belirtileri saptanırken düzenli olarak gözlem yapmak çok önemlidir. Kedilerin yaşadığı ortam ve çevresel faktörlerin değerlendirilmesi, parazitlere karşı gerçekleştirilen ilk önlemdir. Enfekte olmuş hayvanlar ile temas, kontamine gıda ve su tüketimi, kene ve haşeratlar tarafından ısırılmak iç parazitlerin bulaşma riskini arttırmaktadır.

Üsküdar Veteriner Kliniği Hekimleri iyi bir gözlem yapılması gerekliliğini önemle arz etmektedir. Veteriner hekiminiz ile görüştüğünüzde, gerekirse kanıtları da yanınızda götürmenizi tavsiye ederiz.

  • Kedinizin Tüylerinde Matlaşma Var mı?

Genel itibarıyla kedilerin tüyleri parlak görümlüdür. Kedilere bağırsak solucanı bulaşması söz konusuysa, tüyler mat ve düz bir hal alır. Bunun nedeni ise bağırsak paraziti kaynaklı dehidrasyon ve besin emiliminin olmasıdır.

  • Kedinizin Diş Etleri Soluk mu görünüyor?

Sağlıklı kedilerin diş etleri pembedir. Soluk bir görüntüye sahipse parazit sonucu oluşan anemiden şüphelenilir.

  • Kedinin Dışkısında Bir Farklılık Mevcut mu?

Kedilerinizin günlük olarak kum kaplarını kontrol ediniz. Genelde solucan ve kancalı kurt gibi iç parazitler ilk olarak tuvalette fark edilirler.

  • Koyu
  • Katranlı
  • İshal

Olan bir dışkı, solucan enfeksiyonunun habercisi olabilir. Dışkıda solucan ve parçaları gözle görülebilir. Anüs çevresinde ve yattıkları yerde de bu parazitlere rastlamak mümkündür. Farklı boyutlara sahip parazit türlerinin boyları 10 cm uzunluğa kadar erişebilir. Bunlar genelde yuvarlak solucan çeşididir.

  • Kanlı

Dışkıda ise kancalı kurt şüphesi değerlendirilebilir. Kancalı kurtlar, tutundukları bağırsak duvarında kanama meydana getirir. 24 saati aşan belirtilerde zaman kaybetmeden Üsküdar Veteriner Kliniğine başvurunuz.

  • Kediniz Ne Sıklıkta Kusuyor?

Kedilerin dönemsel kusmaları normaldir. Fakat bunu sıklıkla yapmaya başladıysa, bağırsak sorunları ve solucan parazitlerinin işareti olabilir.

  • Kilo Kaybı ve Mide Şişlikleri Gözlemliyor musunuz?

Kedinizin iştahı yerinde fakat yine de kilo kaybı yaşıyorsa, muhakkak veteriner hekiminizi ziyaret ediniz. Özellikle midede görülen şişlik, solucan şüphesi barındırabilir.

  • Kedinizin Davranışlarında Farklılık Var mı?

Solucanlar kediler üzerinde iki farklı davranış biçimi oluşturur. İlki normalin dışında bir uyuşukluktur. İkinci etki ise parazitlerden rahatsız olan kediler, popolarını halılara sürtme davranışında bulunabilirler.

Kedilerde iç parazit belirtileri detaylı anlatımı için Üsküdar Veteriner Kliniği Hekimimizin hazırlamış olduğu video için burayı tıklayınız.

3.      Kedilerde Parazit Çeşitleri ve Tedavi Yöntemleri

3.1 Kancalı Kurtlar
3.1.1. Kancalı Kurtlar Nedir ve Kancalı Kurtlar Kediye Nasıl Bulaşır?

Kedilerin bağırsak astarlarına yapışır ve kanla beslenirler. Bağırsak paraziti olan kancalı kurtlar, larva teması ve yumurtalarım yutulmasıyla bulaşması gerçekleşir.

3.1.2. Kancalı Kurtlar Kedileri Nasıl Etkiler?

Kancalı kurtlar kan ile beslendiğinden dolayı kedilerde kansızlığa sebep olur. Daha önce bu konuda tedavi görmüş yavru kediler için hayati tehlike oluşturmaktadır. Yetişkin olan kedilerde ise kan kaybı ve ishal belirtileri görülmektedir.

3.1.3. Kedilerde Kancalı Kurt Teşhisi Nasıl Konur?

Kancalı kurt parazitinin teşhisi, alınan dışkı örneğinin mikroskopla incelenmesiyle konur.

3.1.4. Kedilerde Kancalı Kurt Paraziti Nasıl Tedavi Edilir?

Tedavisi Pyrantel Pamoate adında ki antiparazitiğin kullanılması kancalı kurtlara karşı etkilidir. Kullanılacak doz için Üsküdar Veteriner Hekiminiz gerekli bilgilendirmeyi tarafınıza yapacaktır.

3.1.5. Kancalı Kurtların Kedilere Bulaşması Nasıl Önlenir?

Kedilerinizin olduğu ortamın steril olmasıyla, bulaş riskini ortadan kaldırmış olursunuz. Parazitlerin erken teşhisi için yılda 1-2 kez dışkı testi yaptırmanız oldukça önemlidir.

3.1.6. Kancalı Kurtlar İnsana Bulaşır Mi?

Kedilerde bulunan kancalı kurtlar, kontemine (yumurtaları yutma) ve deri yoluyla insana geçebilirler. Sevmek için temas ettiğiniz hayvanlardan sonra muhakkak ellerinizi yıkayın. Kancalı kurtların insana bulaşması halinde ise kaşıntılı ve ağrılı cilt enfeksiyonlarıyla karşılaşılabilir. Göz, akciğer gibi organların kontrol edilmesi şarttır.

3.2 Yuvarlak Solucanlar
3.2.1 Yuvarlak Solucanlar Nedir? Yuvarlak Solucanlar Kedilere Nasıl Bulaşır?

En yaygın görülen bağırsak parazitidir. Bağırsak astarlarına yapışarak kanla beslenirler. Enfekte olmuş bir canlının yenilmesi, anne sütü ya da bulaş bir ortamdaki larvalarla temas yoluyla kedilere bulaşır.

3.2.2. Yuvarlak Solucanlar Kedileri Nasıl Etkiler?

Çoğu kedide herhangi bir belirti göstermez. Yavru kedilerde ise ishal, kusma ve kilo kaybı etkiler görülebilir.

3.2.3. Kedilerde Yuvarlak Solucan Teşhisi Nasıl Konur?

Dışkı testi ile teşhis konulmaktadır. Dışkı, yuvarlak kurt antijeni mikroskop altında incelenir.

3.2.4. Kedilerde Yuvarlak Solucan Paraziti Nasıl Tedavi Edilir?

Pyrantel Pamoate adlı antiparazitik ile tedavisi gerçekleştirilir. Tedaviden sonrada belirli periyot aralıklarıyla dışkı testi yenilenir.

3.2.5. Yuvarlak Solucanların Kedilere Bulaşması Nasıl Önlenebilir?

Dışarıya çıkan kedilerinizin enfekte olmuş bir canlıyı avlayıp avlamadıklarına dikkat ediniz. Ayrıca kum kaplarının temizliği son derece önemlidir. Erken teşhis için muayenelerinizi aksatmayınız!

3.3. Tenyalar
3.3.1. Tenya Nedir? Tenyalar Kedilere Nasıl Bulaşır?

Tenyalar kancaya benzer ağız yapılarıyla, kedinizin ince bağırsağına bağlanırlar. Bu solucanlar kedilerin yediği gıdalardan beslenerek 10 cm boyuna ulaşabilirler. Tenyalar pirinç tanesi büyüklüğünde parçalar dökerek, kendilerini dışkıda belli eder. En çok bilinen bulaşma türü pirelerdir. Kendini dilleriyle temizleyen kediler, enfekte pireleri yutarak parazitleri vücutlarına alabilirler. Aynı zamanda enfekte olan fare gibi canlıları avladıklarında da tenyaların bulaşma riski gerçekleşebilir.

3.3.2. Tenyalar Kedileri Nasıl Etkiler?

Yoğun bir tenyaya maruz kalan kedilerde, belirgin kilo kayıpları görülmektedir. Fakat genel olarak kedilerde kalıcı ve ciddi bir zarar vermediklerinden dolayı küçük parazitler olarak adlandırılmaktadırlar.

3.3.3. Kedilere Tenya Teşhisi Nasıl Konur?

Kedilerinizin yattığı ortamlarda, anüs ve dışkısında rahatlıkla gözle görülebilen pirinç büyüklüğünde yapılardan fark edilebilir. Gerçekleştirilen dışkı testlerinde teşhis konulabilmektedir.

3.3.4. Kedilerde Tenya Paraziti Nasıl Tedavi Edilir?

Prazikuantel enjeksiyonu yapılarak tedavisi gerçekleştirilir. Tedavi sonrasında dışkı testiyle tenyaların durumu teyit edilebilmektedir.

3.3.5. Tenyaların Kedilere Bulaşması Nasıl Önlenir?

Kedileriniz tenya larva ve yumurtalarını taşıma olasılığı olan canlılarla temasına izin vermeyiniz!

3.3.6. Tenyalar İnsana Bulaşır Mi?

İnsanlarda karın ağrısı, kusma, ishal kilo kaybı, dışkıda tenya ve yumurta görülmesi gibi belirtilerle kendini gösterir. Çoğu zaman kontamine etin tüketilmesi ve enfekte pirelerle temas halinde insanlara bulaşması gerçekleşmektedir.

3.4.  Coccidia
3.4.1. Coccidia Nedir? Coccidia Kedilere Nasıl Bulaşır? Ke

Coccidia paraziti bağırsak duvarlarında yaşan tek hücreli canlılardır. Dışkı yoluyla ya da enfekte kemirgenleri yemeyle kedilerinize bulaşır.

3.4.2. Coccidia Kedileri Nasıl Etkiler?

Coccidia paraziti bulaşan kedilerin birçoğunda herhangi bir belirti gözlemlenmeyebilir. Bağışıklığı düşük olan yavru kedilerde ishal olarak kedini gösterebilmektedir. Enfektesi yüksek olan kedilerde dehidrasyon, aşırı ishal hatta ölümle sonuçlanabilecek durumlar meydana gelebilmektedir.

3.4.3. Kedilerde Coccidia Teşhisi Nasıl Konur?

Coccidia antijeni ve dışkı mikroskopla incelenerek teşhis konulmaktadır.

3.4.4. Kedilerde Coccidia Paraziti Nasıl Tedavi Edilir?

Üsküdar Veteriner Kliniğinde ki hekiminiz kedilerde iç parazit belirtileri tespit ettiğinde Albendazol adlı antiparazitik bir tedavi uygulayacaktır. Geniş spektrumlu olan antiparazitik ile Coccidia paraziti kolaylıkla tedavi edilebilecektir.

3.4.5. Coccidaların Kedilere Bulaşması Nasıl Önlenir?

Evcil hayvanlarınızın ev ortamında bulunduğu ortam ve eşyaların steril olması, bu parazitlerin bulaşma riskini önleyecektir. Özellikle kum kaplarının temiz tutulması çok önemlidir.

Yavru kedilerinizin 6-8 haftalık ve 10-12 haftalık periyotlarda dışkı testlerini yaptırınız. Erken teşhis, hem evcil dostunuz hem de sizin sağlığınız için büyük önem taşır.

 


28/Mar/2022

Kedinin kısırlaştırılması, popülasyondaki nüfus dengesine daha sağlıklı bir yaşam döngüsü sunar. Çiftleşme isteği yok olan kısırlaştırılmış kediler, hastalık ve bulaşıcı hastalıklardan da korunmuş olurlar.

Kediler neden kısırlaştırılır;

  • Kısırlaştırılmış kediler üreme hormonu üretimini azaltır,
  • Kızgınlık dönemindeki evden kaçmaya yönelik davranışları azaltır,
  • Erkek kedilerde kısırlaştırma,bölge mücadelesi ve istenmeyen işaretleme alışkanlıklarını azaltır,
  • Dişi kedilerdesaldırgan olma ve kedilerde aşırı sevilme isteğinin önüne geçer,
  • Yaşam sürelerini uzatır,
  • Yaralanma ve kavga sırasında bulaşıcı hastalıklardan korunmuş olurlar.

Dr. Pati Üsküdar Veteriner Kliniği olarak bilgi ve deneyimlerimizi birleştirerek, kediler neden kısırlaştırılır konusunu, hem dişi hem de erkek kediler için ayrı ayrı derledik. Kısırlaştırma ile ilgili bilgi almak için Üsküdar’da veteriner kliniğimizi ziyaret edebilir ücretsiz bilgi alabilirsiniz. Buna ek olarak merak edilen;

  • Kedi Kısırlaştırma operasyonu nedir?
  • Kediler ne zaman kısırlaştırılır?
  • Kedi kısırlaştırmada dikkat edilmesi gerekenler

Konularını da detaylı bir şekilde sizlere sunmuş olacağız.

1.     Dişi Kediler Neden Kısırlaştırılır?

Kısırlaştırma operasyonu, dişi ve erkek kedilerde farklı neden ve zamanlarda gerçekleştirilmektedir. Dişi kedilerin kısırlaştırılma nedenleri;

  • Kontrolsüz üremeyi,
  • Sağlık sorunlarını,
  • Rahatsız edici sesleri,
  • Refah ve maddi sorunları,
  • Sokak kedilerinde oluşabilecek sorunları

Önlemek için yapılmaktadır.

1.1.  Kontrolsüz Üremenin Önlenmesi

Dişi kedilerin, doğum yapmadan kısırlaştırılması önemlidir. Çiftleşme evresi, kedinizin ırk ve bireysel gelişimiyle bağlantılı olarak oldukça hızlı gerçekleşmektedir. Böylelikle kedinizi cinsel olgunluğa ulaşmadan kısırlaştırmak, onun sağlığını olumlu yönde etkileyecektir.  Evde erkek bir kediniz varsa, bu dönemi özellikle gözlemlemelisiniz. Yoksa, yeni gelecek minik yavrularınızla baş etmek durumunda kalabilirsiniz. Kalıcı bir şekilde kontrolsüz üremenin önüne geçmek istiyorsanız, onu kısırlaştırmalısınız.

1.2.  Sağlık Sorunlarının Önlenmesi

Kedilerin kısırlaştırılması, rahimden kaynaklı hastalıkları da ortadan kaldırmaktadır. Hayatlarının ilerleyen zamanlarında rahim enfeksiyonu (pyometra) ve meme tümörlerinin de oluşma riskini azaltır. Bulaşıcı ya da genetik hastalıkları, cins arasında yayma eğilimini minimuma indirger. Bunun yanında hamilelik ve doğum anı, anne kedi ve yavrular için ölüm riski oluşturabilmektedir.

  • Rahatsız Edici Seslerin Önlenmesi

Dişi kediler yaklaşık olarak üç haftada bir kızgınlık dönemine girmektedir. Çiftleşme döneminde olan kediler, ağlar gibi yüksek frekanslı sesler çıkartmaktadır. Bu ses, erkek kedilere çiftleşme çağrısıdır. Toplu yaşam alanlarında barınmamız göz önünde bulundurulursa, kedilere ev ortamında bu alanı sağlamak mümkün değildir. Bu süreç kedi sahipleri için oldukça üzücü ve sıkıntılı geçmektedir. Kedinizin sürekli acı çeker gibi ses çıkarması sizleri uyutmaz bir hale getirebilir.

Bu davet, sokak kedileri için kavgalara, popülasyonu bozan toplanmalara ve akabinde de gıda sıkıntısı gibi problemlere yol açabilmektedir. Böyle bir ortamda bulaşıcı hastalıkları beraberinde getirir.

1.4.  Refah Ve Maddi Sorunlar

Bir dişi kedi, yıl içerisinde ortalama 3-4 kez kızgınlığa girmektedir. Kısırlaştırılması gerçekleşmemiş ve çiftleşmesine izin verilmediği durumlarda ise bu sayı 5-7 kez arasında olabilmektedir.

Bir doğumda ortalama olarak altı yavru dünyaya gelir. Yavru kedilerin hayata tutunabilmesi anne kedinin yapabildikleri ile sınırlıdır. Böylelikle kedi, sahiplerinin desteğine ihtiyaç duyar. Bir anne kedinin altı kediye özenli bir şekilde besleyip, yetiştirebilmesi olası değildir. İş kedi sahiplerine düşer. Onların sıcak tutulması, beslenmesi ve sürekli sağlıklarının kontrol edilmesi gerekmektedir.

İyi bakımın sağlanamadığı kedilerde, kedi gribi gibi bulaşıcı hastalıklar hâsıl olabilmektedir. Üstelik yeni doğan bu kedilere ev bulmak oldukça zorlayıcı bir süreçtir. Bir yuva bulamama durumunu da göz önünde bulundurmanız gerekebilir.

Ayrıca maddi olarak bakım, kaliteli mama ve aşı maliyetlerinin de hesabı oldukça zorlayıcı bir boyuta ulaşabiliyor.

Üsküdar Veteriner Hekimleri olarak, evcil hayvanların ticari amaçlı üretimini asla etik bulmuyor ve kişilere sahiplenmeyi önemle tavsiye ediyoruz. İnsanların bilinçlenmesini ve kendi çevrelerindeki yaşayan canlar için kucaklayıcı bir tutum sergilemelerini arzu ediyoruz.

2.     Erkek Kediler Neden Kısırlaştırılır?

Dişi bir kediyi kısırlaştırdığınızda yavru sayısını azaltabilirsiniz. Fakat erkek bir kedinin kısırlaştırılmasıyla, popülasyondaki dengesiz nüfus artışının kesinlikle önüne geçmiş olursunuz.

2.1.          Kontrolsüz çoğalma

Erkek kediler yavrulayamaz fakat birçok dişi kediyi hamile bırakabilir. Belirli bir bölgedeki erkek kedilerin kısırlaştırılmasıyla, kontrolsüz üremenin bütünüyle önüne geçmek mümkündür.

  • Sağlık Sorunlarının Önlenmesi

Erkek kediler, çiftleşme esnasında lösemi (Felv) ve FIV gibi hastalıkları yayma riskleri oldukça yüksektir. Eş bulmak için bölgelerini terk edebilen sokak kedilerinin ise başlarına birçok üzücü hadise gelebilmektedir. Testis kaynaklı hastalıkları en aza indirgemek için kısırlaştırmanın muhakkak yapılması gerekir.

  • Rahatsız Edici Durumların Önlenmesi

Evden kaçma girişimi, erkek kedilerde sıklıkla görülebilen bir davranış biçimidir. Bu süreç içerisindeyseniz, balkon, yüksek pencereler, hatta küçük boşluklar için dahi ekstra önlem almanız gerekmektedir. Evden kaçan kediniz bir daha eve dönmeyebilir. Ev kedilerinin dışarıda yaşama olasılığının oldukça düşük olduğunu asla unutmayınız!

Ayrıca kızgınlık dönemindeki erkek kediler, ev içinde birçok noktaya idrarını püskürtebilir. İçgüdüsel olarak gerçekleştirilen bu davranış, dişi kediler ile birleşme isteğinden kaynaklanmaktadır. Dişi bir kedi bulamadığında, sahibine de agresif davranışlar sergileyebilmektedirler.

Yukarıdaki sorun teşkil eden durumları önceden önlemek adına Üsküdar Veteriner olarak, kedilerinizin yavruyken kısırlaştırılmasını şiddetle önermekteyiz. Bilgi için sitemizde ki kedi kısırlaştırma sayfamızı ziyaret edebilir ve detaylı bilgi için bizlere ulaşabilirsiniz.

3.     Kedi Kısırlaştırma Operasyonu Nedir? Kediler Ne Zaman Kısırlaştırılır?

Kısırlaştırma işlemi birçok Avrupa ülkesinde ücretsiz olarak gerçekleştirilmektedir. Kısırlaştırma operasyonundaki amaç kontrolsüz üreme ve sağlık sorunlarının önüne geçebilmektir.

3.1.          Kedi Kısırlaştırma Operasyonu Nedir?

Kısırlaştırma operasyonu, kedi popülasyonunu dengede tutabilmek amacıyla yapılan bir ameliyattır. Bu operasyon, rahim kanseri ve testislerden kaynaklı hastalıklar başta olmak üzere, cinsel yolla bulaşan birçok hastalığı da önlemektedir. Kendinin uygun zamanı geldiğinde anestezi altında gerçekleştirilmektedir.

Üsküdar Veteriner Kliniği olarak, dişi kedinizi kısırlaştırmak için iki farklı yöntem uygulamaktayız. Bunlardan birincisi rahimin alınmasıdır. Bu yöntem ile kediniz cinsel fonksiyonlarını sürdürebiliyorken, bir üreme gerçekleştiremeyecektir. İkinci yöntem ile rahim ve yumurtalıklar birlikte alınır. Bu yöntem kedinin birleşme isteğini bütünüyle engellemektedir. Kedi kısırlaştırma operasyonu erkek kedilerde daha kısa sürmektedir.

3.2.          Kediler Ne Zaman Kısırlaştırılır?

Kediler ne zaman kısırlaştırılır sorusu, kediler neden kısırlaştırılır konusu içinde en çok merak edilen alanın başında gelir. Kedilerin kısırlaştırma işlemi, cinsel olgunluğa gelmeden önce gerçekleştirilmesi önerilmektedir.

Kısırlaştırılmak için uygun zaman;

  • Ülke
  • Yaşam alanlarına
  • Kedinin cinsiyetine
  • Irkına
  • Kilosuna
  • Sağlık verilerinin elverişli olmasına

Bağlı olarak değişkenlik gösterebilmektedir. Hekimlerin genel fikir birliğine göre, yavru kediler için 4 aylık olduğunda ve iki kilo ağırlığına ulaştıklarında kısırlaştırma operasyonuna alınabilirler. Erkek kediler, dişiler ile kıyaslandığında daha erken kızgınlık dönemine girmektedir. Yavru erkek kedilerin 4 – 5 aylık olması, dişi kedilerinizin ise 5-7 ay aralığında olması gerekmektedir. Kedinizin en uygun kısırlaştırma dönemini öğrenmek için veteriner hekiminize danışın.

4.      Kedi Kısırlaştırılmada Dikkat Edilmesi Gerekenler

Kedi Kısırlaştırma ameliyatı ciddi bir ameliyattır. Kısırlaştırma operasyonu öncesi ve sonrasında dikkat edilmesi gereken birçok husus vardır.

  • Kısırlaştırmayı yapacak veterineri iyi araştırarak, operasyon hakkında yeterli bilgi edininiz.
  • Ameliyat öncesi, veterineriniz uygun doz anestezi ve ilaç kullanımını saptamak için kedinin kilosunu ölçüp ölçmediğini gözlemleyiniz.
  • Ameliyat öncesi veterinerinizin belirlediği saatler içerisinde herhangi bir gıda ve su vermeyiniz. Bu ameliyat esnasında kanama riskini arttırarak, kısırlaştırma operasyonu sonrası ise kusma ve dikişlerde zedelenmeye sebep olacaktır.
  • Kanama riskinin yüksek oluşu sebebiyle, kızgınlık dönemindeyken ameliyat yaptırmayınız.
  • Anestezi etkisi bitmeden temin ettiğiniz özel koruyucu kıyafet ya da yakalığı takınız.
  • Ameliyatın sonrasında mümkünse kedinizi bir gün kafes içinde tutarak hareketlerini sınırlayınız.
  • Ameliyat sonrası veteriner hekiminizin besleme ve bakım önerilerini dikkate alınız.
  • Güvenli bir alan hazırlayarak, evde başka bir kediniz varsa iletişimlerini sınırlayınız.
  • Mama, su kabı ve tuvaletlerini hazırladığınız güvenli alanın yakınına yerleştiriniz.
  • Kısırlaştırma operasyonu sonrasında düzenli olarak kontrollerini yaptırarak, antibiyotik ilaçlarını aksatmayınız.
  • Yara bölgesine dokunmayın ve kedinizi kaldırmaya çalışmayın. Dikişlerini belli periyotlarla kontrol ediniz.
  • Ameliyat sonrası kedinizin kilo alma eğiliminin artacağını göz önünde bulundurarak, aşamalı olarak kısırlaştırılmış mama ile değiştiriniz.
  • Kedinizin sağlıklı iyileşme sürecine destek olmak için genel durumunu gözlemleyiniz.

Operasyon sonrasında ilk 24 saatlik periyot hayati bir önem taşımaktadır. Bu nedenle birden fazla kusma, ateş, uyuşukluk, iştahsızlık, idrarda zorlanma ve tuvalete çıkamama gibi durumlarda Üsküdar Veteriner Kliniğindeki hekiminize ulaşınız.


27/Mar/2022

Yavru bebek kediler nasıl beslenir ve yavru kedi bakımı, yetişkin kedi ile karşılaştırıldığında daha zorludur. Dr. Pati ® Üsküdar Veteriner Kliniği ve diğer bölgelerdeki klinik tecrübelerimizle birlikte;

  • Anne kedi ve kedi yavrularını ayırmak için doğru zaman nedir?
  • Yavru bebek kediler nasıl beslenir?
  • Yavru kedilerde biberon kullanımı
  • Yavru kedi bakımı nasıl yapılır?
  • Yavru kedilerin tuvaleti nasıl yaptırılır?
  • Yavru kedi aşı takvimi ve uygulama zamanları

Konularını sizler için uzman veteriner hekim grubumuzla birlikte derledik.

Yavru Bebek Kediler Nasıl Beslenir?

Anne kedi ve kedi yavrularını ayırmanın en ideal dönemi 8 haftalık olduğu zamandır. Yavru kedi 2 aylık olana kadar anne bakımına ve anne sütü kullanımına ihtiyacı vardır. Kedi sütü yavru kedilerin beslenmesine ve gelişim evrelerine büyük katkı sağlar. Aynı zamanda sütün içerisinde bulunan antikorlar sayesinde bulaşıcı olan hastalıklardan korumaktadır. Onları 2 aylık olduğunda ayırmanız, kediyi sağlıklı yaşam evresine hazırlayarak, ileride daha az sağlık sorunuyla karşılaşmasını sağlar.

Anne kedinin hastalandığı, öldüğü ya da reddettiği gibi durumlarda yavru kedinin bakımını üstlenmeniz gerekebilir. Bu noktada yavru bebek kediler nasıl beslenir, yavru kedi bakımı nasıl yapılır bilgisi, hayati önem taşımaktadır.

Öncelikli olarak yapılması gereken, bir sütanne arayışıdır. Birçok anne kedi, yavrularını kendi yavrusu gibi kabul edecektir. Sütannenin bulunmadığı durumlarda ise yavrunun yaşama şansı, sizin elinizdedir.

Yavru kedilerin beslenmesi hakkında, yeterli bilgiye sahip değilseniz, veteriner hekiminize danışın. Yavru kedileriniz ikram edeceğiniz en sağlıklı besinler, yavru kedi maması, bebek muhallebisi ve biberonla verilen anne sütü tozudur. Üsküdar Veteriner petshop hizmetinden temin edebilirsiniz.

Yavru kediler her 2-3 saatte bir oda sıcaklığında ve tek kullanımlık hazırlanan mamalarla besleyin. Artan kedi mamasını diğer öğünlerde kullanmayın.

Yavru Kedi Biberonla Nasıl Beslenir?

Yavru kedileri beslemek için ilk akla gelen inek sütüdür. Dr. Pati ® Üsküdar Veteriner Kliniği olarak bunu asla önermemekteyiz. İnek sütü yavru bebek kedilerde ishale yol açabilir. Yavru bebek kediler nasıl beslenir konusunda aşağıdaki adımları takip ediniz;

  1. Öncelikle anne sütü tozunu doğru hazırlayın.
  2. Kucağınıza bir havlu sererek kedinin karın üstü durmasını sağlayın.
  • Yan ya da sırtüstü yatırmayın.
  • Ensesinden tutarak arka ayaklarının üzerine ya da havaya kaldırmayın. Yanlış pozisyonlar, istenmeyen sonuçlar doğurur. Kedi mamasının nefes borusu ve akciğerlere kaçmasını engellemek için sıklıkla kontrol edin.
  1. Yavru kediyi 45 derece açı ile bir bebeği tutar gibi tutun. Böylelikle mamada hava kabarcığı oluşmaz ve kedinin hava yutmasını engellemiş olursunuz.
  2. Biberonu kedinin damağına doğru yaklaştırın ve dil salınımına izin verin. Dil salınım hareketi, sütün akciğerlere gitmesini önler. Memeye gelmiyorsa, parmağınızı ön dişlerinin arasına sokun ve ağzını açıp memeyi yerleştirin. Eğer ki yavru kediniz emmiyorsa asla zorlamayın. Derhal bize başvurun!
  3. Yavru kedinin sütü fazla emmesi için ısrarcı olmayın. Karnını doyurduğunda, göbeği yuvarlak ve şişkin bir hal alacaktır.
  4. Kedi sütü ve süt tozu bulamadığınız nadir durumlarda, keçi sütünü tercih edebilirsiniz.
  5. Kedinizin beslenmesinden emin olun ve gazını çıkarabilmesi için sırtını hafif bir şekilde ovalayın.

Bu tür pratik içerikleri kaçırmamak için kanalımıza abone olun.

Yavru Kediler Hangi Sıklıkta Beslenmeli?

Yavru kediler 0-8 hafta içerisinde bebek sınıfına girmektedir. Kedilerin yeme sıklığı, yaş periyotlarına bağlı olarak;

  • 1. hafta: 2-3 saatte bir
  • 2. hafta: 3-4 saatte bir
  • 3. hafta: 4-6 saatte bir
  • 6. hafta: günde eşit saat aralıklarıyla üç veya daha fazla konserve gıdalar ile beslenebilir.
  • 12. hafta: kedilere düzenli olarak gün içeresinde üç kez konserve mama verilebilmektedir.

Yavru kedinizin beslenme sıklığı ve mama türü konusunda rehberliğe ihtiyaç duyduğunuzda, Üsküdar Veteriner Kliniği ile iletişime geçebilirsiniz.

Yavru Kedilere Ne Verilmez?

İlk aydan sonra yavru kediler, küçük porsiyonlarla mamaya alıştırılarak geçiş sağlayabilirler. 8 haftada bütünüyle sütten kesilerek gelişimini mama ile sağlar. Kedi mamasına başladıktan sonra dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bu hususlar, yavru bebek kediler nasıl beslenir konusunda oldukça önemli bir yer kapsar.

Yavru kedilere ne verilmez;

  • Süt: İnek sütü ishal ve karın ağrılarına sebep olabilir.
  • Çiğ et: İçerisinde parazit ve zararlı bakteriler barındırabilir.
  • Çiğ balık türleri: B vitamini eksikliğine sebep olur. İştah kaybı, nöbetler hatta ölüme sebebiyet verebilir.
  • Çiğ yumurta: Salmonella, E.Coli hastalıklarını içerebilir. B vitaminini azaltır. Bu da sinir sistemi ve deri hastalıklarına sebep olabilmektedir.

Yetişkin kedilerde de sorunlara neden olabilecek, sarımsak, soğan, kakao, çikolata, kahve, kuru üzüm gibi besinler yavru kedilere asla önermiyoruz. Yavru bebek kediler nasıl beslenir ve hangi tür yiyeceklerin verilmemesi gerektiğini artık bilmektesiniz!

Yavru Kedi Bakımı Nasıl Yapılır?

Yavru kedilerin beslenmesi, yavru kedi bakımı nasıl yapılır konusunun önemli bir koludur. Diğer önemli hususlar ise yavru kedi nasıl ısınır, yavru kedilere nasıl tuvalet yaptırılır ve yavru kedi aşı takvimi ve uygulama zamanları nelerdir?

Yavru Kedi Nasıl Isınır?

Annesiz yavru bebek bir kediyi bulduğunuzda önceliğiniz onun vücut ısısını korumak olmalıdır. Çünkü kediler 5 haftalık olana kadar kendi ısılarını koruyamazlar. Bunun için yapmanız gerekenler;

  1. Islaksa onu hemen kurulayın. Sizin ısınızı alabilecek gibi onu kıyafetlerinize yaklaştırın. Anneden ayrı kaldığı sürede meydana gelen olumsuzluklar hakkında bilgi almak için en kısa zamanda Üsküdar Veteriner Kliniği ile iletişime geçin. Kedi bakımında tecrübeli olsanız dahi, doğru müdahale için bu adım çok önemlidir.
  2. Eve geldiğinizde yavru için sıcak, sakin bir alan hazırlayın.
  3. Karton bir kutu kullanacaksanız naylon gibi malzemeler yerine kumaş ürünler tercih edin.
  4. Sıcak su torbasını bir havluya sararak kedinin yanına koyun.
  5. Şişedeki suyun ısısını kontrol edin ve gerektiğinde yenileyin.
Yavru Kedilere Nasıl Tuvalet Yaptırılır?

Anne kedi yavrularını emzirdikten sonra onların karın ve genital bölgelerini yalayarak tuvaletlerini yaptırmaktadır. Sizler de beslenme sonrasında benzer işlemleri sağlamalısınız. Aşağıdaki adımları takip ederek yavru bebek kedinizin tuvaletini yaptırabilirsiniz.

  1. Öncelikle yavruyu kucağınıza sırtüstü olacak şekilde bir havlu kâğıdın üzerine koyun.
  2. Ilık suyla nemlendirilmiş bir pamuk yardımıyla, karın ve aşağı doğru yumuşak hareketlerle masaj yapın.
  3. Yavru tuvaletini yaptıktan sonra yine nemli bir pamukla genital bölgesini temizleyin ve kurulayın. Eğer ki yavruda kabızlık ve ishal hâsıl olduysa vakit kaybetmeden bize ulaşın.
Yavru kedi aşı takvimi ve uygulama zamanları

Yavru kedileri enfeksiyon ve bulaşıcı hastalıklardan koruyabilmenin ilk şartı aşılarını tam zamanlı olarak uygulatmaktır. Aşağıda Üsküdar Veteriner Kliniğimizin vermiş olduğu tabloda aşı zamanlarını takip edebilir ve veteriner hekimlerimize danışabilirsiniz. Detaylı bilgi ve 2022 kedi aşı fiyatları için buraya tıklayın.

Kedi Aşı Takvimi

İç ve Dış Parazit Tedavisi 6-8- Haftalık
Karma Aşı 1 8-10 Haftalık
Lösemi Aşısı 9-11 Haftalık
Karma Aşı 2 10-12 Haftalık
Lösemi Aşısı 2 11-13 Haftalık
Kuduz Aşısı 12-14 Haftalık (Kediniz 3 aydan küçükse yapılmaz)





Dr. Pati ® Üsküdar Veteriner Kliniği

Biz Kimiz?

Dr. Pati ® Üsküdar Veteriner Kliniği, diğer bölgelerdeki klinik tecrübelerindeki hizmet kalitesini Üsküdar’da devam ettirmek için kurulmuştur.


HIZLICA ARAYIN

0533 498 96 62



ZİYARET EDİN

Barbaros Mah. Nuhkuyusu Cad. No:76 Üsküdar



Sosyal Hesaplarımızı Takip Edin



Copyright by Dr. Pati ® 2020.    KVK Aydınlatma Metni