Veteriner Sağlık Rehberi

Pati kurtaran pratik bilgiler


11/Eyl/2024

Evcil hayvanlarımız, hayatımızın önemli bir parçasıdır ve onların sağlığını korumak, uzun ve mutlu bir yaşam sürmelerini sağlamak için doğru beslenme büyük önem taşır. Son dönemde popülerleşen “çiğ beslenme diyeti”, özellikle köpeklerde çiğ beslenme ve kedilerde çiğ beslenme tercihleri, doğal ve sağlıklı bir beslenme yöntemi olarak öne çıkıyor. Bu rehberde, çiğ beslenme diyetinin avantajlarını, risklerini ve uygulama yöntemlerini detaylı bir şekilde ele alacağız.

Çiğ Beslenme Diyeti Nedir?

Çiğ beslenme diyeti, işlenmemiş, çiğ et, kemik, organlar, sebze ve meyvelerden oluşan bir beslenme planıdır. Bu diyetin temel amacı, evcil hayvanların doğal beslenme alışkanlıklarına uygun bir biçimde beslenmesini sağlamaktır. Çiğ beslenme diyetinin savunucuları, bu yöntemin daha sağlıklı bir sindirim sistemi, daha parlak tüyler, daha yüksek enerji seviyeleri ve genel sağlıkta iyileşmeler sağladığını iddia eder.

Çiğ Beslenme Diyetinin Faydaları

Doğal ve İşlenmemiş Gıdalar

Çiğ beslenme diyeti, evcil hayvanlara katkı maddeleri içermeyen, doğal ve taze besinlerle beslenme fırsatı sunar. Bu da onların sindirim sağlığına, bağışıklık sistemine ve genel sağlığına katkı sağlayabilir.

Sağlıklı Sindirim Sistemi

Çiğ gıdaların sindirimi, birçok evcil hayvan için işlenmiş gıdalardan daha kolaydır. Özellikle köpeklerde çiğ beslenme, sindirim sistemi üzerinde olumlu etkiler gösterir. Bununla birlikte, kedilerde çiğ beslenme de doğal besinler sayesinde bağırsak sağlığını destekler.

Diş Sağlığını Destekler

Çiğ et ve kemik, dişlerin doğal yollarla temizlenmesine yardımcı olur. Bu, evcil hayvanlarda diş taşı oluşumunu engellerken ağız kokusunu da azaltabilir.

Enerji Seviyelerinin Artması

Çiğ beslenme diyeti, evcil hayvanların daha yüksek enerji seviyelerine sahip olmasına yardımcı olabilir. Bu da onları daha aktif ve zinde hale getirir.

Daha Parlak Tüyler ve Sağlıklı Cilt

Çiğ beslenme, evcil hayvanların tüylerinin daha parlak ve sağlıklı görünmesini sağlar. Ayrıca cilt sağlığını da olumlu etkiler.

Çiğ Beslenme Diyetinin Riskleri

Dengeli Beslenme Zorluğu

Çiğ beslenme diyetinin en büyük risklerinden biri, evcil hayvanın tüm besin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde dengeli bir diyet planlamakta yaşanan zorluktur. Örneğin, kedilerde çiğ beslenme sırasında taurin eksikliği gibi hayati öneme sahip besin maddelerinin eksikliği yaşanabilir.

Gıda Güvenliği Sorunları

Çiğ etlerde bulunan Salmonella ve E. coli gibi zararlı bakteriler, hem evcil hayvanlar hem de evdeki insanlar için sağlık riski oluşturabilir. Bu nedenle, hijyen ve gıda güvenliği konularına dikkat edilmelidir.

Hiç Merak ettiniz mi? Kediler Neden Yıkanmaz?

Maliyet

Çiğ beslenme diyeti, hazır mamalara göre daha maliyetli olabilir. Ayrıca bu diyeti uygulamak için daha fazla hazırlık ve depolama alanı gerekebilir.

Köpeklerde Çiğ Beslenme

Köpeklerde çiğ beslenme, onların doğal avcı içgüdülerine uygun bir beslenme şekli olduğu için oldukça popülerdir. Köpekler, çiğ et ve kemikleri sindirme kapasitesine sahip olduklarından bu diyet, onların sindirim sistemi için faydalı olabilir. Ancak, diyetin dengeli ve besleyici olduğundan emin olunmalıdır. Çiğ etin yanı sıra sebze ve meyveler de köpeklerin ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri sağlamak için diyete dahil edilmelidir.

Köpeklerde Çiğ Beslenme İçin Önemli İpuçları:

  1. Kemik Seçimi: Yumuşak, kırılmayan çiğ kemikler tercih edilmelidir. Pişmiş kemikler kırılabilir ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
  2. Organ Etleri: Organ etleri, köpeklerin sağlıklı kalması için gerekli vitamin ve mineralleri sağlar. Ancak, aşırı tüketiminden kaçınılmalıdır.
  3. Sebzeler: Lif ve vitamin açısından zengin sebzeler eklenmelidir. Ancak, soğan ve sarımsak gibi köpekler için toksik olan gıdalardan kaçınılmalıdır.

Kedilerde Çiğ Beslenme

Kediler zorunlu etobur oldukları için, çiğ beslenme diyetinde özellikle hayvansal proteinler hayati önem taşır. Kedilerde çiğ beslenme, doğal olarak hayvansal proteinlerin yoğun olduğu bir diyeti tercih eden kedi sahipleri için cazip bir seçenektir. Ancak, kedilerin taurin gibi amino asitlere olan ihtiyacı göz ardı edilmemelidir.

Kedilerde Çiğ Beslenme İçin Dikkat Edilmesi Gerekenler:

  1. Taurin: Taurin, kedilerin sağlıklı kalabilmesi için olmazsa olmazdır. Yeterli taurin almak için diyetin kas etleriyle zenginleştirilmesi gereklidir.
  2. A vitamini: Kediler, A vitaminini bitkisel gıdalardan elde edemez. Bu nedenle, karaciğer gibi hayvansal kaynaklardan A vitamini almaları gerekir.
  3. Kemik Tüketimi: Kedilerde kemik çiğneme ihtiyacı daha az olsa da, küçük ve yumuşak kemikler onların diş sağlığına katkıda bulunabilir.

Çiğ Beslenme Diyetine Geçiş

Çiğ beslenme diyetine geçerken yavaş ve kademeli bir geçiş süreci uygulanmalıdır. Ani değişiklikler, evcil hayvanınızda sindirim problemlerine yol açabilir. Veteriner hekiminizin tavsiyelerini alarak bir geçiş planı oluşturmak en doğru yaklaşım olacaktır.

Çiğ Beslenme Diyetine Geçişte Dikkat Edilmesi Gerekenler:

  • Yavaş ve Kademeli Geçiş: Evcil hayvanınızın yeni besinlere uyum sağlaması zaman alabilir, bu yüzden aşamalı bir geçiş yapılmalıdır.
  • Veteriner Kontrolü: Evcil hayvanınızın sağlık durumu ve ihtiyaçları çiğ beslenme diyetine uygun mu, bunu veteriner hekiminize danışmalısınız.

Çiğ Beslenme Diyetinde Gıda Güvenliği

Çiğ besinler, zararlı bakteriler barındırabileceğinden, güvenilir kaynaklardan temin edilmeli ve hijyen kurallarına uyularak hazırlanmalıdır. Çiğ gıdaları hazırlarken ellerinizi sık sık yıkayın, kapları ve yiyeceklerin temas ettiği yüzeyleri iyice temizleyin.

Evcil hayvanlar için çiğ beslenme diyeti, doğru uygulandığında sağlık açısından birçok fayda sağlayabilir. Özellikle köpeklerde çiğ beslenme ve kedilerde çiğ beslenme gibi farklı türlere özel olarak uyarlanmış diyetler, onların doğal beslenme ihtiyaçlarına yanıt verebilir. Ancak, diyetin dengeli olması, hijyen kurallarına dikkat edilmesi ve veteriner hekiminizin yönlendirmelerine uyulması çok önemlidir.

Evcil hayvanınız için çiğ beslenme diyetine başlamadan önce bir veteriner hekime danışmanız, doğru bilgi ve rehberlik almanızı sağlayarak, onların sağlığını en iyi şekilde korumanıza yardımcı olacaktır.

Önemli NOT: Bu içerik sadece bilgi vermek içindir. Teşhis ve tedavide kullanılamaz. 


29/Ağu/2024

Kedilerde astım, aynı zamanda feline astım veya alerjik bronşit olarak da bilinir, kedilerin solunum yollarını etkileyen kronik bir inflamatuar hastalıktır. Bu rahatsızlık, kedilerin solunum yollarında daralmaya ve iltihaplanmaya neden olarak nefes almalarını zorlaştırır. Astım, her yaştan kediyi etkileyebilir, ancak genellikle 2 ila 8 yaş arasındaki kedilerde daha sık görülür. Bu kapsamlı rehberde, kedilerde astımın belirtilerini, nedenlerini, tanı yöntemlerini, tedavi seçeneklerini ve korunma yollarını detaylı bir şekilde ele alacağız.

Kedilerde Astım Nedir?

Kedilerde astım, solunum yollarındaki aşırı duyarlılığın neden olduğu bir hastalıktır. Alerjenlere (toz, polen, küf, sigara dumanı gibi) maruz kalan kedinin bağışıklık sistemi, bu maddelere karşı aşırı tepki verir. Bu tepki, solunum yollarında daralmaya, mukus üretiminde artışa ve iltihaplanmaya yol açar. Sonuç olarak, kedi nefes almakta zorlanır ve öksürük gibi solunum sorunları yaşar.

Kedilerde Astım Belirtileri

Kedilerde astım belirtileri, hastalığın şiddetine ve kedinin bireysel özelliklerine bağlı olarak değişebilir. En yaygın belirtiler şunlardır:

  • Öksürük: Kedilerde astımın en belirgin semptomu öksürüktür. Öksürük genellikle kuru ve hırıltılıdır ve özellikle geceleri veya fiziksel aktivite sonrası daha sık görülür.
  • Hızlı ve Zor Nefes Alma: Astımlı kediler, nefes almak için daha fazla çaba harcarlar. Nefes alırken göğüs ve karın kaslarını daha fazla kullanırlar ve nefes alma hızları artar.
  • Nefes Darlığı: Kediniz nefes almakta güçlük çekiyorsa, açık ağız solunumu yapabilir veya nefes almak için boynunu uzatabilir.
  • Hırıltılı Solunum: Solunum yollarındaki daralma nedeniyle, kedinizin nefes alırken hırıltılı veya ıslık gibi sesler çıkarması mümkündür.
  • Mavi veya Mor Renkli Diş Etleri: Şiddetli astım atakları sırasında, kedinizin diş etleri oksijen yetersizliği nedeniyle mavi veya mor renk alabilir. Bu durum acil veteriner müdahalesi gerektirir.
  • Letarji ve Halsizlik: Astım, kedinizin enerji seviyesini düşürebilir ve onu halsiz ve isteksiz hale getirebilir.
  • İştahsızlık: Nefes almakta zorlanan kediler yemek yemekte isteksiz olabilirler.
  • Kilo Kaybı: Kronik astım, kedinizin kilo kaybetmesine neden olabilir.
  • Kusma: Bazı kediler, öksürük nöbetleri sırasında kusabilirler.

Önemli Not: Yukarıdaki belirtilerden herhangi birini fark ederseniz, derhal veterinerinize başvurmanız önemlidir. Erken teşhis ve tedavi, kedinizin yaşam kalitesini artırır ve ciddi komplikasyonları önler.

Kedilerde Astım Nedenleri

Kedilerde astımın kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, alerjenlere maruz kalmanın hastalığın gelişiminde önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Yaygın alerjenler şunlardır:

  • Ev Tozu Akarları: Ev tozu akarları, kedilerde en yaygın alerjenlerden biridir. Bu mikroskobik canlılar, halı, yatak takımları, mobilyalar ve diğer ev eşyalarında bulunur.
  • Polen: Polen, ağaçlar, çimenler ve diğer bitkiler tarafından üretilen küçük taneciklerdir. Özellikle bahar ve yaz aylarında havada yoğun olarak bulunur.
  • Küf: Küf, nemli ortamlarda gelişen bir mantar türüdür. Banyo, mutfak ve bodrum gibi alanlarda yaygın olarak bulunur.
  • Sigara Dumanı: Sigara dumanı, kedilerde solunum yolu tahrişine ve astım semptomlarının kötüleşmesine neden olabilir.
  • Parfüm ve Temizlik Ürünleri: Güçlü kokulu parfüm, oda spreyleri ve temizlik ürünleri, kedilerde solunum yolu hassasiyetine ve astım ataklarına yol açabilir.
  • Kedi Kumu: Bazı kedi kumları, özellikle tozlu olanlar, kedilerde solunum yolu tahrişine ve astım semptomlarının alevlenmesine neden olabilir.

Kedilerde Astım Tanısı

Veterineriniz, kedinizin tıbbi geçmişini, fiziksel muayene bulgularını ve çeşitli testleri değerlendirerek astım tanısı koyabilir. Tanıya yardımcı olabilecek testler şunlardır:

  • Röntgen: Göğüs röntgeni, akciğerlerdeki değişiklikleri (hava yollarında genişleme, akciğer dokusunda kalınlaşma gibi) ve diğer olası solunum yolu hastalıklarını dışlamak için kullanılır.
  • Kan Testleri: Kan testleri, alerji veya enfeksiyon gibi astıma benzer semptomlara neden olabilecek diğer durumları ekarte etmek için yapılır.
  • Bronkoskopi: Bronkoskopi, solunum yollarının içini görselleştirmek için kullanılan bir prosedürdür. Bu yöntem, hava yollarındaki iltihaplanma ve mukus birikimini değerlendirmek için kullanılabilir.
  • Alerji Testleri: Alerji testleri, kedinizin hangi alerjenlere karşı duyarlı olduğunu belirlemek için yapılabilir. Bu bilgi, alerjenlerden kaçınma ve tedavi planlaması için önemlidir.

Kedilerde Astım Tedavisi

Kedilerde astım tedavisi, semptomları kontrol altına almaya, inflamasyonu azaltmaya ve solunum yollarını açmaya odaklanır. Tedavi seçenekleri şunları içerir:

  • Bronkodilatörler: Bronkodilatör ilaçlar, solunum yollarındaki kasları gevşeterek nefes almayı kolaylaştırır. Genellikle inhaler veya nebulizatör yoluyla uygulanır.
  • Kortikosteroidler: Kortikosteroidler, solunum yollarındaki iltihaplanmayı azaltır ve astım semptomlarını kontrol altına almaya yardımcı olur. Oral tabletler, enjeksiyonlar veya inhaler yoluyla verilebilir.
  • Antihistaminikler: Antihistaminikler, alerjik reaksiyonları hafifletmeye ve astım semptomlarını azaltmaya yardımcı olabilir.
  • Oksijen Tedavisi: Şiddetli astım atakları sırasında, kedinize oksijen tedavisi uygulanabilir.
  • Alerjenlerden Kaçınma: Kedinizin hangi alerjenlere karşı duyarlı olduğunu belirledikten sonra, bu alerjenlerden kaçınmak için önlemler almanız önemlidir. Örneğin, ev tozu akarlarına karşı duyarlıysa, hipoalerjenik yatak takımları kullanabilir ve halıları sık sık temizleyebilirsiniz.
  • Çevresel Kontrol: Evinizde sigara içmekten kaçının, güçlü kokulu temizlik ürünlerini kullanmayın ve kedinizin yaşam alanını temiz ve tozsuz tutun.
  • Kilo Kontrolü: Fazla kilolu kedilerde astım semptomları daha şiddetli olabilir. Kedinizin ideal kilosunu korumasına yardımcı olun.
  • Stres Yönetimi: Stres, astım semptomlarını kötüleştirebilir. Kedinizin stresini azaltmak için ona güvenli ve rahat bir ortam sağlayın.

Kedilerde Astımdan Korunma

Kedilerde astımı tamamen önlemek mümkün olmasa da, aşağıdaki önlemler hastalığın gelişim riskini azaltmaya ve semptomların kontrol altında tutulmasına yardımcı olabilir:

  1. Alerjenlerden Kaçınma: Kedinizin hangi alerjenlere karşı duyarlı olduğunu belirledikten sonra, bu alerjenlerden kaçınmak için adımlar atın.
  2. Temiz Bir Ev Ortamı: Evinizi düzenli olarak temizleyin ve tozsuz tutun. Halıları sık sık süpürün, yatak takımlarını sıcak suda yıkayın ve mobilyaları düzenli olarak temizleyin.
  3. Hava Kalitesini İyileştirme: HEPA filtreli bir hava temizleyici kullanarak evinizdeki hava kalitesini iyileştirebilirsiniz.
  4. Sigara Dumanından Uzak Durun: Evinizde veya kedinizin yakınında sigara içmekten kaçının.
  5. Güçlü Kokulu Ürünlerden Kaçının: Parfüm, oda spreyleri ve güçlü kokulu temizlik ürünlerini kullanmaktan kaçının.
  6. Düşük Tozlu Kedi Kumu Kullanın: Tozsuz kedi kumları, kedinizin solunum yollarını tahriş etme olasılığı daha düşüktür.
  7. Düzenli Veteriner Kontrolleri: Kedinizi düzenli veteriner kontrollerine götürerek astım gibi sağlık sorunlarının erken teşhis ve tedavisini sağlayabilirsiniz.
  8. Stres Yönetimi: Kedinizin stresini azaltmak için ona güvenli ve rahat bir ortam sağlayın. Stres, astım semptomlarını tetikleyebilir veya kötüleştirebilir.
  9. Obeziteyi Önleyin: Fazla kilolu kedilerde astım semptomları daha şiddetli olabilir. Kedinizin ideal kilosunu korumasına yardımcı olun.

    Sıkça Sorulan Sorular

    1. Kedilerde astım insanlara bulaşır mı?

    Hayır, kedilerde astım insanlara bulaşmaz. Astım, alerjenlere karşı gelişen bir bağışıklık sistemi tepkisidir ve bulaşıcı değildir.

    2. Kedim astım teşhisi konulduktan sonra ne kadar yaşayabilir?

    Kedilerde astım, uygun tedavi ve yönetim ile kontrol altına alınabilen kronik bir hastalıktır. Kedinizin yaşam süresi, hastalığın şiddetine, tedaviye yanıtına ve genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. Birçok kedi, astımla birlikte uzun ve mutlu bir yaşam sürdürebilir.

    3. Kedilerde astım atakları nasıl önlenir?

    Kedilerde astım ataklarını önlemek için şunları yapabilirsiniz:

    • Alerjenlerden kaçının.
    • Evinizi temiz ve tozsuz tutun.
    • Hava kalitesini iyileştirin.
    • Sigara dumanından uzak durun.
    • Güçlü kokulu ürünlerden kaçının.
    • Kedinizin ideal kilosunu korumasına yardımcı olun.
    • Stresini azaltın.
    • Veterinerinizin önerdiği ilaçları düzenli olarak kullanın.

    4. Kedilerde astım için doğal tedavi yöntemleri var mı?

    Bazı doğal tedavi yöntemleri, kedilerde astım semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir. Ancak, bu yöntemleri uygulamadan önce veterinerinize danışmanız önemlidir. Bazı doğal tedavi seçenekleri şunlardır:

    • Omega-3 yağ asitleri takviyeleri
    • Probiyotikler
    • N-asetilsistein (NAC)
    • Bal

    5. Kedim astım ilacı kullanırken nelere dikkat etmeliyim?

    Kediniz astım ilacı kullanırken, veterinerinizin talimatlarına tam olarak uymanız önemlidir. İlaçları doğru dozda ve zamanda verdiğinizden emin olun. Ayrıca, olası yan etkiler konusunda veterinerinizi bilgilendirin.

    6. Kedilerde astım genetik midir?

    Kedilerde astımın genetik bir yatkınlığı olduğu düşünülmektedir. Ancak, çevresel faktörler de hastalığın gelişiminde önemli bir rol oynar.

    7. Kedilerde astım hangi ırklarda daha sık görülür?

    Siyam ve Himalaya kedileri gibi bazı kedi ırklarının astıma daha yatkın olduğu görülmektedir. Ancak, astım her ırktan kediyi etkileyebilir.

    8. Kedilerde astımın tedavisi var mı?

    Kedilerde astımın kesin bir tedavisi yoktur, ancak semptomlar ilaçlar, yaşam tarzı değişiklikleri ve çevresel kontrol ile yönetilebilir.

    9. Kedim astım krizi geçirirse ne yapmalıyım?

    Kediniz astım krizi geçirirse, derhal veterinerinize başvurmalısınız. Bu durum acil müdahale gerektirebilir.

10. Kedilerde astımın diğer solunum yolu hastalıklarından farkı nedir?

Kedilerde astım, alerjenlere karşı gelişen bir bağışıklık sistemi tepkisidir. Diğer solunum yolu hastalıkları ise enfeksiyonlar, tümörler veya yabancı cisimler gibi farklı nedenlere bağlı olabilir. Veterineriniz, kedinizin semptomlarını değerlendirerek doğru tanı koyabilir ve uygun tedaviyi önerebilir.

Kedilerde astım, kedilerin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilen kronik bir hastalıktır. Ancak, erken teşhis, uygun tedavi ve yönetim ile kediler astımla birlikte mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilirler. Kedinizde astım belirtileri fark ederseniz veya astım teşhisi konulduysa, veterinerinizle yakın işbirliği içinde çalışarak kedinizin sağlığını koruyabilir ve yaşam kalitesini artırabilirsiniz.

Önemli Not: Bu içerik sadece bilgi vermek için hazırlanmıştır, teşhis ve tedavide kullanılamaz. 


19/Ağu/2024

Tüylü dostlarımızın sağlığı ve mutluluğu, her kedi sahibinin önceliğidir. Kısırlaştırma, kedilerimiz için alabileceğimiz en sorumlu kararlardan biri olsa da, bu konuyla ilgili doğru olmayan bilgiler ve şehir efsaneleri de ortalıkta dolaşmaktadır. Bu kapsamlı rehber, kedinizin kısırlaştırılmasıyla ilgili tüm gerçekleri ve efsaneleri aydınlatarak, bilinçli bir karar vermenize yardımcı olmayı amaçlamaktadır.

Kısırlaştırma: Temel Bilgiler

Kısırlaştırma, kedilerin üreme yeteneğini ortadan kaldıran cerrahi bir müdahaledir. Dişi kedilerde “overiohisterektomi” (yumurtalıkların ve rahmin alınması), erkek kedilerde ise “orşiektomi” (testislerin alınması) olarak adlandırılır. Her iki işlem de genel anestezi altında gerçekleştirilir ve genellikle aynı gün içerisinde taburcu olunabilir. Üsküdar veteriner dr. pati’yi kısırlaştırma hakkında arayarak bilgi alabilirsiniz.

Kısırlaştırmanın Kedinize ve Topluma Faydaları

  • İstenmeyen Gebelikler ve Popülasyon Kontrolü: Kısırlaştırmanın en belirgin faydası, istenmeyen gebelikleri önleyerek kedi popülasyonunun kontrol altında tutulmasına yardımcı olmasıdır. Bu, sokaklarda yaşayan kedi sayısını azaltarak onların daha sağlıklı ve güvenli bir yaşam sürmelerine katkıda bulunur.
  • Sağlık Faydaları: Kısırlaştırma, kedilerde çeşitli sağlık sorunlarının riskini azaltır. Dişi kedilerde meme tümörleri, rahim enfeksiyonları, yumurtalık kistleri ve piyometra (rahim iltihabı) gibi ciddi hastalıkların önüne geçilir. Erkek kedilerde ise testis kanseri, prostat sorunları ve perianal tümörler gibi riskler ortadan kalkar.
  • Davranışsal Faydaları: Kısırlaştırma, kedilerin bazı istenmeyen davranışlarını azaltabilir veya tamamen ortadan kaldırabilir. Erkek kedilerde bölge işaretleme (idrar püskürtme), kavga etme, agresif davranışlar ve kaçma eğilimi azalırken, dişi kedilerde çiftleşme dönemindeki huzursuzluk, miyavlama, sürtünme ve kaçma gibi davranışlar ortadan kalkar. Bu da hem kedinizin hem de sizin yaşam kalitenizi artırır.

Kısırlaştırma Hakkında Yaygın Efsaneler ve Çürütülen Yanılgılar

  • Efsane: Kısırlaştırma, kedimin kişiliğini değiştirir ve onu mutsuz eder.

  • Gerçek: Kısırlaştırma, kedinizin temel kişiliğini değiştirmez. Hormonların etkisiyle ortaya çıkan bazı davranışlar ortadan kalkabilir, ancak kedinizin oyunculuğu, sevecenliği ve size olan bağlılığı aynı kalır. Hatta kısırlaştırma sonrası daha sakin ve mutlu bir kediye sahip olabilirsiniz.

  • Efsane: Kedimin kilo almasına neden olur.

  • Gerçek: Kısırlaştırma sonrası kedinizin metabolizması yavaşlayabilir, ancak kilo alması kaçınılmaz değildir. Uygun bir diyet, porsiyon kontrolü ve düzenli egzersiz ile kedinizin ideal kilosunu korumasına yardımcı olabilirsiniz. Veteriner hekiminizden kilo yönetimi konusunda tavsiye alabilirsiniz.

  • Efsane: Kedimin avlanma içgüdüsünü kaybetmesine neden olur.

  • Gerçek: Kısırlaştırma, kedinizin avlanma içgüdüsünü etkilemez. Kediniz hala oyun oynamayı, oyuncakları kovalamayı ve hatta avlanmayı sevecektir. Bu içgüdü, kısırlaştırma ile ortadan kalkmaz.

  • Efsane: Kedimin kısırlaştırılması için çok genç/yaşlı.

  • Gerçek: Kediler genellikle 6 aylıkken kısırlaştırılabilirler. Hatta bazı veteriner hekimler, daha erken kısırlaştırmayı da uygun görebilir. Yaşlı kedilerde ise kısırlaştırma öncesi veteriner hekim kontrolü önemlidir ve genel sağlık durumu değerlendirilerek karar verilir.

  • Efsane: Kısırlaştırma pahalı bir işlemdir ve bütçemi zorlar.

  • Gerçek: Kısırlaştırma maliyeti, yaşadığınız bölgeye, veteriner kliniğine ve kedinizin cinsiyetine göre değişebilir. Ancak, uzun vadede kısırlaştırma, istenmeyen gebelikler, doğum komplikasyonları ve üreme sistemiyle ilgili sağlık sorunları nedeniyle oluşabilecek maliyetlerden sizi koruyabilir. Ayrıca, birçok belediye ve hayvan koruma derneği, kısırlaştırma kampanyaları ve indirimli hizmetler sunmaktadır.

Kısırlaştırma Sonrası Bakım: İyileşme Sürecine Destek

Kısırlaştırma sonrası kedinizin hızlı ve sorunsuz bir şekilde iyileşmesi için veteriner hekiminizin talimatlarına harfiyen uyun. Kedinizin dinlenmesine izin verin, yarasını temiz ve kuru tutun, önerilen ilaçları düzenli olarak kullanın ve aktivitelerini sınırlayın. Veteriner hekiminizin belirlediği kontrol randevularına mutlaka gidin.

Kısırlaştırma hizmetimiz hakkında bilgi edinmek için kedi kısırlaştırma sayfamızı veya köpek kısırlaştırma sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Sevgi Dolu Bir Karar

Kısırlaştırma, kedinizin sağlığı, mutluluğu, refahı ve yaşam kalitesi için alabileceğiniz en önemli ve sevgi dolu kararlardan biridir. Kısırlaştırma hakkında doğru bilgiye sahip olmak, bilinçli bir karar vermenize ve tüylü dostunuzla daha sağlıklı, mutlu ve uzun bir yaşam paylaşmanıza yardımcı olacaktır. Unutmayın, veteriner hekiminiz kısırlaştırma ve kedi sağlığı konusunda en güvenilir kaynağınızdır. Herhangi bir sorunuz veya endişeniz varsa, veteriner hekiminizle iletişime geçmekten çekinmeyin.

Bu makale, kedinizin kısırlaştırılmasıyla ilgili efsaneleri ve gerçekleri ele alarak, doğru bilgiye dayalı bir karar vermenize yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Kısırlaştırma, kedinizin sağlığı ve mutluluğu için atabileceğiniz en önemli adımlardan biridir.

Unutmayın: Bu makaledeki bilgiler genel bilgilendirme amaçlıdır ve veteriner hekim tavsiyesi yerine geçmez. Kedinizin sağlığıyla ilgili herhangi bir sorunuz veya endişeniz varsa, veteriner hekiminize danışın.

Bir önceki içeriğimizde yavru kedilerde kısırlaştırma konusu ele aldık.


17/Ağu/2024

Yavru kediler, o sevimlilikleri, oyunculukları ve enerjileriyle evlerimize neşe getiren minik canlardır. Onların sağlıklı, mutlu ve uzun bir yaşam sürmeleri için ise sorumluluk sahibi her kedi ebeveyninin alması gereken bazı önemli kararlar vardır. Bu kararların başında da yavru kedi kısırlaştırma gelir. Üsküdar veteriner kliniği dr. pati olarak sizlere bu içeriğimizde yavru kedi kısırlaştırma hakkında bilgiler vereceğiz.

Kısırlaştırma Nedir ve Neden Önemlidir?

Kısırlaştırma, kedilerin üreme yeteneklerini ortadan kaldıran cerrahi bir işlemdir. Dişi kedilerde yumurtalıkların ve genellikle rahmin, erkek kedilerde ise testislerin alınmasıyla gerçekleştirilir. Bu işlem, kedilerin yaşam kalitesini artıran birçok fayda sağlar ve istenmeyen gebeliklerin önüne geçmenin en etkili yoludur.

Yavru Kedi Kısırlaştırma: Neden Gereklidir?

  • İstenmeyen Gebelikleri Önler:

    Her yıl milyonlarca kedi, barınaklarda yer bulmakta zorlanır veya sokaklarda zorlu koşullarda yaşamak zorunda kalır. Kısırlaştırma, bu sorunun çözümünde kritik bir rol oynar.

Kedi Kısırlaştırma hizmetimiz için ziyaret edebilirsiniz: https://uskudarveteriner.com/uskudar-kedi-kisirlastirma/

  • Sağlık Sorunlarını Azaltır:

    Kısırlaştırma, dişi kedilerde meme tümörleri, rahim enfeksiyonları ve yumurtalık kistleri gibi üreme organlarıyla ilgili ciddi sağlık sorunlarının riskini önemli ölçüde azaltır. Erkek kedilerde ise testis kanseri ve prostat sorunları gibi riskleri ortadan kaldırır.

  • Davranış Sorunlarını Engeller:

    Kısırlaştırılmamış erkek kediler, bölge işaretleme, kavga etme, agresif davranışlar sergileme ve evden kaçma gibi istenmeyen davranışlar gösterebilirler. Kısırlaştırma, bu davranışların önüne geçerek kedinizin daha sakin ve uyumlu olmasını sağlar. Dişi kedilerde de kısırlaştırma, kızgınlık dönemlerinde görülen miyavlama, huzursuzluk ve işaretleme gibi davranışları ortadan kaldırır.

  • Kedinin Yaşam Kalitesini Artırır:

    Kısırlaştırılmış kediler, daha az stres yaşarlar, daha mutlu ve sağlıklı bir hayat sürerler. Ayrıca, kısırlaştırma kedilerin yaşam süresini uzatır.

Yavru Kediler Ne Zaman Kısırlaştırılmalı?

Yavru kedilerde kısırlaştırma için ideal zaman, genellikle 4 ila 6 aylık dönemdir. Bu dönemde kediler cinsel olgunluğa erişmeden kısırlaştırılmış olurlar. Erken yavru kedi kısırlaştırma, birçok avantaj sağlar:

  • İstenmeyen Gebelikleri Önler:

    Erken kısırlaştırma, kedilerin cinsel olgunluğa erişmeden önce üremelerini engeller. Bu, istenmeyen gebeliklerin ve yavru kedi nüfusunun kontrol altına alınmasına yardımcı olur.

  • Sağlık Sorunlarını Azaltır:

    Erken kısırlaştırma, dişi kedilerde meme kanseri riskini neredeyse sıfıra indirir. Ayrıca, rahim enfeksiyonları ve yumurtalık kistleri gibi diğer üreme organlarıyla ilgili sağlık sorunlarını da önler. Erkek kedilerde ise testis kanseri ve prostat sorunları riskini azaltır.

  • Davranış Sorunlarını Engeller:

    Erken kısırlaştırma, istenmeyen davranışların gelişmesini önler. Erkek kedilerde bölge işaretleme, kavga etme ve evden kaçma gibi davranışlar, dişi kedilerde ise kızgınlık dönemlerinde görülen miyavlama, huzursuzluk ve işaretleme gibi davranışlar görülmez.

  • Daha Kolay İyileşme:

    Yavru kediler, yetişkin kedilere göre kısırlaştırma operasyonundan daha hızlı iyileşme eğilimindedirler.

Yavru Kedi Kısırlaştırma: Nasıl Yapılır?

Kısırlaştırma, veteriner hekimler tarafından genel anestezi altında yapılan steril koşullarda bir cerrahi işlemdir. İşlem öncesinde kedinin sağlık durumu değerlendirilir ve gerekli hazırlıklar yapılır. Kısırlaştırma işlemi, dişi ve erkek kedilerde farklılık gösterir:

  • Dişi Kedilerde Kısırlaştırma (Ovariohisterektomi):

    Karın bölgesinde yapılan bir kesi ile yumurtalıkların ve rahmin çıkarılmasını içerir.

  • Erkek Kedilerde Kısırlaştırma (Kastrasyon):

    Skrotumda yapılan küçük bir kesi ile testislerin çıkarılmasını içerir.

Kısırlaştırma işlemi genellikle kısa sürer ve kediler aynı gün taburcu edilebilirler. İşlem sonrası kedilerin iyileşme süreci genellikle hızlı ve sorunsuzdur. Veteriner hekiminiz, işlem sonrası bakım ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında size detaylı bilgi verecektir.

Yavru Kedi Kısırlaştırma Sonrası Bakım

Kısırlaştırma sonrası kedinizin hızlı ve sorunsuz bir şekilde iyileşmesine yardımcı olmak için bazı önemli noktalara dikkat etmeniz gerekir:

  • Dinlenme ve İyileşme:

    Kedinizin ameliyat sonrası dinlenmesi ve iyileşmesi için sessiz ve sakin bir ortam sağlayın.

  • Beslenme:

    Veteriner hekiminizin önerdiği özel bir diyet uygulayın. Kısırlaştırılmış kediler kilo almaya daha yatkın olabilir, bu nedenle porsiyon kontrolü önemlidir.

  • Aktivite:

    Kedinizin iyileşme sürecinde aşırı hareket etmesini engelleyin. Veteriner hekiminizin önerdiği süre boyunca aktivitelerini kısıtlayın.

  • Yara Bakımı:

    Kısırlaştırma bölgesindeki kesiği temiz ve kuru tutun. Veteriner hekiminizin talimatlarına göre yara bakımını yapın.

  • Veteriner Hekim Kontrolleri:

    Veteriner hekiminizin önerdiği takip kontrollerini aksatmayın. Bu kontroller, kedinizin iyileşme sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlar.

Yavru Kedi Kısırlaştırma: Sıkça Sorulan Sorular

  • Kısırlaştırma kedimi şişmanlatır mı?

    Kısırlaştırma sonrası kedilerin metabolizması yavaşlayabilir, bu nedenle kilo almaya daha yatkın olabilirler. Ancak, uygun bir diyet ve düzenli egzersiz ile kedinizin ideal kilosunu koruması sağlanabilir.

  • Kısırlaştırma kedimin kişiliğini değiştirir mi?

    Kısırlaştırma, kedilerin temel kişiliklerini değiştirmez. Ancak, istenmeyen davranışların azalmasıyla kediler daha sakin ve uyumlu hale gelebilirler.

  • Kısırlaştırma işlemi ağrılı mıdır?

    Kısırlaştırma işlemi genel anestezi altında yapıldığından kediler herhangi bir acı hissetmezler. İşlem sonrası dönemde ise veteriner hekiminiz ağrı kesici ilaçlar reçete edebilir.

  • Kısırlaştırma sonrası nelere dikkat etmeliyim?

    Kısırlaştırma sonrası kedinizin dinlenmesi ve iyileşmesi için uygun bir ortam sağlamalısınız. Veteriner hekiminizin önerilerine uyarak kedinizin hızlı ve sorunsuz bir şekilde iyileşmesine yardımcı olabilirsiniz.

  • Yavru kedi kısırlaştırma maliyeti nedir?

    Kısırlaştırma maliyeti, yaşadığınız bölgeye, veteriner kliniğine ve kedinizin cinsiyetine göre değişiklik gösterebilir. Veteriner hekiminizden fiyat bilgisi almanız önerilir.

Yavru kedi kısırlaştırma, minik dostlarımızın sağlıklı, mutlu ve uzun bir yaşam sürmeleri için atabileceğimiz en önemli adımlardan biridir. Kısırlaştırma, sadece istenmeyen gebelikleri önlemekle kalmaz, aynı zamanda birçok sağlık ve davranış sorununu da engeller. Kedinizin kısırlaştırılmasıyla ilgili herhangi bir sorunuz varsa veteriner hekiminizle iletişime geçin. Unutmayın, kısırlaştırma kedinize olan sevginizi göstermenin en güzel yollarından biridir.


06/Ağu/2024

Kediler, sevimlilikleri, oyuncu kişilikleri ve bağımsızlıklarıyla kalbimizi çalan evcil hayvanlarımızdır. Ancak, onların sağlığına dikkat etmek, uzun, sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmeleri için önemlidir. Üsküdar veteriner kliniği olarak kedi diş hastalıklarında sıkça karşılaştığımız durumları derledik. Kedilerde diş hastalıkları, ne yazık ki oldukça yaygın görülen ve göz ardı edilmemesi gereken bir sağlık sorunudur. Bu kapsamlı rehberde, kedilerde diş hastalıklarının nedenleri, belirtileri, tedavi yöntemleri, evde bakım ipuçları ve önleme stratejileri hakkında detaylı bilgi bulacaksınız. Kedinizin diş sağlığına ne kadar erken önem verirseniz, onun yaşam kalitesini o kadar artırabilirsiniz.

  1. Kedilerde Diş Hastalıklarının Nedenleri:

    • Plak ve Tartar Oluşumu: Kedilerin dişlerinde biriken bakteri plağı, zamanla sertleşerek tartara dönüşür. Tartar, diş eti iltihabına ve diğer diş hastalıklarına yol açabilir.
    • Genetik Yatkınlık: Bazı kedi ırkları, diğerlerine göre diş hastalıklarına daha yatkın olabilir. Örneğin, Siyam ve İran kedilerinde diş sorunları daha sık görülür.
    • Yanlış Beslenme: Yumuşak ve ıslak mamalar, dişlerde plak oluşumunu artırabilir. Kuru mamalar, çiğneme yoluyla dişlerin doğal olarak temizlenmesine yardımcı olabilir.
    • Ağız Hijyenine Dikkat Edilmemesi: Kedilerin dişlerinin düzenli olarak fırçalanmaması, plak ve tartar birikimine yol açar.
    • Yaşlılık: Yaş ilerledikçe, kedilerin bağışıklık sistemi zayıflar ve diş hastalıklarına yakalanma riskleri artar. Ayrıca, yaşlı kedilerde diş kaybı daha sık görülür.
  2. Kedilerde Diş Hastalıklarının Belirtileri:

    • Ağız Kokusu: Kedinizin ağzından gelen kötü koku, diş eti iltihabı veya diğer diş hastalıklarının bir işareti olabilir.
    • Salya Artışı: Aşırı salya üretimi, ağızda ağrı veya rahatsızlık olduğunu gösterebilir.
    • İştahsızlık veya Yeme Zorluğu: Diş ağrısı çeken kediler, yemek yemekten kaçınabilir veya yemek yerken zorlanabilir.
    • Diş Eti Kanaması: Diş etlerinde kızarıklık, şişlik veya kanama, diş eti iltihabının (gingivitis) belirtileri olabilir.
    • Dişlerde Sararma veya Kahverengi Lekeler: Dişlerde oluşan lekeler, tartar birikiminin bir işaretidir.
    • Yüzde Şişlik: Diş apsesi veya diğer enfeksiyonlar, yüzde şişliğe neden olabilir.
    • Patilerle Ağzı Ovalama: Kediniz patileriyle ağzını sık sık ovalıyorsa, ağızda bir sorun olduğunu gösterebilir.
  3. Kedilerde Diş Hastalıkları Türleri:

    • Gingivitis (Diş Eti İltihabı): Diş etlerinde kızarıklık, şişlik ve kanama ile karakterize bir iltihaplanmadır. Tedavi edilmezse periodontite ilerleyebilir.
    • Periodontitis (Diş Eti ve Diş Destek Dokularının İltihabı): Diş etlerini, diş kökünü çevreleyen kemiği ve bağ dokusunu etkileyen daha ciddi bir enfeksiyondur. Diş kaybına neden olabilir.
    • Diş Resorpsiyonu (Dişin Erimesi): Dişin iç yapısının erimesi ve dişin zayıflaması ile karakterize bir durumdur. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik faktörler ve bağışıklık sistemi sorunları rol oynayabilir.
    • Diş Kırıkları: Düşme, çarpma veya sert cisimleri çiğneme sonucu dişlerde kırıklar oluşabilir. Kırık dişler ağrıya ve enfeksiyona neden olabilir.
    • Ağız Tümörleri: Kedilerde ağızda iyi huylu veya kötü huylu tümörler gelişebilir. Tümörler ağızda şişlik, kanama ve ağrıya neden olabilir.
  4. Kedilerde Diş Hastalıklarının Tedavisi:

    • Profesyonel Diş Temizliği: Veteriner hekim tarafından yapılan profesyonel diş temizliği, plak ve tartarın uzaklaştırılması için en etkili yöntemdir. Genellikle anestezi altında yapılır.
    • Antibiyotik Tedavisi: Diş eti iltihabı veya diğer enfeksiyonların tedavisinde antibiyotikler kullanılabilir.
    • Ağrı Kesici İlaçlar: Diş ağrısı çeken kedilere ağrı kesici ilaçlar verilebilir.
    • Diş Çekimi: Ciddi şekilde hasar görmüş veya enfekte olmuş dişlerin çekilmesi gerekebilir.
    • Diyet Değişikliği: Diş sağlığına uygun kuru mamalar ve ödül mamaları, diş hastalıklarının önlenmesine ve tedavisine yardımcı olabilir.
  5. Kedilerde Diş Hastalıklarının Evde Bakımı:

    • Düzenli Diş Fırçalama: Kedinizin dişlerini haftada en az 2-3 kez özel kedi diş macunu ve diş fırçası ile fırçalamak, plak oluşumunu önlemeye yardımcı olur.
    • Diş Sağlığına Uygun Mama ve Ödül Mamaları: Diş sağlığına özel olarak formüle edilmiş kuru mamalar ve ödül mamaları, dişlerin doğal olarak temizlenmesine yardımcı olur.
    • Diş Oyuncakları: Kedinizin çiğnemesi için özel olarak tasarlanmış diş oyuncakları, plak oluşumunu azaltmaya yardımcı olabilir.
    • Veteriner Kontrolü: Kedinizi yılda en az bir kez diş muayenesi için veterinere götürmek, diş hastalıklarının erken teşhis ve tedavisi için önemlidir.
  6. Kedilerde Diş Hastalıklarının Önlenmesi:

    • Yavruluktan İtibaren Diş Bakımı: Kedinizi yavruluktan itibaren diş fırçalamaya alıştırmak, ileride diş bakımı konusunda daha az sorun yaşamanızı sağlar.
    • Düzenli Veteriner Kontrolleri: Kedinizi yılda en az bir kez genel sağlık kontrolü ve diş muayenesi için veterinere götürün.
    • Dengeli Beslenme: Kedinize yaşına ve kilosuna uygun, dengeli ve kaliteli bir mama verin. Kuru mama tercih etmek, diş sağlığı için daha faydalıdır.
    • Dişlere Zarar Verebilecek Oyuncaklardan Kaçının: Sert plastik veya kemik gibi dişlere zarar verebilecek oyuncaklardan kaçının. Bunun yerine, kedi diş sağlığı için özel olarak tasarlanmış oyuncaklar tercih edin.

      Veteriner diş hekimliği için bizi bizimle iletişime geçebilirsiniz.


13/Ara/2022

Evcil hayvanlarımızın zaman zaman aşırı tüy dökme döneminde olduklarını görüyor ve ister istemez hem onlar için hem de bizim konfor alanımızda oluşan rahatsızlık için üzülüyoruz. Bu durumda tek isteğimiz, hem onların sağlıklarına kavuşmaları hem de bizlerin konforlu yaşamlarımıza kavuşmamız oluyor.

Evcil hayvanlar, sevgilerini ve mutluluğu evinize benzersiz duygularla getirir. Oyun zamanları, eğlenceler, sürekli sevgi dolu halleri ve arkadaşlıkları ama elbette evin her yerinde karşımıza çıkan tüyleri… Evcil hayvan ve ebeveyni arasında koşulsiz bir sevgi bağıdır. Yaşanılan hiçbir olumsuz koşul ebeveynleri onların sevgisinden uzaklaştıramaz ve hepsi aşılır. Onların olmadığı evler eksik kalır ve tamamlanmış sayılmaz.

 

Köpekler ve Kediler Neden Tüy Döker?

Köpekler ve kediler birbirlerinden farklı türler olsalar da, tüy dökme sebepleri birbirleri ile benzerlik gösterebilir. Az ya da çok tüy dökmeleri, cinsleri, mevsimsel değişiklikler, hastalıkları, stresler, yaşadıkları hormonal değişiklikler vb. pek çok durum yaşanılan olumsuz duruma gerekçe gösterilebilir.

Kedilerin tüy yapıları köpeklerinkine göre daha hassastır ve havada daha uzun süre süzülebilir ancak gözlemlendiğinde köpek tüyüne göre daha belirgindir. Tıpkı köpeklerdeki gibi, kedinin cinsine bağlı olarak, daha uzun tüy yapısına sahip olanlarda tüy dökülmesi daha az olma eğilimindedir. Köpeklerden farklı olarak kediler, ara sıra bize tüy yumakları sunabilir. tüy yumakları, kötü haber değildir. Tüy yumakları gözlemlediğinizde kendinizin sağlıklı bakım alışkanlıklarını yerine getirdiğini anlayabilirsiniz. Kediler, dilleri ile tüylerini temizlerler. Onların dil yapısında bulunan ufak kanca modeli, ölü tüyleri toplar ancak kediler bu tüyleri yutar. Tüylerin çoğu sindirim sistemlerinden sorunsuz şekilde geçer, ancak bir kısmı midede kalır ve bir araya toplanarak bir tüy yumağı haline gelir. Bu durumda da kediniz bu tüy yumağını kusarak vücudundan atar.

 

Kedi ve Köpeklerde Aşırı Tüy Dökme Problemi ile Nasıl Baş Edilir?

Tüyler ve Tüy yumakları evcil hayvan sahipleri ve eve gelen misafirler açısından rahatsız edici olabilir. Ancak bununla savaşmak için basit yollar vardır. Elbette hepimizin bildiği sıradan çözüm yollarından biri, pet sahipleri için özel üretilmiş elektrikli süpürgeler ya da kıyafetlerimizdeki tüyleri toplamak için olan silindir bantlardır. Farklı ipuçlarını değerlendirirsek;

En ideal, tüy dökme sorununuzun çözüme ulaşacağı nokta, evcil hayvanınızın kendisidir. Düzenli olarak taramak, eve saçılan tüyleri ciddi miktarda azaltacaktır. Evcil hayvanınızın da hoşuna gidecek olan tarama işlemi yalnızca onun sevmesiyle ilgili kalmayacak aynı zamanda kıyafetlerinizin üzerine yapışan tüylerden de sizi kurtaracaktır. Tarama işlemi, evcil hayvanınıza ayıracağınız kaliteli zamanın da göstergesi olacaktır.

Muhteşem bir öneri olarak, Bir lastik eldiveni ıslatarak, elinizle mobilyaların üzerinde gezdirin. Oluşan statikle tüyler mobilyadan eldivene yapışacaktır. Mobilyalarınıza yapışan tüyleri kolayca toplamak için su ve kumaş kremini karıştırıp, döşemelerin üzerine püskürttükten sonra silebilirsiniz. Bu da tüy temizliğinde size oldukça destek sağlayacaktır.

Evinizde bolca halı kullanıyorsanız, süpürme işleminden önce, halıların üzerine kabartma tozu serpin, bu toz sayesinde halıdaki tüyler, halıdan ayrılacak ve süpürme işleminde size daha güzel sonuç verecektir. Ayrıca halınızdaki kokuyu da gidermenize yardımcı olur.

Çamaşır makinasında yıkama için, makinenin gözüne beyaz sirke koyabilirsiniz. Bu işlemde otomatik yıkamaya destekçi olarak, tüylerin gevşemesini ve daha fazla tyden kurtulmanızı sağlar.

Evcil hayvanınıza ait olan yatağı sık sık çamaşır makinesinde yıkayın ve yıkama işlemi tamamlandıktan sonra mutlaka makinanın içinde kalmış olabilecek tüyleri kontrol edin ve hatta gerekirse boş bir durulama işlemi yapın.

Evcil hayvanınızın tüy dökme sıklığı ve tüy sağlığının beslenme ile ilgili de olduğunu unutmayın. Mutlaka tüy sağlığını güçlendirecek ona iyi gelen marka mamaları ve takviyeleri tercih edin.

 

Kediler ve Köpeklerde Tüy Dökülmesini Önlemek için Nasıl Beslemeliyim?

Kedi ve Köpekler için genel anlamda tüy dökmeleri normaldir. Ancak aşırı hale gelmesi bazı noktaları değerlendirme isteyecektir. Mevsim değişiklikleri, hormonal dengesizlikler, bazı hastalıklar, alerjiler, parazitler tüy dökülmelerinin aşırıya kaçmasında temel sebepler olabilir. Normal süreçte olan tüy dökülmelerini aza indirmek için temel beslenme programına, evcil hayvanınızın tüy sağlığına iyi gelecek mama tercihi yaparak başlayabilirsiniz. İçeriğinde, prebiyotik lifler, yüksek kaliteli protein, bağırsak sağlığı destekleyici içerikler ve cilt besleyici E vitamini ve Omega 3 – 6 barındıran hassas mide ve deri sağlığını destekleyen mamaları tercih etmek, tüy dökme sorunlarında büyük ölçüde yarar sağlayacaktır.

Kediler günlerinin büyük bölümlerinde dilleri yardımı ile kendi tüylerini taramaktan hoşlanırlar. Ve elbette bu durumda evinizde etrafta göreceğiniz tüylere ve tüy yumaklarına sebep olur. Kedinize destek olmak için, Tüy yumağı oluşumunu önleyici ve destekçi mamaları ve takviyeleri beslenme programlarına koyabilirsiniz. Antioksidanlar, yağsız proteinler ve omega 3 içeren besinler kedinizin tüy sağlığını korumada size yardımcı olacaktır. Mamaların içeriğindeki doğal lifler tüy yumağı oluşumunun önüne geçer ve diğer destekçi besinler de kedinizin genel sağlığını destekler.

Mama tercihi sırasında, evcil hayvanınızın neden tüy döktüğü de önemlidir. Alerji, stres ya da hastalıklara bağlı olan dökülmeler için temel beslenmenin dışına çıkarak, veteriner hekiminizin uygulayacağı beslenme programı çok daha destekleyici ve tedavi sonuçlu olacaktır. Parazitler, kedi ve köpeğinizin cilt yapısını bozarak tüy dökülmesini artırabilir ya da bazı hastalık durumlarında, cilt tedavisinin ötesinde, köpeğiniz veya kedinizin farklı klinik tedavilere ihtiyacı olabilir. Yaşadığınız sorunun değerlendirmesine göre mutlaka veteriner hekiminizden destek almayı unutmayın.

Kedi veya köpeğinizin tüy dökülmesinin arkasındaki nedenler önemlidir. Veterinerizin gözlemi ve tedavi planı bazen mama seçimlerinin ötesinde tedavi sonuçlu olacaktır. Veteriner hekim duruma göre aşağıdaki tedavileri uygulayabilir;

 

Mantar önleyici tedavi

Veteriner hekim parazit ya da saçkıran teşhisi yaparsa, tüy dökülmesinin önüne geçmek için parazit aşıları ya da mantar önleyici tedaviler uygulayacaktır.

Alerjiden korunmak için diyet planı

Alerjik bir cilt yapısına sahip evcil hayvanınız olabilir ve bu tip tedaviler normalden daha uzun sürecektir. Ancak veteriner dermatolog hekim yardımı ile, sorun teşhiz edilip, belirlenen gıdalardan uzaklaşması onlar ve size daha rahat bir yaşam verebilir.

 

Stresi azaltma planı

Kedi ve köpeklerde strese bağlı tüy dökme sorunları oldukça yaygındır. Boyle bir durumdan şüpheleniyorsanız, veteriner hekiminiz stres nedenini bulmada ve tedavide size yardımcı olabilecek tavsiyelerde bulunacaktır.

 

Hastalıkların Belirlenmesi

Bazı cilt problemleri ve tüy dökme sorunları, altta yatan başka ciddi rahatsızlıklardan kaynaklanıyor olabilir. Bu durumda en doğru teşhis ve tedaviyi veteriner hekim uygulayacaktır. Daha basit olarak kediler, eklemlerinde ya da mesanelerinde oluşan aşırı ağrı sebebiyle aşırı bakım uygulayabilir, Veteriner hekim bunun tespiti ile, kedinin basitçe ağrısını önleyerek, o bölgelerde tüy dökülmesinin de önüne geçecektir.

Elbette evcil hayvan sahipleri için basit ama temel çözüm olarak; deri ve tüy sağlığını destekleyici, bilimsel olarak formüle edilmiş bir mama tercihi, her iki tarafın da mutlu olmasını sağlayacaktır. Onların tüm sağlık bakımları çok değerlidir.


28/Kas/2022

Herpes virüs enfeksiyonu, Feline Herpes virüs Tip-1’in (FHV-1) sebebiyle ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıktır. Virüs her yaşta kediye bulaşabilir ve hem evcil hem de sokak kedilerinde görülebilirler. Diğer tüm virüsler gibi bu virüs türü de kendine özgüdür. Kedilerde üst solunum yolu rahatsızlığı ve göz çevresindeki dokuların, göz kapaklarının ve göz kapağı iç kısmının iltihaplanması belirti ve neden olarak gözlemlenebilir.

 

Kedilerde herpes virüsü enfektesi Nasıl olur?

Kedilerde de bulaşıcı virüslerin yayılması, biz insanlardaki ile hemen hemen aynıdır. Kedilerde virüs yayılması, virüsle doğrudan temas yoluyla enfekte olur. Enfekte olmuş başka bi kedinin solunum, tükürük veya gözlerinden gelen akıntılarla yayılır. Bir kedi, enfekte olmmuş bir kediden ya da enfekte kedinin temas ettiği cansız nesnelerden (oyuncak, kıyafet vb. diğer eşyalar) temasla, bu bulaşıcı hastalığa yakalanabilir.

 

Kedilerde Herpes virüs ne kadar sürede bulaşıcı hale gelir?

Kediler FVR ile enfekte olduklarında, 2 ile 5 gün arasında virüsün kuluçka dönemi vardır. Bu kuluçka döneminde de herpes virüs bulaşıcı özelliğindedir. Ve kedilerde semptomları gözlemlenmeye başlanır ancak genellikle semptomlar ortaya çıktığında aktif olan enfeksiyon 10-20 gün yaşayabilir.

Bu virüs ile enfekte olmuş tüm kediler, bu virüsün taşıyıcısıdır. Çoğu durumda, virüs gizli olarak kedinin vücudunda saklanmasıdır. Aktif olmadan, hayatta kalarak, kediler bu virüsü saklamaya devam ederler. Stres ya da hastalık gibi durumlarla tekrar etkinleşir ve virüs tekrar bulaşıcı haline geri döner. Herpes virüs tekrar aktif hale geldiğinde, kedide üst solunum yolu belirtileri gözlemlenmeye başlanabilir. Ancak, tekrar aktifleşen herpes virüse sahip olan tüm kedilerde semptomlar gözlemlenmez.  Virüsü aktif olarak saçan tüm kediler, diğer tüm kediler için risk oluşturur.

 

Virüs dış ortamda ne kadar süre hayatta kalır?

Enfekte olmuş bir kediden dış ortama tükürük vb. yolla sıçrayan virüsler, nemli oldukları sürece hayatta kalabilirler. Neyse ki, bu ıslak salgılar oldukça kısa bir sürede kurur ve virüs bu şartlarda yaşamına devam edemez. Ellere ya da diğer cilt yüzeylerine bulaşan salgılar yaklaşık yarım saat gibi bir süre hayatta kalabilirken, cansız nesnelere bulaşan salgılar (battaniye, oyuncaklar, halılar, temizlik bezleri, çöp kutuları, su ya da mama kapları vb.) yaklaşık olarak 18 saate kadar bulaşıcı olmaya devam ederler. Fakat normal durumlar cercevesinde salgılar hızlıca kurur ve enfeksiyon ölür.

 

Herpes Virüs Nasıl Yok Edilir?

Dezenfeksiyon sistemleriyle virüs rahatça ve kolaylıkla yok edilebilir. Virüsün bulaştığı tüm yüzeyler özenle temizlenmelidir. Çamaşır suyu ile dezenfeksiyon oldukça etkili olacaktır. Virüsle temas etmiş tüm nesneler 5 dk süre ile çamaşır suyuna batırılmalıdır. Battaniye ve kıyafet gibi eşyalar, çamaşır makinesinde sıcak su ve çamaşır suyu ile normal yıkamada yıkanarak virüsten kurtulunabilir.  Çamaşır suyu kullanımına uygun olmayan eşya ve nesnelerde, bol sabun ve su ile iyice yıkanarak dekontamine edilebilir. Döşemeli mobilyalar, ilgili temizlik malzemeleri ile temizlenebilir ancak bir kedi tarafından kontamine olmuş bir mobilya bir süre için virüs kaynağı olarak hizmet eder.

Enfekte bir kedi ile haşır neşir olduktan sonra mutlaka eller bol su ve sabun ile yıkanıp (tırnak içlerinin derin temizliği sağlanarak) ardından alkol bazlı el dezenfeksiyonu kullanarak iyice dezenfekte edilmelidir.

 

Herpes Virüs enfeksiyonu için en çok hangi kediler risk altındadır?

Tüm kediler herpes virüs ile enfekte olabilir ancak, enfeksiyon için bebek kediler ve kronik rahatsızlığı olanlar daha büyük risk  altındadırlar. Pasif virüs taşıyıcı olan gebe kedilerin yavruları doğumdan sonra enfekte olabilirler. Bu yavru kedilerde semptomlar genellikle doğumdan birkaç hafta sonra gözlemlenebilir ve enfeksiyon ciddi sonuçlara yol açabilir.

 

Herpes Virüs enfeksiyonunun klinik belirtileri nelerdir?

Herpes Virüs için genel belirtiler; burun, boğaz ve göz akıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı, aşırı göz kırpma, şaşılık ve berrak ya da kalın sulu sarı ve yeşil renkte gözlemlenen iltihaplı göz akıntısı denilebilir. Bu virüs ayrıca kornea ülserine neden olabilir. Kronik ve şiddetli olan enfeksiyon durumlarında kornea yaralarına ve göz kuruluğuna neden olabilir. Diğer spesifik olmayan semptomlar ateş, yorgunluk (uyuşuk ve yavaş hareketlerle gözlemlenebilir.) iştahsızlık gibi durumlardır.

 

Herpes Virüs  nasıl teşhis edilir?

Birkaç farklı enfeksiyon türü, kedilerde üst solunum yolu hastalıklarına neden olabilir. Bu virüsün teşhisinde ilk gözlemlenen durum, kedinin kornea enfeksiyonunun gözlemlenebilmesidir. Öncelikle kedinin tıbbı geçmişi, fizik muayene bulgularıyla veteriner hekim tarafından teşhis edilir. Kedinin gözyaşı durumunu değerlendirebilmek için veteriner hekim Schirmer gözyaşı testi uygulamasıyla, virüsün varlığını teşhiste etkili dayanaklardan destek isteyebilir.

Herpes virüs partiküllerinin tanımlaması için, burun, göz ve boğazdan akıntı örnekleri alınabilir. Ancak virüs pasif halde kedide beklemedeyse, teşhisi fiziki muayene ya da testlerle teşhis etmek oldukça zordur.

Herpes Virüs Enfeksiyonunun Tedavisi Nedir?

FVR’nin neden olduğu komplike olmayan bir enfeksiyon durumunda kediler genellikle semptomatik olarak tedavi edilir. Tedavi, veteriner hekimin teşhisine ve kedinin gösterdiği spesifik belirtilere göre şekillenir.

Gözlerdeki akıntı durumları, göz ilaçları ile tedavi edilir. Gözlerde oluşabilecek kalıcı hasarların önüne geçmek adına agresif olarak uygulanacak bir tedavi yöntemi oldukça önemlidir. Antibiyotikler yavru kedilerde, bakteriyel enfeksiyonların hastalığı komplike hale getirmesini önlemek için sıklıkla veteriner hekimler tarafından reçete edilir. Haplar, yemek borusunda ciddi hasarlara yol açabilecekleri için, ilaçlar sıvı formda uygulama gerektirir. Hap kullanılması gerekiyorsa üzeri kapatılmalı ve sonrasında en az 6 ml su verilmelidir.  Mutlaka ve mutlaka veteriner hekiminizin uygulayacağı tedavilere uymak ve onların bilgisi dışında hareket etmemek, kedinizin sağlığı için çok önemlidir.

 

Evdeki diğer kediler enfeksiyon riski altında mı?

Akut FVR enfeksiyonu olan bir kedi, kuluçka döneminde ve semptomların ortaya çıkmasından sonraki üç haftaya kadar diğer kedilere bulaşabilir. Taşıyıcı olan bir kedi her zaman diğer kedilere bulaştırabilir. Aşılanmamış, genç veya altta yatan kronik sorunları olan kedilerde enfeksiyon riski artar. Yeterince aşılanmış yetişkin kedilerde muhtemelen sadece hafif bir hastalık vakası gelişir ve bu durum tedavi olmaksızın düzelebilir. Etkilenen kediler, hastalığın daha fazla yayılmasını önlemek için diğer kedilerden izole edilmelidir. Herhangi bir bulaşıcı hastalığın bulaşmasını en aza indirmek için yeni bir kediyi evinizdeki diğer kedilerden en az bir ila iki hafta izole etmek her zaman ihtiyatlı bir davranıştır.

 

Ailem risk altında mı?

Kedilerde herpes virüs neden olduğu bulaşıcı hastalıklar yalnızca kedilerde bulaşıcıdır. Ancak bazı durumlarda üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olan bakteriyel enfeksiyonlar olabilir. Bu tip durumlardan kendinizi korumak için bol su ve sabunla ellerin hijyeni önemlidir. Kediniz hastaysa, ailenizden herhangi biri solunum yolu enfeksiyonu belirtileri geliştirirse aile hekiminize danışın.

 

Herpes Virüsün sebep olduğu Hastalıkları Önlemenin Yolları

Kedilerde bu hastalığı önlemenin en önemli yolu aşılamadır ancak VR aşısı, kediniz virüse maruz kalırsa enfeksiyonun oluşmasını tamamen engellemez. Enfeksiyonun şiddetinin önemli ölçüde azaltarak, hastalığın hafif belirtilerle atlatılmasını sağlar. Bu virüslere karşı katı bağışıklık uzun vadeli değildir ve yüksek dozda virüse maruz bırakılarak üstesinden gelinebilir. Bu nedenle, FVR aşısının düzenli olarak desteklenmesi gerekmektedir. Veteriner hekiminiz, kediniz için yaşam tarzına ve hastalık riskine göre önerilen takviye programı hakkında size tavsiyede bulunacaktır.

Kedi aşıları hakkında daha fazla bilgi sahibi olun.

 


23/Kas/2022

Evcil dostunuz eklem ağrısı çekiyorsa, glukozaminin onun tedavisinde büyük destek olacağını duymuş olabilirsiniz. Glukozamin köpekler için en büyük destek takviyelerinden biridir. Size yardımcı olabilmek için, konu ile ilgili tüm bilgileri tek makale içerisinde toplamaya çalıştık.

 

Glukozamin Nedir?

Glukozamin, vücut tarafından doğal olarak üretilen bir şeker türüdür. Eklemlerde kıkırdak oluşumuna ve onarımına yardımcı olur. Kıkırdak, bir eklemdeki kemiklerin uçlarını kaplayan kaygan, şok emici dokudur. Kemiklerin bağlantı noktalarında, birbirleriyle rahat hareket etmesini sağlar.

Yani özetle, glukozamin, sağlıklı kıkırdak ve eklem fonksiyonunu korumak için gerekli olan glukoz (bir şeker) ve glutaminden (bir amino asit) doğal olarak oluşan bir bileşiktir. Kıkırdak matrisinin bir yapı taşıdır, kıkırdak hücrelerinin büyümesini uyarır ve ayrıca eklemleri yağlayan bir sıvıyı normalleştirdiği bilinmektedir.

Glukozamin köpeğinizin vücudu tarafından doğal olarak üretilir, ancak zamanla doğal üretimi eklem hasarını önlemede yetersiz kalır ve takviye edilmesi gerekir. Takviye içerikleri genellikle, karides, istiridye veya yengeç gibi bazı kabuklu deniz hayvanlarından elde edilir. Bu önemli besin maddesinin rezervini artırmaya yardımcı olur. Glukozamin, dejeneratif eklem hastalığı için bir tedavi olmasa da, köpeğinizin daha rahat hissetmesine ve daha uzun süre hareket halinde kalmasına yardımcı olabilir.

 

Kedi ve Köpekler için Glukozaminin Faydaları Nelerdir?

Zaman içinde vucütta azalan glukozamin üretimi, kedi ve köpeklerde ağrılı süreçlerin başlaması anlamına gelecektir. Gukozamin içerikli kedi ve köpek takviyeleri, onlar için mükemmel destekleyici ürünlerdir.

Genel olarak, araştırmalar glukozaminin:

*Kedi ve Köpeklerin daha konforlu hareket etmelerini sağlamak amacı ile, eklem noktalarına sıvı takviyesi sağlar.

*Eklem noktalarında itihap varsa, bu iltihabı azaltır. (Kronik iltihap, eklem düşmanıdır.)

*Artan ve konforlu hareket yetkinliği sağlar.

Tıpkı biz insalardaki gibi, kedi ve köpeklerde de kemik uçları amortisör görevi üstlenen ince ve süngerimsi bir kıkırdak tabakasıyla kaplıdır. Ve kemik ve kıkırdak çevresinde, kemik ve kıkırdak yapısının sağlıklı hareket etmesi için kaygalaştırıcı görevi gören Sinovyal Sıvı adında bir sıvı maddesi ile çevrilidir.

Bu durum devreye girdiğinde, travma ve basınç nedeniyle kıkırdak yapısı ve eklem sıvısı bozulur. Köpeğin hareket konforunu bitirir ve sert yürüyüş modeline ve ağrılı rahatsızlıklara sebep olur. Zaman içinde artarak kemiklerin birbirine sürtmesine ve bu durum da kemik uçlarında büyümeye neden olur. Sonuç olarak, siz köpeğinizin acı çektiğini ve zor hareket ettiğini gözlemlersiniz. Tam olarak bu noktada devreye glukozamin giriyor. Glukozamin takviyeleri sayesinde, kıkırdak büyümesini uyarmaya ve sıvıyı kalınlaştırmaya yardımcı olarak, eklem işlevinin sağlıklı şekilde ilerlemesine yardımcı olur. Bu sebeple, glukozamin takviyeleri kedi ve köpeklerin konforlu hareket kabiliyetlerini devam ettirmeleri için onlara mükemmel derecede destekçidir.

 

Evcil Hayvanımın Glukozamine İhtiyacı Var mı?

Kedi ve Köpeklerde artrit, ağrılı ve hareket güçlüğü etkisi yaratan bir süreçtir. Artritli köpeklerde, eklem içindeki kıkırdak zarar gördüğü için, kemiklerin birbirine sürtmesine neden olur.

Glukozamin desteği, kedi ve köpek artritiyle ilişkili ağrı ve hareket konforunu sağlamak isteyen evcil hayvan sahipleri için önemli bir bileşendir. Artrit, eklem hareketliliğini etkilen, topal harekete neden olan ve eklem iltihabı ile ilişkili bir eklem hastalığıdır. Artrit başlangıcı, enfeksiyona bağlı veya yaralanmalara bağlı gelişebilir. Eklem deformitesi, köpeğinizin aşırı kilolu olması gibi nedenlerle ya da köpeğin aşırı stresli olması gibi alttan yatan sebeplerden kaynaklanabilir. Her ne sebepten olursa olsun, zamanla bu durum kötüye gider ve köpeğiniz yaşlandıkça belirtiler kendini göstermeye başlar.

 

Köpeklerde ve Kedilerde Glukozamin İşe Yarar mı?

Glukozamin hali hazırda yıllardır, insanlar için eklem ağrısı tedavilerinde kullanılmaktadır. Ancak, elbette insan vücudu ve evcil hayvan vücudu birbirinden farklıdır. Çalışmalar sonucunda, glukozaminin kedi ve köpeklerde de işe yaradığının ve tedavi yöntemi olarak kullanabileceğini kanıtlamışlardır. Özellikle 2007 yılında yapılan büyük bir çalışma sonucunda, glukozamin takviyelerinin köpekler üzerinde bir kaç reçeteli ağrı kesici kadar etkili olduğu kanıtlanmak üzere 16 farklı klinik deney ile incelendi. 1960 ve 1999 yılları arasında yürütülmüş klinik deneyleri gözden geçiren başka bir çalışmada ise, gene elde edilen sonuçların kedi ve köpekler için de faydalı olabileceği sonucuna vardı.

 

En İyi Glukozamin Nedir?

Oral yolla verilen takviye modelleri, evcil hayvan sahiplerinin kedi ve köpeklerine glukozamin vermede kullandıkları ve en çok tercih ettikleri modeldir. Diğer bir takviye modeli enjeksiyondur. Enjekte edilebilen glukozamin olsa da, oral yolla olana nazaran bütçe olarak daha yüksek ve ulaşması daha zordur. Elbette, köpeğinizin tercihi de bu nokta da önemlidir. Yutma da güçlük çekildiği veya oral yolla kullandırılamadığı noktalarda, enjeksiyon tercih edilmek zorunda kalınabilir. Yarar ve faydaları sebebiyle, bazı mama markaları, içeriklerine glukozamin ekliyor ancak kullanılan seviye, tedavi veya ağrı kesme noktasında yetersiz kalacaktır. (köpeğin aşır ve aşırı mama tüketmesi gerekir.)

Oral takviye modelleri arasında, çiğnenebilir tabletler, sıvır formlar veya toz formlar mevcuttur. Hepsi eşit derecede etkilidir. Hangisi ile ilerleyeceğinize daha çok köpeğiniz karar verecek. Düzenli kullanıma istekli olması ve tüketebilir olması bu noktada çok önemli.

Burada değerlendirilmesi gereken önemli nokta, oral takviyede glukozamine ek olarak diğer hangi bileşenlerin bulunduğudur. Bu noktada veteriner hekiminizin önerisi ve tedavisi önemlidir.

 

Glukozamin Ne Kadar Kullanılır?

Yalnızca genel bir fikir vermek adına, kedi ve köpeklerin, her gün 25 kilo vücut ağırlığı başına 500 mg glukozamine ihtiyaçları vardır. Eğer glukozamin takviyesine ihtiyaç duyulan bir köpeğiniz varsa, köpeğin yaşı, vücut ağırlığı, cinsiyeti gibi bir çok faktör değerlendirme aşamasında önemlidir. Köpeğiniz için glukozamin dozu ayarlama noktasında, oluşabilecek semptomların değerlendirilmesi vb., kullanım program ve planı için en iyi kararı veteriner hekiminiz verecektir.

 

Glukozamin Güvenli mi?

Yapılan araştırmalar sonucunda, herhangi bir biçimde glukozamin kullanımının kedi ve köpekler için  pek bir yan etkisi gözlemlenmemiştir. Ancak, dikkat edilmesi gereken önemli nokta, uygulanacak takviyeye köpeğinizin göstereceği alerjik reaksiyonlardır. Olumsuz beklenebilecek reaksiyonlar arasında, kusma, ishal, yorgunluk, aşırı uyku hali veya nefes almada güçlük, artan idrara çıkma ve susuzluk izlenebilir. Bu tip durumlarda acilen veteriner hekime başvurmalısınız.

 

Glukozamin Vermeli miyim?

Glukozamin takviyesi, ağrılı eklem rahatsızlıklarında köpeğinizin yaşam kalitesinde ciddi farklar yaratabilir  ve gözlemlenen risk faktörleri oldukça azdır. Unutmayın ki evcil hayvanınızın bir numaralı savunucusu sizsiniz. Daha bilgili tartışma için, eğer köpeğinizde bu tip rahatsızlıklar izliyorsanız veteriner hekiminizden destek alın.

 

Acil bir durumda ne yapmalıyım?

İlacın aşırı dozdan veya olumsuz bir reaksiyondan şüpheleniyorsanız, derhal veteriner hekiminizi arayın. Eğer hekiminiz müsait değilse bile, bir acil durum tesisi ile iletişime geçmek için talimatlarını takip edin.

Bilgi almak için bizi arayabilirsiniz:


02/Kas/2022

*Kediler zaman zaman tüy yumağı ya da mide rahatsızlığı kaynaklı dolayı kusmalar yaşanabilir. Bu genellikle iyi huyludur.

*Unutulmaması gereken konu, kusma diğer ciddi hastalıkların da habercisi olabilir.

*Kedilerde kusma, diğer hastalıklar, gıda alerjileri, parazitler ve daha pek çok rahatsızlık nedeniyle nüksedebilir.

*Kusma tedavisi, rahatsızlığın nedenine bağlı olacaktır.

Kedi sahipleri genellikle, kusmanın o farklı sesine oldukça aşinadır. Ama hepimiz bunu duyduk diye, bunun düzenli bir olay olması gerektiği anlamına gelmez.

Kedilerde kusma erken teşhis için gözlemlenebilen, bir hastalığın habercisi olabilir. Bu sebeple kedinizde sık sık tekrarlayan kusma görüldüğünde, ilgili şekilde müdahale edilmesi önemlidir.

Kediler Ne Sıklıkta Kusar?

Bazı kedilerin sadece “kustuğunu” düşünürdük ama kronik kusmanın altta yatan bir sorunun işareti olduğunu biliyoruz. Kediler titiz ve bakımlı hayvanladır. Bu davranışları sebebiyle kendilerini temizlerken çok fazla tüy yutar ve  ara sıra tüy yumağı kusması normaldir, ancak tüy yumağı kusmuk içinde gözlemlenmiyorsa, ciddi bir hastalığın habercisi olabilir.

Kedinizin kusma sıklığı arttıysa veya kusmuk içinde hoş olmayan kan vb. gözlemlerde bulunduysanız bu durumu bir veteriner hekimle konuşmak en doğru çözüm olacaktır.

Kedi Kusması Türleri

Kediler çok değişik sebeplerle kusabilir ve kusmuk görseli bu nedenlere bağlı olarak farklılık gösterir.

Çoğu kedi sahibi, normal kusma sırasında kedilerinin çok miktarda tüy yutmasından kaynaklı ortaya çıkan tüy yumaklarına aşinadır. Bu tüyler sindirilemez ve sindirim sisteminden geri çıkabilir.

Ciddi sebeplere bağlı oluşan kusmuk içerisinde safra, kan, mukus ya da sindirilmiş yiyecekleri görebilirsiniz. Kusmanın sayısı, zamanı ve görselini gözlemlemek ve not almak, veteriner hekiminize durumla ilgili bilgi aktarırken, kedinizin sağlığı için faydalı olacaktır.

Evcil hayvan ebeveynlerinin normal kusma ve tuhaf görünümlü kusmuk arasındaki farkların, farkında olmaları da yararlı olabilir.

Kedilerde kusma, mide ve üst bağırsak içeriğinin zorla dışarı atılmasıdır, doymuşluk ise içeriğin ağız, boğaz ve yemek borusundan dışarı atılmasıdır. Kedilerde kusma genel anlamda kısa sürer ve kediniz iyi görünmez, salya akıtır, öğürür ve karın bölgesindeki şişlik gözle gözlemlenebilir seviyede olur. Tüm bu süreç sonunda da kusma işlemi gerçekleşir.

Gözlemlenebilirlik açısından, regürjitasyon, uyarı vermeden hızlı ve sıklıkla gerçekleşir. Kediniz bir dakika içerisinde sağlıklı görünümüne kavuşur, ve akabinde öğürmeden ya da kasılmadan tükürerek kusmuğu dışarı atar. Bu iki farklı durumu gözlemlemeniz, veteriner hekiminizle paylaşacağınız bilgi açısından çok önemlidir.

Kedi sahipleri teşhis koyabilmek adına, kusmuğun rengi ya da kıvamına göre gözlem yapmak isterler. Ancak bir hekim tarafından dahi göz yorumu ile oldukça zor konulabilen bu teşhisin, evcil hayvan ebeveyni tarafında konulması çok kolay değildir. Bir kedinin kusmuğunun rengi, kedinin ne yediğine (gıda dışı öğeler dahil!), mamada kullanılan boyalara veya kedinin yediği mamalara ve bir dizi başka faktörlere bağlı olarak değişebilir.

Bu nedenle, renk durumunu inceleme, kedinizin kusmasının nedenini teşhis etmenin güvenilir bir yolu değildir. Aşağıdaki maddeler size yardımcı olacaktır, ancak en iyi ve doğru yanıt için bir veteriner hekimle konuşmalısınız.

*Sarı, turuncu ya da kahverengi: Mide içerisinde tamamen sindirilmemiş gıda ve safra sebebiyle oluşabilir.

*Kırmızı veya pembe: Kan varlığını gösterebilir. Veya mamanın içerisinde kullanılan yabancı maddeler/boyalardan kaynaklanabilir.

*Şeffaf veya beyaz: Yemek borusundan tükürüğün geri gelmesi veya kedinin aç karnına kusması nedeniyle ortaya çıkabilir.

*Yeşil: Safra kaynaklı ya da içerisinde yeşil boya bulunan mama ya da yabancı madde tüketmesi kaynaklı olabilir.

*Siyah veya Kahverengi: Kahve tonlarında gözlemlenen kedi kusmuğu, sindirim sisteminde yaşanan bir iç kanamanın ciddi habercisi olabilir ve bu durumu gözlemlediğinizde en hızlı şekilde veteriner hekiminizle iletişime geçmeniz gereklidir.

Yukarı sıraladığımız maddeler, kusmanın teşhisi için yeterli ya da kapsamlı değildir. Tam ve doğru bir teşhs için veteriner hekiminizden destek almanızı tavsiye ederiz.

Kediler Neden Kusar? Kedi Kusmasının 7 Nedeni

İnsanlarda olduğu gibi kediler de pek çok sebebe bağlı olarak kusabilirler. Bu yaşananlar kötü durumun sebepleri bazen çok masum olabilirken ve iyi huylu olarak gözlemlenirken, diğer sebepleri ise çok ciddi rahatsızlıkların habercisi olabilir.

İşte kedilerin kusmasının en yaygın nedenlerinden birkaçı;

*Tüy topları

*Mide ve bağırsak iltihabı

*Yabancı Cisimler veya Tıkanmalar

*Gıda Alerjileri ve İnflamatuar Bağırsak Hastalığı

*Sistemik Hastalıklar

*Parazitler

*Kanser

Kedimizdeki Kusma Sebebiyle Ne Zaman Endişelenmeliyiz?

Kedilerin belli periyotlarla tüy topu kusması normal kabul edilr ancak kusma sayısındaki sıklık, kusmuğun hacmi ya da kıvamı endişe sebepleri yaratabilir.

Özellikle aşağıdaki sebeplerin kedilerdeki kusma ile olan ilişkisi, size kötü bir durumun haberini vermek adına yardımcı olacaktır;

İştah kaybı

Alerji

Ateş

İshal

Sağlık ve normal davranışlarındaki diğer değişiklikler

Kedinizde yukarıda sıraladığımız belirtileri kusma ile birlikte gözlemlediğinizde, bir veteriner hekimle acilen iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.

Kedi Kusma Tedavisi

Tedavi yönteminin belirlenmesi için öncelikle kusmanın hangi sebepten kaynaklandığını bulmak en doğru yol olacaktır.

Sistemik hastalıklar olan kanser ya da böbrek yetmezliği gibi ciddi rahatsızlıklardan kaynaklanıyorsa, öncelikle hastalığın kendisini tedavi etmek en doğru çözüm olacaktır.

Tüy yumağı veya gastroenterite bağlı hafif kusma vakaları için, veteriner hekiminiz ilgili ilaçları destekleyici olarak bakımı için reçete edebilir.

Kedinizin kusması beslenmesine bağlı olarak gelişiyor olabilir, gıda alerjisi ya da iltihaplı bağırsak hastalığı sebepli olabilir ve bu durumda veteriner hekiminiz direktifiyle beslenmesine diyet uygulanacaktır.

Yabancı bir cisim veya sindirim sistemi yolu tıkanması nedeniyle kusma özellikle ciddidir. Yuttuğu cisimler kendi başlarına çıkamaz ve müdahale edilmezse ciddi sonuçlar yaşatabilir. Bu tür kusmayı tedavi etmek için veterineriniz, yabancı maddeyi ve hasarlı bağırsak bölümlerini tedavi etmek için acil ameliyat önerebilir.

Kedi Kusmasını Evde Nasıl Tedavi Edebiliriz?

Öncelikle ilk atmanız gereken adım, bir veteriner hekimden destek almaktır. Kendi başınıza koyacağınız teşhis yanlış olabilir ve evcil hayvanınızı sizden koparabilir. Yabancı bir cisim yutmasıyla yaşanan tıkanıklık sebepli kusma, doğru şekilde müdahale edilmezse çok ciddi sonuçlara sebep verebilir ve hatta ölümle sonuçlanabilir.

Tüy topları kedinizin sindirim sistemini yoruyorsa ve yaşanan kusmalar tüyler yüzünden yaşanıyorsa, veteriner hekiminiz onun rahatlaması için reçetesiz kullanabileceğiniz ve kedinize yardımcı olacak tedavi yöntemlerini sizinle paylaşacaktır.

Veteriner hekim tarafından size verilmediği sürece asla reçeteli ya da reçetesiz hiçbir ilacı kedinize vermeyin. Ve kedinize asla bizler için olan ilaçları vermeyin.

Tüylü dostlarımızın yaşadığı tüm problemler için her zaman bir veteriner hekimden destek almayı aksatmayın.


06/Ağu/2022

Kedi kısırlaştırma işlemi, günümüzde pek çok kediye uygulanan ve uygulanması da uzman veteriner hekimler tarafından tavsiye edilen işlemlerden bir tanesidir. Kedilerin de diğer tüm canlılar gibi hormon sistemleri mevcuttur ve içgüdüsel olarak yaşamlarında bu hormon sistemlerinden salgılanan hormonlara göre birtakım davranışlar sergilerler.

Çiftleşme isteği de kedilerde bulunan üreme hormonunun var olması ile meydana gelmektedir. Bu sebeple kediler içgüdüsel olarak çiftleşmek isterler. Fakat kediler için çiftleşmek bazen kötü sonuçlar ortaya çıkarabilir. Buna en büyük örnek olarak kediler bazı hastalıkları çiftleştikleri diğer kedilerden kolayca kapabilmektedir. Bir ev kedisi dışarıdaki bir kedi ile çiftleştiği zaman çok ağır bir hastalık kapabilir ve bünyesi bu hastalığı kaldıramayarak hayatını kaybedebilir. Bu nedenle kedilerin kısırlaştırılmasının veteriner hekimler tarafından onaylandığı bilinmektedir.

Kedilerin kısırlaştırılmasının bir diğer önemli sebebi ise bir doğumda çok fazla sayıda yavru dünyaya getirebilmeleridir. Kediler çiftleştikten sonra doğum esnasında 3, 4, 5 ya da 6 yavru dünyaya getirebilmektedir. Bu nedenle tüm bu kedilerin bakımı çok zor olmaktadır. Ve maalesef ki çok sayıda doğum yapan kedilerin yavrularının doğum kilosu daha düşük olur, vücut bağışıklık sistemi de zayıf olur. Bu nedenle kediler kolay bir şekilde hastalıklara yakalanıp çok kısa sürede hayatını kaybedebilmektedir. Bu nedenle kedi kısırlaştırma işlemi günümüzde çokça uygulanan bir işlemdir.

 

Kedi Kısırlaştırmanın Faydaları Nelerdir?

Kedi kısırlaştırmanın hayvanlara çok daha fazla yararı vardır. Bu yararlara kısaca bir göz atalım:

  • Kedi kısırlaştırmak hayvanları pek çok ölümcül hastalıktan korumaktadır. Bu hastalıklara örnek olarak kanser, metritis, yumurtalık kistleri, benign prostat hiperplazisi, perianal adenom ve pirometra gibi pek çok hastalık örnek verilebilir. Kedi kısırlaştırma işlemi sayesinde üreme organlarında yapılan operasyonlar ile birlikte bu hastalıkların olma imkanı ortadan kalkmaktadır.
  • Kediler üreme hormonları nedeni ile bazı üreme dönemlerinde saldırgan ve agresif olabilmektedir. Kısırlaştırma işlemi kedilerdeki üreme hormonu üretimini tamamen kaldırmaz, fakat üreme hormonun ciddi oranda az salgılanmasına sebebiyet vererek saldırganlık gibi davranışların azalmasına yardımcı olmaktadır.
  • Erkek kedilerde bölgesel mücadele ve işaretleme gibi içgüdüsel davranışlar da üreme hormonu ile ilişkilidir. Kedi kısırlaştırma işlemi ile birlikte üreme hormon üretimi azalacağından dolayı bu tarz içgüdüsel davranışlarda da azalma olacak ve kedilerin daha rahat bir yaşam sürmesi sağlanacaktır.
  • Dişi kediler ise erkek kedilere nazaran aşırı sevme davranışı gösterebilir. Bu durum da kısırlaştırma ile birlikte üreme hormonunun azalmasıyla sönümlenecektir.
  • Kediler hormonlarından ve içgüdülerinden dolayı bazı kavgalara girişebilir. Bunlardan ciddi yaralanan kediler çok sık görülmektedir. Kedinin bu bağlamda hayatının tehlikeye girmemesi için kedilerin kısırlaştırılması uygun görülmektedir.
  • Aynı şekilde bir başka kedi ile temasa geçmeleri ile birlikte bulaşıcı hastalık riskinden dolayı da kedi kısırlaştırmanın faydalı olduğu düşünülmektedir.
  • Kedilerin çoklu doğum yapabilme yetenekleri olduğu için kedilerin kısırlaştırılması ile birlikte bulunulan bölgedeki kedi popülasyonu kontrol altına alınabilecektir. Bu sayede o bölgedeki bulaşıcı hastalık riski de büyük bir oranda azalmış olacaktır.
  • Erkek kediler çiftleşme içgüdüsü ile birlikte evden ayrılıp eve gelmediği de olmaktadır. Bu durumdan sakınmak için erkek kedilerin kısırlaştırılmasının onların iyiliği yönünde olduğunu uzman veteriner hekimler söylemektedir.

 

Kedi Kısırlaştırma İşlemi Ne Zaman Yapılmalı?

Kedi kısırlaştırma işlemi için veteriner hekimlerin önerdiği bazı vakitler mevcuttur fakat kedinizin veteriner muayenesi ile birlikte hazır olup olmadığına karar verilmesine göre bu durum değişiklik gösterebilir. Genel olarak kedilerin kısırlaştırılma işlemi kediler cinsel olgunluğa ulaşmadan önce yapılır. Çünkü kediler cinsel olgunluğa ulaştıktan sonra agresiflik, işaretleme gibi bazı içgüdüsel davranışlar daha fazla ortaya çıkmaktadır. Bu davranışlar ortaya çıktıktan sonra sönümlenmesi biraz zaman alacağı için kedilerin kısırlaştırılma işlemi cinsel olgunluğa erişmeden önce yapılması gerekir.

Kedilerin kısırlaştırma işlemi bu nedenle yaklaşık olarak 6 aylıkken yapılabilir. Bu vakitten yaklaşık sekiz hafta ileri ya da geri olacak şekilde ameliyat tarihi belirlenebilir. Bu durum, kedinin cinsel olgunluğa gelme durumuna göre kediden kediye değişiklik gösterebilir. Veteriner hekiminiz en doğru zamanı sizin için belirleyecektir.

 

Kedi Kısırlaştırma İşlemi Nasıl Yapılır?

Kedi kısırlaştırma işlemi anatomik yapıları nedeni ile dişi ve erkek kedilerde farklı şekilde uygulanmaktadır. Erkek kedilerde testislerin çıkarılması gerekir ve bu işleme genel olarak kastrasyon adı verilmektedir. Dişi kedilerde ise rahim ve iki yumurtalık da alınarak hem oluşabilecek ölümcül hastalıkların riski ortadan kaldırılır, hem de kedi kısırlaştırılmış olur. Kedi kısırlaştırma işlemi ameliyat öncesi hazırlıkları saymazsak ortalama bir saat kadar sürmektedir. Ameliyat öncesinde kedinin bazı ön hazırlık işlemleri olmaktadır.

Ameliyat olmadan önce kedinin son 10 – 12 saat boyunca aç kalması gerekir. Bu sayede anestezi çok daha kolay bir şekilde vücuttan atılmaktadır. Ayrıca ameliyattan 6 saat öncesine kadar da artık su tüketiminin de olmaması gerekir. Daha sonra kedi için uygun olan anestezi miktarı doktorlar tarafından belirlenir ve kedi ameliyathane alınarak kısırlaştırma işlemine başlanır.

Kedi kısırlaştırma işlemi bir ameliyat olabilir, fakat bu işlem kedilere çok fazla uygulanan bir işlem olduğu için o kadar da ciddi bir operasyon değildir. Kedi ameliyat sonrası rahatlaması için birtakım ağrı kesiciler ile dinlendirilir ve kendisine geldiğinde veteriner hekimin onayı ile birlikte evine gidebilir. Eğer herhangi bir olumsuzluk ortaya çıkarsa mümkün olan en kısa süre içerisinde veteriner hekimin kedinizi tekrar görmesi gerekir.

Kedinin anestezi aldıktan sonra kendisine dönmesi için biraz beklemeye ihtiyaç vardır. Kedinin aldığı anestezi miktarına göre kendisine gelmesi 12 ya da 24 saati bulabilir. Daha sonra kedi günlük işlerine dönmeye başlayabilir. Fakat her zamanki gibi enerjik olması için birkaç gün geçmesi gerekebilir, bu durum sizi endişelendirmesin. İyileşme süreci 1 haftayı bulabilen kedi kısırlaştırma işlemi 1 hafta sonunda rahatlıkla bitecektir. Önemli olan nokta ameliyat sonrasında kedinin ameliyat yarası ile oynamaması gerektiğidir. Bunun için kediye bir kedi hunisi takılacaktır ve kedinin yarası ile oynama isteği bu şekilde engellenecektir.

Kedilerin ameliyat sonrası duruma göre ameliyat dikişlerini aldırması gerekebilir. Bunun için ameliyat sonrası 10 ya da 14. gün sonunda ameliyat için dikişlerinin alınmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Tabi ameliyat esnasında eriyen dikişler yapıldı ise bu işleme gerek kalmayacaktır.

Kedi kısırlaştırma işleminin kediler için oldukça yararlı olduğunu söyleyen veteriner hekimlerin sayısı çok fazladır. Fakat kedi sahipleri kedi kısırlaştırmanın günah olup olmadığı konusunda yine de bir ikileme düşebilmektedir.

 

Kedi Kısırlaştırma Günah Mı?

Kedi kısırlaştırmanın günah sayılabileceği düşüncesi, her bir canlı gibi kedilerin de özgür irade ve içgüdülerinin olması dolayısı iledir. Bu nedenle kedi sahipleri kısırlaştırma işlemini yaptırırken kendilerini kötü hissetmekte ve kedi kısırlaştırmanın günah olup olmadığını merak etmektedir. Kedi kısırlaştırmanın günah olup olmaması bazı durumlara göre değişiklik göstereceği için bu sorunun tek bir cevabı yoktur. Eğer kedi kısırlaştırması kedinin zararına olacak ise kesinlikle günah olduğu söylenebilir. Çünkü hiçbir sebeple masum bir canlıya zarar vermemek gerekir. Dinimizce bu yasaktır.

 

Erkek Kedi Kısırlaştırma Günah Mı?

Erkek kediler işaretleme ve bölgesel bölgesel mücadele gibi birtakım konular hayatlarını zora sokabilir. Bu içgüdülerini yerine getirirken bazı kediler ile kavga edebilir ve ciddi şekilde yaralanarak hayatını kaybedebilir. Ayrıca bazı hastalık ihtimallerinden dolayı erkek kedilerin kısırlaştırılmasında bazı hocalar bir sorun görmemektedir. Fakat esas olan nokta şudur ki; bu işlem kedinin zararına değil yararına olmasıdır.

 

Evcil Kedi Kısırlaştırma Günah Mı?

Kedi kısırlaştırma sorusu akla gelince evcil kedilerin durumu da merak edilmektedir. Eğer sadece sahibi kolaylık olsun istiyor diye kedi kısırlaştırılacaksa buna caiz değil diyen hocalar vardır. Kedinin çiftleşme hakkını sırf sahibi istemiyor diye elinden almak doğru bir davranış olmayacaktır.

 

Dinimizde Kedi Kısırlaştırma Günah Mı?

Dinimizde kedi kısırlaştırma işlemi kar – zarar durumuna göre düşünüldüğünde bir hastalık ya da ciddi bir yaralanma durumu söz konusu ise kedi için iyi olacağından caiz olarak görülmektedir.

 

Kedi Kısırlaştırma Günah Mı Diyanet

Diyanet Kurulu, kedi kısırlaştırmanın bölgesel popülasyonu ciddi oranda düzelteceği, kediyi hastalıklardan koruyacağı gibi önemli sebeplerle caiz olarak görmektedir. Fakat sebepsiz yere kedinin üreme faaliyetlerini engellemenin caiz olmadığını da fetvalarına eklemişlerdir.

 

Dişi Kedi Kısırlaştırma Günah Mı?

Dişi kedilerde rahim kanseri, polikistik yumurtalıklar gibi birtakım hastalıklar mevcut olabilir. Bu hastalıklar kedinin hayatını çok ciddi boyutlarda etkileyebilir hatta ölüme yol açabilir. Bundan dolayı kedi kısırlaştırmanın günah olmadığı söylenmektedir. Elbette ki sebepsiz yere kedi kısırlaştırmanın doğru olmadığı görüşünün yaygın olduğunu da söylemek gerekir.

 

Kedi Kısırlaştırmak Caiz Mi

Kedi kısırlaştırmanın pek çok hocaya göre caiz olduğu bildirilmiştir. Kedi kısırlaştırılınca kediye zarardan çok yarar sağlayacağı için bunun uygun olduğu ulema tarafından onaylanmıştır.

Genel olarak şunu söyleyebiliriz ki, kedi kısırlaştırma işlemi kedinin yararına olacaksa, ölümcül hastalıkları engelleyecekse ulema kedi kısırlaştırmanın uygun olduğu hakkında fikir birliğine varmıştır. Fakat kedilerin üreme hakkının hiçbir şekilde elinden alınmaması gerektiğini belirten hocaların sayısı da fazladır. Bunun için kısırlaştırma düşünülen kedinin bireysel durumu göz önünde bulundurulur, riskler ve faydalar masaya yatırılır ve ona göre net bir cevap aranır.

Kedi kısırlaştırma işlemi pek çok veteriner hekim tarafından onaylanan bir işlem olduğu için yararının fazla olduğu düşünülmektedir. Bunun için de pek çok hoca bu işleme caiz demektedir. İşlem sonrası kedinin bakımlarını iyi bir şekilde yapmanın kedinin hayatının geri kalanında yaşam kalitesini arttıracağı da bir gerçektir.

Kedi kısırlaştırma ameliyatı hakkında tüm süreci videolu içeriğimizle öğrenmek için ziyaret edin: https://uskudarveteriner.com/uskudar-kedi-kisirlastirma/






Dr. Pati ® Üsküdar Veteriner Kliniği

Biz Kimiz?

Dr. Pati ® Üsküdar Veteriner Kliniği, diğer bölgelerdeki klinik tecrübelerindeki hizmet kalitesini Üsküdar’da devam ettirmek için kurulmuştur.


HIZLICA ARAYIN

0533 498 96 62



ZİYARET EDİN

Barbaros Mah. Nuhkuyusu Cad. No:76 Üsküdar



Sosyal Hesaplarımızı Takip Edin



Copyright by Dr. Pati ® 2020.    KVK Aydınlatma Metni