Veteriner Sağlık Rehberi

Pati kurtaran pratik bilgiler


10/Eyl/2024

Köpekler, yüzyıllardır insanın en yakın dostları olarak bilinir. Sevecen, sadık ve neşeli yapılarıyla hayatımıza renk katan bu harika canlılar, zaman zaman bizleri şaşırtan davranışlar sergileyebilirler. Bunlardan biri de, köpeklerin ot yeme davranışıdır. Çoğu köpek sahibi, sevimli dostlarının dışarıda gezintiye çıktıklarında çimen veya ot yediklerine tanık olmuştur. Peki, köpekler neden ot yer? Bu davranışın altında yatan sebepler neler olabilir? Üsküdar veteriner kliniği olarak sizlere bunun cevabını hazırladık.

 

Köpeklerin Ot Yeme Davranışının Kökeni

“Köpekler neden ot yer?” sorusunu anlamak için köpeklerin tarihine ve atalarına bakmak gerekir. Evcil köpeklerin ataları olan kurtlar ve diğer vahşi köpek türleri de zaman zaman ot yerlerdi. Bu durum, köpeklerin ot yeme davranışının evrimsel bir kökene sahip olabileceğini düşündürmektedir. Yani köpeklerin ot yemesi sadece günümüzde değil, geçmişte de var olan bir içgüdüsel davranıştır. Ancak bu davranışın arkasında yalnızca bir sebep yoktur; farklı nedenler bu davranışı tetikleyebilir.

Köpekler Neden Ot Yer? Olası Sebepler

Sindirim Sistemi Sorunları

Köpeklerin ot yeme davranışı, sıklıkla sindirim sistemiyle ilişkilendirilir. Köpekler, mide bulantısı, gaz, hazımsızlık veya kabızlık gibi problemler yaşadıklarında ot yiyerek bu durumu hafifletmeye çalışabilirler. Otun içerdiği lifler, sindirimi kolaylaştırabilir ve bağırsak hareketlerini düzenleyebilir. Bazı köpeklerin ot yedikten sonra kustukları gözlemlenmiştir, bu da onların mideyi rahatlatmak amacıyla ot yediklerini düşündürmektedir.

Besin Eksiklikleri

Köpeklerin ot yemesinin bir diğer sebebi de besin eksiklikleri olabilir. Köpekler, beslenme rutinlerinde ihtiyaç duydukları tüm vitamin ve mineralleri alamadıklarında, içgüdüsel olarak bu eksiklikleri gidermek için ot yiyebilirler. Özellikle ev yapımı yiyeceklerle beslenen köpeklerde bu tür eksiklikler daha sık gözlemlenir. Ot, özellikle bazı vitaminler ve mineraller açısından zengin olabilir ve köpekler bu maddeleri vücutlarına kazandırmak için ot tüketebilirler.

Can Sıkıntısı ve Stres

Köpekler de insanlar gibi stres altında olabilirler. Yeterince fiziksel aktivite yapmayan veya zihinsel olarak uyarılmayan köpekler, can sıkıntısı veya stres yaşayabilir. Bu durumlarda bazı köpekler, ot yemek gibi farklı davranışlar sergileyebilirler. Ot yeme, köpeğin stresle başa çıkma mekanizması olarak değerlendirilebilir.

Merak ve Keşfetme Arzusu

Köpekler, doğaları gereği son derece meraklı canlılardır. Çevrelerini keşfetmek ve yeni şeyler denemek isterler. Ot yemek de bu keşfetme arzusunun bir sonucu olabilir. Yani köpekler, ot yemeyi bir deneyim olarak görüp bunu sırf meraklarından yapabilirler.

Otun Tadı ve Dokusu

Bazı köpekler için ot yemenin basit bir açıklaması olabilir: Tadı ve dokusu hoşlarına gidiyor! Taze ve yeşil otlar, köpeklere çekici gelebilir. Bu durumda köpekler ot yemeyi yalnızca bu hoşlandıkları tat ve doku deneyimi için yapabilirler.

Hiç merak ettiniz mi? Kediler Neden Yıkanmaz?

Veteriner Hekimlerin Önerileri: Köpeklerin Ot Yemesine Karşı Nasıl Önlem Alınmalı?

Köpeklerin ot yemesi genel olarak zararsız bir davranış olarak kabul edilir. Ancak bazı durumlarda bu davranış sağlık sorunlarına işaret edebilir. Eğer köpeğiniz sürekli ot yiyorsa veya bu davranış başka semptomlarla birlikte gözlemleniyorsa, bir veteriner hekime danışmak önemlidir. İşte veteriner hekimlerin önerdiği bazı durumlar:

Sık Sık Ot Yeme

Eğer köpeğiniz sürekli ot yiyor ve ardından kusuyorsa, bu durum sindirim sorunlarına işaret edebilir. Bu gibi durumlarda veteriner hekiminize başvurmalısınız.

İştahsızlık ve Davranış Değişiklikleri

Ot yedikten sonra köpeğiniz normal besinlere ilgi göstermiyorsa veya kilo kaybı, halsizlik gibi belirtiler ortaya çıkıyorsa, bu durum ciddi bir sağlık probleminin işareti olabilir.

Zehirli Bitkilerden Uzak Durun

Köpeğinizin çevresinde zehirli bitkiler bulunuyorsa, ot yeme davranışı tehlikeli hale gelebilir. Bu nedenle, köpeğinizin ot yediği alanı kontrol etmek ve zehirli bitkilerden uzak durmak önemlidir.

Köpeğinizin Ot Yeme Davranışını Kontrol Altına Alma Yolları

Köpeğinizin ot yeme davranışını kontrol altına almak için bazı önlemler alabilirsiniz. İşte veteriner hekimlerin bu konuda sunduğu öneriler:

Dengeli Beslenme

Köpeğinizin ihtiyaç duyduğu tüm vitamin ve mineralleri alabilmesi için onu dengeli bir diyetle beslemek önemlidir. Hazır mamalar genellikle bu dengeyi sağlasa da, evde hazırladığınız yiyeceklerin köpeğinizin ihtiyaçlarını karşıladığından emin olmalısınız. Bu noktada bir veteriner hekimden yardım alabilirsiniz.

Yeterli Egzersiz ve Zihinsel Uyarım

Köpeğinizin enerjisini atabilmesi ve zihinsel olarak uyarılması için düzenli egzersiz yapması önemlidir. Köpeğinizle sık sık yürüyüş yapın, onunla oyunlar oynayın ve zihinsel uyarıcı oyuncaklarla onu meşgul edin.

Güvenli Çiğneme Alternatifleri Sunun

Köpeğinizin ot yemesini azaltmak için ona güvenli çiğneme oyuncakları veya sağlıklı sebzeler sunabilirsiniz. Havuç, salatalık veya brokoli gibi sebzeler, köpeğinizin ilgisini çekebilir ve ot yerine bunları yemeyi tercih edebilir.

Köpeklerde Ot Yeme Davranışının Anlamı

Köpeklerin ot yemesi, aslında düşündüğümüzden daha karmaşık bir davranış olabilir. Bazı köpekler bunu sağlık sorunları nedeniyle yaparken, bazıları merak veya can sıkıntısı gibi basit sebeplerden ötürü bu davranışı sergileyebilirler. Köpeklerin ot yeme alışkanlığı genellikle zararsız olsa da, bu davranışta aşırıya kaçmaları durumunda bir veteriner hekime başvurmak en doğrusu olacaktır.

Köpeklerin ot yeme davranışı üzerinde yapılan araştırmalar, bu davranışın köpeklerin evrimsel geçmişine dayandığını ve köpeklerin doğal bir içgüdüyle bunu yaptığını göstermektedir. Yani köpekler neden ot yer? sorusuna verilecek net bir yanıt olmamakla birlikte, bu davranışın birçok olası nedeni olduğu kesindir.

Köpeklerin ot yeme davranışı hakkında bilinmesi gereken her şey ve köpek sahiplerinin bu konuda yapabileceği öneriler özetle şunlardır:

  • Köpekler bazen sindirim sorunlarını hafifletmek için ot yerler.
  • Ot yeme, besin eksikliklerinin giderilmesi için de yapılabilir.
  • Köpeğinizin sürekli ot yemesi ciddi bir sağlık sorununun belirtisi olabilir.
  • Köpeğinize dengeli bir diyet sunarak bu davranışı minimize edebilirsiniz.
  • Zehirli bitkilerden kaçınarak köpeğinizin sağlığını korumalısınız.

Unutmayın, köpeğinizin davranışlarındaki değişiklikleri izlemek ve gerektiğinde veteriner hekiminize danışmak her zaman en iyi yoldur. Sevimli dostlarınızın sağlığı ve mutluluğu, sizin alacağınız küçük önlemlerle güvence altına alınabilir.

Önemli Not: Bu içerik teşhis ve tedavide kullanılamaz. Sadece bilgi vermek amacıyla oluşturulmuştur.


29/Ağu/2024

Kedilerde astım, aynı zamanda feline astım veya alerjik bronşit olarak da bilinir, kedilerin solunum yollarını etkileyen kronik bir inflamatuar hastalıktır. Bu rahatsızlık, kedilerin solunum yollarında daralmaya ve iltihaplanmaya neden olarak nefes almalarını zorlaştırır. Astım, her yaştan kediyi etkileyebilir, ancak genellikle 2 ila 8 yaş arasındaki kedilerde daha sık görülür. Bu kapsamlı rehberde, kedilerde astımın belirtilerini, nedenlerini, tanı yöntemlerini, tedavi seçeneklerini ve korunma yollarını detaylı bir şekilde ele alacağız.

Kedilerde Astım Nedir?

Kedilerde astım, solunum yollarındaki aşırı duyarlılığın neden olduğu bir hastalıktır. Alerjenlere (toz, polen, küf, sigara dumanı gibi) maruz kalan kedinin bağışıklık sistemi, bu maddelere karşı aşırı tepki verir. Bu tepki, solunum yollarında daralmaya, mukus üretiminde artışa ve iltihaplanmaya yol açar. Sonuç olarak, kedi nefes almakta zorlanır ve öksürük gibi solunum sorunları yaşar.

Kedilerde Astım Belirtileri

Kedilerde astım belirtileri, hastalığın şiddetine ve kedinin bireysel özelliklerine bağlı olarak değişebilir. En yaygın belirtiler şunlardır:

  • Öksürük: Kedilerde astımın en belirgin semptomu öksürüktür. Öksürük genellikle kuru ve hırıltılıdır ve özellikle geceleri veya fiziksel aktivite sonrası daha sık görülür.
  • Hızlı ve Zor Nefes Alma: Astımlı kediler, nefes almak için daha fazla çaba harcarlar. Nefes alırken göğüs ve karın kaslarını daha fazla kullanırlar ve nefes alma hızları artar.
  • Nefes Darlığı: Kediniz nefes almakta güçlük çekiyorsa, açık ağız solunumu yapabilir veya nefes almak için boynunu uzatabilir.
  • Hırıltılı Solunum: Solunum yollarındaki daralma nedeniyle, kedinizin nefes alırken hırıltılı veya ıslık gibi sesler çıkarması mümkündür.
  • Mavi veya Mor Renkli Diş Etleri: Şiddetli astım atakları sırasında, kedinizin diş etleri oksijen yetersizliği nedeniyle mavi veya mor renk alabilir. Bu durum acil veteriner müdahalesi gerektirir.
  • Letarji ve Halsizlik: Astım, kedinizin enerji seviyesini düşürebilir ve onu halsiz ve isteksiz hale getirebilir.
  • İştahsızlık: Nefes almakta zorlanan kediler yemek yemekte isteksiz olabilirler.
  • Kilo Kaybı: Kronik astım, kedinizin kilo kaybetmesine neden olabilir.
  • Kusma: Bazı kediler, öksürük nöbetleri sırasında kusabilirler.

Önemli Not: Yukarıdaki belirtilerden herhangi birini fark ederseniz, derhal veterinerinize başvurmanız önemlidir. Erken teşhis ve tedavi, kedinizin yaşam kalitesini artırır ve ciddi komplikasyonları önler.

Kedilerde Astım Nedenleri

Kedilerde astımın kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, alerjenlere maruz kalmanın hastalığın gelişiminde önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Yaygın alerjenler şunlardır:

  • Ev Tozu Akarları: Ev tozu akarları, kedilerde en yaygın alerjenlerden biridir. Bu mikroskobik canlılar, halı, yatak takımları, mobilyalar ve diğer ev eşyalarında bulunur.
  • Polen: Polen, ağaçlar, çimenler ve diğer bitkiler tarafından üretilen küçük taneciklerdir. Özellikle bahar ve yaz aylarında havada yoğun olarak bulunur.
  • Küf: Küf, nemli ortamlarda gelişen bir mantar türüdür. Banyo, mutfak ve bodrum gibi alanlarda yaygın olarak bulunur.
  • Sigara Dumanı: Sigara dumanı, kedilerde solunum yolu tahrişine ve astım semptomlarının kötüleşmesine neden olabilir.
  • Parfüm ve Temizlik Ürünleri: Güçlü kokulu parfüm, oda spreyleri ve temizlik ürünleri, kedilerde solunum yolu hassasiyetine ve astım ataklarına yol açabilir.
  • Kedi Kumu: Bazı kedi kumları, özellikle tozlu olanlar, kedilerde solunum yolu tahrişine ve astım semptomlarının alevlenmesine neden olabilir.

Kedilerde Astım Tanısı

Veterineriniz, kedinizin tıbbi geçmişini, fiziksel muayene bulgularını ve çeşitli testleri değerlendirerek astım tanısı koyabilir. Tanıya yardımcı olabilecek testler şunlardır:

  • Röntgen: Göğüs röntgeni, akciğerlerdeki değişiklikleri (hava yollarında genişleme, akciğer dokusunda kalınlaşma gibi) ve diğer olası solunum yolu hastalıklarını dışlamak için kullanılır.
  • Kan Testleri: Kan testleri, alerji veya enfeksiyon gibi astıma benzer semptomlara neden olabilecek diğer durumları ekarte etmek için yapılır.
  • Bronkoskopi: Bronkoskopi, solunum yollarının içini görselleştirmek için kullanılan bir prosedürdür. Bu yöntem, hava yollarındaki iltihaplanma ve mukus birikimini değerlendirmek için kullanılabilir.
  • Alerji Testleri: Alerji testleri, kedinizin hangi alerjenlere karşı duyarlı olduğunu belirlemek için yapılabilir. Bu bilgi, alerjenlerden kaçınma ve tedavi planlaması için önemlidir.

Kedilerde Astım Tedavisi

Kedilerde astım tedavisi, semptomları kontrol altına almaya, inflamasyonu azaltmaya ve solunum yollarını açmaya odaklanır. Tedavi seçenekleri şunları içerir:

  • Bronkodilatörler: Bronkodilatör ilaçlar, solunum yollarındaki kasları gevşeterek nefes almayı kolaylaştırır. Genellikle inhaler veya nebulizatör yoluyla uygulanır.
  • Kortikosteroidler: Kortikosteroidler, solunum yollarındaki iltihaplanmayı azaltır ve astım semptomlarını kontrol altına almaya yardımcı olur. Oral tabletler, enjeksiyonlar veya inhaler yoluyla verilebilir.
  • Antihistaminikler: Antihistaminikler, alerjik reaksiyonları hafifletmeye ve astım semptomlarını azaltmaya yardımcı olabilir.
  • Oksijen Tedavisi: Şiddetli astım atakları sırasında, kedinize oksijen tedavisi uygulanabilir.
  • Alerjenlerden Kaçınma: Kedinizin hangi alerjenlere karşı duyarlı olduğunu belirledikten sonra, bu alerjenlerden kaçınmak için önlemler almanız önemlidir. Örneğin, ev tozu akarlarına karşı duyarlıysa, hipoalerjenik yatak takımları kullanabilir ve halıları sık sık temizleyebilirsiniz.
  • Çevresel Kontrol: Evinizde sigara içmekten kaçının, güçlü kokulu temizlik ürünlerini kullanmayın ve kedinizin yaşam alanını temiz ve tozsuz tutun.
  • Kilo Kontrolü: Fazla kilolu kedilerde astım semptomları daha şiddetli olabilir. Kedinizin ideal kilosunu korumasına yardımcı olun.
  • Stres Yönetimi: Stres, astım semptomlarını kötüleştirebilir. Kedinizin stresini azaltmak için ona güvenli ve rahat bir ortam sağlayın.

Kedilerde Astımdan Korunma

Kedilerde astımı tamamen önlemek mümkün olmasa da, aşağıdaki önlemler hastalığın gelişim riskini azaltmaya ve semptomların kontrol altında tutulmasına yardımcı olabilir:

  1. Alerjenlerden Kaçınma: Kedinizin hangi alerjenlere karşı duyarlı olduğunu belirledikten sonra, bu alerjenlerden kaçınmak için adımlar atın.
  2. Temiz Bir Ev Ortamı: Evinizi düzenli olarak temizleyin ve tozsuz tutun. Halıları sık sık süpürün, yatak takımlarını sıcak suda yıkayın ve mobilyaları düzenli olarak temizleyin.
  3. Hava Kalitesini İyileştirme: HEPA filtreli bir hava temizleyici kullanarak evinizdeki hava kalitesini iyileştirebilirsiniz.
  4. Sigara Dumanından Uzak Durun: Evinizde veya kedinizin yakınında sigara içmekten kaçının.
  5. Güçlü Kokulu Ürünlerden Kaçının: Parfüm, oda spreyleri ve güçlü kokulu temizlik ürünlerini kullanmaktan kaçının.
  6. Düşük Tozlu Kedi Kumu Kullanın: Tozsuz kedi kumları, kedinizin solunum yollarını tahriş etme olasılığı daha düşüktür.
  7. Düzenli Veteriner Kontrolleri: Kedinizi düzenli veteriner kontrollerine götürerek astım gibi sağlık sorunlarının erken teşhis ve tedavisini sağlayabilirsiniz.
  8. Stres Yönetimi: Kedinizin stresini azaltmak için ona güvenli ve rahat bir ortam sağlayın. Stres, astım semptomlarını tetikleyebilir veya kötüleştirebilir.
  9. Obeziteyi Önleyin: Fazla kilolu kedilerde astım semptomları daha şiddetli olabilir. Kedinizin ideal kilosunu korumasına yardımcı olun.

    Sıkça Sorulan Sorular

    1. Kedilerde astım insanlara bulaşır mı?

    Hayır, kedilerde astım insanlara bulaşmaz. Astım, alerjenlere karşı gelişen bir bağışıklık sistemi tepkisidir ve bulaşıcı değildir.

    2. Kedim astım teşhisi konulduktan sonra ne kadar yaşayabilir?

    Kedilerde astım, uygun tedavi ve yönetim ile kontrol altına alınabilen kronik bir hastalıktır. Kedinizin yaşam süresi, hastalığın şiddetine, tedaviye yanıtına ve genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. Birçok kedi, astımla birlikte uzun ve mutlu bir yaşam sürdürebilir.

    3. Kedilerde astım atakları nasıl önlenir?

    Kedilerde astım ataklarını önlemek için şunları yapabilirsiniz:

    • Alerjenlerden kaçının.
    • Evinizi temiz ve tozsuz tutun.
    • Hava kalitesini iyileştirin.
    • Sigara dumanından uzak durun.
    • Güçlü kokulu ürünlerden kaçının.
    • Kedinizin ideal kilosunu korumasına yardımcı olun.
    • Stresini azaltın.
    • Veterinerinizin önerdiği ilaçları düzenli olarak kullanın.

    4. Kedilerde astım için doğal tedavi yöntemleri var mı?

    Bazı doğal tedavi yöntemleri, kedilerde astım semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir. Ancak, bu yöntemleri uygulamadan önce veterinerinize danışmanız önemlidir. Bazı doğal tedavi seçenekleri şunlardır:

    • Omega-3 yağ asitleri takviyeleri
    • Probiyotikler
    • N-asetilsistein (NAC)
    • Bal

    5. Kedim astım ilacı kullanırken nelere dikkat etmeliyim?

    Kediniz astım ilacı kullanırken, veterinerinizin talimatlarına tam olarak uymanız önemlidir. İlaçları doğru dozda ve zamanda verdiğinizden emin olun. Ayrıca, olası yan etkiler konusunda veterinerinizi bilgilendirin.

    6. Kedilerde astım genetik midir?

    Kedilerde astımın genetik bir yatkınlığı olduğu düşünülmektedir. Ancak, çevresel faktörler de hastalığın gelişiminde önemli bir rol oynar.

    7. Kedilerde astım hangi ırklarda daha sık görülür?

    Siyam ve Himalaya kedileri gibi bazı kedi ırklarının astıma daha yatkın olduğu görülmektedir. Ancak, astım her ırktan kediyi etkileyebilir.

    8. Kedilerde astımın tedavisi var mı?

    Kedilerde astımın kesin bir tedavisi yoktur, ancak semptomlar ilaçlar, yaşam tarzı değişiklikleri ve çevresel kontrol ile yönetilebilir.

    9. Kedim astım krizi geçirirse ne yapmalıyım?

    Kediniz astım krizi geçirirse, derhal veterinerinize başvurmalısınız. Bu durum acil müdahale gerektirebilir.

10. Kedilerde astımın diğer solunum yolu hastalıklarından farkı nedir?

Kedilerde astım, alerjenlere karşı gelişen bir bağışıklık sistemi tepkisidir. Diğer solunum yolu hastalıkları ise enfeksiyonlar, tümörler veya yabancı cisimler gibi farklı nedenlere bağlı olabilir. Veterineriniz, kedinizin semptomlarını değerlendirerek doğru tanı koyabilir ve uygun tedaviyi önerebilir.

Kedilerde astım, kedilerin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilen kronik bir hastalıktır. Ancak, erken teşhis, uygun tedavi ve yönetim ile kediler astımla birlikte mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilirler. Kedinizde astım belirtileri fark ederseniz veya astım teşhisi konulduysa, veterinerinizle yakın işbirliği içinde çalışarak kedinizin sağlığını koruyabilir ve yaşam kalitesini artırabilirsiniz.

Önemli Not: Bu içerik sadece bilgi vermek için hazırlanmıştır, teşhis ve tedavide kullanılamaz. 


20/Ağu/2024

Kediler, doğaları gereği temiz canlılar olarak bilinirler. Çoğu kedi sahibi, kedilerinin titizlikle kendilerini temizlediğini gözlemlemiştir. Bu nedenle, “Kediler neden yıkanmaz?” sorusu sıklıkla akıllara gelir. Bu soru sıkça üsküdar veteriner kliniğimize de gelmektedir. Bu makalede, kedilerin yıkanmamasının ardındaki nedenleri, kedi banyo yanılgılarını ve gerçeklerini derinlemesine inceleyeceğiz.

Kedilerin Kendilerini Temizleme Süreci

Kedilerin kendilerini temizleme süreci, onların doğal içgüdülerinin bir parçasıdır. Dilleri üzerindeki özel yapılar, tüylerini temizlemek ve düzenlemek için mükemmel bir araçtır. Kediler, dilleriyle tüylerini yalayarak ölü tüyleri, kiri ve parazitleri uzaklaştırırlar. Ayrıca, tükürüklerinde bulunan doğal enzimler, tüylerinin sağlıklı ve parlak kalmasını sağlar.

Kedilerin Yıkanmamasının Nedenleri

  1. Doğal Yağ Dengesi: Kedilerin derisi, tüylerini korumak ve su geçirmezlik sağlamak için doğal yağlar üretir. Sık sık yıkanmak, bu doğal yağ dengesini bozarak kedinin cildinin kurumasına ve tahriş olmasına neden olabilir.

  2. Stres: Kedilerin çoğu, sudan hoşlanmaz ve yıkanmak onlar için stresli bir deneyim olabilir. Yıkanma sırasında yaşanan stres, kedinin bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve sağlık sorunlarına yol açabilir.

  3. Üşüme Riski: Kedilerin tüyleri, onları soğuktan korur. Islak tüyler, kedinin üşümesine ve hastalanmasına neden olabilir. Özellikle uzun tüylü kedilerin tüylerinin tamamen kuruması uzun sürebilir.

  4. Kulak Enfeksiyonları: Kedilerin kulak kanalları hassastır ve suyla temas ettiğinde enfeksiyon riski artar. Yıkanma sırasında suyun kulaklara kaçması, ağrılı kulak enfeksiyonlarına yol açabilir.

Kedi Banyo Yanılgıları ve Gerçekleri

  • Yanılgı: Kediler asla yıkanmamalıdır.

  • Gerçek: Kediler genellikle yıkanmaya ihtiyaç duymazlar, ancak bazı durumlarda banyo yapmak gerekebilir. Örneğin, kedinizin tüylerine zehirli bir madde bulaşırsa veya ciddi bir cilt problemi varsa, veterineriniz banyo yapmanızı önerebilir.

  • Yanılgı: Kediler sudan nefret eder.

  • Gerçek: Bazı kediler suya alışkın olabilir ve hatta yüzmekten keyif alabilir. Ancak, çoğu kedi sudan hoşlanmaz ve yıkanmaktan kaçınır.

  • Yanılgı: Kedi şampuanları, kediler için güvenlidir.

  • Gerçek: Bazı kedi şampuanları, kedilerin cildini tahriş edebilecek kimyasallar içerebilir. Kedinizi yıkarken, veterinerinizin önerdiği özel bir kedi şampuanı kullanmanız önemlidir.

Kedinizi Yıkamak Gerekirse Nelere Dikkat Etmelisiniz?

  • Ilık Su Kullanın: Kedinizi yıkarken ılık su kullanın. Sıcak veya soğuk su, kedinizi strese sokabilir ve rahatsız edebilir.

  • Nazik Olun: Kedinizi yıkarken nazik olun ve onu korkutmamaya özen gösterin. Yıkama sırasında kedinizle sakin bir ses tonuyla konuşun ve onu rahatlatmaya çalışın.

  • Kulaklarını Koruyun: Kedinizin kulaklarına su kaçırmamaya dikkat edin. Kulaklarını pamukla tıkayabilir veya yıkama sırasında başını hafifçe eğik tutabilirsiniz.

  • İyice Durulama: Şampuanı iyice duruladığınızdan emin olun. Şampuan kalıntıları, kedinizin cildini tahriş edebilir.

  • Kurutma: Kedinizi yıkadıktan sonra iyice kurulayın. Havluyla nazikçe kurulayabilir veya düşük ısıda bir saç kurutma makinesi kullanabilirsiniz.

Alternatif Temizleme Yöntemleri

Kedinizi yıkamak yerine, aşağıdaki alternatif temizleme yöntemlerini deneyebilirsiniz:

  • Islak Mendil: Kedinizin tüylerini temizlemek için özel olarak üretilmiş kedi ıslak mendillerini kullanabilirsiniz.

  • Kuru Şampuan: Kedinizin tüylerine kuru şampuan uygulayarak fazla yağı ve kiri emebilirsiniz. Kuru şampuan konusunda hekiminize danışmayı unutmayın.

  • Tarama: Kedinizi düzenli olarak tarayarak ölü tüyleri ve kiri uzaklaştırabilirsiniz.

Kediler, doğal olarak temiz canlılardır ve genellikle yıkanmaya ihtiyaç duymazlar. Sık sık yıkanmak, kedinizin doğal yağ dengesini bozabilir, stres yaratabilir ve sağlık sorunlarına yol açabilir. Kedinizi yıkamak gerekirse, ılık su kullanın, nazik olun, kulaklarını koruyun, iyice durulayın ve kurulayın. Alternatif olarak, ıslak mendil, kuru şampuan veya tarama gibi yöntemleri deneyebilirsiniz.

Unutmayın: Kedinizin sağlığı ve mutluluğu için, herhangi bir temizleme yöntemi uygulamadan önce veteriner hekiminize danışmanız önemlidir.

Makine tıraşı ile ilgili pet kuaför sayfamızı ziyaret edebilirsiniz: Üsküdar Pet Kuaför


19/Ağu/2024

Tüylü dostlarımızın sağlığı ve mutluluğu, her kedi sahibinin önceliğidir. Kısırlaştırma, kedilerimiz için alabileceğimiz en sorumlu kararlardan biri olsa da, bu konuyla ilgili doğru olmayan bilgiler ve şehir efsaneleri de ortalıkta dolaşmaktadır. Bu kapsamlı rehber, kedinizin kısırlaştırılmasıyla ilgili tüm gerçekleri ve efsaneleri aydınlatarak, bilinçli bir karar vermenize yardımcı olmayı amaçlamaktadır.

Kısırlaştırma: Temel Bilgiler

Kısırlaştırma, kedilerin üreme yeteneğini ortadan kaldıran cerrahi bir müdahaledir. Dişi kedilerde “overiohisterektomi” (yumurtalıkların ve rahmin alınması), erkek kedilerde ise “orşiektomi” (testislerin alınması) olarak adlandırılır. Her iki işlem de genel anestezi altında gerçekleştirilir ve genellikle aynı gün içerisinde taburcu olunabilir. Üsküdar veteriner dr. pati’yi kısırlaştırma hakkında arayarak bilgi alabilirsiniz.

Kısırlaştırmanın Kedinize ve Topluma Faydaları

  • İstenmeyen Gebelikler ve Popülasyon Kontrolü: Kısırlaştırmanın en belirgin faydası, istenmeyen gebelikleri önleyerek kedi popülasyonunun kontrol altında tutulmasına yardımcı olmasıdır. Bu, sokaklarda yaşayan kedi sayısını azaltarak onların daha sağlıklı ve güvenli bir yaşam sürmelerine katkıda bulunur.
  • Sağlık Faydaları: Kısırlaştırma, kedilerde çeşitli sağlık sorunlarının riskini azaltır. Dişi kedilerde meme tümörleri, rahim enfeksiyonları, yumurtalık kistleri ve piyometra (rahim iltihabı) gibi ciddi hastalıkların önüne geçilir. Erkek kedilerde ise testis kanseri, prostat sorunları ve perianal tümörler gibi riskler ortadan kalkar.
  • Davranışsal Faydaları: Kısırlaştırma, kedilerin bazı istenmeyen davranışlarını azaltabilir veya tamamen ortadan kaldırabilir. Erkek kedilerde bölge işaretleme (idrar püskürtme), kavga etme, agresif davranışlar ve kaçma eğilimi azalırken, dişi kedilerde çiftleşme dönemindeki huzursuzluk, miyavlama, sürtünme ve kaçma gibi davranışlar ortadan kalkar. Bu da hem kedinizin hem de sizin yaşam kalitenizi artırır.

Kısırlaştırma Hakkında Yaygın Efsaneler ve Çürütülen Yanılgılar

  • Efsane: Kısırlaştırma, kedimin kişiliğini değiştirir ve onu mutsuz eder.

  • Gerçek: Kısırlaştırma, kedinizin temel kişiliğini değiştirmez. Hormonların etkisiyle ortaya çıkan bazı davranışlar ortadan kalkabilir, ancak kedinizin oyunculuğu, sevecenliği ve size olan bağlılığı aynı kalır. Hatta kısırlaştırma sonrası daha sakin ve mutlu bir kediye sahip olabilirsiniz.

  • Efsane: Kedimin kilo almasına neden olur.

  • Gerçek: Kısırlaştırma sonrası kedinizin metabolizması yavaşlayabilir, ancak kilo alması kaçınılmaz değildir. Uygun bir diyet, porsiyon kontrolü ve düzenli egzersiz ile kedinizin ideal kilosunu korumasına yardımcı olabilirsiniz. Veteriner hekiminizden kilo yönetimi konusunda tavsiye alabilirsiniz.

  • Efsane: Kedimin avlanma içgüdüsünü kaybetmesine neden olur.

  • Gerçek: Kısırlaştırma, kedinizin avlanma içgüdüsünü etkilemez. Kediniz hala oyun oynamayı, oyuncakları kovalamayı ve hatta avlanmayı sevecektir. Bu içgüdü, kısırlaştırma ile ortadan kalkmaz.

  • Efsane: Kedimin kısırlaştırılması için çok genç/yaşlı.

  • Gerçek: Kediler genellikle 6 aylıkken kısırlaştırılabilirler. Hatta bazı veteriner hekimler, daha erken kısırlaştırmayı da uygun görebilir. Yaşlı kedilerde ise kısırlaştırma öncesi veteriner hekim kontrolü önemlidir ve genel sağlık durumu değerlendirilerek karar verilir.

  • Efsane: Kısırlaştırma pahalı bir işlemdir ve bütçemi zorlar.

  • Gerçek: Kısırlaştırma maliyeti, yaşadığınız bölgeye, veteriner kliniğine ve kedinizin cinsiyetine göre değişebilir. Ancak, uzun vadede kısırlaştırma, istenmeyen gebelikler, doğum komplikasyonları ve üreme sistemiyle ilgili sağlık sorunları nedeniyle oluşabilecek maliyetlerden sizi koruyabilir. Ayrıca, birçok belediye ve hayvan koruma derneği, kısırlaştırma kampanyaları ve indirimli hizmetler sunmaktadır.

Kısırlaştırma Sonrası Bakım: İyileşme Sürecine Destek

Kısırlaştırma sonrası kedinizin hızlı ve sorunsuz bir şekilde iyileşmesi için veteriner hekiminizin talimatlarına harfiyen uyun. Kedinizin dinlenmesine izin verin, yarasını temiz ve kuru tutun, önerilen ilaçları düzenli olarak kullanın ve aktivitelerini sınırlayın. Veteriner hekiminizin belirlediği kontrol randevularına mutlaka gidin.

Kısırlaştırma hizmetimiz hakkında bilgi edinmek için kedi kısırlaştırma sayfamızı veya köpek kısırlaştırma sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Sevgi Dolu Bir Karar

Kısırlaştırma, kedinizin sağlığı, mutluluğu, refahı ve yaşam kalitesi için alabileceğiniz en önemli ve sevgi dolu kararlardan biridir. Kısırlaştırma hakkında doğru bilgiye sahip olmak, bilinçli bir karar vermenize ve tüylü dostunuzla daha sağlıklı, mutlu ve uzun bir yaşam paylaşmanıza yardımcı olacaktır. Unutmayın, veteriner hekiminiz kısırlaştırma ve kedi sağlığı konusunda en güvenilir kaynağınızdır. Herhangi bir sorunuz veya endişeniz varsa, veteriner hekiminizle iletişime geçmekten çekinmeyin.

Bu makale, kedinizin kısırlaştırılmasıyla ilgili efsaneleri ve gerçekleri ele alarak, doğru bilgiye dayalı bir karar vermenize yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Kısırlaştırma, kedinizin sağlığı ve mutluluğu için atabileceğiniz en önemli adımlardan biridir.

Unutmayın: Bu makaledeki bilgiler genel bilgilendirme amaçlıdır ve veteriner hekim tavsiyesi yerine geçmez. Kedinizin sağlığıyla ilgili herhangi bir sorunuz veya endişeniz varsa, veteriner hekiminize danışın.

Bir önceki içeriğimizde yavru kedilerde kısırlaştırma konusu ele aldık.


17/Ağu/2024

Yavru kediler, o sevimlilikleri, oyunculukları ve enerjileriyle evlerimize neşe getiren minik canlardır. Onların sağlıklı, mutlu ve uzun bir yaşam sürmeleri için ise sorumluluk sahibi her kedi ebeveyninin alması gereken bazı önemli kararlar vardır. Bu kararların başında da yavru kedi kısırlaştırma gelir. Üsküdar veteriner kliniği dr. pati olarak sizlere bu içeriğimizde yavru kedi kısırlaştırma hakkında bilgiler vereceğiz.

Kısırlaştırma Nedir ve Neden Önemlidir?

Kısırlaştırma, kedilerin üreme yeteneklerini ortadan kaldıran cerrahi bir işlemdir. Dişi kedilerde yumurtalıkların ve genellikle rahmin, erkek kedilerde ise testislerin alınmasıyla gerçekleştirilir. Bu işlem, kedilerin yaşam kalitesini artıran birçok fayda sağlar ve istenmeyen gebeliklerin önüne geçmenin en etkili yoludur.

Yavru Kedi Kısırlaştırma: Neden Gereklidir?

  • İstenmeyen Gebelikleri Önler:

    Her yıl milyonlarca kedi, barınaklarda yer bulmakta zorlanır veya sokaklarda zorlu koşullarda yaşamak zorunda kalır. Kısırlaştırma, bu sorunun çözümünde kritik bir rol oynar.

Kedi Kısırlaştırma hizmetimiz için ziyaret edebilirsiniz: https://uskudarveteriner.com/uskudar-kedi-kisirlastirma/

  • Sağlık Sorunlarını Azaltır:

    Kısırlaştırma, dişi kedilerde meme tümörleri, rahim enfeksiyonları ve yumurtalık kistleri gibi üreme organlarıyla ilgili ciddi sağlık sorunlarının riskini önemli ölçüde azaltır. Erkek kedilerde ise testis kanseri ve prostat sorunları gibi riskleri ortadan kaldırır.

  • Davranış Sorunlarını Engeller:

    Kısırlaştırılmamış erkek kediler, bölge işaretleme, kavga etme, agresif davranışlar sergileme ve evden kaçma gibi istenmeyen davranışlar gösterebilirler. Kısırlaştırma, bu davranışların önüne geçerek kedinizin daha sakin ve uyumlu olmasını sağlar. Dişi kedilerde de kısırlaştırma, kızgınlık dönemlerinde görülen miyavlama, huzursuzluk ve işaretleme gibi davranışları ortadan kaldırır.

  • Kedinin Yaşam Kalitesini Artırır:

    Kısırlaştırılmış kediler, daha az stres yaşarlar, daha mutlu ve sağlıklı bir hayat sürerler. Ayrıca, kısırlaştırma kedilerin yaşam süresini uzatır.

Yavru Kediler Ne Zaman Kısırlaştırılmalı?

Yavru kedilerde kısırlaştırma için ideal zaman, genellikle 4 ila 6 aylık dönemdir. Bu dönemde kediler cinsel olgunluğa erişmeden kısırlaştırılmış olurlar. Erken yavru kedi kısırlaştırma, birçok avantaj sağlar:

  • İstenmeyen Gebelikleri Önler:

    Erken kısırlaştırma, kedilerin cinsel olgunluğa erişmeden önce üremelerini engeller. Bu, istenmeyen gebeliklerin ve yavru kedi nüfusunun kontrol altına alınmasına yardımcı olur.

  • Sağlık Sorunlarını Azaltır:

    Erken kısırlaştırma, dişi kedilerde meme kanseri riskini neredeyse sıfıra indirir. Ayrıca, rahim enfeksiyonları ve yumurtalık kistleri gibi diğer üreme organlarıyla ilgili sağlık sorunlarını da önler. Erkek kedilerde ise testis kanseri ve prostat sorunları riskini azaltır.

  • Davranış Sorunlarını Engeller:

    Erken kısırlaştırma, istenmeyen davranışların gelişmesini önler. Erkek kedilerde bölge işaretleme, kavga etme ve evden kaçma gibi davranışlar, dişi kedilerde ise kızgınlık dönemlerinde görülen miyavlama, huzursuzluk ve işaretleme gibi davranışlar görülmez.

  • Daha Kolay İyileşme:

    Yavru kediler, yetişkin kedilere göre kısırlaştırma operasyonundan daha hızlı iyileşme eğilimindedirler.

Yavru Kedi Kısırlaştırma: Nasıl Yapılır?

Kısırlaştırma, veteriner hekimler tarafından genel anestezi altında yapılan steril koşullarda bir cerrahi işlemdir. İşlem öncesinde kedinin sağlık durumu değerlendirilir ve gerekli hazırlıklar yapılır. Kısırlaştırma işlemi, dişi ve erkek kedilerde farklılık gösterir:

  • Dişi Kedilerde Kısırlaştırma (Ovariohisterektomi):

    Karın bölgesinde yapılan bir kesi ile yumurtalıkların ve rahmin çıkarılmasını içerir.

  • Erkek Kedilerde Kısırlaştırma (Kastrasyon):

    Skrotumda yapılan küçük bir kesi ile testislerin çıkarılmasını içerir.

Kısırlaştırma işlemi genellikle kısa sürer ve kediler aynı gün taburcu edilebilirler. İşlem sonrası kedilerin iyileşme süreci genellikle hızlı ve sorunsuzdur. Veteriner hekiminiz, işlem sonrası bakım ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında size detaylı bilgi verecektir.

Yavru Kedi Kısırlaştırma Sonrası Bakım

Kısırlaştırma sonrası kedinizin hızlı ve sorunsuz bir şekilde iyileşmesine yardımcı olmak için bazı önemli noktalara dikkat etmeniz gerekir:

  • Dinlenme ve İyileşme:

    Kedinizin ameliyat sonrası dinlenmesi ve iyileşmesi için sessiz ve sakin bir ortam sağlayın.

  • Beslenme:

    Veteriner hekiminizin önerdiği özel bir diyet uygulayın. Kısırlaştırılmış kediler kilo almaya daha yatkın olabilir, bu nedenle porsiyon kontrolü önemlidir.

  • Aktivite:

    Kedinizin iyileşme sürecinde aşırı hareket etmesini engelleyin. Veteriner hekiminizin önerdiği süre boyunca aktivitelerini kısıtlayın.

  • Yara Bakımı:

    Kısırlaştırma bölgesindeki kesiği temiz ve kuru tutun. Veteriner hekiminizin talimatlarına göre yara bakımını yapın.

  • Veteriner Hekim Kontrolleri:

    Veteriner hekiminizin önerdiği takip kontrollerini aksatmayın. Bu kontroller, kedinizin iyileşme sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlar.

Yavru Kedi Kısırlaştırma: Sıkça Sorulan Sorular

  • Kısırlaştırma kedimi şişmanlatır mı?

    Kısırlaştırma sonrası kedilerin metabolizması yavaşlayabilir, bu nedenle kilo almaya daha yatkın olabilirler. Ancak, uygun bir diyet ve düzenli egzersiz ile kedinizin ideal kilosunu koruması sağlanabilir.

  • Kısırlaştırma kedimin kişiliğini değiştirir mi?

    Kısırlaştırma, kedilerin temel kişiliklerini değiştirmez. Ancak, istenmeyen davranışların azalmasıyla kediler daha sakin ve uyumlu hale gelebilirler.

  • Kısırlaştırma işlemi ağrılı mıdır?

    Kısırlaştırma işlemi genel anestezi altında yapıldığından kediler herhangi bir acı hissetmezler. İşlem sonrası dönemde ise veteriner hekiminiz ağrı kesici ilaçlar reçete edebilir.

  • Kısırlaştırma sonrası nelere dikkat etmeliyim?

    Kısırlaştırma sonrası kedinizin dinlenmesi ve iyileşmesi için uygun bir ortam sağlamalısınız. Veteriner hekiminizin önerilerine uyarak kedinizin hızlı ve sorunsuz bir şekilde iyileşmesine yardımcı olabilirsiniz.

  • Yavru kedi kısırlaştırma maliyeti nedir?

    Kısırlaştırma maliyeti, yaşadığınız bölgeye, veteriner kliniğine ve kedinizin cinsiyetine göre değişiklik gösterebilir. Veteriner hekiminizden fiyat bilgisi almanız önerilir.

Yavru kedi kısırlaştırma, minik dostlarımızın sağlıklı, mutlu ve uzun bir yaşam sürmeleri için atabileceğimiz en önemli adımlardan biridir. Kısırlaştırma, sadece istenmeyen gebelikleri önlemekle kalmaz, aynı zamanda birçok sağlık ve davranış sorununu da engeller. Kedinizin kısırlaştırılmasıyla ilgili herhangi bir sorunuz varsa veteriner hekiminizle iletişime geçin. Unutmayın, kısırlaştırma kedinize olan sevginizi göstermenin en güzel yollarından biridir.


07/Ağu/2024

Köpek kısırlaştırma, evcil hayvan sahiplerinin sıkça karşılaştığı ve üzerinde düşündüğü bir konudur. Bu kapsamlı rehberde, köpek kısırlaştırma hakkında merak edilen tüm soruları yanıtlayacak, avantajlarını ve dezavantajlarını ele alacak, doğru zamanlama ve ameliyat sonrası bakım konularında bilgi vereceğiz.

Köpek Kısırlaştırma Nedir?

Köpek kısırlaştırma, cerrahi bir müdahale ile köpeğin üreme yeteneğinin ortadan kaldırılması işlemidir. Dişi köpeklerde overiohisterektomi (yumurtalıklar ve rahim alınır) veya tubal ligasyon (tüpler bağlanır) şeklinde yapılırken, erkek köpeklerde orşiektomi (testisler alınır) olarak gerçekleştirilir.

Köpek Kısırlaştırmanın Avantajları

  1. İstenmeyen Gebelikleri Önler: Kısırlaştırma, en önemli avantajlarından biri olarak istenmeyen gebelikleri ve yavrulamaları önler. Bu, hem sokak hayvanı popülasyonunun kontrol altına alınmasına yardımcı olur hem de sahiplerin yavru bakımıyla ilgili sorun yaşamasını engeller.

  2. Sağlık Risklerini Azaltır: Kısırlaştırma, dişi köpeklerde meme tümörü, rahim enfeksiyonu (pyometra) ve yumurtalık kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarının riskini önemli ölçüde azaltır. Erkek köpeklerde ise testis kanseri ve prostat problemleri riski düşer.

  3. Davranış Problemlerini İyileştirir: Kısırlaştırma, erkek köpeklerde saldırganlık, bölge işaretleme ve kaçma gibi hormonal kaynaklı davranış problemlerinin azalmasına yardımcı olabilir. Dişi köpeklerde ise kızgınlık dönemiyle ilgili huzursuzluk ve stresi ortadan kaldırır.

  4. Yaşam Kalitesini Artırır: Kısırlaştırılmış köpekler, kısırlaştırılmamış köpeklere göre daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürme eğilimindedir. Ayrıca, kısırlaştırma sonrası daha sakin ve ev ortamına uyumlu hale gelebilirler.

Köpek Kısırlaştırmanın Dezavantajları

  1. Ameliyat Riskleri: Her cerrahi müdahalede olduğu gibi, köpek kısırlaştırma ameliyatı da bazı riskler taşır. Ancak, modern veterinerlik teknikleri ve deneyimli veteriner hekimler sayesinde bu riskler oldukça düşüktür.

  2. Anestezi Riskleri: Kısırlaştırma ameliyatı genel anestezi altında yapılır ve bazı köpekler anesteziye karşı hassasiyet gösterebilir. Bu nedenle, ameliyat öncesi veteriner hekim tarafından detaylı bir muayene yapılması önemlidir.

  3. Metabolizma Değişiklikleri: Kısırlaştırılmış köpeklerde metabolizma hızı yavaşlayabilir ve kilo alma eğilimi artabilir. Bu nedenle, kısırlaştırma sonrası beslenme ve egzersiz düzenine dikkat etmek gerekir.

  4. İdrar Kaçırma: Nadiren de olsa, kısırlaştırılmış dişi köpeklerde idrar kaçırma problemi görülebilir. Bu durum genellikle ilaç tedavisi ile kontrol altına alınabilir.

Köpek Kısırlaştırma Zamanı

Köpek kısırlaştırma için en uygun zaman, köpeğin cinsine, yaşına ve sağlık durumuna göre değişebilir. Genellikle, dişi köpeklerde ilk kızgınlık döneminden önce, erkek köpeklerde ise 6-9 aylıkken kısırlaştırma yapılması önerilir. Ancak, veteriner hekiminiz köpeğiniz için en uygun zamanı belirleyecektir. Üsküdar veteriner kliniği Dr. Pati’yi arayarak bilgi alabilirsiniz.

Köpek Kısırlaştırma Ameliyatı Sonrası Bakım

Kısırlaştırma ameliyatı sonrası köpeğinizin hızlı ve sağlıklı bir şekilde iyileşmesi için veteriner hekiminizin talimatlarına uymanız önemlidir. Ameliyat sonrası bakım genellikle şunları içerir:

  • İstirahat: Köpeğinizin ameliyat sonrası birkaç gün dinlenmesi ve hareketlerini kısıtlaması gerekir.
  • Yara Bakımı: Ameliyat bölgesinin temiz ve kuru tutulması, enfeksiyon riskini azaltır.
  • Beslenme: Veteriner hekiminizin önerdiği özel bir diyetle köpeğinizin kilo almasını önleyebilirsiniz.
  • Egzersiz: İyileşme sürecinde köpeğinizin kontrollü egzersiz yapmasına izin vermelisiniz.
  • Veteriner Kontrolleri: Ameliyat sonrası belirli aralıklarla veteriner hekiminize kontrole gitmeniz önemlidir.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Soru: Köpek kısırlaştırma ameliyatı ne kadar sürer?

Cevap: Kısırlaştırma ameliyatı genellikle 30-60 dakika arasında sürer.

Soru: Köpek kısırlaştırma ameliyatı sonrası komplikasyon riski nedir?

Cevap: Komplikasyon riski düşüktür ancak enfeksiyon, kanama veya anestezi reaksiyonu gibi durumlar görülebilir.

Soru: Köpek kısırlaştırma ameliyatı fiyatları nedir?

Cevap: Fiyatlar, kliniğe, veteriner hekime ve köpeğin cinsine göre değişebilir.

Soru: Kısırlaştırma köpeğimin kişiliğini değiştirir mi?

Cevap: Kısırlaştırma, köpeğinizin temel kişiliğini değiştirmez ancak davranış problemlerini iyileştirebilir.

Köpek kısırlaştırma, birçok avantajı olan ve evcil hayvanınızın sağlığı ile yaşam kalitesi için önemli bir karardır. Ancak, karar vermeden önce veteriner hekiminizle konuşarak köpeğiniz için en uygun zamanı ve yöntemi belirlemeniz önemlidir.


06/Ağu/2024

Kediler, sevimlilikleri, oyuncu kişilikleri ve bağımsızlıklarıyla kalbimizi çalan evcil hayvanlarımızdır. Ancak, onların sağlığına dikkat etmek, uzun, sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmeleri için önemlidir. Üsküdar veteriner kliniği olarak kedi diş hastalıklarında sıkça karşılaştığımız durumları derledik. Kedilerde diş hastalıkları, ne yazık ki oldukça yaygın görülen ve göz ardı edilmemesi gereken bir sağlık sorunudur. Bu kapsamlı rehberde, kedilerde diş hastalıklarının nedenleri, belirtileri, tedavi yöntemleri, evde bakım ipuçları ve önleme stratejileri hakkında detaylı bilgi bulacaksınız. Kedinizin diş sağlığına ne kadar erken önem verirseniz, onun yaşam kalitesini o kadar artırabilirsiniz.

  1. Kedilerde Diş Hastalıklarının Nedenleri:

    • Plak ve Tartar Oluşumu: Kedilerin dişlerinde biriken bakteri plağı, zamanla sertleşerek tartara dönüşür. Tartar, diş eti iltihabına ve diğer diş hastalıklarına yol açabilir.
    • Genetik Yatkınlık: Bazı kedi ırkları, diğerlerine göre diş hastalıklarına daha yatkın olabilir. Örneğin, Siyam ve İran kedilerinde diş sorunları daha sık görülür.
    • Yanlış Beslenme: Yumuşak ve ıslak mamalar, dişlerde plak oluşumunu artırabilir. Kuru mamalar, çiğneme yoluyla dişlerin doğal olarak temizlenmesine yardımcı olabilir.
    • Ağız Hijyenine Dikkat Edilmemesi: Kedilerin dişlerinin düzenli olarak fırçalanmaması, plak ve tartar birikimine yol açar.
    • Yaşlılık: Yaş ilerledikçe, kedilerin bağışıklık sistemi zayıflar ve diş hastalıklarına yakalanma riskleri artar. Ayrıca, yaşlı kedilerde diş kaybı daha sık görülür.
  2. Kedilerde Diş Hastalıklarının Belirtileri:

    • Ağız Kokusu: Kedinizin ağzından gelen kötü koku, diş eti iltihabı veya diğer diş hastalıklarının bir işareti olabilir.
    • Salya Artışı: Aşırı salya üretimi, ağızda ağrı veya rahatsızlık olduğunu gösterebilir.
    • İştahsızlık veya Yeme Zorluğu: Diş ağrısı çeken kediler, yemek yemekten kaçınabilir veya yemek yerken zorlanabilir.
    • Diş Eti Kanaması: Diş etlerinde kızarıklık, şişlik veya kanama, diş eti iltihabının (gingivitis) belirtileri olabilir.
    • Dişlerde Sararma veya Kahverengi Lekeler: Dişlerde oluşan lekeler, tartar birikiminin bir işaretidir.
    • Yüzde Şişlik: Diş apsesi veya diğer enfeksiyonlar, yüzde şişliğe neden olabilir.
    • Patilerle Ağzı Ovalama: Kediniz patileriyle ağzını sık sık ovalıyorsa, ağızda bir sorun olduğunu gösterebilir.
  3. Kedilerde Diş Hastalıkları Türleri:

    • Gingivitis (Diş Eti İltihabı): Diş etlerinde kızarıklık, şişlik ve kanama ile karakterize bir iltihaplanmadır. Tedavi edilmezse periodontite ilerleyebilir.
    • Periodontitis (Diş Eti ve Diş Destek Dokularının İltihabı): Diş etlerini, diş kökünü çevreleyen kemiği ve bağ dokusunu etkileyen daha ciddi bir enfeksiyondur. Diş kaybına neden olabilir.
    • Diş Resorpsiyonu (Dişin Erimesi): Dişin iç yapısının erimesi ve dişin zayıflaması ile karakterize bir durumdur. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik faktörler ve bağışıklık sistemi sorunları rol oynayabilir.
    • Diş Kırıkları: Düşme, çarpma veya sert cisimleri çiğneme sonucu dişlerde kırıklar oluşabilir. Kırık dişler ağrıya ve enfeksiyona neden olabilir.
    • Ağız Tümörleri: Kedilerde ağızda iyi huylu veya kötü huylu tümörler gelişebilir. Tümörler ağızda şişlik, kanama ve ağrıya neden olabilir.
  4. Kedilerde Diş Hastalıklarının Tedavisi:

    • Profesyonel Diş Temizliği: Veteriner hekim tarafından yapılan profesyonel diş temizliği, plak ve tartarın uzaklaştırılması için en etkili yöntemdir. Genellikle anestezi altında yapılır.
    • Antibiyotik Tedavisi: Diş eti iltihabı veya diğer enfeksiyonların tedavisinde antibiyotikler kullanılabilir.
    • Ağrı Kesici İlaçlar: Diş ağrısı çeken kedilere ağrı kesici ilaçlar verilebilir.
    • Diş Çekimi: Ciddi şekilde hasar görmüş veya enfekte olmuş dişlerin çekilmesi gerekebilir.
    • Diyet Değişikliği: Diş sağlığına uygun kuru mamalar ve ödül mamaları, diş hastalıklarının önlenmesine ve tedavisine yardımcı olabilir.
  5. Kedilerde Diş Hastalıklarının Evde Bakımı:

    • Düzenli Diş Fırçalama: Kedinizin dişlerini haftada en az 2-3 kez özel kedi diş macunu ve diş fırçası ile fırçalamak, plak oluşumunu önlemeye yardımcı olur.
    • Diş Sağlığına Uygun Mama ve Ödül Mamaları: Diş sağlığına özel olarak formüle edilmiş kuru mamalar ve ödül mamaları, dişlerin doğal olarak temizlenmesine yardımcı olur.
    • Diş Oyuncakları: Kedinizin çiğnemesi için özel olarak tasarlanmış diş oyuncakları, plak oluşumunu azaltmaya yardımcı olabilir.
    • Veteriner Kontrolü: Kedinizi yılda en az bir kez diş muayenesi için veterinere götürmek, diş hastalıklarının erken teşhis ve tedavisi için önemlidir.
  6. Kedilerde Diş Hastalıklarının Önlenmesi:

    • Yavruluktan İtibaren Diş Bakımı: Kedinizi yavruluktan itibaren diş fırçalamaya alıştırmak, ileride diş bakımı konusunda daha az sorun yaşamanızı sağlar.
    • Düzenli Veteriner Kontrolleri: Kedinizi yılda en az bir kez genel sağlık kontrolü ve diş muayenesi için veterinere götürün.
    • Dengeli Beslenme: Kedinize yaşına ve kilosuna uygun, dengeli ve kaliteli bir mama verin. Kuru mama tercih etmek, diş sağlığı için daha faydalıdır.
    • Dişlere Zarar Verebilecek Oyuncaklardan Kaçının: Sert plastik veya kemik gibi dişlere zarar verebilecek oyuncaklardan kaçının. Bunun yerine, kedi diş sağlığı için özel olarak tasarlanmış oyuncaklar tercih edin.

      Veteriner diş hekimliği için bizi bizimle iletişime geçebilirsiniz.


05/Ağu/2024

Kedi kısırlaştırma, kedinizin sağlığı ve yaşam kalitesi için atabileceğiniz en önemli adımlardan biridir. Kısırlaştırma, kedinizin üreme organlarının cerrahi olarak alınması işlemidir. Bu işlem, hem erkek kediler (kastre etme) hem de dişi kediler (ovariohisterektomi) için uygulanabilir. Kısırlaştırmanın kediniz için sunduğu sayısız fayda bulunmaktadır.

Kedinizi Kısırlaştırmanın Sağlık Açısından Faydaları

  1. Meme Tümörü Riskini Azaltır: Dişi kedilerde meme tümörü riski, kısırlaştırma ile önemli ölçüde azalır. Özellikle erken yaşta kısırlaştırılan kedilerde bu risk neredeyse tamamen ortadan kalkar.
  2. Rahim Enfeksiyonlarını Önler: Kısırlaştırma, dişi kedilerde görülebilen pyometra gibi ciddi rahim enfeksiyonlarını önler. Pyometra, tedavi edilmediğinde ölümcül olabilen bir durumdur.
  3. Testis Kanseri Riskini Ortadan Kaldırır: Erkek kedilerde testis kanseri riski, kısırlaştırma ile tamamen ortadan kalkar.
  4. Prostat Hastalıklarını Önler: Kısırlaştırma, erkek kedilerde prostat büyümesi ve prostat enfeksiyonları gibi prostat hastalıklarının önlenmesine yardımcı olur.
  5. Bulaşıcı Hastalık Riskini Azaltır: Kısırlaştırılan kediler, çiftleşme ve bölge kavgalarına daha az katıldığından, kedi AIDS (FIV) ve kedi lösemi (FeLV) gibi bulaşıcı hastalıklara yakalanma riski daha düşüktür.

Kısırlaştırmanın Davranışsal Faydaları

  1. İşaretleme Davranışını Azaltır: Erkek kediler, kedi kısırlaştırma ameliyatından sonra idrar püskürtme (işaretleme) davranışını önemli ölçüde azaltır veya tamamen bırakır.
  2. Çiftleşme İsteğini Ortadan Kaldırır: Kısırlaştırılan kedilerde çiftleşme isteği ortadan kalkar, bu da kedinizin evden kaçma, kavga etme ve yaralanma riskini azaltır.
  3. Daha Sakin ve Uysal Bir Kedi: Kısırlaştırılan kediler genellikle daha sakin, uysal ve evcil olurlar. Bu da kedinizle daha mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmenizi sağlar.

Kısırlaştırmanın Toplumsal Faydaları

  1. Başıboş Kedi Popülasyonunu Kontrol Altına Alır: Kısırlaştırma, istenmeyen kedi doğumlarını önleyerek başıboş kedi popülasyonunun kontrol altına alınmasına yardımcı olur.
  2. Barınaklardaki Kedi Sayısını Azaltır: Kısırlaştırma, barınaklardaki kedi sayısını azaltarak daha fazla kedinin yuva bulma şansını artırır.

Kedinizi Kısırlaştırmak İçin En Uygun Zaman

Kedinizi kısırlaştırmak için en uygun zaman, veterinerinizle birlikte karar vereceğiniz bir konudur. Genellikle kedilerin 6 aylık olduklarında kısırlaştırılması önerilir. Ancak bazı durumlarda, veterineriniz daha erken veya daha geç bir kısırlaştırma önerebilir.

Kısırlaştırma Sonrası Bakım

Kısırlaştırma sonrası kedinizin hızlı ve sağlıklı bir şekilde iyileşmesi için veterinerinizin talimatlarına uymanız önemlidir. Kedinizin dinlenmesi, beslenmesi ve ilaçlarının düzenli olarak verilmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, kedi kısırlaştırma kedinizin sağlığı, davranışları ve yaşam kalitesi için atabileceğiniz en önemli adımlardan biridir. Kısırlaştırma, kedinizin daha uzun, sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmesine yardımcı olurken aynı zamanda toplumsal faydalar da sağlar.

Unutmayın, kedinizi kısırlaştırmakla ilgili herhangi bir sorunuz veya endişeniz varsa veterinerinizle konuşmaktan çekinmeyin.

Kedi Kısırlaştırma Hakkında Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Kedi kısırlaştırma işlemi ne kadar sürer?

Kısırlaştırma ameliyatı genellikle 20-45 dakika sürer. Ancak, bu süre kedinin yaşı, cinsiyeti ve sağlık durumuna göre değişiklik gösterebilir. Ameliyat sonrası gözlem süresi de eklendiğinde, kediniz veteriner kliniğinde birkaç saat geçirebilir.

Kısırlaştırma sonrası kedim ne zaman normal hayatına dönebilir?

Çoğu kedi, kısırlaştırma ameliyatından sonraki birkaç gün içinde normale döner. Ancak, tam iyileşme süreci 7-10 gün sürebilir. Bu süre zarfında kedinizin dinlenmesine, aktivitelerini sınırlamasına ve veterinerinizin talimatlarına uymasına özen göstermelisiniz.

Kısırlaştırma kedimin kişiliğini değiştirir mi?

Kısırlaştırma, kedinizin temel kişiliğini değiştirmez. Ancak, hormonların etkisi ortadan kalktığı için bazı davranış değişiklikleri görülebilir. Örneğin, erkek kediler daha az agresif ve bölgesel olabilirken, dişi kediler daha sakin ve evcil olabilir.

Kısırlaştırma kedimin kilo almasına neden olur mu?

Kısırlaştırma, kedilerin metabolizmasını yavaşlatabilir ve iştahlarını artırabilir. Bu nedenle, kısırlaştırılmış kedilerin kilo almaya daha yatkın olduğu doğrudur. Ancak, kedinizin kilosunu kontrol altında tutmak için uygun bir diyet ve egzersiz programı uygulamak önemlidir. Veterineriniz bu konuda size yardımcı olabilir.

Kısırlaştırma maliyeti nedir?

Kısırlaştırma maliyeti, yaşadığınız bölgeye, veteriner kliniğine, kedinizin yaşına, cinsiyetine ve sağlık durumuna göre değişiklik gösterir. Genellikle, dişi kedi kısırlaştırma ameliyatı erkek kedi kısırlaştırma ameliyatından daha pahalıdır. Kısırlaştırma maliyeti hakkında net bir bilgi almak için veterinerinizle iletişime geçebilirsiniz.

Umarız bu cevaplar, kedi kısırlaştırma hakkında merak ettiğiniz sorulara ışık tutmuştur. Kedinizin sağlığı ve refahı için kısırlaştırmanın önemini unutmayın.


13/Ara/2022

Evcil hayvanlarımızın zaman zaman aşırı tüy dökme döneminde olduklarını görüyor ve ister istemez hem onlar için hem de bizim konfor alanımızda oluşan rahatsızlık için üzülüyoruz. Bu durumda tek isteğimiz, hem onların sağlıklarına kavuşmaları hem de bizlerin konforlu yaşamlarımıza kavuşmamız oluyor.

Evcil hayvanlar, sevgilerini ve mutluluğu evinize benzersiz duygularla getirir. Oyun zamanları, eğlenceler, sürekli sevgi dolu halleri ve arkadaşlıkları ama elbette evin her yerinde karşımıza çıkan tüyleri… Evcil hayvan ve ebeveyni arasında koşulsiz bir sevgi bağıdır. Yaşanılan hiçbir olumsuz koşul ebeveynleri onların sevgisinden uzaklaştıramaz ve hepsi aşılır. Onların olmadığı evler eksik kalır ve tamamlanmış sayılmaz.

 

Köpekler ve Kediler Neden Tüy Döker?

Köpekler ve kediler birbirlerinden farklı türler olsalar da, tüy dökme sebepleri birbirleri ile benzerlik gösterebilir. Az ya da çok tüy dökmeleri, cinsleri, mevsimsel değişiklikler, hastalıkları, stresler, yaşadıkları hormonal değişiklikler vb. pek çok durum yaşanılan olumsuz duruma gerekçe gösterilebilir.

Kedilerin tüy yapıları köpeklerinkine göre daha hassastır ve havada daha uzun süre süzülebilir ancak gözlemlendiğinde köpek tüyüne göre daha belirgindir. Tıpkı köpeklerdeki gibi, kedinin cinsine bağlı olarak, daha uzun tüy yapısına sahip olanlarda tüy dökülmesi daha az olma eğilimindedir. Köpeklerden farklı olarak kediler, ara sıra bize tüy yumakları sunabilir. tüy yumakları, kötü haber değildir. Tüy yumakları gözlemlediğinizde kendinizin sağlıklı bakım alışkanlıklarını yerine getirdiğini anlayabilirsiniz. Kediler, dilleri ile tüylerini temizlerler. Onların dil yapısında bulunan ufak kanca modeli, ölü tüyleri toplar ancak kediler bu tüyleri yutar. Tüylerin çoğu sindirim sistemlerinden sorunsuz şekilde geçer, ancak bir kısmı midede kalır ve bir araya toplanarak bir tüy yumağı haline gelir. Bu durumda da kediniz bu tüy yumağını kusarak vücudundan atar.

 

Kedi ve Köpeklerde Aşırı Tüy Dökme Problemi ile Nasıl Baş Edilir?

Tüyler ve Tüy yumakları evcil hayvan sahipleri ve eve gelen misafirler açısından rahatsız edici olabilir. Ancak bununla savaşmak için basit yollar vardır. Elbette hepimizin bildiği sıradan çözüm yollarından biri, pet sahipleri için özel üretilmiş elektrikli süpürgeler ya da kıyafetlerimizdeki tüyleri toplamak için olan silindir bantlardır. Farklı ipuçlarını değerlendirirsek;

En ideal, tüy dökme sorununuzun çözüme ulaşacağı nokta, evcil hayvanınızın kendisidir. Düzenli olarak taramak, eve saçılan tüyleri ciddi miktarda azaltacaktır. Evcil hayvanınızın da hoşuna gidecek olan tarama işlemi yalnızca onun sevmesiyle ilgili kalmayacak aynı zamanda kıyafetlerinizin üzerine yapışan tüylerden de sizi kurtaracaktır. Tarama işlemi, evcil hayvanınıza ayıracağınız kaliteli zamanın da göstergesi olacaktır.

Muhteşem bir öneri olarak, Bir lastik eldiveni ıslatarak, elinizle mobilyaların üzerinde gezdirin. Oluşan statikle tüyler mobilyadan eldivene yapışacaktır. Mobilyalarınıza yapışan tüyleri kolayca toplamak için su ve kumaş kremini karıştırıp, döşemelerin üzerine püskürttükten sonra silebilirsiniz. Bu da tüy temizliğinde size oldukça destek sağlayacaktır.

Evinizde bolca halı kullanıyorsanız, süpürme işleminden önce, halıların üzerine kabartma tozu serpin, bu toz sayesinde halıdaki tüyler, halıdan ayrılacak ve süpürme işleminde size daha güzel sonuç verecektir. Ayrıca halınızdaki kokuyu da gidermenize yardımcı olur.

Çamaşır makinasında yıkama için, makinenin gözüne beyaz sirke koyabilirsiniz. Bu işlemde otomatik yıkamaya destekçi olarak, tüylerin gevşemesini ve daha fazla tyden kurtulmanızı sağlar.

Evcil hayvanınıza ait olan yatağı sık sık çamaşır makinesinde yıkayın ve yıkama işlemi tamamlandıktan sonra mutlaka makinanın içinde kalmış olabilecek tüyleri kontrol edin ve hatta gerekirse boş bir durulama işlemi yapın.

Evcil hayvanınızın tüy dökme sıklığı ve tüy sağlığının beslenme ile ilgili de olduğunu unutmayın. Mutlaka tüy sağlığını güçlendirecek ona iyi gelen marka mamaları ve takviyeleri tercih edin.

 

Kediler ve Köpeklerde Tüy Dökülmesini Önlemek için Nasıl Beslemeliyim?

Kedi ve Köpekler için genel anlamda tüy dökmeleri normaldir. Ancak aşırı hale gelmesi bazı noktaları değerlendirme isteyecektir. Mevsim değişiklikleri, hormonal dengesizlikler, bazı hastalıklar, alerjiler, parazitler tüy dökülmelerinin aşırıya kaçmasında temel sebepler olabilir. Normal süreçte olan tüy dökülmelerini aza indirmek için temel beslenme programına, evcil hayvanınızın tüy sağlığına iyi gelecek mama tercihi yaparak başlayabilirsiniz. İçeriğinde, prebiyotik lifler, yüksek kaliteli protein, bağırsak sağlığı destekleyici içerikler ve cilt besleyici E vitamini ve Omega 3 – 6 barındıran hassas mide ve deri sağlığını destekleyen mamaları tercih etmek, tüy dökme sorunlarında büyük ölçüde yarar sağlayacaktır.

Kediler günlerinin büyük bölümlerinde dilleri yardımı ile kendi tüylerini taramaktan hoşlanırlar. Ve elbette bu durumda evinizde etrafta göreceğiniz tüylere ve tüy yumaklarına sebep olur. Kedinize destek olmak için, Tüy yumağı oluşumunu önleyici ve destekçi mamaları ve takviyeleri beslenme programlarına koyabilirsiniz. Antioksidanlar, yağsız proteinler ve omega 3 içeren besinler kedinizin tüy sağlığını korumada size yardımcı olacaktır. Mamaların içeriğindeki doğal lifler tüy yumağı oluşumunun önüne geçer ve diğer destekçi besinler de kedinizin genel sağlığını destekler.

Mama tercihi sırasında, evcil hayvanınızın neden tüy döktüğü de önemlidir. Alerji, stres ya da hastalıklara bağlı olan dökülmeler için temel beslenmenin dışına çıkarak, veteriner hekiminizin uygulayacağı beslenme programı çok daha destekleyici ve tedavi sonuçlu olacaktır. Parazitler, kedi ve köpeğinizin cilt yapısını bozarak tüy dökülmesini artırabilir ya da bazı hastalık durumlarında, cilt tedavisinin ötesinde, köpeğiniz veya kedinizin farklı klinik tedavilere ihtiyacı olabilir. Yaşadığınız sorunun değerlendirmesine göre mutlaka veteriner hekiminizden destek almayı unutmayın.

Kedi veya köpeğinizin tüy dökülmesinin arkasındaki nedenler önemlidir. Veterinerizin gözlemi ve tedavi planı bazen mama seçimlerinin ötesinde tedavi sonuçlu olacaktır. Veteriner hekim duruma göre aşağıdaki tedavileri uygulayabilir;

 

Mantar önleyici tedavi

Veteriner hekim parazit ya da saçkıran teşhisi yaparsa, tüy dökülmesinin önüne geçmek için parazit aşıları ya da mantar önleyici tedaviler uygulayacaktır.

Alerjiden korunmak için diyet planı

Alerjik bir cilt yapısına sahip evcil hayvanınız olabilir ve bu tip tedaviler normalden daha uzun sürecektir. Ancak veteriner dermatolog hekim yardımı ile, sorun teşhiz edilip, belirlenen gıdalardan uzaklaşması onlar ve size daha rahat bir yaşam verebilir.

 

Stresi azaltma planı

Kedi ve köpeklerde strese bağlı tüy dökme sorunları oldukça yaygındır. Boyle bir durumdan şüpheleniyorsanız, veteriner hekiminiz stres nedenini bulmada ve tedavide size yardımcı olabilecek tavsiyelerde bulunacaktır.

 

Hastalıkların Belirlenmesi

Bazı cilt problemleri ve tüy dökme sorunları, altta yatan başka ciddi rahatsızlıklardan kaynaklanıyor olabilir. Bu durumda en doğru teşhis ve tedaviyi veteriner hekim uygulayacaktır. Daha basit olarak kediler, eklemlerinde ya da mesanelerinde oluşan aşırı ağrı sebebiyle aşırı bakım uygulayabilir, Veteriner hekim bunun tespiti ile, kedinin basitçe ağrısını önleyerek, o bölgelerde tüy dökülmesinin de önüne geçecektir.

Elbette evcil hayvan sahipleri için basit ama temel çözüm olarak; deri ve tüy sağlığını destekleyici, bilimsel olarak formüle edilmiş bir mama tercihi, her iki tarafın da mutlu olmasını sağlayacaktır. Onların tüm sağlık bakımları çok değerlidir.


28/Kas/2022

Herpes virüs enfeksiyonu, Feline Herpes virüs Tip-1’in (FHV-1) sebebiyle ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıktır. Virüs her yaşta kediye bulaşabilir ve hem evcil hem de sokak kedilerinde görülebilirler. Diğer tüm virüsler gibi bu virüs türü de kendine özgüdür. Kedilerde üst solunum yolu rahatsızlığı ve göz çevresindeki dokuların, göz kapaklarının ve göz kapağı iç kısmının iltihaplanması belirti ve neden olarak gözlemlenebilir.

 

Kedilerde herpes virüsü enfektesi Nasıl olur?

Kedilerde de bulaşıcı virüslerin yayılması, biz insanlardaki ile hemen hemen aynıdır. Kedilerde virüs yayılması, virüsle doğrudan temas yoluyla enfekte olur. Enfekte olmuş başka bi kedinin solunum, tükürük veya gözlerinden gelen akıntılarla yayılır. Bir kedi, enfekte olmmuş bir kediden ya da enfekte kedinin temas ettiği cansız nesnelerden (oyuncak, kıyafet vb. diğer eşyalar) temasla, bu bulaşıcı hastalığa yakalanabilir.

 

Kedilerde Herpes virüs ne kadar sürede bulaşıcı hale gelir?

Kediler FVR ile enfekte olduklarında, 2 ile 5 gün arasında virüsün kuluçka dönemi vardır. Bu kuluçka döneminde de herpes virüs bulaşıcı özelliğindedir. Ve kedilerde semptomları gözlemlenmeye başlanır ancak genellikle semptomlar ortaya çıktığında aktif olan enfeksiyon 10-20 gün yaşayabilir.

Bu virüs ile enfekte olmuş tüm kediler, bu virüsün taşıyıcısıdır. Çoğu durumda, virüs gizli olarak kedinin vücudunda saklanmasıdır. Aktif olmadan, hayatta kalarak, kediler bu virüsü saklamaya devam ederler. Stres ya da hastalık gibi durumlarla tekrar etkinleşir ve virüs tekrar bulaşıcı haline geri döner. Herpes virüs tekrar aktif hale geldiğinde, kedide üst solunum yolu belirtileri gözlemlenmeye başlanabilir. Ancak, tekrar aktifleşen herpes virüse sahip olan tüm kedilerde semptomlar gözlemlenmez.  Virüsü aktif olarak saçan tüm kediler, diğer tüm kediler için risk oluşturur.

 

Virüs dış ortamda ne kadar süre hayatta kalır?

Enfekte olmuş bir kediden dış ortama tükürük vb. yolla sıçrayan virüsler, nemli oldukları sürece hayatta kalabilirler. Neyse ki, bu ıslak salgılar oldukça kısa bir sürede kurur ve virüs bu şartlarda yaşamına devam edemez. Ellere ya da diğer cilt yüzeylerine bulaşan salgılar yaklaşık yarım saat gibi bir süre hayatta kalabilirken, cansız nesnelere bulaşan salgılar (battaniye, oyuncaklar, halılar, temizlik bezleri, çöp kutuları, su ya da mama kapları vb.) yaklaşık olarak 18 saate kadar bulaşıcı olmaya devam ederler. Fakat normal durumlar cercevesinde salgılar hızlıca kurur ve enfeksiyon ölür.

 

Herpes Virüs Nasıl Yok Edilir?

Dezenfeksiyon sistemleriyle virüs rahatça ve kolaylıkla yok edilebilir. Virüsün bulaştığı tüm yüzeyler özenle temizlenmelidir. Çamaşır suyu ile dezenfeksiyon oldukça etkili olacaktır. Virüsle temas etmiş tüm nesneler 5 dk süre ile çamaşır suyuna batırılmalıdır. Battaniye ve kıyafet gibi eşyalar, çamaşır makinesinde sıcak su ve çamaşır suyu ile normal yıkamada yıkanarak virüsten kurtulunabilir.  Çamaşır suyu kullanımına uygun olmayan eşya ve nesnelerde, bol sabun ve su ile iyice yıkanarak dekontamine edilebilir. Döşemeli mobilyalar, ilgili temizlik malzemeleri ile temizlenebilir ancak bir kedi tarafından kontamine olmuş bir mobilya bir süre için virüs kaynağı olarak hizmet eder.

Enfekte bir kedi ile haşır neşir olduktan sonra mutlaka eller bol su ve sabun ile yıkanıp (tırnak içlerinin derin temizliği sağlanarak) ardından alkol bazlı el dezenfeksiyonu kullanarak iyice dezenfekte edilmelidir.

 

Herpes Virüs enfeksiyonu için en çok hangi kediler risk altındadır?

Tüm kediler herpes virüs ile enfekte olabilir ancak, enfeksiyon için bebek kediler ve kronik rahatsızlığı olanlar daha büyük risk  altındadırlar. Pasif virüs taşıyıcı olan gebe kedilerin yavruları doğumdan sonra enfekte olabilirler. Bu yavru kedilerde semptomlar genellikle doğumdan birkaç hafta sonra gözlemlenebilir ve enfeksiyon ciddi sonuçlara yol açabilir.

 

Herpes Virüs enfeksiyonunun klinik belirtileri nelerdir?

Herpes Virüs için genel belirtiler; burun, boğaz ve göz akıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı, aşırı göz kırpma, şaşılık ve berrak ya da kalın sulu sarı ve yeşil renkte gözlemlenen iltihaplı göz akıntısı denilebilir. Bu virüs ayrıca kornea ülserine neden olabilir. Kronik ve şiddetli olan enfeksiyon durumlarında kornea yaralarına ve göz kuruluğuna neden olabilir. Diğer spesifik olmayan semptomlar ateş, yorgunluk (uyuşuk ve yavaş hareketlerle gözlemlenebilir.) iştahsızlık gibi durumlardır.

 

Herpes Virüs  nasıl teşhis edilir?

Birkaç farklı enfeksiyon türü, kedilerde üst solunum yolu hastalıklarına neden olabilir. Bu virüsün teşhisinde ilk gözlemlenen durum, kedinin kornea enfeksiyonunun gözlemlenebilmesidir. Öncelikle kedinin tıbbı geçmişi, fizik muayene bulgularıyla veteriner hekim tarafından teşhis edilir. Kedinin gözyaşı durumunu değerlendirebilmek için veteriner hekim Schirmer gözyaşı testi uygulamasıyla, virüsün varlığını teşhiste etkili dayanaklardan destek isteyebilir.

Herpes virüs partiküllerinin tanımlaması için, burun, göz ve boğazdan akıntı örnekleri alınabilir. Ancak virüs pasif halde kedide beklemedeyse, teşhisi fiziki muayene ya da testlerle teşhis etmek oldukça zordur.

Herpes Virüs Enfeksiyonunun Tedavisi Nedir?

FVR’nin neden olduğu komplike olmayan bir enfeksiyon durumunda kediler genellikle semptomatik olarak tedavi edilir. Tedavi, veteriner hekimin teşhisine ve kedinin gösterdiği spesifik belirtilere göre şekillenir.

Gözlerdeki akıntı durumları, göz ilaçları ile tedavi edilir. Gözlerde oluşabilecek kalıcı hasarların önüne geçmek adına agresif olarak uygulanacak bir tedavi yöntemi oldukça önemlidir. Antibiyotikler yavru kedilerde, bakteriyel enfeksiyonların hastalığı komplike hale getirmesini önlemek için sıklıkla veteriner hekimler tarafından reçete edilir. Haplar, yemek borusunda ciddi hasarlara yol açabilecekleri için, ilaçlar sıvı formda uygulama gerektirir. Hap kullanılması gerekiyorsa üzeri kapatılmalı ve sonrasında en az 6 ml su verilmelidir.  Mutlaka ve mutlaka veteriner hekiminizin uygulayacağı tedavilere uymak ve onların bilgisi dışında hareket etmemek, kedinizin sağlığı için çok önemlidir.

 

Evdeki diğer kediler enfeksiyon riski altında mı?

Akut FVR enfeksiyonu olan bir kedi, kuluçka döneminde ve semptomların ortaya çıkmasından sonraki üç haftaya kadar diğer kedilere bulaşabilir. Taşıyıcı olan bir kedi her zaman diğer kedilere bulaştırabilir. Aşılanmamış, genç veya altta yatan kronik sorunları olan kedilerde enfeksiyon riski artar. Yeterince aşılanmış yetişkin kedilerde muhtemelen sadece hafif bir hastalık vakası gelişir ve bu durum tedavi olmaksızın düzelebilir. Etkilenen kediler, hastalığın daha fazla yayılmasını önlemek için diğer kedilerden izole edilmelidir. Herhangi bir bulaşıcı hastalığın bulaşmasını en aza indirmek için yeni bir kediyi evinizdeki diğer kedilerden en az bir ila iki hafta izole etmek her zaman ihtiyatlı bir davranıştır.

 

Ailem risk altında mı?

Kedilerde herpes virüs neden olduğu bulaşıcı hastalıklar yalnızca kedilerde bulaşıcıdır. Ancak bazı durumlarda üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olan bakteriyel enfeksiyonlar olabilir. Bu tip durumlardan kendinizi korumak için bol su ve sabunla ellerin hijyeni önemlidir. Kediniz hastaysa, ailenizden herhangi biri solunum yolu enfeksiyonu belirtileri geliştirirse aile hekiminize danışın.

 

Herpes Virüsün sebep olduğu Hastalıkları Önlemenin Yolları

Kedilerde bu hastalığı önlemenin en önemli yolu aşılamadır ancak VR aşısı, kediniz virüse maruz kalırsa enfeksiyonun oluşmasını tamamen engellemez. Enfeksiyonun şiddetinin önemli ölçüde azaltarak, hastalığın hafif belirtilerle atlatılmasını sağlar. Bu virüslere karşı katı bağışıklık uzun vadeli değildir ve yüksek dozda virüse maruz bırakılarak üstesinden gelinebilir. Bu nedenle, FVR aşısının düzenli olarak desteklenmesi gerekmektedir. Veteriner hekiminiz, kediniz için yaşam tarzına ve hastalık riskine göre önerilen takviye programı hakkında size tavsiyede bulunacaktır.

Kedi aşıları hakkında daha fazla bilgi sahibi olun.

 






Dr. Pati ® Üsküdar Veteriner Kliniği

Biz Kimiz?

Dr. Pati ® Üsküdar Veteriner Kliniği, diğer bölgelerdeki klinik tecrübelerindeki hizmet kalitesini Üsküdar’da devam ettirmek için kurulmuştur.


HIZLICA ARAYIN

0533 498 96 62



ZİYARET EDİN

Barbaros Mah. Nuhkuyusu Cad. No:76 Üsküdar



Sosyal Hesaplarımızı Takip Edin



Copyright by Dr. Pati ® 2020.    KVK Aydınlatma Metni