Veteriner Sağlık Rehberi

Pati kurtaran pratik bilgiler


14/Ara/2024

Evcil hayvanlarımız, ailemizin bir parçasıdır ve onların sağlığı bizim için çok önemlidir. Ne yazık ki, sevimli dostlarımız çeşitli parazitler tarafından rahatsız edilebilirler. Bu parazitler, evcil hayvanlarımızın sağlığını olumsuz etkileyebilir ve hatta bazı durumlarda insanlara da bulaşabilir. Bu nedenle, evcil hayvanlarımızda parazit olup olmadığını anlamak ve gerekli önlemleri almak çok önemlidir.

Bu yazıda, üsküdar veteriner kliniği olarak evcil hayvanınızda parazit olup olmadığını nasıl anlayabileceğinizi, parazitlerin belirtilerini, türlerini ve korunma yollarını detaylı bir şekilde ele alacağız.

🤔 Parazit Nedir?

Parazitler, başka bir canlı organizma üzerinde veya içinde yaşayan ve beslenen organizmalardır. Evcil hayvanlarda görülen parazitler genellikle ikiye ayrılır:

  • İç parazitler: Vücudun içinde yaşayan parazitlerdir. Bağırsak kurtları, kalp kurtları ve protozoalar gibi.
  • Dış parazitler: Vücudun dışında yaşayan parazitlerdir. Pireler, keneler ve uyuz böcekleri gibi.

🔎 Evcil Hayvanlarda Parazit Belirtileri Nelerdir?

Parazitlerin belirtileri, parazitin türüne ve evcil hayvanınızın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Ancak, dikkat etmeniz gereken bazı yaygın belirtiler şunlardır:

Genel Belirtiler:

  • İştahsızlık veya aşırı yeme: Parazitler, evcil hayvanınızın besinlerini çalabilir veya iştahını etkileyebilir.
  • Kilo kaybı veya kilo alamama: Parazitler, evcil hayvanınızın besin emilimini engelleyebilir ve kilo kaybına neden olabilir.
  • Kusma ve ishal: Bazı parazitler, sindirim sistemini tahriş ederek kusma ve ishale neden olabilir.
  • Karın şişliği: Özellikle yavru hayvanlarda iç parazitler karın şişliğine neden olabilir.
  • Halsizlik ve uyuşukluk: Parazitler, evcil hayvanınızın enerjisini azaltabilir ve halsizliğe neden olabilir.
  • Tüylerde dökülme ve matlaşma: Parazitler, ciltte tahrişe ve tüylerde dökülmeye neden olabilir.
  • Ciltte kaşıntı, kızarıklık ve tahriş: Dış parazitler, ciltte kaşıntı, kızarıklık ve tahrişe neden olabilir.
  • Solunum problemleri: Bazı parazitler, akciğerlere yerleşerek solunum problemlerine neden olabilir.
  • Anemi: Kan parazitleri, anemiye (kansızlık) neden olabilir.
  • Davranış değişiklikleri: Parazitler, evcil hayvanınızın davranışlarında değişikliklere neden olabilir. Örneğin, huzursuzluk, saldırganlık veya aşırı yalama gibi.

Dış Parazit Belirtileri:

  • Kaşıntı: Evcil hayvanınız sürekli kendini kaşıyor veya ısırıyorsa, pire, kene veya uyuz olabilir.
  • Ciltte kızarıklık ve tahriş: Parazitler, ciltte kızarıklık, kabuklanma ve yaralara neden olabilir.
  • Tüy dökülmesi: Parazitler, tüylerde dökülmeye ve kelliklere neden olabilir.
  • Kulaklarda kaşıntı ve salınım: Kulak akarları, kulaklarda kaşıntı, kızarıklık ve koyu renkli bir akıntıya neden olabilir.
  • Gözlerde sulanma ve kızarıklık: Bazı parazitler, gözlerde sulanma ve kızarıklığa neden olabilir.

İç Parazit Belirtileri:

  • Kusma ve ishal: Bağırsak kurtları, kusma ve ishale neden olabilir. Bazen dışkıda kurtlar görülebilir.
  • Kilo kaybı: Parazitler, evcil hayvanınızın besin emilimini engelleyerek kilo kaybına neden olabilir.
  • Öksürük ve solunum güçlüğü: Kalp ve akciğer kurtları, öksürük ve solunum güçlüğüne neden olabilir.
  • Anemi: Kan parazitleri, anemiye (kansızlık) neden olabilir.
  • Karın şişliği: Özellikle yavru hayvanlarda iç parazitler karın şişliğine neden olabilir.

Parazit Türlerine Göre Belirtiler:

Parazit Türü Belirtiler
Pireler Kaşıntı, ciltte kızarıklık ve tahriş, tüy dökülmesi, alerjik reaksiyonlar
Keneler Ciltte şişlik ve kızarıklık, anemi, Lyme hastalığı gibi hastalıkların bulaşması
Uyuz böcekleri Şiddetli kaşıntı, ciltte kabuklanma ve yaralar, tüy dökülmesi
Kulak akarları Kulaklarda kaşıntı, kızarıklık ve koyu renkli akıntı, baş sallama
Bağırsak kurtları Kusma, ishal, kilo kaybı, karın şişliği, dışkıda kurtlar
Kalp kurtları Öksürük, solunum güçlüğü, halsizlik, kilo kaybı
Protozoalar İshal, kusma, kilo kaybı, ateş, dehidrasyon

🦠 Evcil Hayvanlarda Görülen Yaygın Parazit Türleri

Evcil hayvanlarda görülen birçok parazit türü vardır. İşte en yaygın olanları:

Dış Parazitler:

  • Pireler: Kan emici küçük böceklerdir. Evcil hayvanlarda kaşıntı, alerji ve anemiye neden olabilirler.
  • Keneler: Kan emici parazitlerdir. Lyme hastalığı gibi ciddi hastalıkları bulaştırabilirler.
  • Uyuz böcekleri: Ciltte yaşayan ve şiddetli kaşıntıya neden olan mikroskobik parazitlerdir.
  • Kulak akarları: Kulak kanalında yaşayan ve kaşıntıya neden olan mikroskobik parazitlerdir.
  • Bitler: Kan emici parazitlerdir. Tüylerde ve ciltte tahrişe neden olabilirler.

İç Parazitler:

  • Yuvarlak kurtlar: Bağırsaklarda yaşayan ve sindirim sorunlarına neden olan kurtlardır.
  • Kancalı kurtlar: Bağırsaklarda yaşayan ve kan emerek anemiye neden olan kurtlardır.
  • Kırbaç kurtları: Kalın bağırsakta yaşayan ve ishale neden olan kurtlardır.
  • Tenyalar: Bağırsaklarda yaşayan ve besin emilimini engelleyen yassı kurtlardır.
  • Kalp kurtları: Kalpte ve akciğerlerde yaşayan ve ciddi sağlık sorunlarına neden olan kurtlardır.
  • Protozoalar: Tek hücreli organizmalardır. Giardia ve coccidia gibi türleri ishal ve kusmaya neden olabilir.

Parazitlerin Bulaşma Yolları:

Parazit Türü Bulaşma Yolu
Pireler Diğer hayvanlarla temas, çevre
Keneler Çimenler, çalılar, ormanlık alanlar
Uyuz böcekleri Diğer hayvanlarla temas, yatak takımları
Kulak akarları Diğer hayvanlarla temas
Bağırsak kurtları Anne sütü, kontamine toprak, av hayvanları
Kalp kurtları Sivrisinekler
Protozoalar Kontamine su ve yiyecekler

🛡️ Evcil Hayvanlarda Parazitlerden Korunma Yolları

Evcil hayvanlarınızı parazitlerden korumak için alabileceğiniz birçok önlem vardır. İşte bazı önemli noktalar:

  • Düzenli veteriner kontrolü: Evcil hayvanınızı düzenli olarak veterinere götürerek parazit kontrolü yaptırın. Veterineriniz, evcil hayvanınızın risk faktörlerini değerlendirecek ve uygun parazit önleme programını önerecektir.
  • Dış parazit ilaçları: Pire, kene ve uyuz gibi dış parazitleri önlemek için veterinerinizin önerdiği damlalar, spreyler, tasmalar veya haplar kullanın. Bu ilaçları düzenli olarak uygulayın ve veterinerinizin talimatlarına uyun.
  • İç parazit ilaçları: Bağırsak kurtları, kalp kurtları ve protozoalar gibi iç parazitleri önlemek için veterinerinizin önerdiği haplar, şuruplar veya enjeksiyonlar kullanın. Bu ilaçları düzenli aralıklarla uygulayın.
  • Hijyen: Evcil hayvanınızın yaşam alanını temiz tutun. Yataklarını, oyuncaklarını ve mama kaplarını düzenli olarak yıkayın.
  • Beslenme: Evcil hayvanınıza kaliteli mama verin ve çiğ et veya kemik vermeyin.
  • Çevre kontrolü: Bahçenizi temiz tutun ve kenelerin yaşayabileceği uzun otları kesin. Evcil hayvanınızın diğer hayvanlarla temasını sınırlayın.
  • Seyahat önlemleri: Evcil hayvanınızla seyahat ediyorsanız, seyahat öncesi veterinerinize danışın ve gerekli parazit önlemlerini alın.

🏡 Evde Parazitlerle Mücadele

Evcil hayvanınızda parazit tespit ederseniz, evde alabileceğiniz bazı önlemler şunlardır:

  • Veterinerinize danışın: Parazit türünü belirlemek ve uygun tedaviyi almak için veterinerinize başvurun.
  • İlaçları düzenli kullanın: Veterinerinizin önerdiği ilaçları düzenli olarak kullanın ve tedaviyi tamamlayın.
  • Evcil hayvanınızın çevresini temizleyin: Parazitlerin yayılmasını önlemek için evcil hayvanınızın yataklarını, oyuncaklarını ve yaşam alanını temizleyin ve dezenfekte edin.
  • Diğer evcil hayvanlarınızı kontrol edin: Evde birden fazla evcil hayvanınız varsa, diğer hayvanlarınızı da parazit açısından kontrol ettirin ve gerekirse tedavi ettirin.

❔ Sıkça Sorulan Sorular

1. Evcil hayvanımda parazit olup olmadığını nasıl anlarım?

Yukarıda belirtilen belirtilere dikkat edin. Evcil hayvanınızda iştahsızlık, kilo kaybı, kusma, ishal, kaşıntı, tüy dökülmesi gibi belirtiler varsa parazit şüphesiyle veterinerinize başvurun.

2. Parazitler insanlara bulaşır mı?

Evet, bazı parazitler insanlara bulaşabilir. Özellikle çocuklar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler risk altındadır. Hijyen kurallarına dikkat ederek ve evcil hayvanlarınızı düzenli olarak parazitlerden koruyarak bu riski azaltabilirsiniz.

3. Evcil hayvanımı parazitlerden nasıl koruyabilirim?

Düzenli veteriner kontrolü, dış ve iç parazit ilaçları, hijyen, beslenme ve çevre kontrolü gibi önlemlerle evcil hayvanınızı parazitlerden koruyabilirsiniz.

4. Parazit tedavisi ne kadar sürer?

Parazit tedavisinin süresi, parazitin türüne ve evcil hayvanınızın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Veterinerinizin önerdiği tedavi planına uyun ve ilaçları düzenli olarak kullanın.

5. Evcil hayvanımda parazit varsa ne yapmalıyım?

Parazit şüphesiyle veterinerinize başvurun. Veterineriniz, parazit türünü belirleyecek ve uygun tedaviyi önerecektir.

Parazit ücretleri ve takvimi için aşağıdaki sayfalarımızı ziyaret edebilirsiniz.

Kedi Aşıları

Köpek Aşıları

ÖNEMLİ NOT: Bu içerik sadece bilgilendirme amacıyla oluşturulmuş. Teşhis ve tedavide kullanılamaz.


13/Ara/2024

Köpeklerimizin sağlığı bizim için her şeyden önemlidir. Onların mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürmeleri için her türlü özeni gösteririz. Bu özenin önemli bir parçası da ağız ve diş sağlığıdır. Köpeklerde diş taşı oluşumu, sadece kötü nefese yol açmakla kalmaz, aynı zamanda diş eti hastalıklarına, diş kaybına ve hatta iç organlara zarar verebilecek ciddi sağlık sorunlarına da neden olabilir. Bu nedenle, köpeklerde diş taşı temizliğine gereken önemi vermek ve düzenli olarak uygulamak, minik dostlarımızın yaşam kalitesini artırmada büyük rol oynar. Üsküdar veteriner olarak oluşturduğumuz bu içeriği keyifle okumanızı diliyoruz.

Bu kapsamlı rehberde, köpeklerde diş taşı oluşumunu nasıl önleyeceğinizi, evde diş taşı temizliği için neler yapabileceğinizi ve veteriner hekimlerin uyguladığı profesyonel temizlik yöntemlerini detaylı bir şekilde ele alacağız. Ayrıca, köpekler için diş fırçalama teknikleri, diş macunu seçimi ve diş sağlığına iyi gelen beslenme önerileri gibi konularda da sizlere bilgi vereceğiz.

Bu içeriğimizden sonra ilginizi çekecek bir diğer içeriğimizi mutlaka okuyun: Köpeklerde Ağız ve Diş Sağlığı Nasıl Korunur?🐶🦷

🦷 Diş Taşı Nedir? Nasıl Oluşur?

Diş taşı, plak adı verilen yapışkan bir bakteri tabakasının sertleşmesiyle oluşur. Köpeğiniz yemek yediğinde, ağzında kalan yiyecek parçacıkları bakterilerle birleşerek plak oluşturur. Eğer plak düzenli olarak temizlenmezse, tükürükteki minerallerle birleşerek sertleşir ve diş taşına dönüşür. Diş taşı, diş etlerinin altında ve dişlerin üzerinde birikebilir ve sarımsı-kahverengi bir görünüme sahiptir.

Diş taşı oluşumuna katkıda bulunan faktörler şunlardır:

  • Yetersiz ağız hijyeni: Düzenli diş fırçalama ve diş kontrolü yapılmaması
  • Yaş: Yaşlı köpeklerde diş taşı oluşumu daha yaygındır
  • Beslenme: Yumuşak ve işlenmiş mamalar, plak oluşumunu artırabilir
  • Irk: Küçük ırk köpekler, diş yapılarından dolayı diş taşına daha yatkındır
  • Genetik: Bazı köpekler genetik olarak diş taşı oluşumuna daha yatkın olabilir
  • Genel sağlık durumu: Bağışıklık sistemi zayıf olan köpeklerde diş taşı riski daha yüksektir

🤔 Diş Taşının Belirtileri Nelerdir?

Köpeğinizde aşağıdaki belirtileri fark ederseniz, diş taşı oluşumu başlamış olabilir:

  • Kötü nefes: Ağız kokusu, diş taşı ve diş eti hastalığının en yaygın belirtisidir.
  • Sarı veya kahverengi lekeler: Dişlerin üzerinde veya diş eti çizgisinde görülebilir.
  • Kırmızı, şiş veya kanayan diş etleri: Diş eti iltihabının (gingivitis) bir işaretidir.
  • İştah kaybı veya çiğneme güçlüğü: Diş taşı ve diş eti ağrısı, yemek yemeyi zorlaştırabilir.
  • Aşırı salya akması: Ağızdaki rahatsızlıktan kaynaklanabilir.
  • Yüzde şişlik: İlerlemiş diş enfeksiyonlarının bir belirtisi olabilir.
  • Diş kaybı: Tedavi edilmeyen diş taşı, dişlerin gevşemesine ve düşmesine neden olabilir.

🧐 Köpeklerde Diş Taşı Nasıl Önlenir?

1. Düzenli Diş Fırçalama:

Köpeklerde diş taşı oluşumunu önlemenin en etkili yolu, düzenli diş fırçalamaktır. İdeal olarak, köpeklerin dişleri her gün fırçalanmalıdır. Ancak haftada en az 3 kez fırçalamak bile plak oluşumunu azaltmada önemli bir fark yaratır.

Diş fırçalama rutini oluştururken dikkat edilmesi gerekenler:

  • Yavru Köpeklerde Alıştırma: Yavru köpeğinizi, diş fırçalama rutinine erken yaşta alıştırmak önemlidir. Bu sayede ileride diş fırçalamaya karşı direnç gösterme olasılığı azalır.
  • Doğru Diş Fırçası ve Macunu: Köpekler için özel olarak tasarlanmış yumuşak kıllı bir diş fırçası ve köpekler için uygun bir diş macunu kullanın. İnsan diş macunları, köpekler için toksik olabilen florür ve ksilitol gibi maddeler içerebilir.
  • Sabır ve Ödül: Diş fırçalama işlemini, köpeğiniz için olumlu bir deneyim haline getirmek için sabırlı olun ve ödüller kullanın.

2. Diş Sağlığına Uygun Beslenme:

Köpeğinizin beslenmesi, diş sağlığında önemli bir rol oynar. Kuru mama, yumuşak mamaya göre daha fazla çiğneme gerektirdiği için dişlerin temizlenmesine yardımcı olur. Ayrıca, diş sağlığına özel olarak formüle edilmiş mamalar ve diş temizleme ödülleri, plak ve diş taşı oluşumunu azaltmada etkilidir.

3. Diş Temizleme Oyuncakları:

Özel olarak tasarlanmış diş temizleme oyuncakları, köpeklerin çiğneme içgüdüsünü tatmin ederken aynı zamanda dişlerini temizlemeye yardımcı olur. Bu oyuncaklar, dişler üzerindeki plağı ve tartar oluşumunu mekanik olarak temizler.

4. Düzenli Veteriner Kontrolleri:

Köpeğinizi en az yılda bir kez veteriner hekime götürerek diş muayenesi yaptırmanız önemlidir. Veteriner hekim, diş taşı oluşumunu erken teşhis edebilir ve gerekli tedaviyi uygulayabilir.

🏠 Evde Köpeklerde Diş Taşı Temizliği

Evde uygulayabileceğiniz bazı yöntemlerle, köpeğinizin dişlerindeki plak oluşumunu azaltabilir ve diş taşının sertleşmesini önleyebilirsiniz. Ancak, evde uygulanan yöntemler, profesyonel diş temizliğinin yerini tutmaz.

1. Diş Fırçalama:

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, düzenli diş fırçalama, evde diş taşı temizliğinin en etkili yöntemidir.

2. Diş Temizleme Mend illeri:

Diş fırçalamaya alternatif olarak, köpekler için özel olarak üretilmiş diş temizleme mendilleri kullanabilirsiniz. Bu mendiller, dişlerdeki plağı ve yiyecek artıklarını temizlemeye yardımcı olur.

3. Diş Temizleme Spreyleri ve Jelleri:

Enzim içeren diş temizleme spreyleri ve jelleri, plak oluşumunu azaltmaya ve kötü nefesi gidermeye yardımcı olabilir. Bu ürünleri kullanmadan önce veteriner hekiminize danışmanız önerilir.

4. Diş Temizleme Tozları:

Doğal içerikli diş temizleme tozları, diş fırçasına veya mamaya eklenerek kullanılabilir. Bu tozlar, dişlerdeki plağı ve lekeleri gidermeye yardımcı olur.

5. Hindistan Cevizi Yağı:

Hindistan cevizi yağı, doğal antibakteriyel ve antifungal özellikleri sayesinde plak oluşumunu azaltmaya ve diş eti sağlığını desteklemeye yardımcı olabilir. Köpeğinizin dişlerine az miktarda hindistan cevizi yağı sürebilir veya mamaya ekleyebilirsiniz.

Evde diş taşı temizliği yaparken dikkat edilmesi gerekenler:

  • Köpeğinizin diş etlerine zarar vermemek için nazik hareketler uygulayın.
  • Köpeğinizin yutması güvenli olmayan hiçbir ürün kullanmayın.
  • Herhangi bir rahatsızlık veya kanama fark ederseniz, işlemi durdurun ve veteriner hekiminize danışın.
  • Evde uygulanan yöntemler, sadece plak oluşumunu azaltmaya yardımcı olur. Sertleşmiş diş taşını çıkarmak için profesyonel diş temizliği gereklidir.

👩‍⚕️ Veteriner Hekim Tarafından Yapılan Profesyonel Diş Taşı Temizliği

Profesyonel diş temizliği, veteriner hekimler tarafından genel anestezi altında yapılan bir işlemdir. Bu işlem sırasında, dişlerdeki plak ve diş taşı özel aletlerle temizlenir, diş yüzeyi parlatılır ve diş eti hastalıkları tedavi edilir.

Profesyonel diş temizliğinin aşamaları:

  1. Muayene: Veteriner hekim, köpeğinizin ağız ve diş sağlığını değerlendirir.
  2. Anestezi: İşlem sırasında köpeğinizin rahat ve ağrısız olması için genel anestezi uygulanır.
  3. Ultrasonik Temizlik: Özel bir cihaz kullanılarak dişlerdeki plak ve diş taşı temizlenir.
  4. Küretaj: Diş eti ceplerindeki plak ve diş taşı temizlenir.
  5. Parlatma: Diş yüzeyi parlatılarak plak oluşumu azaltılır.
  6. Florür Uygulaması: Diş minesini güçlendirmek ve çürüklere karşı korumak için florür uygulanabilir.

Profesyonel diş temizliğinin faydaları:

  • Diş taşı ve plak tamamen temizlenir.
  • Diş eti hastalıkları tedavi edilir.
  • Kötü nefes giderilir.
  • Diş kaybı riski azalır.
  • Ağız ve diş sağlığı iyileştirilir.

Profesyonel diş temizliğinin sıklığı:

Profesyonel diş temizliğinin sıklığı, köpeğinizin yaşı, ırkı, beslenme alışkanlıkları ve ağız hijyenine bağlı olarak değişir. Genellikle, yılda bir kez profesyonel diş temizliği önerilir. Ancak, diş taşı oluşumuna yatkın köpeklerde bu sıklık daha fazla olabilir.

📊 Köpeklerde Diş Taşı Temizliği: Evde Bakım vs. Profesyonel Temizlik

Özellik Evde Bakım Profesyonel Temizlik
Uygulama Diş fırçalama, diş temizleme mendilleri, spreyler, oyuncaklar Veteriner hekim tarafından genel anestezi altında
Etkinlik Plak oluşumunu azaltır, diş taşı oluşumunu geciktirir Diş taşı ve plağı tamamen temizler, diş eti hastalıklarını tedavi eder
Sıklık Günlük veya haftalık Genellikle yılda bir kez
Maliyet Düşük Orta-yüksek
Risk Düşük Anesteziye bağlı riskler

🐶 Köpek Irklarına Göre Diş Taşı Oluşumu

Bazı köpek ırkları, diş yapılarından dolayı diş taşı oluşumuna daha yatkındır.

Irk Diş Taşı Riski Açıklama
Chihuahua, Yorkshire Terrier, Pomeranian gibi küçük ırklar Yüksek Küçük ağız yapıları ve sıkışık dişler nedeniyle plak birikimi daha kolay olur.
Brakisefal ırklar (Pug, Bulldog, Shih Tzu gibi) Yüksek Düz yüz yapıları nedeniyle dişler çarpık ve sıkışık olabilir.
Golden Retriever, Labrador Retriever gibi büyük ırklar Orta Genetik olarak diş eti hastalıklarına yatkın olabilirler.
Alman Kurdu, Rottweiler gibi iri ırklar Orta Güçlü çene yapıları nedeniyle diş kırılması ve diş eti hasarı riski daha yüksektir.

✨ Köpeklerde Diş Sağlığını Destekleyen Ek İpuçları

  • Köpeğinizin taze su kaynağına her zaman erişebildiğinden emin olun. Su, ağzı temizlemeye ve plak oluşumunu azaltmaya yardımcı olur.
  • Tütün ürünleri ve alkol gibi maddeleri köpeğinizden uzak tutun. Bu maddeler, diş eti hastalıklarına ve ağız kanserine neden olabilir.
  • Köpeğinizin ağzında herhangi bir şişlik, kanama, kızarıklık veya kötü koku fark ederseniz, hemen veteriner hekiminize başvurun.

ÖNEMLİ NOT: Bu içerik sadece bilgilendirme amacıyla oluşturulmuş. Teşhis ve tedavide kullanılamaz.


04/Eki/2024

Kedi ve köpeklerde alerjiler, evcil hayvan sahiplerinin sıkça karşılaştığı ve oldukça zorlayıcı olabilen sağlık sorunlarından biridir. Bu alerjiler, çevresel faktörlerden gıdalara kadar birçok sebepten kaynaklanabilir ve evcil hayvanların yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilir. Bu rehberde, kedi ve köpeklerde alerji belirtilerinin nasıl tanınabileceğini, alerjiye neden olabilecek yaygın faktörleri ve evde uygulanabilecek doğal tedavi yöntemlerini detaylı bir şekilde ele alacağız. Böylece, sevimli dostlarımızın daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmesine yardımcı olabiliriz.

Kedi ve Köpeklerde Alerji Nedir?

Kedi ve köpeklerde alerji, vücudun zararsız bir maddeye aşırı tepki vermesi olarak tanımlanabilir. Bu durum evcil hayvanlarımızda farklı belirtilerle ortaya çıkabilir ve yaşam kalitelerini olumsuz etkileyebilir. Alerji, evcil hayvanların deri, solunum veya sindirim sistemlerini etkileyebilir. Alerjiler genetik yatkınlık, çevresel faktörler veya beslenme alışkanlıkları gibi nedenlerle ortaya çıkabilir.

Alerjik reaksiyonlar, vücutta bağışıklık sisteminin normalde zararsız olan maddeleri tehdit olarak algılaması sonucunda gerçekleşir. Bu maddeler “alerjen” olarak adlandırılır ve polen, gıda maddeleri, parazitler gibi farklı türlerde olabilir. Kedilerde ve köpeklerde alerji belirtileri genellikle benzer olsa da, bu belirtiler her iki türde de farklı şiddette olabilir.

Alerjik reaksiyonların türüne göre, belirtiler deri üzerinde, solunum yollarında ya da sindirim sisteminde ortaya çıkabilir. Bu nedenle, alerjinin kaynağını belirlemek ve uygun tedavi yöntemini seçmek büyük önem taşır. Örneğin, çevresel alerjenler genellikle solunum yolunu etkilerken, gıda alerjileri sindirim sistemi üzerinde daha belirgin etkiler yapabilir.

Evcil hayvanınızın sağlığı için bilgi almak için bizi arayabilirsiniz: üsküdar veteriner

Alerji Belirtileri 🤔

Alerji belirtileri kedi ve köpeklerde farklılık gösterebilir ve dikkat edilmesi gereken çeşitli belirtiler olabilir. Aşağıda kedi ve köpeklerde en yaygın alerji belirtilerini inceleyelim.

 

Kedilerde Belirtiler

  • Aşırı Kaşıntı ve Tüy Dökülmesi: Kediniz sürekli kaşınıyor veya tüylerini yoluyorsa, bu alerjik bir reaksiyonun belirtisi olabilir. Kaşıntı özellikle kulak, boyun ve yüz bölgesinde yoğun olabilir.
  • Deri Döküntüleri ve Kabuklanma: Deride kızarıklık, kabuklanma veya tahriş meydana gelebilir. Alerji durumunda ciltte tahriş yaygındır ve enfeksiyona neden olabilir.
  • Hapşırma ve Gözlerde Sulanma: Kedilerde sık sık hapşırma ve gözlerde aşırı sulanma alerjik rinit belirtisi olabilir.
  • Sindirim Sorunları: Gıda alerjilerinde ishal, kusma veya karın ağrısı gibi sindirim problemleri görülebilir.
  • Kulak Enfeksiyonları: Kulakta kötü koku, kızarıklık ve kaşıntı alerjinin belirtisi olabilir.
  • Davranış Değişiklikleri: Kediniz sürekli rahatsız hissediyorsa, huzursuzluk veya agresiflik gibi davranış değişiklikleri gözlemlenebilir.
  • Göz Çapaklanması ve Kaşıntı: Göz çevresinde çapaklanma ve yoğun kaşıntı, alerjik reaksiyon belirtisi olabilir.
  • Ağız ve Dudak Çevresinde Kaşıntı: Kedinizin ağız ve dudak çevresinde kaşıntı veya şişlik, gıda alerjisi veya başka bir alerjik reaksiyonun belirtisi olabilir.
  • Nefes Almada Zorluk: Kedilerde solunum sıkıntıları, çevresel alerjenlere karşı oluşabilir ve ciddi bir durum olarak değerlendirilmelidir.

 

Köpeklerde Belirtiler

  • Aşırı Kaşınma ve Yalama: Köpekler alerji durumunda özellikle pençelerini aşırı derecede yalar veya kulaklarını kaşır.
  • Kulak Enfeksiyonu ve Kızarma: Kulakta oluşan enfeksiyonlar, kulak içinde kızarıklık, kötü koku ve kaşıntıya neden olabilir. Bu, özellikle gıda alerjilerinde sık görülür.
  • Deride Tahriş ve Kızıl Lekeler: Deride kırmızı lekeler, kaşıntılı kabuklar ve döküntüler görülebilir. Bu durum “sıcak noktalar” olarak adlandırılan cilt problemlerine yol açabilir.
  • Solunum Problemleri ve Hapşırma: Köpeklerde solunum yoluyla alınan alerjenlere karşı hapşırma, öksürük veya hırıltılı nefes alma gibi belirtiler görülebilir.
  • Gözlerde Sulanma ve Kızarıklık: Gözlerde sulanma, kızarıklık ve şişme gibi belirtiler de sık görülür.
  • Sindirim Problemleri: İshal, kusma veya mide gazı gibi sindirim sorunları, gıda alerjilerine işaret edebilir.
  • Ayak Yalama ve Isırma: Köpekler, kaşıntı ve rahatsızlık hissettiklerinde patilerini aşırı derecede yalar ve ısırabilirler. Bu durum, alerjik reaksiyonların belirtisi olabilir.
  • Ciltte Kötü Koku: Alerjik reaksiyonlar, ciltte bakteri birikimine ve kötü kokuya yol açabilir.
  • Anksiyete ve Davranış Bozuklukları: Köpekler kaşıntı veya rahatsızlık hissettiğinde huzursuzluk gösterebilir, bu da anksiyete veya davranış bozukluklarına yol açabilir.
  • Kabarık veya Sertleşmiş Deri: Ciltte oluşan kabarıklıklar veya deri dokusunun sertleşmesi, alerjik reaksiyonların diğer bir belirtisi olabilir.

 

Alerjiye Yol Açan Yaygın Faktörler 🌱

Evcil hayvanlarda alerjiye yol açabilecek çeşitli faktörler vardır. Bu faktörler genellikle çevresel alerjenler, gıdalar ve parazitler gibi kategorilere ayrılabilir.

Çevresel Alerjenler

  • Polen: Bahar aylarında artan polen miktarı, özellikle kediler ve köpeklerde solunum sorunlarına neden olabilir.
  • Toz Akarları: Ev içi alerjenlerden biri olan toz akarları, evcil hayvanlarda cilt kaşıntısı ve solunum problemlerine yol açabilir.
  • Evdeki Temizlik Ürünleri: Kimyasal temizlik ürünleri, deterjanlar ve parfümler, hayvanlarda deri tahrişi ve alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
  • Küf ve Mantar: Nemli ortamlarda oluşan küf ve mantarlar, özellikle solunum yolu alerjilerine neden olabilir.
  • Otomobil Egzozu ve Hava Kirliliği: Hava kirliliği, evcil hayvanların solunum yollarını etkileyerek alerjik reaksiyonlara yol açabilir.
  • Parfümler ve Spreyler: Parfüm, deodorant, oda spreyi gibi kimyasal maddeler, solunum yolu alerjilerine veya cilt tahrişine neden olabilir.
  • Ev Bitkileri: Bazı ev bitkileri, kediler ve köpekler için toksik olabilir ve alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Örneğin, zambak veya difenbahya bitkisi.
  • Halılarda Biriken Akarlar: Evde bulunan halılar, akar ve tozları biriktirerek evcil hayvanlarda cilt alerjilerine neden olabilir.
  • Parlak Yüzey Temizleyicileri: Kimyasal yüzey temizleyicileri, zemin veya mobilyalar temizlendikten sonra evcil hayvanların temas etmesiyle deri tahrişi ve alerjik reaksiyonlara yol açabilir.

Gıda Alerjileri

  • Tahıllar: Buğday, mısır ve arpa gibi tahıllar bazı evcil hayvanlarda sindirim sorunlarına ve cilt reaksiyonlarına neden olabilir.
  • Süt Ürünleri: Laktoz intoleransı yaygındır ve süt, peynir gibi süt ürünleri sindirim sistemini olumsuz etkileyebilir.
  • Tavuk ve Diğer Proteinler: Tavuk, sığır eti gibi yaygın protein kaynakları bazı hayvanlarda alerjik reaksiyona yol açabilir.
  • Yapay Tatlandırıcı ve Koruyucular: Bazı hazır mamalarda bulunan katkı maddeleri, alerjiye neden olabilir.
  • Balık ve Deniz Ürünleri: Bazı evcil hayvanlar, özellikle balık ve deniz ürünlerine karşı alerjik olabilir.
  • Yumurta: Yumurtaya karşı alerji, evcil hayvanlarda cilt problemleri ve sindirim sorunlarına yol açabilir.
  • Yüksek Oranda İşlenmiş Gıdalar: İçeriğinde yapay tatlandırıcı, koruyucu ve renk maddeleri bulunan gıdalar evcil hayvanlarda alerjiye yol açabilir.
  • Glüten: Bazı hayvanlar glütene karşı hassasiyet gösterebilir ve bu da sindirim sorunları ve cilt reaksiyonlarına yol açabilir.
  • Soğuk Su Balıkları: Somon gibi soğuk su balıkları bazı hayvanlarda alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
  • Nişasta İçeren Gıdalar: Patates, mısır gibi nişasta içeren gıdalar da alerjik reaksiyonları tetikleyebilir.

Parazitler

  • Pireler ve Keneler: Pire tükürüğüne karşı alerji (flea allergic dermatitis), ciltte aşırı kaşıntı ve tahrişe neden olabilir. Keneler de benzer şekilde cilt reaksiyonlarına yol açabilir.
  • Bağırsak Parazitleri: Bazı bağırsak parazitleri, evcil hayvanlarda kaşıntıya ve sindirim problemlerine yol açabilir.
  • Mite ve Bitler: Mite ve bit gibi diğer parazitler de cilt üzerinde kaşıntı ve tahrişe neden olabilir.
  • Sivrisinek ve Böcek Isırıkları: Sivrisinek ve diğer böceklerin ısırıkları, evcil hayvanlarda lokalize kaşıntı ve tahrişe neden olabilir.

 

Alerjiye Yol Açabilecek Gıdalar 🍴

Aşağıdaki tablo, kediler ve köpeklerde yaygın olarak alerjiye neden olabilen gıdaları göstermektedir.

Gıda Türü Kedilerde Alerji Riski Köpeklerde Alerji Riski
Tavuk Yüksek Orta
Süt ve Süt Ürünleri Yüksek Yüksek
Buğday Orta Yüksek
Söya Orta Orta
Mısır Düşük Orta
Sığır Eti Orta Yüksek
Balık Orta Orta
Yumurta Düşük Orta
Glüten Orta Yüksek
Patates Düşük Orta

 

Alerji Belirtilerinin Karşılaştırılması 📈

Kedi ve köpeklerde alerji belirtileri arasındaki farklılıkları anlamak, evcil hayvanınızda hangi tür bir alerji olabileceğini belirlemenize yardımcı olabilir. Aşağıdaki tabloda kedi ve köpeklerde yaygın alerji belirtilerinin karşılaştırması verilmiştir.

Belirti Kediler Köpekler
Kaşıntı Çok yaygın Çok yaygın
Göz Sulanması Yaygın Nadiren
Deri Döküntüleri Yaygın Yaygın
Solunum Problemleri Nadiren Yaygın
Sindirim Sorunları Yaygın Orta
Kulak Enfeksiyonları Orta Yaygın
Ayak Yalama Yaygın Çok yaygın
Göz Çapaklanması Yaygın Nadiren
Davranış Değişiklikleri Yaygın Yaygın
Nefes Almada Zorluk Nadiren Yaygın

 

Kedi ve Köpeklerde Doğal Tedavi Yöntemleri 🌿

Evcil hayvanlarınızın alerji belirtilerini hafifletmek için doğal yöntemler kullanabilirsiniz. Ancak bu yöntemler, alerjiyi tamamen tedavi etmek yerine belirtileri hafifletmeyi amaçlar ve veteriner hekiminize danışılmadan uygulanmamalıdır.

 

Doğal Yağlar ve Bitkisel Yöntemler

  • Hindistancevizi Yağı: Ciltteki kaşıntı ve tahrişi hafifletmek için kullanılabilir. Hindistancevizi yağı, anti-inflamatuar özellikleri sayesinde ciltte rahatlama sağlar ve tahrişi önler.
  • Aloe Vera Jel: Tahriş olmuş deri üzerine uygulanarak rahatlama sağlar. Aloe vera, cildi nemlendirir ve kaşıntıyı azaltır. Yan etkisi olmadığından evde kolayca kullanılabilir.
  • Papatya Çayı: Ciltteki kızarma ve kaşıntı için lokal olarak kullanılabilir. Papatya çayı, iltihap önleyici özelliklere sahiptir ve doğal bir rahatlama sağlar.
  • Elma Sirkesi: Su ile seyreltilmiş elma sirkesi, ciltte kaşıntıyı hafifletmek için sprey şeklinde kullanılabilir. Ancak açık yaraların üzerine uygulanmaması önemlidir.
  • Yulaf Banyosu: Yulaf, ciltteki kaşıntıyı ve tahrişi hafifletmek için kullanılabilir. Evcil hayvanınızı yulaf suyu ile yıkamak, cildi yatıştırır ve nemlendirir.
  • Lavanta Yağı: Antiseptik ve rahatlatıcı özelliklere sahip olan lavanta yağı, cilt tahrişini azaltmak için kullanılabilir. Ancak kullanmadan önce mutlaka seyreltilmelidir.
  • Neem Yağı: Neem yağı, ciltteki parazitlerin uzaklaştırılmasına yardımcı olabilir ve kaşıntıyı hafifletir. Seyreltilerek kullanılması önemlidir.
  • Adaçayı ve Kekik Yağı: Antimikrobiyal özelliklere sahip bu yağlar, enfeksiyonların yayılmasını önlemek için kullanılabilir. Ancak bu yağların güçlü etkileri nedeniyle dikkatli kullanılmaları gerekir.

 

Diyet Değişiklikleri 🍼

Evcil hayvanınızın alerji belirtilerini azaltmak için belirli gıdaların diyetten çıkarılması veya yenileriyle değiştirilmesi önerilir.

  • Hipoalerjenik Mama: Bazı kedi ve köpek mamaları, alerjiye yol açabilecek bileşenler içermez. Bu mamalar genellikle proteinleri daha küçük moleküllere ayırarak alerjik reaksiyon riskini azaltır.
  • Omega-3 Takviyesi: Balık yağı gibi omega-3 yağ asitleri, cilt sağlığını destekler ve kaşıntıyı azaltabilir. Omega-3 ayrıca eklem sağlığını da destekleyerek köpekler için ekstra fayda sağlar.
  • Tahılsız Diyet: Tahıllara karşı alerjisi olan evcil hayvanlar için tahılsız mama tercih edilmelidir. Bu tür mamalar, sindirimi kolaylaştırır ve alerjik reaksiyonları azaltabilir.
  • Probiyotik Takviyesi: Bağırsak sağlığını destekleyen probiyotikler, sindirim sorunlarını azaltabilir ve bağışıklık sistemini güçlendirebilir.
  • Ev Yapımı Yemekler: Evcil hayvanınız için veteriner hekiminizin önerisiyle ev yapımı yemekler hazırlamak, alerjik reaksiyon riskini azaltabilir. Bu şekilde hangi malzemelerin kullanıldığını tam olarak kontrol edebilirsiniz.
  • Sebze ve Meyve Takviyeleri: Havuç, tatlı patates gibi bazı sebzeler ve elma gibi meyveler, alerjik reaksiyonları azaltabilir ve bağışıklığı güçlendirebilir.
  • Keten Tohumu ve Keten Yağı: Keten tohumu, omega-3 açısından zengin olduğu için alerjiye bağlı cilt problemlerinin azaltılmasında etkili olabilir.
  • Eliminasyon Diyeti: Belirtilerin kaynağını belirlemek için belirli gıdaları diyetinden çıkartarak ve yenilerini ekleyerek eliminasyon diyeti uygulamak, hangi gıdaların alerjiye neden olduğunu bulmak için kullanılır.
  • Fermente Gıdalar: Kefir ve yoğurt gibi fermente gıdalar, probiyotik içerikleri sayesinde bağırsak sağlığını destekleyerek alerjik reaksiyonları azaltabilir.

 

Veteriner Hekime Ne Zaman Başvurmalıyız? ⚠️

Eğer evcil hayvanınızda alerji belirtileri gözlemlerseniz ve bu belirtiler evde uygulanan yöntemlerle azalmıyorsa, mutlaka veteriner hekime başvurmalısınız. Veteriner hekim, alerjinin kesin nedenini belirlemek için testler yapabilir ve uygun tedaviyi önerebilir.

Veteriner hekiminiz, belirtileri değerlendirerek gerekli gördüğünde kan testleri, cilt testleri veya eliminasyon diyeti gibi yöntemlerle alerjinin kaynağını belirleyebilir. Ayrıca veteriner hekiminiz, uygun ilaç tedavisi veya immünoterapi gibi yöntemlerle evcil hayvanınızın yaşam kalitesini artırabilir.

Veteriner hekim ayrıca, kronikleşen alerjik durumlarda steroidler veya antihistaminik ilaçlar gibi ilaçlarla tedavi uygulayabilir. Bu tür tedaviler, evcil hayvanınızın yaşam kalitesini artırabilir ve belirtileri kontrol altına alabilir.

Veteriner hekime başvururken, evcil hayvanınızın hangi belirtileri gösterdiğini, bu belirtilerin ne kadar süredir devam ettiğini ve belirtileri artıran veya azaltan faktörleri belirtmek önemlidir. Bu bilgiler, veteriner hekimin doğru teşhis koymasına ve uygun tedavi planını belirlemesine yardımcı olacaktır.

 

Alerji Tedavisinde Önleyici Yöntemler 🛡️

Alerji oluşumunu tamamen önlemek zor olsa da, evcil hayvanınızın alerjik reaksiyonlara maruz kalma riskini azaltmak için bazı önleyici yöntemler vardır.

Evde Alınabilecek Önlemler

  • Düzenli Temizlik: Evde toz ve akar birikimini önlemek için sık sık temizlik yapılmalıdır. Halılar, perdeler ve yataklar düzenli olarak yıkanmalıdır.
  • Hava Temizleyici Kullanımı: Evde bir hava temizleyici kullanmak, polen ve toz gibi hava kaynaklı alerjenlerin miktarını azaltabilir.
  • Banyo ve Tüy Bakımı: Evcil hayvanınızı düzenli olarak yıkamak ve tüy bakımını yapmak, ciltte biriken alerjenlerin uzaklaştırılmasına yardımcı olabilir. Ancak aşırı banyo yaptırmaktan kaçınılmalıdır.
  • Dış Mekanlarda Dikkat: Dışarıda yürüyüş sırasında çimenlik ve polen açısından zengin alanlardan kaçınılmalıdır. Yürüyüş sonrası patiler ve tüyler silinmelidir.
  • Alerjen Filtresi Kullanımı: Klima ve hava filtreleri düzenli olarak temizlenmeli veya değiştirilmelidir. Bu, hava kaynaklı alerjenlerin azalmasına yardımcı olabilir.
  • Yatak ve Halıların Korunması: Evcil hayvanınızın yatakları ve halılar, akarları engelleyen özel koruyucu örtülerle kaplanabilir.
  • Yumuşak Doku Temizleyicileri: Halı, koltuk gibi yüzeylerin temizliğinde doğal ve toksik olmayan temizleyiciler kullanarak kimyasal alerjenlerden kaçınılabilir.

Beslenme ile İlgili Önlemler

  • Kaliteli Mama Seçimi: Alerjen içermeyen ve doğal içeriklere sahip kaliteli mamalar tercih edilmelidir.
  • Yapay Katkılardan Kaçınma: Evcil hayvanınızın beslenmesinde yapay renklendirici, tatlandırıcı ve koruyucu içermeyen mamalar kullanmak alerji riskini azaltabilir.
  • Eliminasyon Diyeti: Belirtiler şiddetlendiğinde, veteriner hekiminizin önerisiyle belirli gıdaları diyetten çıkararak hangi gıdaların alerjiye neden olduğunu tespit edebilirsiniz.
  • Bol Su Tüketimi: Evcil hayvanınızın bol su içmesi, toksinlerin vücuttan atılmasına ve genel sağlığının korunmasına yardımcı olabilir.
  • Doğal Gıdalara Yönelme: Evcil hayvanınızın beslenmesinde organik ve doğal gıdalara yönelmek, alerji riskini azaltabilir.
  • Diyet Çeşitlendirmesi: Evcil hayvanınızın diyetinde farklı protein ve sebze kaynakları kullanarak, belirli bir gıdaya aşırı maruz kalmasını önleyebilirsiniz.

 

Sık Sorulan Sorular ❓

1. Kedim ve köpeğim aynı alerjene karşı tepki gösterebilir mi?

Evet, kediler ve köpekler benzer alerjenlere tepki gösterebilir. Özellikle polen, toz akarları ve bazı gıda maddeleri her iki türde de alerjik reaksiyona neden olabilir.

2. Köpeğimde sürekli kulak enfeksiyonu oluşuyor, bu bir alerji belirtisi midir?

Evet, köpeklerde tekrarlayan kulak enfeksiyonları sıklıkla gıda alerjileri veya çevresel alerjenlere karşı oluşan reaksiyonlardan kaynaklanır. Bu durumda veteriner hekime başvurmanız önerilir.

3. Alerjik bir köpeği nasıl beslemeliyim?

Alerjik bir köpek için hipoalerjenik veya tahılsız mama tercih edilebilir. Ayrıca veteriner hekiminiz, alerjiye neden olabilecek gıdaların diyetten çıkarılmasını ve uygun beslenme düzeninin oluşturulmasını önerebilir.

4. Kedim için doğal tedavi yöntemleri güvenli mi?

Bazı doğal tedavi yöntemleri kediler için güvenli olsa da, her doğal ürünün kullanımında dikkatli olunmalıdır. Aloe vera gibi bazı bitkiler kediler için güvenli olabilirken, diğer bitkiler zehirli olabilir. Veteriner hekiminize danışmadan doğal tedavi yöntemlerini kullanmamanız önemlidir.

5. Alerji testleri evcil hayvanlar için güvenli midir?

Evet, veteriner hekimler tarafından yapılan alerji testleri genellikle güvenlidir. Bu testler, alerjinin nedenini belirlemeye yardımcı olur ve uygun tedavi yöntemlerinin seçilmesini sağlar.

6. Alerjik bir köpeğin egzersiz düzeni nasıl olmalıdır?

Alerjik köpekler için egzersiz, alerjenlere maruz kalmayacakları zamanlarda yapılmalıdır. Özellikle polenlerin yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkmamaya özen gösterilmelidir.

7. Evde hangi bitkiler alerjiye neden olabilir?

Zambak, difenbahya, krizantem gibi bazı ev bitkileri kediler ve köpekler için toksik olabilir ve alerjik reaksiyonlara yol açabilir. Bu bitkilerin evcil hayvanların erişemeyeceği yerlerde bulundurulması önemlidir.

8. Kedim neden sürekli kaşınıyor ve tüylerini yoluyor?

Kedinizin sürekli kaşınıyor ve tüylerini yoluyor olması, alerjik bir reaksiyonun belirtisi olabilir. Bu durum genellikle gıda, pire veya çevresel alerjenlerden kaynaklanabilir. Veteriner hekime başvurmanız önerilir.

 

Sonuç ve Uyarı 🙏

Bu içerik, yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve teşhis ya da tedavi amaçlı kullanılamaz. Kedinizin veya köpeğinizin sağlık durumu ile ilgili herhangi bir şüphe durumunda mutlaka veteriner hekiminize başvurunuz.

Alerjiler, evcil hayvanınızın yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Erken teşhis ve doğru tedavi yöntemleri ile alerjinin olumsuz etkilerini en aza indirebilir ve sevimli dostunuzun daha mutlu bir yaşam sürmesini sağlayabilirsiniz.


02/Eki/2024

Köpeklerde ağız ve diş sağlığı, genel sağlıklarının ayrılmaz bir parçasıdır. Ağız ve diş sağlığı, sadece köpeğinizin rahat yemek yemesini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda genel sağlıklarını etkileyen önemli bir faktördür. Diş ve diş eti hastalıkları, köpeklerde sık karşılaşılan sorunlardandır ve tedavi edilmezse daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu sorunlar, köpeğinizin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir ve ağrılı bir süreç yaşatabilir. Ağız sağlığını korumak için düzenli diş bakımı yapmak ve üsküdarda veteriner hekime başvurmak çok önemlidir. Bu rehberde, köpeklerde ağız ve diş sağlığını koruma yöntemlerini, diş hastalıklarını ve tedavi yollarını detaylı bir şekilde ele alacağız.

İçindekiler

  1. Köpeklerde Ağız ve Diş Sağlığı Neden Önemlidir?
  2. Köpeklerde Diş Sağlığı İçin Önleyici Tedbirler
  3. Köpeklerde Diş Fırçalama ve Bakım İpuçları 🪥
  4. Köpeklerde Diş Eti Hastalıkları ve Belirtileri
  5. Veteriner Hekim Kontrolleri ve Profesyonel Diş Temizliği
  6. Köpeklerde Diş Çürükleri ve Çene Problemleri
  7. Köpeğinize Uygun Diş Bakım Ürünleri Seçimi 🛍
  8. Diş Sağlığına Göre Irka Özel Tavsiyeler
  9. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
  10. Tablolar
  11. Son Söz

Köpeklerde Ağız ve Diş Sağlığı Neden Önemlidir? 🐕‍🦺

Köpeğinizin ağız ve diş sağlığı, genel sağlığının ayrılmaz bir parçasıdır. Diş sağlığı yalnızca estetik bir kaygı değil, aynı zamanda köpeğinizin fiziksel rahatlığı, beslenme düzeni ve genel yaşam kalitesi üzerinde doğrudan etkili olan bir faktördür. Ağız ve diş sağlığı sorunları, yalnızca ağrı ve rahatsızlık yaratmaz; tedavi edilmediğinde daha büyük sağlık sorunlarına, hatta iç organlara zarar verebilir.

Neden Diş Sağlığı Bu Kadar Önemli?

Köpeklerde ağız sağlığı bozulduğunda, bu durum aşağıdaki önemli sistemleri etkileyebilir:

  1. Sindirim Sistemi: Diş ve ağız sorunları nedeniyle yeterince çiğnenmeyen besinler, sindirim sorunlarına yol açabilir.
  2. Kalp: Diş eti hastalıkları, bakterilerin kan dolaşımına geçmesine ve kalp hastalıklarına yol açabilir.
  3. Böbrekler: Ağızda biriken bakteriler, böbreklerde enfeksiyonlara ve uzun vadede organ hasarına neden olabilir.

Ağız ve diş sağlığını korumak, köpeğinizin sadece ağzını değil, genel sağlığını korumanın temel taşlarından biridir.


Köpeklerde Diş Sağlığı İçin Önleyici Tedbirler 🦷

Köpeğinizin diş sağlığını korumak, onun uzun yıllar boyunca sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmesini sağlar. Diş problemleri önlenebilir ve bu süreçte bazı rutin uygulamalar büyük rol oynar.

Günde Birkaç Dakika Ayırmak Yeterli Olabilir

Köpeğinizin dişlerini düzenli olarak fırçalamak ve diğer önleyici tedbirleri almak, uzun vadede ciddi diş hastalıklarının önüne geçer. Bu, köpeğinizin diş eti hastalıkları ve çürüklerle karşılaşma olasılığını önemli ölçüde azaltır.

Diş Sağlığını Korumak İçin Alabileceğiniz Önlemler:

  1. Düzenli Diş Fırçalama: Köpeğinizin dişlerini haftada en az 2-3 kez, tercihen her gün fırçalamak önemlidir. Fırçalama işlemi dişlerdeki plakları temizler ve tartar oluşumunu önler.
  2. Diş Temizleyici Oyuncaklar: Diş temizleyici oyuncaklar, köpeğinizin dişlerini doğal bir şekilde temizlemesine yardımcı olur. Bu oyuncaklar, köpeğinizin dişlerini mekanik olarak temizleyerek plak ve tartar oluşumunu önler. Köpekler doğal olarak çiğnemeyi sever, bu oyuncaklar da bu ihtiyacı karşılar.
  3. Özel Diyetler ve Diş Sağlığına Uygun Mamalar: Diş sağlığını destekleyen diyetler ve mamalar, köpeğinizin ağız sağlığını olumlu yönde etkiler. Sert, kuru mamalar dişler üzerinde mekanik bir temizleme etkisi yaparak plak birikimini önler.
  4. Veteriner Hekim Kontrolleri: Veteriner hekim kontrolleri, diş sağlığının korunması açısından vazgeçilmezdir. Veteriner hekiminiz, köpeğinizin dişlerini düzenli olarak temizleyebilir ve diş eti hastalıklarının erken belirtilerini fark edebilir.
  5. Su Tüketimini Artırmak: Bol su içmek, köpeğinizin ağzında biriken bakterileri ve gıda parçacıklarını temizlemeye yardımcı olur. Ağızda kuruluk oluştuğunda, bakteriler hızla çoğalır ve diş eti iltihabı gibi sorunlara yol açar.

Diş sağlığı için önleyici tedbirler aldığınızda, köpeğinizin ağız sağlığını korumak çok daha kolay olacaktır.


Köpeklerde Diş Fırçalama ve Bakım İpuçları 🪥

Diş fırçalama, köpeğinizin ağız sağlığını korumanın en temel yollarından biridir. Ancak birçok köpek, diş fırçalama işlemine alışmakta zorlanabilir. Bunun nedeni genellikle daha önce hiç bu tür bir deneyim yaşamamış olmalarıdır. Köpeğinizin bu sürece alışmasını sağlamak için bazı ipuçları aşağıda verilmiştir.

Köpeğinizin Dişlerini Fırçalamak İçin İpuçları:

  1. Doğru Diş Fırçası Seçimi: Köpeğinizin diş yapısına uygun bir diş fırçası seçmek, fırçalamanın etkili ve rahat olmasını sağlar. Köpekler için özel olarak üretilen diş fırçaları, genellikle yumuşak kıllı ve köpeğinizin diş yapısına uygun olacak şekilde tasarlanmıştır.
  2. Köpekler İçin Özel Diş Macunları Kullanımı: İnsan diş macunları, köpekler için uygun değildir ve yutulduğunda zararlı olabilir. Köpekler için özel üretilen diş macunları, güvenli içeriklere sahip olup, köpeğinizin diş sağlığını korur.
  3. Diş Fırçalamaya Alıştırma Süreci: İlk kez diş fırçalamaya başlamadan önce, köpeğinizi bu sürece alıştırmak önemlidir. Diş fırçasını ve macunu köpeğinize tanıtarak, onun bu süreçten korkmamasını sağlayabilirsiniz. İlk başlarda fırçayı parmaklarınızla hafifçe diş etlerine sürterek onu alıştırabilirsiniz.
  4. Diş Fırçalama Sıklığı: Köpeğinizin dişlerini haftada en az 2-3 kez fırçalamanız gerekmektedir. Ancak en ideali, her gün düzenli olarak diş fırçalamaktır. Bu sayede plak oluşumu en aza indirgenir ve diş eti hastalıklarının önüne geçilir.
  5. Fırçalama Sürecini Kısa Tutun: İlk başlarda fırçalama işlemini kısa tutarak köpeğinizin bu yeni alışkanlığına alışmasını sağlayın. Zamanla fırçalama süresini uzatabilirsiniz.

Köpeğiniz diş fırçalama işlemine alıştığında, bu rutini eğlenceli hale getirmek ve her başarılı fırçalamadan sonra ödüllerle teşvik etmek, bu sürecin daha sorunsuz geçmesini sağlayacaktır.


Köpeklerde Diş Eti Hastalıkları ve Belirtileri 🚨

Diş eti hastalıkları, köpeklerde en sık görülen ağız sağlığı sorunlarından biridir. Bu hastalıklar genellikle plakların diş etlerine zarar vermesiyle başlar. Plaklar, zamanla tartar adı verilen sert birikintilere dönüşür ve diş eti iltihabına neden olur.

Diş Eti Hastalıklarının Yaygın Belirtileri:

  1. Kronik Ağız Kokusunun Oluşması: Köpeklerde ağız kokusu, diş eti hastalıklarının en yaygın belirtilerinden biridir. Eğer köpeğinizde uzun süreli ve kötü bir ağız kokusu fark ediyorsanız, bu durum diş eti iltihabının belirtisi olabilir.
  2. Diş Eti Kanamaları: Fırçalama sırasında veya yemekten sonra diş eti kanamaları, diş eti hastalığının erken bir belirtisidir.
  3. Dişlerin Sararması ve Tartar Birikimi: Diş eti hastalıklarının ilerleyen evrelerinde dişler sararmaya başlar ve diş etleri üzerinde tartar birikintileri oluşur. Tartar, sert bir yapıdadır ve yalnızca veteriner hekim tarafından temizlenebilir.
  4. Diş Eti Şişmesi: Diş etlerinde şişme ve kızarıklık fark ediyorsanız, bu durum diş eti hastalığının ileri bir aşamasını işaret edebilir.

Diş eti hastalıkları tedavi edilmediğinde, diş kaybına ve daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, belirtiler fark edildiğinde vakit kaybetmeden veteriner hekime başvurulmalıdır.


Veteriner Hekim Kontrolleri ve Profesyonel Diş Temizliği 🏥

Veteriner hekim kontrolleri, köpeğinizin ağız sağlığını korumak için kritik bir rol oynar. Veteriner hekimler, köpeğinizin dişlerini profesyonel olarak temizleyerek plak ve tartarı giderir ve diş eti hastalıklarının önüne geçer. Ayrıca, ağız sağlığı ile ilgili erken teşhislerde bulunarak diş eti hastalıklarının daha ciddi boyutlara ulaşmasını engeller.

Ne Sıklıkta Veteriner Hekim Kontrolü Yapılmalı?

Köpeğinizin ağız sağlığı konusunda en iyi koruyucu önlem, düzenli veteriner hekim kontrolleridir. Yetişkin köpeklerde yılda en az bir kez diş kontrolü yapılması önerilir. Ancak küçük ırk köpeklerde bu sıklık artabilir çünkü küçük ırklar, diş problemlerine daha yatkındır.

Veteriner Hekim Kontrollerinde Neler Yapılır?

Veteriner hekim kontrolü sırasında köpeğinizin dişleri detaylı bir şekilde incelenir ve aşağıdaki adımlar takip edilir:

  1. Diş Muayenesi: Veteriner hekiminiz, köpeğinizin dişlerinde plak ve tartar birikimi olup olmadığını, diş eti hastalıkları belirtilerini ve çürükleri kontrol eder.
  2. Diş Temizliği: Dişlerdeki tartar ve plaklar, veteriner hekimin özel aletleriyle temizlenir. Bu işlem sırasında köpeğiniz genellikle genel anestezi altına alınır, çünkü diş temizliği köpeğiniz için rahatsız edici olabilir.
  3. Diş Röntgeni: Bazı durumlarda veteriner hekim, çene kemiğinde veya diş köklerinde sorun olup olmadığını anlamak için röntgen çeker. Bu, özellikle derin diş eti hastalıklarından şüphelenildiğinde gereklidir.
  4. Diş Çekimi: Eğer köpeğinizin dişlerinden bazıları ciddi şekilde çürümüşse veya diş eti hastalığı ilerlemişse, veteriner hekiminiz bu dişlerin çekilmesine karar verebilir. Diş çekimi, enfeksiyonun yayılmasını önlemek ve köpeğinizin ağrıdan kurtulmasını sağlamak için yapılır.
  5. Florür Uygulaması: Diş temizliği sonrası köpeğinizin dişlerine florür uygulaması yapılabilir. Bu, diş minesini güçlendirir ve diş çürümelerini önlemeye yardımcı olur.

Köpeklerde Diş Çürükleri ve Çene Problemleri 🦴

Diş çürükleri, köpeklerde en yaygın ağız sağlığı sorunlarından biridir ve genellikle bakterilerin diş minesine zarar vermesiyle oluşur. Özellikle küçük ırk köpekler, diş çürüklerine daha yatkındır çünkü çeneleri daha dardır ve dişlerde sıkışıklık olabilir.

Köpeklerde Diş Çürüklerinin Nedenleri

  • Beslenme: Karbonhidrat açısından zengin yiyecekler, dişlerde bakteri birikmesine ve çürük oluşumuna neden olabilir. Şeker içeren insan yiyecekleri köpekler için zararlıdır ve diş çürümesine yol açabilir.
  • Diş Fırçalamama: Dişlerin düzenli olarak fırçalanmaması, plak birikmesine ve zamanla bu plakların çürüğe dönüşmesine neden olabilir.
  • Genetik: Bazı köpek ırkları, diş çürüklerine ve diş eti hastalıklarına yatkındır. Özellikle Yorkshire Terrier, Poodle ve Chihuahua gibi küçük ırklar bu konuda daha hassastır.

Diş Çürüklerinin Tedavisi

Diş çürükleri, erken teşhis edilirse tedavi edilebilir. Veteriner hekim, çürüğün bulunduğu dişin dolgusunu yapabilir veya çürük çok ilerlemişse dişi çekebilir. Çürüklerin ilerlemesi durumunda köpeğinizin ağız sağlığı ciddi şekilde tehlikeye girebilir ve bu da ağrıya, enfeksiyonlara ve hatta diş kaybına neden olabilir.

Çene Problemleri

Çene problemleri de köpeklerde yaygın olarak görülen diş sağlığı sorunlarındandır. Genellikle çene kemiği travmaları veya diş eti hastalıklarının ileri aşamaları nedeniyle ortaya çıkar.

  • Maloklüzyon: Çeneler arasındaki hizalama sorunları (üst ve alt dişlerin doğru şekilde kapanmaması), çiğneme ve ağız sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.
  • Çene Kırıkları: Küçük ırk köpeklerde çene kemiği oldukça hassastır. Bir kaza, kavga veya sert bir cismi ısırma sonucu çene kırıkları oluşabilir.

Çene problemleri, genellikle cerrahi müdahale gerektirir ve veteriner hekim tarafından tedavi edilmelidir. Çene sorunları, köpeğinizin günlük yaşamını zorlaştırabilir ve yemek yemesini engelleyebilir.


Köpeğinize Uygun Diş Bakım Ürünleri Seçimi 🛍

Köpeğinizin diş sağlığını korumanın bir diğer önemli yolu, doğru ürünleri kullanmaktır. Piyasada köpekler için diş fırçaları, diş macunları, ağız spreyleri ve diş temizleyici oyuncaklar gibi birçok ürün bulunmaktadır. Ancak bu ürünler arasından en uygun olanlarını seçmek, köpeğinizin ağız yapısına ve ihtiyaçlarına göre değişiklik gösterebilir.

Köpeğiniz İçin Diş Bakım Ürünleri:

Ürün Adı Özellikleri Fiyat Aralığı (TL)
Diş Fırçası Köpek diş yapısına uygun, yumuşak başlı fırça 150-350
Köpek Diş Macunu Yutulabilir ve florür içermeyen, veteriner onaylı 200-450
Diş Temizleyici Oyuncak Plakları temizleyen, diş eti masajı sağlayan oyuncaklar 150-200
Ağız Spreyi Nefes tazeleyen ve diş plağı oluşumunu azaltan sprey 160-380

Diş Macunu Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Köpeğinizin diş macununu seçerken, insan diş macunları kesinlikle kullanılmamalıdır. İnsan diş macunları florür içerdiği için köpeğinizin sağlığına zararlıdır. Bunun yerine köpeğiniz için özel olarak formüle edilmiş ve veteriner hekimler tarafından onaylanmış ürünleri tercih etmelisiniz. Köpekler için üretilen diş macunları genellikle tavuk, et gibi köpeğinizin sevebileceği tatlarda olur ve güvenle yutulabilir.

Diş Temizleyici Oyuncaklar ve Çiğneme Ürünleri

Köpeğinizin diş sağlığını destekleyen oyuncaklar, dişler üzerinde plak birikimini azaltmak için mükemmel bir alternatiftir. Köpeğinizin çiğneme davranışını teşvik eden bu oyuncaklar, diş etlerine masaj yaparak sağlıklı bir ağız yapısı sağlar. Özellikle kauçuk malzemeden üretilen oyuncaklar ve doğal diş çiğneme kemikleri, diş sağlığını desteklerken köpeğinizi eğlendirir.


Diş Sağlığına Göre Irka Özel Tavsiyeler 🐩

Her köpek ırkı, diş sağlığı konusunda farklı ihtiyaçlara sahiptir. Özellikle küçük ırklar, diş sorunlarına daha yatkındır. Bunun nedeni, çene yapılarının daha küçük ve dişlerinin daha sıkışık olmasıdır. Büyük ırklar ise genellikle diş sorunlarına daha az eğilimlidir, ancak bu, diş sağlığını ihmal etmeleri gerektiği anlamına gelmez.

Küçük Irklar İçin Öneriler

Küçük ırk köpekler (Yorkshire Terrier, Chihuahua, Pomeranian gibi) diş sağlığı açısından daha fazla özen gerektirir. Bu köpeklerde plak ve tartar oluşumu daha hızlı olabilir, bu yüzden diş fırçalama sıklığı artırılmalıdır.

  • Daha sık diş fırçalama: Küçük ırklar için diş fırçalama sıklığı haftada en az 4-5 kez olmalıdır.
  • Özel diyetler: Diş sağlığını destekleyen mamalar ve çiğneme ödülleri kullanılmalıdır.
  • Veteriner kontrolleri: Küçük ırklar için yılda en az iki kez diş kontrolü yapılması önerilir.

Büyük Irklar İçin Öneriler

Büyük ırk köpekler (Labrador, Alman Çoban Köpeği, Golden Retriever gibi), diş problemleri açısından daha az risk altında olabilir. Ancak bu, diş sağlığının ihmal edilmesi gerektiği anlamına gelmez.

  • Düzenli diş fırçalama: Büyük ırklarda haftada 2-3 kez diş fırçalama yeterli olabilir.
  • Çiğneme oyuncakları: Büyük ırk köpekler, çiğneme ihtiyaçlarını karşılayacak daha dayanıklı oyuncaklara ihtiyaç duyarlar.
  • Veteriner kontrolleri: Yılda bir kez diş kontrolü yeterli olabilir, ancak herhangi bir ağız kokusu veya diş eti sorunu fark edilirse daha sık kontrole gidilmelidir.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Köpeğimin dişlerini her gün fırçalamak zorunda mıyım?
Her gün fırçalamak idealdir, ancak haftada 2-3 kez fırçalamak da köpeğinizin diş sağlığı için yeterli olabilir.

Köpeğim diş fırçalamaya alışmıyor, ne yapmalıyım?
Köpeğinizi bu sürece alıştırmak için sabırlı olmanız ve yavaşça ilerlemeniz gerekir. Diş fırçalama sürecini kısa tutup, ödüllerle bu deneyimi eğlenceli hale getirebilirsiniz.

Köpeğimde ağız kokusu var, bu normal mi?
Ağız kokusu genellikle diş eti hastalıklarının bir belirtisidir. Eğer köpeğinizde kötü bir ağız kokusu fark ediyorsanız, veteriner hekiminize başvurmalısınız.

Veteriner hekim diş temizliği yaparken anestezi kullanır mı?
Evet, diş temizliği sırasında köpeğinizin rahatsız olmaması için genellikle genel anestezi kullanılır. Bu sayede işlem daha rahat ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilir.


Tablolar 📝

Köpeklerde Diş Sağlığını Etkileyen Faktörler

Faktör Etkisi
Irk Küçük ırklar diş sorunlarına daha yatkındır.
Yaş Yaşlandıkça diş problemleri artar.
Beslenme Alışkanlıkları Kuru mama tüketimi, plak oluşumunu azaltır.
Genetik Bazı ırklar genetik olarak diş ve çene sorunlarına daha yatkındır.

Köpeğinizin Diş Sağlığı İçin Yapmanız Gerekenler

Eylem Sıklık
Diş Fırçalama Haftada en az 2-3 kez, ideal olarak her gün.
Veteriner Kontrolü Yılda en az bir kez, küçük ırklar için yılda iki kez.
Diş Temizleyici Oyuncaklar Günlük olarak kullanılabilir.
Özel Diş Macunu Kullanımı Haftalık diş fırçalamalarında kullanılması önerilir.

Son Söz

Köpeğinizin ağız ve diş sağlığını korumak, onun uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmesi için kritik öneme sahiptir. Diş fırçalama, veteriner kontrolleri ve doğru diş bakım ürünlerinin kullanımı, köpeğinizin ağız sağlığını korumanıza yardımcı olur. Diş ve diş eti hastalıkları genellikle ilerlemeden fark edilmez, bu yüzden belirtiler fark edildiğinde hızlı hareket etmek önemlidir.

Köpeğinizin ağız ve diş sağlığı için: Veteriner Diş

Uyarı:
Bu içerik, yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve teşhis ya da tedavi amacıyla kullanılamaz. Köpeğinizin sağlık durumu ile ilgili herhangi bir şüphe durumunda mutlaka veteriner hekiminize başvurun.


11/Eyl/2024

Evcil hayvanlarımız, hayatımızın önemli bir parçasıdır ve onların sağlığını korumak, uzun ve mutlu bir yaşam sürmelerini sağlamak için doğru beslenme büyük önem taşır. Son dönemde popülerleşen “çiğ beslenme diyeti”, özellikle köpeklerde çiğ beslenme ve kedilerde çiğ beslenme tercihleri, doğal ve sağlıklı bir beslenme yöntemi olarak öne çıkıyor. Bu rehberde, çiğ beslenme diyetinin avantajlarını, risklerini ve uygulama yöntemlerini detaylı bir şekilde ele alacağız.

Çiğ Beslenme Diyeti Nedir?

Çiğ beslenme diyeti, işlenmemiş, çiğ et, kemik, organlar, sebze ve meyvelerden oluşan bir beslenme planıdır. Bu diyetin temel amacı, evcil hayvanların doğal beslenme alışkanlıklarına uygun bir biçimde beslenmesini sağlamaktır. Çiğ beslenme diyetinin savunucuları, bu yöntemin daha sağlıklı bir sindirim sistemi, daha parlak tüyler, daha yüksek enerji seviyeleri ve genel sağlıkta iyileşmeler sağladığını iddia eder.

Çiğ Beslenme Diyetinin Faydaları

Doğal ve İşlenmemiş Gıdalar

Çiğ beslenme diyeti, evcil hayvanlara katkı maddeleri içermeyen, doğal ve taze besinlerle beslenme fırsatı sunar. Bu da onların sindirim sağlığına, bağışıklık sistemine ve genel sağlığına katkı sağlayabilir.

Sağlıklı Sindirim Sistemi

Çiğ gıdaların sindirimi, birçok evcil hayvan için işlenmiş gıdalardan daha kolaydır. Özellikle köpeklerde çiğ beslenme, sindirim sistemi üzerinde olumlu etkiler gösterir. Bununla birlikte, kedilerde çiğ beslenme de doğal besinler sayesinde bağırsak sağlığını destekler.

Diş Sağlığını Destekler

Çiğ et ve kemik, dişlerin doğal yollarla temizlenmesine yardımcı olur. Bu, evcil hayvanlarda diş taşı oluşumunu engellerken ağız kokusunu da azaltabilir.

Enerji Seviyelerinin Artması

Çiğ beslenme diyeti, evcil hayvanların daha yüksek enerji seviyelerine sahip olmasına yardımcı olabilir. Bu da onları daha aktif ve zinde hale getirir.

Daha Parlak Tüyler ve Sağlıklı Cilt

Çiğ beslenme, evcil hayvanların tüylerinin daha parlak ve sağlıklı görünmesini sağlar. Ayrıca cilt sağlığını da olumlu etkiler.

Çiğ Beslenme Diyetinin Riskleri

Dengeli Beslenme Zorluğu

Çiğ beslenme diyetinin en büyük risklerinden biri, evcil hayvanın tüm besin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde dengeli bir diyet planlamakta yaşanan zorluktur. Örneğin, kedilerde çiğ beslenme sırasında taurin eksikliği gibi hayati öneme sahip besin maddelerinin eksikliği yaşanabilir.

Gıda Güvenliği Sorunları

Çiğ etlerde bulunan Salmonella ve E. coli gibi zararlı bakteriler, hem evcil hayvanlar hem de evdeki insanlar için sağlık riski oluşturabilir. Bu nedenle, hijyen ve gıda güvenliği konularına dikkat edilmelidir.

Hiç Merak ettiniz mi? Kediler Neden Yıkanmaz?

Maliyet

Çiğ beslenme diyeti, hazır mamalara göre daha maliyetli olabilir. Ayrıca bu diyeti uygulamak için daha fazla hazırlık ve depolama alanı gerekebilir.

Köpeklerde Çiğ Beslenme

Köpeklerde çiğ beslenme, onların doğal avcı içgüdülerine uygun bir beslenme şekli olduğu için oldukça popülerdir. Köpekler, çiğ et ve kemikleri sindirme kapasitesine sahip olduklarından bu diyet, onların sindirim sistemi için faydalı olabilir. Ancak, diyetin dengeli ve besleyici olduğundan emin olunmalıdır. Çiğ etin yanı sıra sebze ve meyveler de köpeklerin ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri sağlamak için diyete dahil edilmelidir.

Köpeklerde Çiğ Beslenme İçin Önemli İpuçları:

  1. Kemik Seçimi: Yumuşak, kırılmayan çiğ kemikler tercih edilmelidir. Pişmiş kemikler kırılabilir ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
  2. Organ Etleri: Organ etleri, köpeklerin sağlıklı kalması için gerekli vitamin ve mineralleri sağlar. Ancak, aşırı tüketiminden kaçınılmalıdır.
  3. Sebzeler: Lif ve vitamin açısından zengin sebzeler eklenmelidir. Ancak, soğan ve sarımsak gibi köpekler için toksik olan gıdalardan kaçınılmalıdır.

Kedilerde Çiğ Beslenme

Kediler zorunlu etobur oldukları için, çiğ beslenme diyetinde özellikle hayvansal proteinler hayati önem taşır. Kedilerde çiğ beslenme, doğal olarak hayvansal proteinlerin yoğun olduğu bir diyeti tercih eden kedi sahipleri için cazip bir seçenektir. Ancak, kedilerin taurin gibi amino asitlere olan ihtiyacı göz ardı edilmemelidir.

Kedilerde Çiğ Beslenme İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler:

  1. Taurin: Taurin, kedilerin sağlıklı kalabilmesi için olmazsa olmazdır. Yeterli taurin almak için diyetin kas etleriyle zenginleştirilmesi gereklidir.
  2. A vitamini: Kediler, A vitaminini bitkisel gıdalardan elde edemez. Bu nedenle, karaciğer gibi hayvansal kaynaklardan A vitamini almaları gerekir.
  3. Kemik Tüketimi: Kedilerde kemik çiğneme ihtiyacı daha az olsa da, küçük ve yumuşak kemikler onların diş sağlığına katkıda bulunabilir.

Çiğ Beslenme Diyetine Geçiş

Çiğ beslenme diyetine geçerken yavaş ve kademeli bir geçiş süreci uygulanmalıdır. Ani değişiklikler, evcil hayvanınızda sindirim problemlerine yol açabilir. Veteriner hekiminizin tavsiyelerini alarak bir geçiş planı oluşturmak en doğru yaklaşım olacaktır.

Çiğ Beslenme Diyetine Geçişte Dikkat Edilmesi Gerekenler:

  • Yavaş ve Kademeli Geçiş: Evcil hayvanınızın yeni besinlere uyum sağlaması zaman alabilir, bu yüzden aşamalı bir geçiş yapılmalıdır.
  • Veteriner Kontrolü: Evcil hayvanınızın sağlık durumu ve ihtiyaçları çiğ beslenme diyetine uygun mu, bunu veteriner hekiminize danışmalısınız.

Çiğ Beslenme Diyetinde Gıda Güvenliği

Çiğ besinler, zararlı bakteriler barındırabileceğinden, güvenilir kaynaklardan temin edilmeli ve hijyen kurallarına uyularak hazırlanmalıdır. Çiğ gıdaları hazırlarken ellerinizi sık sık yıkayın, kapları ve yiyeceklerin temas ettiği yüzeyleri iyice temizleyin.

Evcil hayvanlar için çiğ beslenme diyeti, doğru uygulandığında sağlık açısından birçok fayda sağlayabilir. Özellikle köpeklerde çiğ beslenme ve kedilerde çiğ beslenme gibi farklı türlere özel olarak uyarlanmış diyetler, onların doğal beslenme ihtiyaçlarına yanıt verebilir. Ancak, diyetin dengeli olması, hijyen kurallarına dikkat edilmesi ve veteriner hekiminizin yönlendirmelerine uyulması çok önemlidir.

Evcil hayvanınız için çiğ beslenme diyetine başlamadan önce bir veteriner hekime danışmanız, doğru bilgi ve rehberlik almanızı sağlayarak, onların sağlığını en iyi şekilde korumanıza yardımcı olacaktır.

Önemli NOT: Bu içerik sadece bilgi vermek içindir. Teşhis ve tedavide kullanılamaz. 


10/Eyl/2024

Köpekler, yüzyıllardır insanın en yakın dostları olarak bilinir. Sevecen, sadık ve neşeli yapılarıyla hayatımıza renk katan bu harika canlılar, zaman zaman bizleri şaşırtan davranışlar sergileyebilirler. Bunlardan biri de, köpeklerin ot yeme davranışıdır. Çoğu köpek sahibi, sevimli dostlarının dışarıda gezintiye çıktıklarında çimen veya ot yediklerine tanık olmuştur. Peki, köpekler neden ot yer? Bu davranışın altında yatan sebepler neler olabilir? Üsküdar veteriner kliniği olarak sizlere bunun cevabını hazırladık.

 

Köpeklerin Ot Yeme Davranışının Kökeni

“Köpekler neden ot yer?” sorusunu anlamak için köpeklerin tarihine ve atalarına bakmak gerekir. Evcil köpeklerin ataları olan kurtlar ve diğer vahşi köpek türleri de zaman zaman ot yerlerdi. Bu durum, köpeklerin ot yeme davranışının evrimsel bir kökene sahip olabileceğini düşündürmektedir. Yani köpeklerin ot yemesi sadece günümüzde değil, geçmişte de var olan bir içgüdüsel davranıştır. Ancak bu davranışın arkasında yalnızca bir sebep yoktur; farklı nedenler bu davranışı tetikleyebilir.

Köpekler Neden Ot Yer? Olası Sebepler

Sindirim Sistemi Sorunları

Köpeklerin ot yeme davranışı, sıklıkla sindirim sistemiyle ilişkilendirilir. Köpekler, mide bulantısı, gaz, hazımsızlık veya kabızlık gibi problemler yaşadıklarında ot yiyerek bu durumu hafifletmeye çalışabilirler. Otun içerdiği lifler, sindirimi kolaylaştırabilir ve bağırsak hareketlerini düzenleyebilir. Bazı köpeklerin ot yedikten sonra kustukları gözlemlenmiştir, bu da onların mideyi rahatlatmak amacıyla ot yediklerini düşündürmektedir.

Besin Eksiklikleri

Köpeklerin ot yemesinin bir diğer sebebi de besin eksiklikleri olabilir. Köpekler, beslenme rutinlerinde ihtiyaç duydukları tüm vitamin ve mineralleri alamadıklarında, içgüdüsel olarak bu eksiklikleri gidermek için ot yiyebilirler. Özellikle ev yapımı yiyeceklerle beslenen köpeklerde bu tür eksiklikler daha sık gözlemlenir. Ot, özellikle bazı vitaminler ve mineraller açısından zengin olabilir ve köpekler bu maddeleri vücutlarına kazandırmak için ot tüketebilirler.

Can Sıkıntısı ve Stres

Köpekler de insanlar gibi stres altında olabilirler. Yeterince fiziksel aktivite yapmayan veya zihinsel olarak uyarılmayan köpekler, can sıkıntısı veya stres yaşayabilir. Bu durumlarda bazı köpekler, ot yemek gibi farklı davranışlar sergileyebilirler. Ot yeme, köpeğin stresle başa çıkma mekanizması olarak değerlendirilebilir.

Merak ve Keşfetme Arzusu

Köpekler, doğaları gereği son derece meraklı canlılardır. Çevrelerini keşfetmek ve yeni şeyler denemek isterler. Ot yemek de bu keşfetme arzusunun bir sonucu olabilir. Yani köpekler, ot yemeyi bir deneyim olarak görüp bunu sırf meraklarından yapabilirler.

Otun Tadı ve Dokusu

Bazı köpekler için ot yemenin basit bir açıklaması olabilir: Tadı ve dokusu hoşlarına gidiyor! Taze ve yeşil otlar, köpeklere çekici gelebilir. Bu durumda köpekler ot yemeyi yalnızca bu hoşlandıkları tat ve doku deneyimi için yapabilirler.

Hiç merak ettiniz mi? Kediler Neden Yıkanmaz?

Veteriner Hekimlerin Önerileri: Köpeklerin Ot Yemesine Karşı Nasıl Önlem Alınmalı?

Köpeklerin ot yemesi genel olarak zararsız bir davranış olarak kabul edilir. Ancak bazı durumlarda bu davranış sağlık sorunlarına işaret edebilir. Eğer köpeğiniz sürekli ot yiyorsa veya bu davranış başka semptomlarla birlikte gözlemleniyorsa, bir veteriner hekime danışmak önemlidir. İşte veteriner hekimlerin önerdiği bazı durumlar:

Sık Sık Ot Yeme

Eğer köpeğiniz sürekli ot yiyor ve ardından kusuyorsa, bu durum sindirim sorunlarına işaret edebilir. Bu gibi durumlarda veteriner hekiminize başvurmalısınız.

İştahsızlık ve Davranış Değişiklikleri

Ot yedikten sonra köpeğiniz normal besinlere ilgi göstermiyorsa veya kilo kaybı, halsizlik gibi belirtiler ortaya çıkıyorsa, bu durum ciddi bir sağlık probleminin işareti olabilir.

Zehirli Bitkilerden Uzak Durun

Köpeğinizin çevresinde zehirli bitkiler bulunuyorsa, ot yeme davranışı tehlikeli hale gelebilir. Bu nedenle, köpeğinizin ot yediği alanı kontrol etmek ve zehirli bitkilerden uzak durmak önemlidir.

Köpeğinizin Ot Yeme Davranışını Kontrol Altına Alma Yolları

Köpeğinizin ot yeme davranışını kontrol altına almak için bazı önlemler alabilirsiniz. İşte veteriner hekimlerin bu konuda sunduğu öneriler:

Dengeli Beslenme

Köpeğinizin ihtiyaç duyduğu tüm vitamin ve mineralleri alabilmesi için onu dengeli bir diyetle beslemek önemlidir. Hazır mamalar genellikle bu dengeyi sağlasa da, evde hazırladığınız yiyeceklerin köpeğinizin ihtiyaçlarını karşıladığından emin olmalısınız. Bu noktada bir veteriner hekimden yardım alabilirsiniz.

Yeterli Egzersiz ve Zihinsel Uyarım

Köpeğinizin enerjisini atabilmesi ve zihinsel olarak uyarılması için düzenli egzersiz yapması önemlidir. Köpeğinizle sık sık yürüyüş yapın, onunla oyunlar oynayın ve zihinsel uyarıcı oyuncaklarla onu meşgul edin.

Güvenli Çiğneme Alternatifleri Sunun

Köpeğinizin ot yemesini azaltmak için ona güvenli çiğneme oyuncakları veya sağlıklı sebzeler sunabilirsiniz. Havuç, salatalık veya brokoli gibi sebzeler, köpeğinizin ilgisini çekebilir ve ot yerine bunları yemeyi tercih edebilir.

Köpeklerde Ot Yeme Davranışının Anlamı

Köpeklerin ot yemesi, aslında düşündüğümüzden daha karmaşık bir davranış olabilir. Bazı köpekler bunu sağlık sorunları nedeniyle yaparken, bazıları merak veya can sıkıntısı gibi basit sebeplerden ötürü bu davranışı sergileyebilirler. Köpeklerin ot yeme alışkanlığı genellikle zararsız olsa da, bu davranışta aşırıya kaçmaları durumunda bir veteriner hekime başvurmak en doğrusu olacaktır.

Köpeklerin ot yeme davranışı üzerinde yapılan araştırmalar, bu davranışın köpeklerin evrimsel geçmişine dayandığını ve köpeklerin doğal bir içgüdüyle bunu yaptığını göstermektedir. Yani köpekler neden ot yer? sorusuna verilecek net bir yanıt olmamakla birlikte, bu davranışın birçok olası nedeni olduğu kesindir.

Köpeklerin ot yeme davranışı hakkında bilinmesi gereken her şey ve köpek sahiplerinin bu konuda yapabileceği öneriler özetle şunlardır:

  • Köpekler bazen sindirim sorunlarını hafifletmek için ot yerler.
  • Ot yeme, besin eksikliklerinin giderilmesi için de yapılabilir.
  • Köpeğinizin sürekli ot yemesi ciddi bir sağlık sorununun belirtisi olabilir.
  • Köpeğinize dengeli bir diyet sunarak bu davranışı minimize edebilirsiniz.
  • Zehirli bitkilerden kaçınarak köpeğinizin sağlığını korumalısınız.

Unutmayın, köpeğinizin davranışlarındaki değişiklikleri izlemek ve gerektiğinde veteriner hekiminize danışmak her zaman en iyi yoldur. Sevimli dostlarınızın sağlığı ve mutluluğu, sizin alacağınız küçük önlemlerle güvence altına alınabilir.

Önemli Not: Bu içerik teşhis ve tedavide kullanılamaz. Sadece bilgi vermek amacıyla oluşturulmuştur.


07/Ağu/2024

Köpek kısırlaştırma, evcil hayvan sahiplerinin sıkça karşılaştığı ve üzerinde düşündüğü bir konudur. Bu kapsamlı rehberde, köpek kısırlaştırma hakkında merak edilen tüm soruları yanıtlayacak, avantajlarını ve dezavantajlarını ele alacak, doğru zamanlama ve ameliyat sonrası bakım konularında bilgi vereceğiz.

Köpek Kısırlaştırma Nedir?

Köpek kısırlaştırma, cerrahi bir müdahale ile köpeğin üreme yeteneğinin ortadan kaldırılması işlemidir. Dişi köpeklerde overiohisterektomi (yumurtalıklar ve rahim alınır) veya tubal ligasyon (tüpler bağlanır) şeklinde yapılırken, erkek köpeklerde orşiektomi (testisler alınır) olarak gerçekleştirilir.

Köpek Kısırlaştırmanın Avantajları

  1. İstenmeyen Gebelikleri Önler: Kısırlaştırma, en önemli avantajlarından biri olarak istenmeyen gebelikleri ve yavrulamaları önler. Bu, hem sokak hayvanı popülasyonunun kontrol altına alınmasına yardımcı olur hem de sahiplerin yavru bakımıyla ilgili sorun yaşamasını engeller.

  2. Sağlık Risklerini Azaltır: Kısırlaştırma, dişi köpeklerde meme tümörü, rahim enfeksiyonu (pyometra) ve yumurtalık kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarının riskini önemli ölçüde azaltır. Erkek köpeklerde ise testis kanseri ve prostat problemleri riski düşer.

  3. Davranış Problemlerini İyileştirir: Kısırlaştırma, erkek köpeklerde saldırganlık, bölge işaretleme ve kaçma gibi hormonal kaynaklı davranış problemlerinin azalmasına yardımcı olabilir. Dişi köpeklerde ise kızgınlık dönemiyle ilgili huzursuzluk ve stresi ortadan kaldırır.

  4. Yaşam Kalitesini Artırır: Kısırlaştırılmış köpekler, kısırlaştırılmamış köpeklere göre daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürme eğilimindedir. Ayrıca, kısırlaştırma sonrası daha sakin ve ev ortamına uyumlu hale gelebilirler.

Köpek Kısırlaştırmanın Dezavantajları

  1. Ameliyat Riskleri: Her cerrahi müdahalede olduğu gibi, köpek kısırlaştırma ameliyatı da bazı riskler taşır. Ancak, modern veterinerlik teknikleri ve deneyimli veteriner hekimler sayesinde bu riskler oldukça düşüktür.

  2. Anestezi Riskleri: Kısırlaştırma ameliyatı genel anestezi altında yapılır ve bazı köpekler anesteziye karşı hassasiyet gösterebilir. Bu nedenle, ameliyat öncesi veteriner hekim tarafından detaylı bir muayene yapılması önemlidir.

  3. Metabolizma Değişiklikleri: Kısırlaştırılmış köpeklerde metabolizma hızı yavaşlayabilir ve kilo alma eğilimi artabilir. Bu nedenle, kısırlaştırma sonrası beslenme ve egzersiz düzenine dikkat etmek gerekir.

  4. İdrar Kaçırma: Nadiren de olsa, kısırlaştırılmış dişi köpeklerde idrar kaçırma problemi görülebilir. Bu durum genellikle ilaç tedavisi ile kontrol altına alınabilir.

Köpek Kısırlaştırma Zamanı

Köpek kısırlaştırma için en uygun zaman, köpeğin cinsine, yaşına ve sağlık durumuna göre değişebilir. Genellikle, dişi köpeklerde ilk kızgınlık döneminden önce, erkek köpeklerde ise 6-9 aylıkken kısırlaştırma yapılması önerilir. Ancak, veteriner hekiminiz köpeğiniz için en uygun zamanı belirleyecektir. Üsküdar veteriner kliniği Dr. Pati’yi arayarak bilgi alabilirsiniz.

Köpek Kısırlaştırma Ameliyatı Sonrası Bakım

Kısırlaştırma ameliyatı sonrası köpeğinizin hızlı ve sağlıklı bir şekilde iyileşmesi için veteriner hekiminizin talimatlarına uymanız önemlidir. Ameliyat sonrası bakım genellikle şunları içerir:

  • İstirahat: Köpeğinizin ameliyat sonrası birkaç gün dinlenmesi ve hareketlerini kısıtlaması gerekir.
  • Yara Bakımı: Ameliyat bölgesinin temiz ve kuru tutulması, enfeksiyon riskini azaltır.
  • Beslenme: Veteriner hekiminizin önerdiği özel bir diyetle köpeğinizin kilo almasını önleyebilirsiniz.
  • Egzersiz: İyileşme sürecinde köpeğinizin kontrollü egzersiz yapmasına izin vermelisiniz.
  • Veteriner Kontrolleri: Ameliyat sonrası belirli aralıklarla veteriner hekiminize kontrole gitmeniz önemlidir.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Soru: Köpek kısırlaştırma ameliyatı ne kadar sürer?

Cevap: Kısırlaştırma ameliyatı genellikle 30-60 dakika arasında sürer.

Soru: Köpek kısırlaştırma ameliyatı sonrası komplikasyon riski nedir?

Cevap: Komplikasyon riski düşüktür ancak enfeksiyon, kanama veya anestezi reaksiyonu gibi durumlar görülebilir.

Soru: Köpek kısırlaştırma ameliyatı fiyatları nedir?

Cevap: Fiyatlar, kliniğe, veteriner hekime ve köpeğin cinsine göre değişebilir.

Soru: Kısırlaştırma köpeğimin kişiliğini değiştirir mi?

Cevap: Kısırlaştırma, köpeğinizin temel kişiliğini değiştirmez ancak davranış problemlerini iyileştirebilir.

Köpek kısırlaştırma, birçok avantajı olan ve evcil hayvanınızın sağlığı ile yaşam kalitesi için önemli bir karardır. Ancak, karar vermeden önce veteriner hekiminizle konuşarak köpeğiniz için en uygun zamanı ve yöntemi belirlemeniz önemlidir.


13/Ara/2022

Evcil hayvanlarımızın zaman zaman aşırı tüy dökme döneminde olduklarını görüyor ve ister istemez hem onlar için hem de bizim konfor alanımızda oluşan rahatsızlık için üzülüyoruz. Bu durumda tek isteğimiz, hem onların sağlıklarına kavuşmaları hem de bizlerin konforlu yaşamlarımıza kavuşmamız oluyor.

Evcil hayvanlar, sevgilerini ve mutluluğu evinize benzersiz duygularla getirir. Oyun zamanları, eğlenceler, sürekli sevgi dolu halleri ve arkadaşlıkları ama elbette evin her yerinde karşımıza çıkan tüyleri… Evcil hayvan ve ebeveyni arasında koşulsiz bir sevgi bağıdır. Yaşanılan hiçbir olumsuz koşul ebeveynleri onların sevgisinden uzaklaştıramaz ve hepsi aşılır. Onların olmadığı evler eksik kalır ve tamamlanmış sayılmaz.

 

Köpekler ve Kediler Neden Tüy Döker?

Köpekler ve kediler birbirlerinden farklı türler olsalar da, tüy dökme sebepleri birbirleri ile benzerlik gösterebilir. Az ya da çok tüy dökmeleri, cinsleri, mevsimsel değişiklikler, hastalıkları, stresler, yaşadıkları hormonal değişiklikler vb. pek çok durum yaşanılan olumsuz duruma gerekçe gösterilebilir.

Kedilerin tüy yapıları köpeklerinkine göre daha hassastır ve havada daha uzun süre süzülebilir ancak gözlemlendiğinde köpek tüyüne göre daha belirgindir. Tıpkı köpeklerdeki gibi, kedinin cinsine bağlı olarak, daha uzun tüy yapısına sahip olanlarda tüy dökülmesi daha az olma eğilimindedir. Köpeklerden farklı olarak kediler, ara sıra bize tüy yumakları sunabilir. tüy yumakları, kötü haber değildir. Tüy yumakları gözlemlediğinizde kendinizin sağlıklı bakım alışkanlıklarını yerine getirdiğini anlayabilirsiniz. Kediler, dilleri ile tüylerini temizlerler. Onların dil yapısında bulunan ufak kanca modeli, ölü tüyleri toplar ancak kediler bu tüyleri yutar. Tüylerin çoğu sindirim sistemlerinden sorunsuz şekilde geçer, ancak bir kısmı midede kalır ve bir araya toplanarak bir tüy yumağı haline gelir. Bu durumda da kediniz bu tüy yumağını kusarak vücudundan atar.

 

Kedi ve Köpeklerde Aşırı Tüy Dökme Problemi ile Nasıl Baş Edilir?

Tüyler ve Tüy yumakları evcil hayvan sahipleri ve eve gelen misafirler açısından rahatsız edici olabilir. Ancak bununla savaşmak için basit yollar vardır. Elbette hepimizin bildiği sıradan çözüm yollarından biri, pet sahipleri için özel üretilmiş elektrikli süpürgeler ya da kıyafetlerimizdeki tüyleri toplamak için olan silindir bantlardır. Farklı ipuçlarını değerlendirirsek;

En ideal, tüy dökme sorununuzun çözüme ulaşacağı nokta, evcil hayvanınızın kendisidir. Düzenli olarak taramak, eve saçılan tüyleri ciddi miktarda azaltacaktır. Evcil hayvanınızın da hoşuna gidecek olan tarama işlemi yalnızca onun sevmesiyle ilgili kalmayacak aynı zamanda kıyafetlerinizin üzerine yapışan tüylerden de sizi kurtaracaktır. Tarama işlemi, evcil hayvanınıza ayıracağınız kaliteli zamanın da göstergesi olacaktır.

Muhteşem bir öneri olarak, Bir lastik eldiveni ıslatarak, elinizle mobilyaların üzerinde gezdirin. Oluşan statikle tüyler mobilyadan eldivene yapışacaktır. Mobilyalarınıza yapışan tüyleri kolayca toplamak için su ve kumaş kremini karıştırıp, döşemelerin üzerine püskürttükten sonra silebilirsiniz. Bu da tüy temizliğinde size oldukça destek sağlayacaktır.

Evinizde bolca halı kullanıyorsanız, süpürme işleminden önce, halıların üzerine kabartma tozu serpin, bu toz sayesinde halıdaki tüyler, halıdan ayrılacak ve süpürme işleminde size daha güzel sonuç verecektir. Ayrıca halınızdaki kokuyu da gidermenize yardımcı olur.

Çamaşır makinasında yıkama için, makinenin gözüne beyaz sirke koyabilirsiniz. Bu işlemde otomatik yıkamaya destekçi olarak, tüylerin gevşemesini ve daha fazla tyden kurtulmanızı sağlar.

Evcil hayvanınıza ait olan yatağı sık sık çamaşır makinesinde yıkayın ve yıkama işlemi tamamlandıktan sonra mutlaka makinanın içinde kalmış olabilecek tüyleri kontrol edin ve hatta gerekirse boş bir durulama işlemi yapın.

Evcil hayvanınızın tüy dökme sıklığı ve tüy sağlığının beslenme ile ilgili de olduğunu unutmayın. Mutlaka tüy sağlığını güçlendirecek ona iyi gelen marka mamaları ve takviyeleri tercih edin.

 

Kediler ve Köpeklerde Tüy Dökülmesini Önlemek için Nasıl Beslemeliyim?

Kedi ve Köpekler için genel anlamda tüy dökmeleri normaldir. Ancak aşırı hale gelmesi bazı noktaları değerlendirme isteyecektir. Mevsim değişiklikleri, hormonal dengesizlikler, bazı hastalıklar, alerjiler, parazitler tüy dökülmelerinin aşırıya kaçmasında temel sebepler olabilir. Normal süreçte olan tüy dökülmelerini aza indirmek için temel beslenme programına, evcil hayvanınızın tüy sağlığına iyi gelecek mama tercihi yaparak başlayabilirsiniz. İçeriğinde, prebiyotik lifler, yüksek kaliteli protein, bağırsak sağlığı destekleyici içerikler ve cilt besleyici E vitamini ve Omega 3 – 6 barındıran hassas mide ve deri sağlığını destekleyen mamaları tercih etmek, tüy dökme sorunlarında büyük ölçüde yarar sağlayacaktır.

Kediler günlerinin büyük bölümlerinde dilleri yardımı ile kendi tüylerini taramaktan hoşlanırlar. Ve elbette bu durumda evinizde etrafta göreceğiniz tüylere ve tüy yumaklarına sebep olur. Kedinize destek olmak için, Tüy yumağı oluşumunu önleyici ve destekçi mamaları ve takviyeleri beslenme programlarına koyabilirsiniz. Antioksidanlar, yağsız proteinler ve omega 3 içeren besinler kedinizin tüy sağlığını korumada size yardımcı olacaktır. Mamaların içeriğindeki doğal lifler tüy yumağı oluşumunun önüne geçer ve diğer destekçi besinler de kedinizin genel sağlığını destekler.

Mama tercihi sırasında, evcil hayvanınızın neden tüy döktüğü de önemlidir. Alerji, stres ya da hastalıklara bağlı olan dökülmeler için temel beslenmenin dışına çıkarak, veteriner hekiminizin uygulayacağı beslenme programı çok daha destekleyici ve tedavi sonuçlu olacaktır. Parazitler, kedi ve köpeğinizin cilt yapısını bozarak tüy dökülmesini artırabilir ya da bazı hastalık durumlarında, cilt tedavisinin ötesinde, köpeğiniz veya kedinizin farklı klinik tedavilere ihtiyacı olabilir. Yaşadığınız sorunun değerlendirmesine göre mutlaka veteriner hekiminizden destek almayı unutmayın.

Kedi veya köpeğinizin tüy dökülmesinin arkasındaki nedenler önemlidir. Veterinerizin gözlemi ve tedavi planı bazen mama seçimlerinin ötesinde tedavi sonuçlu olacaktır. Veteriner hekim duruma göre aşağıdaki tedavileri uygulayabilir;

 

Mantar önleyici tedavi

Veteriner hekim parazit ya da saçkıran teşhisi yaparsa, tüy dökülmesinin önüne geçmek için parazit aşıları ya da mantar önleyici tedaviler uygulayacaktır.

Alerjiden korunmak için diyet planı

Alerjik bir cilt yapısına sahip evcil hayvanınız olabilir ve bu tip tedaviler normalden daha uzun sürecektir. Ancak veteriner dermatolog hekim yardımı ile, sorun teşhiz edilip, belirlenen gıdalardan uzaklaşması onlar ve size daha rahat bir yaşam verebilir.

 

Stresi azaltma planı

Kedi ve köpeklerde strese bağlı tüy dökme sorunları oldukça yaygındır. Boyle bir durumdan şüpheleniyorsanız, veteriner hekiminiz stres nedenini bulmada ve tedavide size yardımcı olabilecek tavsiyelerde bulunacaktır.

 

Hastalıkların Belirlenmesi

Bazı cilt problemleri ve tüy dökme sorunları, altta yatan başka ciddi rahatsızlıklardan kaynaklanıyor olabilir. Bu durumda en doğru teşhis ve tedaviyi veteriner hekim uygulayacaktır. Daha basit olarak kediler, eklemlerinde ya da mesanelerinde oluşan aşırı ağrı sebebiyle aşırı bakım uygulayabilir, Veteriner hekim bunun tespiti ile, kedinin basitçe ağrısını önleyerek, o bölgelerde tüy dökülmesinin de önüne geçecektir.

Elbette evcil hayvan sahipleri için basit ama temel çözüm olarak; deri ve tüy sağlığını destekleyici, bilimsel olarak formüle edilmiş bir mama tercihi, her iki tarafın da mutlu olmasını sağlayacaktır. Onların tüm sağlık bakımları çok değerlidir.


23/Kas/2022

Evcil dostunuz eklem ağrısı çekiyorsa, glukozaminin onun tedavisinde büyük destek olacağını duymuş olabilirsiniz. Glukozamin köpekler için en büyük destek takviyelerinden biridir. Size yardımcı olabilmek için, konu ile ilgili tüm bilgileri tek makale içerisinde toplamaya çalıştık.

 

Glukozamin Nedir?

Glukozamin, vücut tarafından doğal olarak üretilen bir şeker türüdür. Eklemlerde kıkırdak oluşumuna ve onarımına yardımcı olur. Kıkırdak, bir eklemdeki kemiklerin uçlarını kaplayan kaygan, şok emici dokudur. Kemiklerin bağlantı noktalarında, birbirleriyle rahat hareket etmesini sağlar.

Yani özetle, glukozamin, sağlıklı kıkırdak ve eklem fonksiyonunu korumak için gerekli olan glukoz (bir şeker) ve glutaminden (bir amino asit) doğal olarak oluşan bir bileşiktir. Kıkırdak matrisinin bir yapı taşıdır, kıkırdak hücrelerinin büyümesini uyarır ve ayrıca eklemleri yağlayan bir sıvıyı normalleştirdiği bilinmektedir.

Glukozamin köpeğinizin vücudu tarafından doğal olarak üretilir, ancak zamanla doğal üretimi eklem hasarını önlemede yetersiz kalır ve takviye edilmesi gerekir. Takviye içerikleri genellikle, karides, istiridye veya yengeç gibi bazı kabuklu deniz hayvanlarından elde edilir. Bu önemli besin maddesinin rezervini artırmaya yardımcı olur. Glukozamin, dejeneratif eklem hastalığı için bir tedavi olmasa da, köpeğinizin daha rahat hissetmesine ve daha uzun süre hareket halinde kalmasına yardımcı olabilir.

 

Kedi ve Köpekler için Glukozaminin Faydaları Nelerdir?

Zaman içinde vucütta azalan glukozamin üretimi, kedi ve köpeklerde ağrılı süreçlerin başlaması anlamına gelecektir. Gukozamin içerikli kedi ve köpek takviyeleri, onlar için mükemmel destekleyici ürünlerdir.

Genel olarak, araştırmalar glukozaminin:

*Kedi ve Köpeklerin daha konforlu hareket etmelerini sağlamak amacı ile, eklem noktalarına sıvı takviyesi sağlar.

*Eklem noktalarında itihap varsa, bu iltihabı azaltır. (Kronik iltihap, eklem düşmanıdır.)

*Artan ve konforlu hareket yetkinliği sağlar.

Tıpkı biz insalardaki gibi, kedi ve köpeklerde de kemik uçları amortisör görevi üstlenen ince ve süngerimsi bir kıkırdak tabakasıyla kaplıdır. Ve kemik ve kıkırdak çevresinde, kemik ve kıkırdak yapısının sağlıklı hareket etmesi için kaygalaştırıcı görevi gören Sinovyal Sıvı adında bir sıvı maddesi ile çevrilidir.

Bu durum devreye girdiğinde, travma ve basınç nedeniyle kıkırdak yapısı ve eklem sıvısı bozulur. Köpeğin hareket konforunu bitirir ve sert yürüyüş modeline ve ağrılı rahatsızlıklara sebep olur. Zaman içinde artarak kemiklerin birbirine sürtmesine ve bu durum da kemik uçlarında büyümeye neden olur. Sonuç olarak, siz köpeğinizin acı çektiğini ve zor hareket ettiğini gözlemlersiniz. Tam olarak bu noktada devreye glukozamin giriyor. Glukozamin takviyeleri sayesinde, kıkırdak büyümesini uyarmaya ve sıvıyı kalınlaştırmaya yardımcı olarak, eklem işlevinin sağlıklı şekilde ilerlemesine yardımcı olur. Bu sebeple, glukozamin takviyeleri kedi ve köpeklerin konforlu hareket kabiliyetlerini devam ettirmeleri için onlara mükemmel derecede destekçidir.

 

Evcil Hayvanımın Glukozamine İhtiyacı Var mı?

Kedi ve Köpeklerde artrit, ağrılı ve hareket güçlüğü etkisi yaratan bir süreçtir. Artritli köpeklerde, eklem içindeki kıkırdak zarar gördüğü için, kemiklerin birbirine sürtmesine neden olur.

Glukozamin desteği, kedi ve köpek artritiyle ilişkili ağrı ve hareket konforunu sağlamak isteyen evcil hayvan sahipleri için önemli bir bileşendir. Artrit, eklem hareketliliğini etkilen, topal harekete neden olan ve eklem iltihabı ile ilişkili bir eklem hastalığıdır. Artrit başlangıcı, enfeksiyona bağlı veya yaralanmalara bağlı gelişebilir. Eklem deformitesi, köpeğinizin aşırı kilolu olması gibi nedenlerle ya da köpeğin aşırı stresli olması gibi alttan yatan sebeplerden kaynaklanabilir. Her ne sebepten olursa olsun, zamanla bu durum kötüye gider ve köpeğiniz yaşlandıkça belirtiler kendini göstermeye başlar.

 

Köpeklerde ve Kedilerde Glukozamin İşe Yarar mı?

Glukozamin hali hazırda yıllardır, insanlar için eklem ağrısı tedavilerinde kullanılmaktadır. Ancak, elbette insan vücudu ve evcil hayvan vücudu birbirinden farklıdır. Çalışmalar sonucunda, glukozaminin kedi ve köpeklerde de işe yaradığının ve tedavi yöntemi olarak kullanabileceğini kanıtlamışlardır. Özellikle 2007 yılında yapılan büyük bir çalışma sonucunda, glukozamin takviyelerinin köpekler üzerinde bir kaç reçeteli ağrı kesici kadar etkili olduğu kanıtlanmak üzere 16 farklı klinik deney ile incelendi. 1960 ve 1999 yılları arasında yürütülmüş klinik deneyleri gözden geçiren başka bir çalışmada ise, gene elde edilen sonuçların kedi ve köpekler için de faydalı olabileceği sonucuna vardı.

 

En İyi Glukozamin Nedir?

Oral yolla verilen takviye modelleri, evcil hayvan sahiplerinin kedi ve köpeklerine glukozamin vermede kullandıkları ve en çok tercih ettikleri modeldir. Diğer bir takviye modeli enjeksiyondur. Enjekte edilebilen glukozamin olsa da, oral yolla olana nazaran bütçe olarak daha yüksek ve ulaşması daha zordur. Elbette, köpeğinizin tercihi de bu nokta da önemlidir. Yutma da güçlük çekildiği veya oral yolla kullandırılamadığı noktalarda, enjeksiyon tercih edilmek zorunda kalınabilir. Yarar ve faydaları sebebiyle, bazı mama markaları, içeriklerine glukozamin ekliyor ancak kullanılan seviye, tedavi veya ağrı kesme noktasında yetersiz kalacaktır. (köpeğin aşır ve aşırı mama tüketmesi gerekir.)

Oral takviye modelleri arasında, çiğnenebilir tabletler, sıvır formlar veya toz formlar mevcuttur. Hepsi eşit derecede etkilidir. Hangisi ile ilerleyeceğinize daha çok köpeğiniz karar verecek. Düzenli kullanıma istekli olması ve tüketebilir olması bu noktada çok önemli.

Burada değerlendirilmesi gereken önemli nokta, oral takviyede glukozamine ek olarak diğer hangi bileşenlerin bulunduğudur. Bu noktada veteriner hekiminizin önerisi ve tedavisi önemlidir.

 

Glukozamin Ne Kadar Kullanılır?

Yalnızca genel bir fikir vermek adına, kedi ve köpeklerin, her gün 25 kilo vücut ağırlığı başına 500 mg glukozamine ihtiyaçları vardır. Eğer glukozamin takviyesine ihtiyaç duyulan bir köpeğiniz varsa, köpeğin yaşı, vücut ağırlığı, cinsiyeti gibi bir çok faktör değerlendirme aşamasında önemlidir. Köpeğiniz için glukozamin dozu ayarlama noktasında, oluşabilecek semptomların değerlendirilmesi vb., kullanım program ve planı için en iyi kararı veteriner hekiminiz verecektir.

 

Glukozamin Güvenli mi?

Yapılan araştırmalar sonucunda, herhangi bir biçimde glukozamin kullanımının kedi ve köpekler için  pek bir yan etkisi gözlemlenmemiştir. Ancak, dikkat edilmesi gereken önemli nokta, uygulanacak takviyeye köpeğinizin göstereceği alerjik reaksiyonlardır. Olumsuz beklenebilecek reaksiyonlar arasında, kusma, ishal, yorgunluk, aşırı uyku hali veya nefes almada güçlük, artan idrara çıkma ve susuzluk izlenebilir. Bu tip durumlarda acilen veteriner hekime başvurmalısınız.

 

Glukozamin Vermeli miyim?

Glukozamin takviyesi, ağrılı eklem rahatsızlıklarında köpeğinizin yaşam kalitesinde ciddi farklar yaratabilir  ve gözlemlenen risk faktörleri oldukça azdır. Unutmayın ki evcil hayvanınızın bir numaralı savunucusu sizsiniz. Daha bilgili tartışma için, eğer köpeğinizde bu tip rahatsızlıklar izliyorsanız veteriner hekiminizden destek alın.

 

Acil bir durumda ne yapmalıyım?

İlacın aşırı dozdan veya olumsuz bir reaksiyondan şüpheleniyorsanız, derhal veteriner hekiminizi arayın. Eğer hekiminiz müsait değilse bile, bir acil durum tesisi ile iletişime geçmek için talimatlarını takip edin.

Bilgi almak için bizi arayabilirsiniz:


07/Kas/2022

Hepimiz köpeklerimizin etrafta koşturduğunu ve oynadığını sonra aniden arka bacaklarını kulağına kaldırıp kaşımak için çırpındığını gözlemleriz ya da kanepede uzanırken bir anda patilerinin arasındaki kürkü kemirebilir. Her iki durumda da köpeğinizin hoşuna gitmeyen kaşınma ihtiyacı olduğunu basitçe anlayabilirsiniz. Köpeklerde ara sıra kaşıntı normal kabul edilir ancak aşırı kaşıntı genellikle tüylü arkadaşınızda bir sorun olduğuna dair bir uyarı işaretidir. Köpeğiniz normalden daha fazla kaşınıyorsa pire veya deri enfeksiyonu gibi bir sorunu olabilir. Ama aynı zamanda egzama belirtisi de olabilir!

Tıpkı insanlar gibi tüylü arkadaşınız da egzamaya yakalanabilir ve bu, insanlarda görülen egzamaya nispeten benzer. Köpeklerde egzama da oldukça yaygındır, ancak çok az sayıda evcil hayvan sahibi, köpeklerinin bu kaşıntılı, rahatsız edici duruma sahip olabileceğinin farkındadır.

Köpeklerde (ve insanlarda) egzama, “atopik dermatit” klinik adıyla bilinir. Köpeklerde cilt rahatsızlıkları yaygındır ve atopik dermatit, veterinerler tarafından en sık görülenlerden biridir ve tüm köpeklerin %10-15’ini etkilediğine inanılmaktadır. Tıpkı insanlarda olduğu gibi, köpeklerde de egzama derilerini etkileyerek kaşıntı ve iltihaplanmaya neden olur. Aynı zamanda uzun süreli veya “kronik” bir durumdur, bu da köpeğinizin hayatı boyunca bu deri rahatsızlığını yaşayabileceği anlamına gelir.

Egzama yaşamı tehdit eden bir durum değildir, ancak köpeğiniz için çok rahatsız edicidir ve yaşam kalitesini etkileyecektir. Ayrıca, onları sağlıklarını riske atabilecek ikincil enfeksiyonlara karşı savunmasız bırakır.

KÖPEKLERDE EGZEMA NEDENLERİ NELERDİR?

Köpeklerde egzama genellikle alerjik reaksiyonun sonucu olan atopik dermatit ile bağlantılıdır. Bu, köpeğinizin yediği bir şeyin veya çevrede derisiyle temas eden bir şeyin alerjik reaksiyonu tetiklediği anlamına gelir. Alerjik reaksiyon, iltihaplanmaya neden olan aşırı aktif bağışıklık tepkisidir.

Enflamasyonun kendisi de rahatsız edicidir ve sıklıkla döküntüler ve çok kaşıntılı kuru ciltte ağrılı lekeler gibi semptomlara neden olur!

Köpeğiniz bu semptomlardan doğan kaşıntıyı hafifletmek için ağrılı noktalarını kaşır, ısırır ve yalar, ama bu cildi tahriş eder ve enfeksiyona neden olabilir. Enfeksiyon daha sonra iltihabı ve kaşıntıyı daha da kötüleştirir.

KÖPEKLERDE ALERJİ VE ATOPİK DERMATİTİN ORTAK NEDENLERİ:

Gıda alerjileri veya intoleransları

parazitler

Polen

Tahriş edici bitkilerle temas

Kimyasallara maruz kalma (ev temizleyicileri, böcek ilaçları vb.)

Kaşıntılı ve rahatsız edici cilt her zaman alerjilerin bir sonucu değildir, aynı zamanda çok sıcak veya çok soğuk havalardan da kaynaklanabilir. Tıpkı insanlarda olduğu gibi, bu durumlarda köpeğinizin cildi kuruyabilir ve kaşınabilir.

Egzamanın diğer bir yaygın nedeni enfeksiyonlardır ve bunlara virüs, bakteri veya mantar neden olabilir. Ne yazık ki, egzama ve ağrılı cildi kaşımak ikincil enfeksiyonlara yol açabilir, çünkü diğer kötü patojenler kırık cilt yoluyla vücuda girebilir.

Genetik, köpeklerde egzama nedeninde önemli bir rol oynar, çünkü ebeveynleri bu duruma sahipse bir köpeğin egzamaya sahip olması çok daha olasıdır.

Doğal Egzama İlaçları Nelerdir?

Etkilenen cildi tedavi etme süreci oldukça zaman alıcı olabilir, çünkü her yöntem altta yatan sorunu çözmek için uzun vadeli bir sürecin parçasıdır. Mümkün olduğu kadar çok canlıyı öldürmek için köpeğin iki günde bir sirke veya bitkisel solüsyonla yıkanması gerekir. Sonraki banyoları normalde olduğu gibi yaptırılabilir; bu da, kötü kokuların kalıcı olmasını önleme avantajına sahiptir.  Bir alerjinin nedenini belirlemek, veterinerin veya sahiplerinin köpeği olası uyaranlarla tanıştırmadan önce sıkı bir şekilde kontrol edilen bir ortama yerleştirmesini gerektirecektir. Alternatif olarak, köpeğin derisinin bir kısmı tıraş edilebilir ve meydana gelebilecek herhangi bir reaksiyonu ölçmek için farklı noktalara potansiyel alerjenler uygulanabilir. Son olarak, köpeğinizin hissettiği rahatsızlık için gerçek bir rahatlama önerisi olarak, etkilenen bölgeyi serin ve nemli tutup, sahibinin düzenli olarak, veteriner hekimin vereceği bir solüsyon uygulaması olacaktır. Köpeğin hapları reddetmeye başlamamasını sağlamak için, gıda takviyelerinin hayvanın normal öğünlerine dikkatlice karıştırılması önerilir.

Köpeklerde Doğal Egzama Tedavilerinin Etkinliği 

Genel anlamda, köpekerde doğal egzama ilaçlarının etkileri tatmin edici olma eğilimindedir, ancak bazı ırkların tedaviye karşı farklı seviyelerde alıcılığı olabilir. Farklı alerjenlere karşı bağışıklık geliştirmek diğerlerine göre daha zor olabileceğinden, bazen antihistaminik ilaçların kullanılmasını gerektirebilir ve herhangi bir etkinin kalıcılığı vakadan vakaya farklılık gösterir. Sentetik ilaçlar gibi alternatif tedaviler, bu tür ilaçların konsantre doğası nedeniyle bazı köpekler için daha iyi sonuçlar verebilir. Bununla birlikte, kullanılan ürünlerin köpeklerde kullanılmak üzere özel olarak formüle edildiğinden ve toksik buldukları maddeleri (çinko gibi) içermediğinden emin olmak önemlidir.

Köpeklerde Doğal Egzama Tedavisi

Egzama, başarıyla tedavi edildikten sonra, cildin iyileşmesini sağlamak için köpeğin kısa bir dinlenme süresine ihtiyacı olacaktır. Derinin gerçekten tahriş olduğu ve yaraların oluştuğu durumlarda, enfeksiyon kapma olasılığını azaltmak için köpeğin açık hava aktivitelerini kısıtlamak ihtiyatlı olabilir. Bu durumun nedeninin köpeğin mamasında bulunan bir alerjen olduğu tespit edilirse, belirli öğünlerin aşamalı olarak yavaş yavaş kesilmesi için birkaç hafta verilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Tedavi tatmin ediciyse, veteriner genellikle bir takip randevusu almayı gerekli görmez, ancak kötü görünen ve tahriş olmuş cilt gibi komplikasyonlar kliniğe tekrar ziyaret gerektirebilir.

Köpeklerde Doğal Egzama Tedavilerinin Maliyeti

Yulaf ezmesi, biberiye veya papatya gibi malzemelerin genellikle fiyatları uygun olduğu için, egzama tedavisinde doğal ilaçların çoğunun maliyeti minimumdur. Ek olarak, çoğu bitkiyi kendi bahçenizde yetiştirebilir, bu da hem erişim kolaylığı sağlar hem de mali yükü daha da azaltır. Omega yağları ve iyot gibi hap şeklinde bulunabilen takviyeler genellikle biraz daha pahalıya mal olur. Bunlar, insan yapımı nemlendiriciler ve ilaçlarla aynı harcama düzeyinde olmayacak olsa da, bir şişe yüksek kaliteli köpeğe özgü ürün (steroid krem gibi) için bitkisel olan ürünlerin giderine nazaran yüksek maliyetli bütçe hesaplanabilir. Bununla birlikte, sentetik bir seçenek daha hızlı sonuçlar verebilir, bu nedenle ciddi durumlarda paraya değebilir. Ve her durumda veteriner hekiminizden destek almayı unutmayın.

Köpeklerde Egzama için Doğal  Çözümlerindeki Önemli Hususlar

Egzama için doğal ilaçlar genellikle oldukça etkili olsa da, birçok sahip, sentetik alternatiflerden daha az etkili olabileceğinden endişe ediyor.  Bu bir dereceye kadar doğrudur, çünkü ciddi bir egzama vakasını çözmek için hızlı etkili ve güçlü bir çözüme ihtiyaç duyabilir. Daha zayıf bir tedavi yönteminin fazla bir etkisi olmayabilir, potansiyel olarak akarların ve pirelerin daha fazla hasara ve tahrişe neden olarak enfeksiyon riskini artırmasına izin verir.  Köpeğiniz için doğal bir çarenin uygun yaklaşım olduğundan emin olmak için, bir tedaviye karar vermeden önce bir veterinere danışmak her zaman akıllıca olacaktır.

Köpeklerde Egzamayı Önlemenin Yolları

Köpeğinizi egzamadan korunmasına yardımcı olmak için atılabilecek birkaç temel adım vardır.  Bunlardan ilki, mümkün olduğu kadar gıdalarına herhangi bir tür tahıl koymaktan kaçınmaktır. Bu bitkiler insan beslenmesinin temel bir parçasını oluştursalar da, özellikle köpeklerin bağırsaklarını tahriş edebilirler ve sonuçta cilt sorunlarına neden olan yetersiz beslenme ve alerjik reaksiyonlarla sonuçlanabilecek bir dizi sindirim sorununa neden olabilirler. Aynı zamanda, havadaki yüksek polen seviyelerine bir tepki olarak, durumun ilkbaharda kendini göstermesi de biraz yaygındır. Sahipler, akşamları geç saatlerde ve sabah erken saatlerde köpeği gezdirerek, gündüzleri bitkiler tarafından salınan çok miktarda polenle karşılaşmaktan koruyabilirler.  Benzer şekilde, kış aylarındaki soğuk hava, havadaki kuruluk nedeniyle durumu tetikleyebilir. köpeğinizin sorunlu cilt bölgelerini nemli tutarak egzamanın alevlenmesini önleyebilirsiniz. Ve son olarak her zaman bir veteriner hekimden destek almak, sizi en doğru tedaviye ulaştıracaktır.

 






Dr. Pati ® Üsküdar Veteriner Kliniği

Biz Kimiz?

Dr. Pati ® Üsküdar Veteriner Kliniği, diğer bölgelerdeki klinik tecrübelerindeki hizmet kalitesini Üsküdar’da devam ettirmek için kurulmuştur.


HIZLICA ARAYIN

0533 498 96 62



ZİYARET EDİN

Barbaros Mah. Nuhkuyusu Cad. No:76 Üsküdar



Sosyal Hesaplarımızı Takip Edin



Copyright by Dr. Pati ® 2020.    KVK Aydınlatma Metni